Başbakan’a ‘çalışamaz’ raporu vereceklerdi

”Ergenekon” davasında tanık olarak dinlenilen merhum Başbakan Bülent Ecevit’in eski koruma amiri ve eski DSP Milletvekili Recai Birgün, Ecevit’in 2002 yılındaki rahatsızlık ve evdeki tedavi sürecini anlattı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tanık olarak dinlenilmek üzere çağrılan Recai Birgün’ün kimlik tespitinin ardından sanıklarla bir husumetinin olmadığını söylemesi üzerine Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın avukatı Dilek Helvacı söz aldı. Helvacı, Birgün’ün, 29 Nisan 2009 tarihli savcılık ifadesinde, Haberal ve Bülent Ecevit’in tedavisine katılan 13 doktor ile aralarında davalar bulunduğunu söylediğini hatırlattı. Bu nedenle Haberal ile Birgün arasında ciddi husumet bulunduğunu ifade eden Helvacı, tanığın dinlenilmesinden vazgeçilmesini istedi. Ancak Birgün’ün davaların bittiğini söylemesi üzerine, mahkeme heyeti, tanıklığa engel bir durum olmadığına karar verdi.

Ardından ifade veren Birgün, kendisinin izinli olduğu bir dönemde Bülent Ecevit’in sırtında oluşan ağrı nedeniyle Başkent Üniversitesi Hastanesi’ne götürüldüğünü, kendisinin de hastaneye gitmesiyle Mehmet Haberal ile tanıştığını söyledi. Aradan 11 yıl geçtiğini belirten Birgün, Ecevit’in tedavisinin ardından eve gönderildiğini söyledi ve şöyle devam etti:

- NAHOŞ ŞEYLER: O dönemde MGK, Bakanlar Kurulu toplantısı ve Kıbrıs Zirvesi yapılacaktı. Ecevit bu üç toplantıya katılmak istiyordu. Doktorlar gelip muayene ettiler. Bu toplantılardan bir gün önce yapılan muayenenin ardından Ecevit’in toplantılara katılabileceğini söylediler. Ama toplantıya gitmeden öne sabah muayene etmek istediler. Sabahki muayenede ’siz kıpırdamışsınız’ diyerek, katılmamasını söylüyorlardı. Bir gün önceki duruma göre, toplantılara katılacağı şeklinde basına bildiriyorduk. Ama, ertesi gün katılamıyordu. Basında nahoş şeyler yazıldı.

- ŞÜPHELENDİK: 1 gün önce ’iyisin’, sabah gelince de ’kıpırdamışsın, his kaybı olmuş’ deyince Rahşan Hanım ile biz şüphelendik. Bülent Ecevit kalkıp geziyordu. Her sabah bahçeye çıkıp gazeteleri okuyordu. Rahşan Hanım ile tedavi sürecinde yaşadıklarımızı, tedavi sürecini değerlendirdik. 8 ay evde istirahat etmesini gerektirecek durumunun olmadığını değerlendirdik. Bu durumu da Bülent Ecevit’e söyledik.

- ARKADAŞIM GELDİ: Benim yakın arkadaşım olan ortopedist Mücahit Pehlivan’ı söyledim. Kabul ettiler. Gazeteciler 24 saat nöbette olduğu için gece yarısı Mücahit Pehlivan’ı eve soktuk. Elle ortopedist muayenesini yaptı. ’Bir çökme var ama, geçmiş’ dedi. Yürüyebileceğini, bir sıkıntı olmadığını söyledi. Ben de ’senden belge istiyorum, bu Başbakan’ dedim. Bunun üzerine özel bir poliklinikten seyyar röntgen cihazlarını gece eve soktuk. Çekilen filmlere göre de, çökmenin düzeldiği, risk kalmadığı söylendi. Bunu Bülent Ecevit’e söyledik.

- SEZER SÖYLEDİ: Bunun üzerine Başkent Üniversitesi Hastanesi’nden gelen doktorları kabul etmedik. Bir bahane buluyorduk. Ecevit’in hastaneye gelmesi konusunda çağırıyorlardı. O dönemde DSP yöneticileri olan Zeki Sezer, Emrehan Halıcı ve Tayfun İçli ziyarete geldi. Hastaneye gitmemesi gerektiği, giderse ’çalışamaz durumda’ rapor verileceği şeklinde duyum aldıklarını söyleyerek, ’hastaneye gitmesin’ denildi. Hastaneye gitmedik. Sonuçta Ecevit 2006 yılına kadar gayet sağlıklı yaşadı. Beyin kanamasından vefat etti.”

İlk kez duruşmaya katıldı

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’de görülen Ergenekon Davası’nın tutuklu sanığı CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal ilk kez duruşmaya katıldı. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, tanık olarak dinlenen Recai Birgün’ün beyanlarında Haberal’ın isminin de geçtiğini belirterek, Silivri 5 No’lu Cezaevi’nde kalan Haberal’ı duruşmaya çağırdı.

Çağrılması üzerine Mehmet Haberal, öğleden sonra tanık Recai Birgün ifade verdiği sırada duruşma salonuna girdi. Duruşma salonuna gelen Haberal, salonda ilk olarak avukatlarının bulunduğu tarafa yakın olan sırada oturdu ve avukatları ile sohbet etti. Ardından CHP İzmir Milletvekili tutuklu sanık Mustafa Balbay, Haberal’ın yanına oturdu. Haberal ve Mustafa Balbay bir süre sohbet etti. Ergenekon soruşturması kapsamında Mehmet Haberal, 17 Nisan 2009 tarihinde tutuklanmıştı. Uzun bir tedavi sürecinin ardından 15 Mart 2011’de Silivri Cezaevi’nde getirilmişti. Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan üçüncü iddianamenin sanığı olan Haberal, yaklaşık 3 yıldır devam eden yargılama sürecinde de duruşma salonuna gelmemişti.

Tutuklu vekillere ziyaret

Almanya Federal Meclisi Sosyal Demokrat Partisi (SPD-Sozialdemokratische Partei Deutschlands) Milletvekili Rolf Mützenich ile CHP Milletvekilleri Atilla Kart ve Faruk Loğoğlu, tutuklu CHP Milletvekilleri Prof. Dr. Mehmet Haberal ve gazeteci Mustafa Balbay’ı Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti. Görüşmenin ardından cezaevinin bitişiğinde bulunan duruşma salonun önünde basın mensuplarına açıklama yapan Almanya Dışişleri Bakanlığı komisyon üyesi de olan Rolf Mützenich, bağlı bulunduğu parti adında Federal Almanya Dışişleri Bakanlığı bilgisi ve müsaadesiyle resmi bir ziyarette bulunduğunu söyledi. Seçilmiş iki milletvekilini ziyaret etmeyi görev olarak kabul ettiğini ifade eden Mützenich, bu görüşmenin cezaevinde olmasının kendisini çok duygulandırdığını söyledi. Türkiye’deki parlamenterlerin durumunu takip ettiklerini belirten Mützenich, Fransa’daki seçimlerin ardından Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesi için yeni bir olanak doğduğunu, bu noktadaki değerlendirmelerinin ise insan hakları ve hürriyetlerin Türkiye’de ne şekilde değer gördüğü konusunda olacağını vurguladı.Atilla Kart da Türkiye’de demokrasinin olmadığını savunarak, artık Avrupa’dan heyetlerin resmi görevlendirmelerle bu süreci takip ettiğini söyledi. Kart, bugünkü ”Ergenekon” davasında Recai Birgün’ün tanık olarak dinlenildiğini hatırlatılması üzerine, öğlen arası verildiği için duruşmayı takip edemediklerini söyledi. Kart, Haberal ile Birgün’ün tanıklığı konusunu ise konuşmadıklarını ifade etti.

PROF. HABERAL’IN SAĞLIK RAPORU

Bir kişi daha ifade verdi

Ergenekon davasının tutuklu sanığı CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın hastaneden taburcu edilebileceğine ilişkin raporun mahkemeden saklandığı iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında dün bir kişinin ifadesine başvuruldu. Soruşturma aşamasında daha önce de raporu hazırlayan iki doktor tutuklanmış, daha sonra serbest bırakılmıştı. Aynı soruşturma kapsamında dün de Çağlayan ’daki İstanbul Adalet Sarayı’na Prof. Haberal’ın yanında çalıştığı öğrenilen H.E gelerek “şüpheli” sıfatıyla ifade verdi.

Sabah saatlerinde avukatı ile birlikte adliyeye gelen H.E yaklaşık 30 dakika Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar ’a ifade verdi. Savcılık ifadesinin ardından serbest bırakılan şüphelinin tedavi sürecinde Prof. Dr. Haberal’ın yanında olduğunu belirttiği ancak raporla bir ilgisinin bulunmadığını söylediği öğrenildi. (Damla Güler / VATAN İSTİHBARAT)