Canan Karatay'dan gençlerle ilgili açıklama! 'Çoğu kısır çünkü vücutlarında müsilaj var'
Canan Karatay, genel olarak sağlık durumumuzun kötü olduğunu söylerken, özellikle gençlerin durumunu daha da kötü buluyor. Karatay, "Eğer adetlerinizin döngüsü bozulduysa, eğer 30’lu yaşlarda menopoza girdiyseniz veya erkeklerde sperm azalması arttıysa bilin ki sizin vücudunuzda müsilaj var." diyor. İşte Canan Karatay'ın açıklamaları...

Posta'dan Alev Gürsoy Cimin, Canan Karatay'la röportaj gerçekleştirdi. Genel olarak sağlık durumumuzun kötü olduğunu belirten Karatay, özellikle gençlerin durumunu bayağı kötü buluyor.

Nasılsınız, nasıl gidiyor hayat?
Sağlık iyi olunca her şey iyi oluyor. Haftada dört gün hastanede bayağı yoğun çalışıyorum, bazen yoruluyorum ama çalışmak, üretmek ve insanlara yardım etmek beni mutlu ediyor.

Gündemin etkisi büyük ama genel olarak uzun zamandır herkes çok mutsuz ve çoğumuzun çeşitli sağlık sorunları var. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Bu dediğiniz çok doğru. Bir fotoğraf gördüm internette. 1970’lerdeki plajları gösteriyor. Herkes incecik. 2021’deki plajlara bakın; şişman olmayan yok, resmen enine genişliyoruz. Mutsuz, tatminsiz, sevgisiz hale geldik. Bunda gıdaların etkisi büyük! Sağlıksız olan bireyden mutlu olmasını bekleyemezsin.

Ne sağlıklı bilmiyoruz ki… Her uzman da farklı bir şey söylüyor. Ne yapmalıyız?
Korkun ama korkmak yetmez. Bilinçli olacaksınız, seçerek sorgulayarak alışveriş yapacaksınız. Başkasının fikrini emir olarak almak olmaz! Kendi sağlığınızı, kendi elinize alacaksınız.

Siz, market alışverişlerinizde nelere dikkat ediyorsunuz?
Ben hayatım boyunca market yoğurdu yemedim. Katkı maddesi konulan, raf ömrü uzasın diye koruyucu kimyasallar basılan her türlü paketli üründen bomba görmüş gibi kaçın!

Genç nesli sağlık açısından nasıl buluyorsunuz?
Genç nüfusun hepsi hasta. Bugün 20- 30 yaşında çocuklar geliyor; 3 kalem, 4 kalem ilaç kullanıyorlar. Bana gelen hastalardan biliyorum. 30 yaşındaki hanımlar menopoza giriyor artık. Sonra hepsi tüp bebek için sıraya giriyor. Sadece kadınlar değil, beyler de öyle… Bütün bunlar kimyasalların vücutta yaptığı hormonal bozukluk yüzünden! Marmara’da müsilaj olmasının nedeni dezenfektan ve deterjanlardı. Eğer adetlerinizin döngüsü bozulduysa, eğer 30’lu yaşlarda menopoza girdiyseniz veya erkeklerde sperm azalması arttıysa bilin ki sizin vücudunuzda müsilaj var.

“Her şey sağlıksız” deniyor. Peki, biz ne yiyeceğiz?
Kimyasaldan, sentetik olandan uzak duracaksınız. Her şeyden önce üreticiler ‘glikofosat’ denen tarım zehrini kullanmayacak gıdalarda! Meme ve prostat kanseri yapan sebeplerden biri budur. Sonra ben, “Ekmek yemeyin” deyince kızıyorlar. Kardeşim ben, “Tarım zehirleriyle yıkanmış buğday yemeyin” diyorum.

Sağlıklı bir birey olmak için güne nasıl başlamalıyız?
Kahvaltı günün en önemli öğünüdür, atlamayın. Mutlaka tabağınızda 2-3 yumurta olsun. Menemen de bol peynirli omlet de olur. Peyniriniz muhakkak şirden mayalı olmalı. Mevsimine göre tarladan gelmiş domates olabilir. 30-40 tane zeytin yenebilir. “En sağlıklı meyve olarak ne yiyeyim?” diye soruyorsunuz, “Zeytin yiyin” diyorum işte!

Ramazan ayında beslenmemizde nelere dikkat etmeliyiz?
Türkiye’de su tüketimi çok az. Halbuki vücudun sulanması çok önemli; toprağın sulanması gibi. O da bir günde olmuyor. Normalde Ramazan’dan 5-10 gün önce yeterli su ve tuzun vücuda girmesini sağlamamız lazım. Orucun ilk günlerinde ilk şikayet baş ağrısı oluyor genellikle. Bunun sebebi tuz ve su azlığıdır. Gece sahura kalkınca mutlaka bir bardak aç karnına su içilmesi lazım.

İftar ve sahur için beslenme tavsiyeleriniz neler?
Sahurda yumurta yemeli. Süper bir besindir. Omlet yapıldığında ya da tereyağına kırıldığında, menemen yapıldığında güçlü bir besindir. Bütün günün enerjisini sağlayabilir. Yağsız protein hiçbir işe yaramaz. Onun için bol tereyağlı yumurtayı öneriyorum. Peynir çok önemli. İlaçlanmamış zeytin ve zeytinyağı, tereyağı önemli. İftar sofralarında hazır çorbalar kesinlikte tüketilmemeli. Evde yapalım çorbamızı. Tembellik yapmayalım!

Büyük deprem felaketi yaşadık. Oradaki insanlar oruç tutmalı mı?
On binlerce kişi kaybettik. On binlerce kişi evsiz barksız, yiyeceksiz kaldı. Bu, bir nevi savaş durumudur. Savaşta, seferi halinde oruç kaza edilebilir. Dinimizde vardır. Ama, “Ben tutacağım” diyorlarsa, sağlıkları izin veriyorsa tutsunlar, tutabilirler elbette.

Zaman zaman size çok yükleniyorlar. Önerilerinize itiraz ediyorlar. Bu durum size ne hissettiriyor?
Eskiden üzülürdüm ama artık üzülmüyorum çünkü insanlar gerçekleri görmeye başladı. Hâlâ hakkımda devam eden 95 tane soruşturma var. Halk anladı ama endüstri anlamadı. Ben bir hekim olarak, bir kalp hastalıkları ve mütehassısı olarak konuşuyorum. Hastalansak bile bu hastalıkların hiçbirinin genetik olmadığını, düzeltmenin kendi elimizde olduğu anlatıyorum. Halkın sağlığını istediğim için bana düşman oluyorlar.