Artık Mesut Özil, İrfan Can Kahveci yok artık o var! 'Seni daha ne kadar öveceğiz'
Ülker Stadı'nda Göztepe'yi 2-0'lık skorla deviren ve yenilmezlik serisini 10 maça çıkaran Fenerbahçe'de Galatasaray derbisinde performanslarıyla ayakta alkışlanan bazı futbolcuların dün akşam aynı oyunu sergileyememeleri dikkatlerden kaçmadı. İşte Fenerbahçe - Göztepe maçının ardından yazar yorumları ve 90 dakika sonrasında yaşanan o gelişmeler...
Spor Toto Süper Lig Ahmet Çalık Sezonu'nun 33. haftasınsa Fenerbahçe, Kadıköy'de Göztepe'yi ağırladı. Fenerbahçe; Serdar Aziz ve Arda Güler'in attığı gollerle karşılaşmadan 2-0 galip ayrıldı ve galibiyet serisini 5 maça çıkardı. Spor yazarları Fenerbahçe'nin Göztepe'yi 2-0 mağlup ettiği karşılaşmayı değerlendirdi.
ŞANSAL BÜYÜKA
Fenerbahçe, geride bıraktığımız hafta Galatasaray karşısında çok iyi sonuç almış olsa bile çok iyi oynamamıştı. Futbolu buna rağmen hafta boyu çok abartıldı. Fenerbahçe, Göztepe maçına adeta golle başlamasına rağmen, sonraki dakikalarda hep geriye gitti. Göztepe, başlangıçta yediği golün şaşkınlığını attıktan sonra Fenerbahçe’yi Fenerbahçe’nin silahıyla durdurdu.
Göztepe önde bastı. Böylece Fenerbahçe’nin önde basmasını, hızlı ve organize ataklarla çıkmasını engelledi. Nitekim, ilk yarıda önce Moubandje’nin, sonra Tjaniç’in vuruşlarını kaleci Altay önledi. Halil’in şutu kılpayı dışarı çıktı.
Oysa Fenerbahçe, duran toptan kazandığı golün dışında, ilk yarıyı yarım pozisyon bulamadan tamamladı. Hem de kalesinde büyük tehlikeler yaşayarak... İrfan Can’ın hakkını yemişiz. Sahada dursa, kalitesi yeter... Oynadığında zaten sonucu değiştiriyor. Özellikle ilk yarıda çok arandı. Mert Hakan, Galatasaray maçının çok gerisinde kaldı.
Bitmedi, Osayi Samuel‘in kanadından Göztepe çok geldi. Bu pozisyonlarda Rossi hiç dönmedi, savunmaya hiç yardım etmedi. Serdar Dursun topla hiç buluşamadı. Ferdi, kişisel oyun merakından çok top kaybetti.
Fenerbahçe belki de erken golü de bulunca, “Nasıl olsa kazanırım” anlayışına kapıldı. Ancak kaleci Altay’ın çıkardığı iki top olmasa, ilk yarı sonunda soyunma odasına yenik giden taraf olurdu.
İkinci yarıda fazla değişen birşey olmadı. Sahada durgun Fenerbahçe karşısında, diri Göztepe vardı. Fenerbahçe pozisyon bulmakta zorlandı ama ilk yarıda olduğu gibi Göztepe’ye “bol keseden” pozisyon da vermedi.
Maçın başından sonuna kadar “canavar” gibi oynayan, sahanın her yerini dolaşan, her tehlikeyi büyümeden bastıran adeta “deli danalar” gibi dolaşan, daha doğrusu “canını dişine takıp koşan” Crespo vardı.
Bu nasıl bir kondisyon, bu nasıl bir yürek, bu nasıl bir takımdaşlık duygusu... Nerede bir topa müdahale gerekiyorsa, savunmada, hücumda, orta alanda; her yerde Crespo vardı...
Fenerbahçe’nin penaltısını kullanmak için topu eline alan Valencia’nın, seyircinin isteği üzerine topu Arda‘ya bırakması, çarpıcı bir “Abilik” örneğiydi. Göztepe 9 maçtır kaybediyordu. Fenerbahçe yenilgisi ile bu seri 10 maça çıktı. Yazık... Koca Göztepe takımı, “dönülmez akşamın ufkunda” gibi...
Tıpkı geçen hafta Galatasaray maçında olduğu gibi Fenerbahçe’nin en iyi maçlarından biri değildi. Ama Fenerbahçe kazanmayı alışkanlık haline getirdi. Biraz kımıldaması bile kazanması için yetiyor. Göztepe maçı da kımıldayarak kazandığı maçlardan biri oldu.
MESUT KALE
Geçtiğimiz hafta ezeli rakibi Galatasaray’ı ezici bir üstünlükle yenen Fenerbahçe, dün gece Yeni Malatyaspor’dan sonra ha düştü ha düşecek dediğimiz Göztepe’yi konuk etti. İsmail Kartal, derbide cezalı duruma düşen İrfan Can Kahveci’nin yerine, ilk 11’e Pelkas’ı ekledi. Son 8 maçın 7’sini kazanan sarı-lacivertlilerde artık tribünler ne olursa olsun tam destek halinde… Her maç kapalı gişe...
Maça taraftarın gücünü de arkasına alarak müthiş bir baskıyla başlayan Fenerbahçe, 5. dakikada Serdar Aziz ile öne geçen golü korner atışından buldu. Golden sonra da baskısını sürdüren sarı-lacivertlilerin 2. golü 20. dakikada Miha Zajc’ın müthiş vuruşuyla buldu ama belki de haftanın golü diyeceğimiz bu pozisyon VAR’a takıldı ve ofsayt nedeniyle iptal edildi.
Sarı-lacivertlilerin baskısını yavaş yavaş kıran konuk ekip Göztepe oyuna ortak oldu. İlk yarıya harikaya başlayan Fenerbahçeli oyuncularının, ‘Ne de olsa kazanırız’ düşüncesi, oyunun hakimiyetini kaybetmesine neden oldu. Üstüne üstlük bir de 31. dakikada Pelkas sakatlanınca, ileri uçtaki hücum çeşitliliği iyice azaldı. Szalai’yi, Pelkas’ın yerine oyuna dahil oldu, İsmail Kartal, Ferdi’yi sol öne geçti.
Maçın belki de kırılma noktası diyebileceğimiz 41. dakikada Göztepeli Tijanic’in yüzde yüzlük gol şutunu Altay kornere çeldi. Sarı-lacivertliler müthiş başladıkları ilk yarıyı kötü bitirdi. İkinci yarıya da ilk yarıdaki kadar etkili başlayamayan Fenerbahçe ileride çoğalamadı, hücumda üretkenlik gösteremedi. Fenerbahçe’de İrfan Can’ın yokluğu çok hissediliyordu.
Tribünler “Arda Güler” diye seslenirken, maçın 67. dakikasında İsmail Kartal kötü gidişata ‘dur’ diyecek hamleyi yaptı. Serdar Aziz, Serdar Dursun ve Mert Hakan'ı kenara alan tecrübeli teknik adam yerine Arda Güler, Valencia ve Berisha'yı oyuna dahil etti. Sol beke tekrardan Ferdi geçti.
Fenerbahçe hücumdaki tüm etkisini kaybetmişken bu değişiklikler hem tribünleri hem de sarı-lacivertleri yeniden canlandırmıştı. Yeniden etkili hücum etmeye başlayan Fenerbahçe, Arda Güler’in harika pasını gole çeviremeyen Rossi’ye yakınırken VAR devreye girdi. Rossi tam bomboş kaleye topu göndereceği sırada arkadan Moubandje’nin yaptığı hareket, ‘bariz gol şansını engelleme’ nedeniyle penaltı olarak değerlendirildi.
Topun başına Valencia geçecekti ancak tribünlerdeki Arda Güler sesleri sonrası Ekvadorlu yıldız topu genç yıldıza bıraktı. Daha 17. yaşında Türk futbolunun ve Fenerbahçe’nin umudu olan Arda, Süper Lig’de 3., takımının da 2. golünü kaydetti. Golden sonra Arda, Göztepe kalesine müthiş bir şut bir de Rossi’ye harika bir pas attı ama Uruguaylı değerlendiremedi.
Fenerbahçe maçı 2-0 kazanırken serisine 3 puan daha yazdırdı. İsmail Kartal son 9 maçında 8 galibiyet alarak gelecek sezon için yönetimin kafasını karıştırmaya devam ediyor. Ancak bu Fenerbahçe’nin olmazsa olmazı İrfan Can Kahveci bu akşam mumla arandı. Ne zaman Arda Güler oyuna girdi, Fenerbahçe’nin oyun zekası yerine geldi. Bir diğer kırılma noktası ise Altay Bayındır’ın ilk yarıdaki iki kurtarışı.
Arda Güler’e tekrar gelirsek... Artık seni daha ne kadar öveceğiz. Arda’yı 30 dakikada izlemek artık bir sporsever olarak bana yetmiyor. İsmail Hoca eğer Szalai yerine Arda Güler’i alsa oyunu daha erken koparabilirdi.
