Gazete Vatan Logo

Karşılıksız çekler patladı!

Sanayici hükümetten ‘tazyik hapsi’ istedi

Karşılıksız çeklerde büyük artış olması ve piyasanın tıkanması üzerine sanayici hükümete ‘tazyik hapsi’ni önerdi. Tazyik hapsi; karşılıksız çek verenin borcu oranında hapis yatması, borcunu ödeyince hapis cezasının kalkması temeline dayanıyor. Söz konusu hapis, ceza kanunlarına göre verilmiyor.

Hükümetin hapis cezasını kaldırmasının ardından, piyasada karşılıksız çek sayısı patlayınca “tazyik hapsi” gündeme geldi. Karşılıksız çeklerde büyük artış olunca, piyasaların tıkandığını belirterek feryad eden sanayici çözüm formülü önerdi. Güvensizlik oluşunca kimsenin birbirinden çek kabul edemediğini savunan sanayiciler, piyasada yaşanan kaosa çözüm bulmak için hükümete “tazyik hapsi” önerisi getirdi. Tazyik hapsi, karşılıksız çek verenin borcu oranında hapis yatması, borcunu ödeyince hapis cezasının kalkması temeline dayanıyor. Söz konusu hapis, ceza kanunlarına göre verilmiyor ve karşılıksız çek verenin suçu kamuya karşı bir suç niteliği taşımıyor. Merkez Bankası başta olmak üzere ekonomi yönetiminin de, çeklerde yaşanan bu kaos ortamına son verecek bir çözüm arayışında olduğu belirtiliyor.

Merkez Bankası tarafından bankalara duyurulan karşılıksız çek sayısı 2012 Ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 56.1 oranında artışla 81 bin 857 adete yükselmiş, 2012 yılı Ocak-Ağustos döneminde birikimli karşılıksız çek sayısı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 56.4 oranında artarak 561 bin 702 adete ulaşmıştı. MB başkanı Erdem Başçı da durumu yakından izlediklerini söylemişti. ASO Başkanı Nurettin Özdebir, gazetecilerle yaptığı sohbette, karşılıksız çekler başta olmak üzere son dönemde ekonomide yaşanan son gelişmelerle ilgili değerlendirmeler yaptı. Özdebir, Çek Yasası’nda hapis cezası kaldırılırken oluşturulmasına karar verilen Risk Merkezi’yle ilgili ciddi bir beklentileri olmadığını belirtti.

‘Hapis, alacağımı kurtarmıyor’

Özdebir, “Borçlanacak kişilerin, TC no ile istihbarat bilgisi almasının mümkün olacağı ifade ediliyor. Ne kadar işler? Herkesin mahremini herkese açarlar mı? Bu tartışmalı bir durum. Ama en önemlisi geçmişi olmayan bir şirket ne yapacak, yeni kurulan bir şirket iş yapamayacak mı?” diye konuştu. Özdebir, yeni durumda yaşananları şöyle anlattı: “Çekte yeni düzenlemeyle şimdi piyasada bir boşluk oluştu. Yıllardır çalıştığımız insanlar bile firmasını boşaltıp, paravan bir firma kuruyor, buradan karşılıksız çek verip, kendisi ciro etmiş gibi gösteriyor. Sonra da patlıyor. Artık kimse kimsenin çeklerini kabul etmiyor. Mesela yıllardır çalışan temiz isimleri olan bazı firmalar, bir başka paravan şirket kurmak yoluyla, o şirketin çekini kendine ciro edip, o çeki mal aldığı yere verip, müşterinin çeki ödenmemiş gibi patlatıyor. Çek piyasasında yeniden güveni sağlamak lazım.”

Çözüm olarak literatürde “tazyik hapsi” diye bilinen bir öneri getirdiklerini söyleyen Özdebir, şöyle devam etti:

“Bu şöyle bir sistem. Sen bu borcu yerine getirene kadar ben seni bağlarım, borcunu yerine getirince bırakırım, demek. Çekte hapis cezası dönemi böyle değildi. Alacaklı olarak, adamın hapse girmesi beni kurtarmıyor. Ben paramı geri alabilmek istiyorum. Ama amaç kötü niyetlilere engel olabilmek. Tazyik hapsinde hapis cezası, adli sicilinize geçiyor, ticari sicilinize geçiyor ama devlete karşı bir suç olmuyor. Ceza kanununa göre cezalandırılmıyor. Borcunuzu ödeyince hapis cezanız kalkıyor, serbest kalıyorsunuz.”

Babacan’ın ayakları üşümesin diye ek vergi mi ödeyeceğiz?

Nurettin Özdebir, hükümeti, ek vergi getirmek yerine, gelişmeleri önceden öngörerek harcamalarını kısmaması nedeniyle eleştirirken, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Babacan’a da sert çıktı. Özdebir, şunları söyledi: “Ek vergilerle zaten likidite sıkıntısı içinde olan firmaları daha fazla likiditeye ihtiyaç duyar hale getirdiniz. Ekonomi yönetimi dedi ki, ‘Bu sene büyümeyi yüzde 4’e çekeceğim’. Bu ekonomiyi yavaşlatmak demek. Bütçenin ana geliri ithalat üzerinden alınan vergiler. Senin bu gelirlerin azalacağını hesaplaman lazım. Ayağını o yorgana göre uzatman lazım. Büyümeyi düşüreceğim diyorsun ama hiç ayaklarını toplamayı düşünmüyorsun. Sayın Babacan’ın ayakları üşümesin diye ek vergi istiyorsun. Bunu ilkokul öğrencisi dahi düşünebilir. O zaman bunu düşünseydin harcamalarını kıssaydın.”

Karşılıksız çek verenlerin yüzde 90’ı önceden mimli

Kredi Kayıt Bürosu (KKB) Genel Müdürü Kasım Akdeniz, son üç ayda karşılıksız çek keşide edenlerin yüzde 90’ına yakınının daha önce de karşılıksız çeki olduğunu belirtti. Akdeniz, ”Son üç ayda karşılıksız çek keşide edenlerin yüzde 90’ına yakınının daha önce de karşılıksız çeki var. İlk defa karşılıksız çek keşide edenler aylık olarak bu müşteri kitlesinin yüzde 10’u. Biz ağustos ayı için ilave inceleme yaptığımızda karşımıza şöyle bir resim çıktı. Ağustos ayında karşılıksız çek keşide eden 20 bin 910 kişi var, bunların yüzde 87’sinin daha önceden karşılıksız çeki var. Yüzde 13’ü sadece Ağustos ayında ilk kez karşılıksız çek keşide etmiş. Bu yüzde 13’lik kısmı bir kenara ayırıp, bunların da risk raporlarını aldığımızda bunların yarısından daha fazlasının aynı zamanda bankalara geçmiş bir kredi borcu olduğunu görüyoruz” açıklamasını yaptı.

Haberin Devamı