Gazete Vatan Logo

Doğal gaz fiyatlarıyla ilgili flaş gelişme! Faturalara yansıyacak, indirim...

Doğal gaz fiyatlarıyla ilgili son dakika açıklaması geldi. Tüm aboneleri yakından ilgilendiriyor. Doğal gaz fiyatları düşecek. Doğal gaz faturalarına indirim gelebilir. Resmen duyuruldu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Karadeniz'den çıkarılacak doğal gazla ilgili önemli açıklamalarda bulunarak, 'Bu gazı üretip sistemi başladığımız andan itibaren tüketiciye yani daha doğrusu vatandaşımıza yansımış olacak. Mühendislik çalışmaları tam netleşmedi ama bizim yaptığımız ilk çalışmalarda ilk yıl 3 ila 5 milyar metreküp sisteme girmiş olacağız. Sonra da toplamda 2027-28’e geldiğimizde 15 ila 20 milyar metreküp sisteme gaz basmış olacağız. Yapılan tüm çalışmalar şu anda ithal ettiğimiz gaza göre buradan çıkacak gazın maliyetinin daha ucuz olacağını gösteriyor. Rakam bugünden vermek doğru değil, çünkü günün sonunda yatırımlar yatırım miktarları netleşecek. Ayrıca gazın bir çıkartma, işletme maliyetleri var bunları da koyacağız ve burada işin ekonomi neyi gerektiriyorsa o şekilde hareket edilecek. Ama tüm öngörüler, tüm çalışmalar bugün ithal ettiğimiz gaza göre buranın çok daha ekonomik bir maliyet bize sunacağını gösteriyor' ifadelerini kullandı.

Doğal gaz fiyatlarıyla ilgili flaş gelişme! Faturalara yansıyacak, indirim...

Bir televizyon kanalında canlı yayına katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Özellikle son birkaç yıldır Türkiye’nin hem karada hem de denizde petrol ve doğal gaz arama faaliyetlerini artırdıkça tabi TPAO’nun önemi daha öne çıkmış olduğunu ifade ederek, “Ağustos’ta Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı önce 320 milyar metreküplük bir rezerv, arkasından Ekim ayında yine aynı sahada yani Tuna-1 kuyusundan bahsediyorum. 85 milyar metreküplük ilave keşifle 405’i bulmuştuk. Bu sene biliyorsunuz işte daha 1-2 ay oldu yeni bir keşif daha açıkladık Amasra-1 kuyusunda 135 milyar metreküplük, böylece 540 metreküplük bir rezerve ulaşmış olduk” dedi.

“DERİN DENİZDE SONDAJ FAALİYETLERİ YAPMAK İSTEYEN ÜLKELERDEN BİZE BİR TAKIM TALEPLER, TEKLİFLER GELİYOR”

TPAO’nun sadece Türkiye’de değil, Türkiye dışında da birçok sahada bazen kendi, bazen de uluslararası şirketlerle ortak olarak o sahaları işletmeye başladığını ve devam ettiğini belirten Dönmez, “Bundan sonra da yine o operasyonlara devam edecek. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum, biz milli şirketimiz gurur duyuyoruz, ama petrol endüstrisinde sadece kendi topraklarınıza bağlı kalarak veya kendi denizlerinizde bir iş yaparak büyüme şansınız sınırlı” dedi.

Haberin Devamı

Rusya’da sahaları, Afganistan’da arama faaliyetleri ve Irak’ta üretimleri olduğunun altını çizen Dönmez sözlerine şöyle devam etti:

“İç savaş öncesi Libya’da faaliyetlerimiz vardı Afrika’da. Şimdi bu denizdeki operasyonlarla birlikte aslında tabi güzel gelişmeler de yaşıyoruz. Özellikle offshore da derin denizde sondaj faaliyetleri yapmak isteyen ülkelerden bize bir takım talepler, teklifler de gelmiyor değil hem Karadeniz’de hem de Akdeniz’de. Şu an da önceliğimiz biraz daha kendi gazımızı süratle çıkartmak olduğu için onlara böyle çok kısa vadeli olumlu dönüşler yapamıyoruz, ama orta uzun vade de Türkiye petrolleri bu tecrübesini hem karada elde etmiş oldu hem de denizlerde elde etmiş olduğu tecrübesini dünyanın muhtelif sahalarında da artık gösterebilecek duruma gelmiş durumda.”

Haberin Devamı

“KEŞİFLERDEN EMİNİZ”

“İlk keşif kuyusuyla birlikte birtakım hesaplamalar yapılıyor yani petrol endüstrisinin bu keşifleri hesaplamada kullandığı birtakım yöntemler var, o yöntemleri Türkiye Petrolleri de kullanıyor ve açıklanan rakamlar o hesap yönteminin içerisinde kalan rakamlar. Sonrasında ise o sahanın muhtelif yerlerinde 3-4 tane kadar tespit kuyusu açıyoruz. Bu tespit kuyusu ilk önceki sondajda elde ettiğimiz verilerin teyidi ve aynı zamanda üretim kuyusu da olarak kullanılabilecek. O sahadan ben o petrol ya da gazı bir anlamda nasıl üretirim? Onun mühendislikte kullanılacak projelendirmede kullanılacak parametrelerini elde ediyorum. Bu mesela şimdi belki ekrana da yansıyor oradan da söyleriz. Dolayısıyla orada biz o tespit kuyularını da açtık, o tespit kuyularında çıkar bilgiler ve verilerde ilk Tuna-1’de açıkladığımız verileri teyit ediyor. Bu üretilebilir rezerv miktarı yani orada üretilemeyecek, sahada kalabilecek gaz miktarını biz hesaplara dahil etmiyoruz dolayısıyla, üretilebilir ortalama bir değerden bahsediyoruz. Ama sahada üretim başladığında belki bazı rakamlar da oynama olabilir üç aşağı beş yukarı ama bu normalde keşif hesaplama yöntemlerinde dünyada petrol endüstrisinin kullandığı yöntemler ve hesaplama metodolojisiyle uyumlu. Yani bu böyle bir sahayı Türkiye Petrolleri bir başka firma da bu çalışmayı yapmış olsaydı bu rakamları açıklayacaktı.”

Haberin Devamı

“TÜRKİYENİN ON YILLIK GAZ İHTİYACINI KARŞILAYABİLECEĞİZ”

Şu anda 540 milyar metreküplük bir rezervimiz var. Türkiye’nin ortalama 50 milyar metreküp civarında bir tüketimi var. Öyle bakınca 10 yılın üzerinde teorik olarak yetiyor. Ama bu biz 10 yıl buradan gazı alacağız, üreteceğiz, 10 yıl dışarıdan almayacağız anlamına gelmiyor, burada birde bunun günlük ve yıllık üretim miktarı var bu sahaların. Bizim hesaplarımız 2023 gibi ilk üretime başlarız, muhtemelen de 2027-2028’de plato dediğimiz maksimum seviyeye ulaşır. Sonrasında bu sahanın başlangıç üretimiyle nihai üretimi arasında yaklaşık bir 25-30 yıllık bir üretim planı planlıyoruz hazırlık yapıyoruz. O çerçevede baktığımızda bugünkü tüketim verilerini dikkate aldığımızda neredeyse yüzde 30-35 arasındaki gaz ihtiyacımızı karşılamış olacağız ki, Türkiye şu anda yüzde 1’lerini üretebiliyor yani tüketimimizin ancak yüzde 1’ni üretebiliyoruz.

Haberin Devamı

KARADENİZ GAZI İÇİN FİNANSMAN VE TEKNOLOJİ

“Finansmanıyla alakalı şöyle çalışıyoruz: Şimdi burada iş grupları planlandı, deniz altında yapılacak işler var, sondaj işleri var, borulama işlemleri var, kıyıda yapacağımız terminal işlemleri var bunlar parça ihale ediliyor. İhale edilirken de finansman dahil teklif alıyoruz. Finansmanı getirmez biz bulursak ne kadar olur onu alıyoruz ve orada bizim için en uygun çözüm hangisiyle oradan yürüyoruz. Burada mesela malzeme tedarikleri bağlandı büyük oranda, ağırlıklı olarak da dış finansman, belli oranda öz kaynak kullanarak dış finansman kullanarak devam edeceğiz. Dolayısıyla, bizim şu andaki öngörülerimize göre çok ilave bir finansman temin etmeden bu işi sonuna kadar götürebilecek gibi gözüküyoruz.

Derin deniz operasyonlarında dünyada tecrübesi, pratiği olan çok fazla ülke ve şirket yok. Bilinen şirketleri biz davet ediyoruz, çalışmamızı anlatıyoruz, speklerimiz şartnamelerimizi hazırlıyoruz, ona göre de tekliflerimizi alıyoruz. O tekliflerden sonra da hem teknik hem de maliyet açısından en uygun teklifi tercih ediyoruz ve onlarla sözleşme yapıyoruz. Burada zaman zaman belki bir Avrupalı şirket olabiliyor, zaman zaman Amerikalı, zaman zaman yerli firmalar da bazı işlere talip olabiliyorlar dolayısıyla bu alanda tecrübe kazanmış, küresel olarak tecrübe kazanmış tüm firmalarla bu anlamda iş birliği yapıyoruz. Bu sizin bana sorunuz da söylemiş olduğunuz konunun açıklaması bu şekilde. Yoksa sahanın sahibi aslında ana operatör Türkiye Petrolleri.”

“BU GAZI ÜRETİP SİSTEMİ BAŞLADIĞIMIZ ANDAN İTİBAREN VATANDAŞIMIZA YANSIMIŞ OLACAK”

“Bu gazı üretip sistemi başladığımız andan itibaren tüketiciye yani daha doğrusu vatandaşımıza yansımış olacak. Mühendislik çalışmaları tam netleşmedi ama bizim yaptığımız ilk çalışmalarda ilk yıl 3 ila 5 milyar metreküp sisteme girmiş olacağız. Sonra da toplamda 2027-28’e geldiğimizde 15 ila 20 milyar metreküp sisteme gaz basmış olacağız. Böyle baktığınızda aslında konutların ihtiyacı Türkiye’de de plato döneminde hemen hemen bu Sakarya Gaz Sahasından karşılanacak demektir. Ama ilk yıldan itibaren bunun etkilerini görmeye başlayacağız.”

“YERLİ GAZ DAHA UCUZA MAL OLACAK”

“Yapılan tüm çalışmalar şu anda ithal ettiğimiz gaza göre buradan çıkacak gazın maliyetinin daha ucuz olacağını gösteriyor. Rakam bugünden vermek doğru değil, çünkü günün sonunda yatırımlar yatırım miktarları netleşecek. Ayrıca gazın bir çıkartma, işletme maliyetleri var bunları da koyacağız ve burada işin ekonomi neyi gerektiriyorsa o şekilde hareket edilecek. Ama tüm öngörüler, tüm çalışmalar bugün ithal ettiğimiz gaza göre buranın çok daha ekonomik bir maliyet bize sunacağını gösteriyor. Derin denizde şüphesiz maliyetler yani şöyle Muharrem Bey’in haklı olduğu bir taraf var bir karadaki üretim maliyetlerine göre, yatırım ve işletme açısından tüm dünyada olduğu gibi bizde de daha pahalı olacak. Ama bizim avantajımız şu: Şimdi biz Türkiye’ye gazı nereden ithal ediyoruz? Rusya’dan, Azerbaycan’dan, İran’dan. Oradan binlerce kilometre uzaktan boru hatlarıyla bu gaz buraya taşınıyor. Ve doğal gaz piyasasında şu mantık var: Piyasada bir son nihai toptan satış fiyatı var, ama birde kuyu başına gittiğinizde orada bir üretim maliyeti var. Her zaman üretici taşıyıcı olmaz, taşıma şirketleri yani boru hatlarını işleten şirketler farklı yatırımcılar da olabilir. Bizim avantajımız kıyıya evet 150 kilometre belki yüksek gelebilir, ama binlerce kilometre uzakta Sibirya’daki bir gaza göre veya bir Hazar Denizinde çıkan veya İran Pas bölgesinde körfezde çıkan gazına göre taşıma maliyetlerini dikkate aldığınızda burası ekonomik olacak, bütün öngörülerimiz o şekilde.”

“İTHALAT BAĞIMLILIĞIMIZI AZALTACAĞIZ”

“Bu yılsonu itibariyle yaklaşık 8 milyar metreküplük kontrat sonlanıyor. Şu anda yenilemeyle alakalı müzakereler devam ediyor, yılsonuna kadar öyle tahmin ediyorum sonuçlanır. Onun dışında LNG’yle alakalı kontratlarımız var, onların bazılarının süreleri tamamlanacak. Bugündün bütün kontratları sonlandıracağız diye bir şey söylememiz söz konusu değil. Hala demin de ifade ettiğim gibi kendi talebimizi bu sahadan karşılama imkanımız yok teorik olarak. Dolayısıyla, ithalata bağımlılığımız devam edecek, ama bugünkü seviyelerde olmayacak, çok daha düşük seviyelerde olacak.”

“Biz yakın bir geçmişe kadar sadece boru hatlarıyla üç ülkeden doğal gaz ithal ediyorduk. Rusya, Azerbaycan ve İran. Sadece bir tane LNG terminalimiz vardı Marmara Ereğlisi. Buna Ege’de bir özel sektör terminali eklenmişti hatırlarsanız. Sonra da biz son birkaç yılda iki tane FSRU daha ekledik yani FSRU yüzer mobil doğal gaz depolama ve gazlaştırma ünitesi. Ertuğrul Gazi bir tanesi, bir yine özel firmaya ait bir tesis daha var. Bunlarla birlikte biz boru gazına bağımlılığı ciddi oranda azalttık. LNG’nin şöyle bir avantajı var: Amerika’dan da, Afrika’dan da, Asya’dan da gemiye yükleyip bu doğal gazı buraya getirebilirsiniz uygun şartları, uygun fiyatları yakaladığınızda bu gazları getirip sistemi basabilirsiniz. Bizim bu dört tan LNG terminalimiz teorik olarak baktığımızda doğal gaz ihtiyacımızın yarısını yani rahatlıkla karşılayabilecek kapasitede. Dolayısıyla, boru gazına bağımlılığımızı biz azaltmış olduk. Şimdi yeni stratejimiz şu: Gerek LNG yani sıvı doğal gaz, gerekse boru gazında en ucuz kaynaktan başlayarak sıralayacağız ihtiyacımızı ve dolayısıyla, bu bizim müzakerelerde bir yerde sizin dediğiniz gibi pazarlık gücümüzü artıracak. Daha esnek kontratlar yapabileceğiz. Belki daha kısa, orta dönem kontratlar yapacağız daha önceleri bu özellikle boru gazı kontratları 25 yıl, 30 yıl, 40 yıl süreyle yapılıyordu. Sebebi de şu: Henüz daha boru hattınız yok, uzun dönemli bir kontrat alacak ki satıcı o kontratla boru hattını da yapabilsin. Çünkü içinde al ya da öde yükümlülükleri var. Bu sadece burası için de değil, Avrupa’da şimdi yeni rotalar, yeni güzergahlar var biliyorsunuz. Orada da ilk boru hatları yapıldığı zaman kontrat süreleri mümkün olduğu kadar uzun oluyor. Kısa dönemli olursa fiyat yükselir doğal olarak uzun dönemli yapılır. Şimdi bizim kontratlarımızın bu anlamda yenilenme sürelerinin gelmesi bizim elimizi bu anlamda güçlendirecek, daha esnek, daha piyasa odaklı fiyatlarla, rekabetçi fiyatlarla, belki daha kısa süreli kontratlarda ülkenin menfaatine olabilecek kontratları yapma imkanına kavuşmuş olacağız.”