Gazete Vatan Logo

Hamile veya emziren anne oruç tutabilir mi?

Hamileliğin ilk gününden itibaren çevrenin de etkisiyle anne adayları ve emziren annelerin beslenme alışkanlıklarında zaten değişiklikler oluyor. Bol çeşitli, her zaman bulunamayan zahmetli yemeklere, enerji içeriği yüksek de olsa hayır demek pek mümkün değil! Hele ramazanda… Ramazanda formunuzu nasıl koruyacaksınız bir bakalım.

Ramazanda yeme alışkanlıklarımızın değiştiğini hepimiz biliyoruz. Bu değişikliklerin nedeni, karbonhidrat, protein, yağ alımı ve alınan besin öğelerinin kalitelerindeki farklılıklar. Normalde 3-4 öğün yemek yenirken ramazan boyunca 24 saat dilimi içinde bu 2 öğüne düşer. Bu dönemde beslenme açısından yaygın uygulama, iftar yani oruç açarken büyük bir öğün, sahurdaysa hafif öğünle yemek şeklinde. Beslenmedeki bu önemli değişikliğe bakıldığında genel olarak vücuda alınan toplam yiyecek alımında nispeten bir sınırlanma olur. Bu durumun enerji alımındaki azalmaya bağlı olarak kilo kaybına neden olacağı düşünülür. Ama bu kural böyle işlemeyebilir. Çünkü göz ardı edilmemesi gereken ve yoğun olarak tüketilen iftar sofraları ve ardından yatıncaya kadar süren özellikle ramazana özgü besinlerden oluşan karbonhidrat ağırlıklı bazı atıştırmalarımız devam eder. Peki anne adayları ve emziren anneler oruç tutabilir mi? Yanıtı yazımızda…

DİKKATLİ BESLENMELİYİZ
Oruç tutumu boyunca en çok merak edilen ve bilim adamlarınca tartışılan konuysa vücudumuzda oluşan metabolik olayların ne yönde değiştiği. Tüm bilimsel veriler değerlendirildiğinde oruç tutan sağlıklı kişilerde vücudun denge mekanizmaları öyle korkulacak düzeyde elektrolit düşüklük yaratmaz. Araştırmalar, bedenin pH dengesinin bozulmadığı yönünde. Yeter ki ne çok yiyelim ne de az. Çünkü bazıları kilo alacağım korkusuyla çok az yemek yiyor. Bazısıysa tam tersi endişeye kapılıp aşırı yemek yiyebiliyor. Evet dikkatli, dengeli beslendiğiniz sürece hamile ya da emziren anneyseniz oruç tutabilirsiniz.

ARAŞTIRMALAR TUTABİLİRSİNİZ DİYOR
Fas Üniversitesi’nden Bener ve arkadaşlarının 2001 yılı Birleşik Arap Emirlikleri’nde yaptıkları bir araştırma, ramazan boyunca oruç tutmanın anne sütü içeriğini değiştirmeyeceğini savunur. Araştırmada yaş ortalaması 27 olan, 26 sağlıklı emziren anne incelenmiş. Her anne ramazanın ikinci, dördüncü haftalarında ve ramazan bittikten iki hafta sonra iki doktor tarafından gözlenmiş. Total yağ, laktoz, protein, total yoğunluğu, yağsız sıvı yoğunluğu, trigliserid ve kolesterol değerlerinin analizi için anne sütü örnekleri toplanmıştır. Ramazanda ve ramazandan sonra alınan anne sütü örneklerinde hiçbir belirgin değişiklik olmadığı görülmüştür. Sadece ramazandan sonraki ölçümlerde trigliserid ve kolesterol konsantrasyonlarında çok küçük bir düşüş gözlenmiş ama bu düşüş çok önemli ölçüde olmamış. İşte bu araştırma bize, ramazanda oruç tutmanın anne sütünün içeriğinde bir değişik yaratmadığını gösterir.

SU ALIMINA DİKKAT EDİN
Birçok nedene bağlı olarak ramazanın ilk günlerinde vücut su miktarlarında belirgin bir kayıp gözlenir. Ama son haftasıyla birlikte vücut suyundaki bu değişim, ramazan öncesine yakın değerlere ulaşır. Geçtiğimiz kasım ve aralık ayları arasında Hacettepe Üniversitesi Köksal ve arkadaşları, Ankara’da konuyla ilgili bir araştırma yapmış. Başlangıçla ramazan sonrasındaki vücut su miktarlarında, diğer çalışmalardan farklı olarak önemli bir değişiklik olmamış. Vücut su miktarındaki en fazla kaybın, ramazanın ilk haftasında olduğu belirlenmiştir.
Ramazan süresince vücut suyundaki azalma, mevsime bağlı olarak da değişkenlik gösterir. Ramazan süresince öğün sayısı ve sıklığındaki azalma, buna bağlı olarak iştahta oluşan değişimler nedeniyle enerji ve besin öğesi alımlarında da değişiklikler olabilir.

ORUÇ ANNE SÜTÜNÜ AZALTMAZ
Ankara Hacettepe Üniversitesi beslenme ve diyetetik bölümünden Rakıcıoğlu ve arkadaşları, 2006 yayınlanan araştırmalarında ramazanda oruç tutmanın anne sütü içeriğine etkisini incelemişler. Birçok faktör anne sütünün hacmini ve bileşimini etkiler. Bunlardan biri de annenin günlük beslenmesi. Araştırmada, ramazan sırasında ve bittikten 2 hafta sonra, yaşları 17 ile 38 arasında değişen, gönüllü 21 emziren anneden anne sütü örnekleri alınmış. Araştırmacılar sonuçta, ramazanda oruç tutmanın anne sütünün makro besin öğesi içeriği üzerinde belirgin bir değişiklik yapmadığını ve buna bağlı olarak bebeğin büyüme ve gelişmesini etkileyecek hiçbir kötü sonuç oluşturmadığını bulmuşlar. Mikro besin öğesi içeriğinden sadece çinko, magnezyum, potasyum düzeylerinde belirgin bir fark oluşmuştur. Anne sütü içeriğinden çok annenin besin alımları ramazanda oruç tutmaktan dolayı etkilenir diyebiliriz.

HAMİLELER ORUÇ TUTABİLİR
Genel olarak bugüne kadar yapılan beslenme önerilerinde hamilelikte oruç tutmakla ilgili olumsuz bilgiler mevcut. Oysa çalışmalar, anne adayının herhangi bir sağlık sorunu ve hamilelik riski yoksa isteğe bağlı olarak oruç tutabileceğini gösterir.
Ankara Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden Kızıltan ve arkadaşlarının 2005 yılında yaptıkları araştırmada ramazan sırasında hamilelerin, biyokimyasal parametreleri ve besin öğesi statülerini incelemişler. 49 gönüllü oruç tutan hamile ve kontrol grubu olarak 49 oruç tutmayan hamile incelenmiş. Yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, anne adaylarının oruç tutmalarının sağlıkları üzerine herhangi bir zıt etki göstermeyeceği anlaşılmış.
Ramazanda güneşin doğuşundan batışına kadar geçen süre boyunca, besin ve sıvı alımındaki azalma nedeniyle sadece, enerji depolarındaki tükenmeye bağlı olarak metabolizma yavaşlayabilir.

ORUÇ KALORİ SINIRLAMASI DEĞİL
Hamilelik sürecinde sağlıklı kilo alımının bebeğin gelişimi açısından önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Özellikle 2. üç aylık dönemde kilo alımının olmaması düşük doğum ağırlıklı bebeklerin dünyaya gelmesinde çok önemli. Bunun derecesi açısından günümüzde bilim adamlarının ortak görüşü var. Oruç tutmak bilindiği gibi kalori kısıtlaması değil. Hatta iftar ve sahurda dengeli bir beslenme yapıldığında annenin sağlıklı kilo alması da sağlanabilir. Oruç süresince hamile olan ve olmayanların açlık durumlarının benzer olduğu, metabolik değişikliklerin de benzer olduğunu gösteren çalışmaların olması, kan şekeri, insülin düzeylerinde bile değişikliklerin oluşmaması sağlıklı hamilelerin de oruç tutabileceğini gösterir.

RAMAZANDA SAĞLIKLI BESLENMEK ŞART
Özellikle oruç tutarken yeterli ve dengeli besin alımı sağlayamayanlar, sistemik hastalığı olup metabolik kontrolü iyi olmayanlar, günlük belirli zaman dilimlerinde ilaç almak gerekliliği olanlara, oruç tutmanın sakıncalarını mutlaka anlatın.
İftar zamanı mideye aşırı yüklenmemek yapılabilecek ilk kural olmalı. Bu dönemde azalan öğün sayısıyla az öğüne uyumda güçlük yaşayabilirsiniz. Aç kalabilirim, ertesi günü orucumu tutarken zorlanabilirim korkusuyla çok yemeyin. Oruç döneminde besinleri iyi çiğneme oluşabilecek hazımsızlığı ortadan kaldırabilir. Oruç tutarken öğün dengesi çok önemli. İftar ve iki küçük ara ve mutlaka sahurla toplam 4 öğün beslenmek en sağlıklısı.

SAHURSUZ ORUÇ TUTMAYIN
Yapılan birçok çalışmada ramazan boyunca besin tercihlerinde benzer özelliklerin olduğunu gösterir. Hepimizin bildiği gibi orucu açarken su ve kuru hurma tercih edilir. Genelde çorbalar ramazan sofralarının en önemli başlangıç besini. Birçok bilimsel çalışma ramazanda besin seçiminde % 80’inin çorbayı tercih ettiğini belirtir. Bunu peynir çeşitleri, sebze yemekleri ve çay-kahve izler. Ramazan bayramında etli yemekler, hamur tatlıları, sütlü tatlılar ve börekler sofraları süsler.
Ana öğünlerde; çorba, et-tavuk veya balık gibi yağsız-derisiz et çeşitleri, sebze ve kuru baklagil yemekleri, çeşitli sebzelerden oluşan salatalar, bulgur, tarhana, erişte gibi tam taneli tahıllar, çavdar, tam buğday veya karışık-çok tahıllı ekmekler ve mutlaka hazmın kolaylaşması için komposto veya hoşafı olarak tercih edin.
Ara öğünlerde; taze mevsime uygun meyveler, dondurma veya sorbet, meyve veya sütlü tatlılar, kuru meyve ve yağlı tohumları öncelikli olarak tercih edebilirsiniz. İftarda doygunluğu sağlamak açısından sebzeli, peynirli börek de yenilebilecek sağlıklı besinler arasında.
Sahura kalkmak çok önemli, sahursuz oruç tutmayın. Çünkü sahurda yenilen hafif bir öğün gün boyu açlığı engelleyecek, açlık süresinin çok uzamasını engelleyerek oluşabilecek kan şekeri düşüşünü kontrol altına almayı sağlar. Yorgunluk, baş ağrısı, unutkanlık ve zihinde oluşacak dikkatsizliği önler.

BESLENMEDE İPUÇLARI
Ramazanda iftar sofralarında tercih edilecek besinlerin tok tutucu, insan sağlığı için gerekli besin öğelerini içeren, diyet lifi, vitamin ve mineralden zengin olması gerekir. Bu da tabii, oruç tutarken enerji yoğunluğu düşük beslenmek anlamına gelir.
Zeytinyağlı veya etli sebze yemekleri, sebze veya kurubaklagil çorbaları, bulgur veya kepekli pirinçten yapılmış pilav, kepekli makarna, haftada iki kere mutlaka fırınlanmış-ızgara veya buğulama balık, yağı görünmeyecek kadar kırmızı et, derisiz tavuk veya balık eti, taze kabuklu meyveler, ceviz fındık gibi sert kabuklu meyveler ve zeytin yağıyla hazırlanmış salatalar, tatlı olarak da demirle zenginleştirilmiş, vitamin ve mineral destekli, tahıl gevreği veya sütlü ve meyveli tatlılardan küçük parçalar, taze meyveler tercih edilmesi gereken besinlerden.
Buna ek olarak sıvı ve sulu yiyeceklerin az tüketilmesine bağlı olarak bağırsak hareketleri yavaşlar. İşte bu beslenmeye bağlı olumsuz yapılan tutum, yani diyet lifi içeren besinleri az yemek, karın kaslarının gevşemesine neden olur. Ayrıca halsizlik, karın boşluğunda gevşeme, kabızlık, karında şişliğe de neden olabilir.

Haberin Devamı