Gazete Vatan Logo

Dünyanın risk alan 22 bilim adamı arasına girdi

Dünyanın risk alan 22 bilim adamı arasına girdi

Çılgın Türk

ABD’de yaşayan Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, “National Geographic” dergisince dünyanın 22 “Risk Alan Kaşifi” arasında gösterildi. Şekercioğlu, Brezilya’dan Japonya’ya, Kenya’dan İzlanda’ya birçok ülkede tehditlere meydan okuyor, hükümetlere baskı yapıyor, sivil toplumu harekete geçiriyor. Böylece kuş türlerini ve ekosistemi koruyor.

Ekosistemin neredeyse en önemli destekçisi kuşlar için tehlike çanları çalıyor. Dünyanın sayılı kuş bilimcilerinden olan Biyolog Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu’nun yaptığı çalışmalara göre; 2100 yılı sonuna kadar neredeyse 2 bin 500 kuş türünün nesli tükenecek, Türkiye’deki kuş türlerinin yüzde 90’ı yok olacak. Çalışmalarını ABD’nin Utah Üniversitesi’nde sürdüren, 70’den fazla ülkede doğayı ve yaban hayatını araştıran Şekercioğlu, bugünlerde “Aras Nehri Kuş Cenneti”nin Tuzluca Barajı ile yok edilmemesi için mücadele veriyor. 38 yaşında bilim adamına, “ne olacak bu dünyanın hali” diye sorduk...

“National Geographic” dergisi sizi, “Risk Alan Kaşifler” arasında gösterdi. Bu nasıl oldu?

“National Geographic” yetkilileri kuruluşlarının 125’inci yıldönümünün şerefine dünyadan risk alan 22 kişiyi seçtiler. Diğer isimler arasında; okyanusun en derin noktasına inen yönetmen James Cameron; rekortmen paraşütçü Felix Baumgartner de var... Beni seçmelerinin sebebi ise; düzinelerce ülkede, birçok farklı kültürde ve doğanın içinde çalışan bir biyolog, ekolog, ornitolog ve doğa korumacı olarak işimin birçok risk içermesi. Son 20 yılda, 70’den fazla ülkede, Antartika dahil, 7 kıtada, her türlü şartta doğayı ve yaban hayatını araştırmak ve korumak için uğraştım. Ne yazık ki benim için en büyük risklerden biri, Türkiye’de doğa bilimci olmak! Yıllarımı verdiğim araştırma alanları, bir anda devletin eliyle yok edilebiliyor! 2005 yılında keşfettiğim ve 48 binden fazla kuşu halkaladığımız “Kars-Iğdır Aras Nehri Kuş Cenneti” Tuzluca Barajı’yla yok edilmek isteniyor. Şu an en büyük önceliğim, buranın korunması.



Türkiye çevrede SOS veriyor

Aras Nehri üzerine yapılacak HES’ler kuş cennetini etkileyecek mi?

Etkilemek ne kelime! Tamamıyla yok edecek. Yaklaşık 10 kilometrekarelik “Aras Nehri Kuş Cenneti” tamamıyla 45 metre derinliğinde Tuzluca Barajı’nın suları altında kalacak. HES’lerin varlığı doğaya nasıl yansıyor?

HES’ler, özellikle de baraj gölleri, kuruldukları yerlerde nehirlerin habitat ve canlı çeşitliliğinin önemli bir kısmını sular altında yok eder. Ülkemizde Çevre Etki Değerlendirmeleri (ÇED) çoğunlukla göstermelik olduğundan, bunlara da genelde uyulmadığından, giderek HES’lerin doğaya zararı çok olmakta. Örneğin “Aras Nehri Kuş Cenneti”de 249 kuş türü tespit ettik. Yani Türkiye’deki kuş türlerinin yüzde 52’si bu! Ama biyoloji konusunda hiçbir uzmanlığı olmayan yöredeki bir yetkili, “Burada 3-5 kuştan başka bir şey yok” diye alanı ve buradaki bilimsel çalışmaları küçümseyebiliyor.

Türkiye’de çevre nereye gidiyor?

Yale Üniversitesi, 2012 Dünya Çevre Performansı Endeksinde ülkemiz, maalesef çevre sağlığı ve doğa korumada 132 ülke sıralamasında 109’uncu oldu. Daha da üzücü olan, 2010 yılında 163 ülke arasında 77’nci olan ülkemizin sadece iki yılda 32 sıra gerilemesiydi.

SOS veren neresi var?

Neresi yok ki?!

Suriye’deki savaşta son kelaynaklar da yok oldu


Küresel ısınmayla ilgili doğacak olan çevre felaketlerinin kuş türleri üzerine etkileri neler?

Yaptığım bir çalışmaya göre, en kötü senaryolarda 2100 yılı sonuna kadar neredeyse 2 bin 500 kuş türünün nesli tükenebilir, Türkiye’deki bazi kuş türleri yüzde 90 azalacak. Ülkemizde de bazı kuş türleri 10 kat azalırken, bazı türler 10 kat artacak.

Ortadoğu’daki savaşlar kuşları nasıl etkiliyor? Göç yolları değişti mi?

Savaşlar ekosistemi çok olumsuz etkiliyor. Göç yollarındaki kuşlar ölüyor. 2002’de Suriye’de nesli tükenen son kelaynak grubu bulundu ve korumaya alındı. Bu kelaynaklara uydu takip vericisi de takıldı. Ama savaştan dolayı proje askıya alındı ve soyu tehlikedeki son doğal göç eden kelaynak nüfusu da yok oldu. Savaşlarda doğaya en çok zarar veren şey otoritenin yok olmasıdır. Otorite gidince doğal alanlar da korunamıyor. Göç yolları kuşların içgüdüleriyle binlerce yıldır gittikleri yollardır. Bu yollar değişmez. Savaşlarda yaşayan her şey yok oluyor. İç savaş hafiflerse, risk alıp Suriye’ye gideceğim ve son kelaynakların akıbetini araştıracağım.

“Yeşil azaldıkça, psikolojimiz bozuluyor”



“İstanbul’da neredeyse doğal habitat kalmadı. Kişi başına düşen yeşil alanda sağlıklı ortalamanın çok altındayız. Bu, insan psikolojisi için de çok zararlı. İnsanlarımızın öfke ve stresinin en önemli kaynağı. Avrupa ve ABD’de hayat standardının yüksek olmasının en önemli sebeplerinden biri, her kesimden ve gelirden insanın kolaylıkla yeşile, doğaya ve parklara ulaşabilmesidir. Bu demokratik bir haktır. Ülkemizde ise doğa içinde yaşamak giderek zenginlere özel bir lüks haline getirildi ve halkın çoğu betonun içine gömüldü. Öyle ki azınlık bir kesim bir yandan doğayı yok eden projelerle zengin olurken, öte yandan kendileri doğanın, yeşilin içinde milyon dolarlık evlerinde yaşıyorlar. Bu adil mi? ‘Doğanın altını üstüne getiriyoruz’ lafı artık gerçek oldu. Parkların altı otopark yapılacak diye, yer altındaki doğal ortamı yok edeceğiz, ağaçları kurutacağız. İstanbul’un kuzeyde ve batıdaki ormanları ve su havzası da üçüncü köprü, havalimanı gibi projelerle yapılaşmaya açılacak ve yok edilecek.”

Yaban hayatı koridoru yapılıyor

“Türkiye’nin ilk yaban hayatı koridorunun hayata geçmesi bir diğer önceliğim. 2008 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı’na önerdiğim ‘Türkiye’nin İlk Yaban Hayatı Koridoru Projesi’nin gerçekleşeceğini Veysel Eroğlu 2012’de Dünya Çevre Günü’nde, TBMM’de duyurdu. Şimdi bu koridor için gerekli olan ağaçlandırmanın bir an önce başlaması en büyük öncelik. Türkiye’nin ilk yaban hayatı koridoru; Sarıkamış Ormanları-Allahuekber Dağları Milli Parkı’nı, bölgedeki diğer ormanlara ve milli parklara bağlayarak, Sarıkamış’ın izolasyonuna son verecek. Ve burada yaşayan boz ayı, kurt ve vaşak gibi büyük alanlar gerektiren yırtıcı hayvanların Karadeniz ve Kafkaslar’ın geniş ormanlarına ulaşmasını sağlayacak. Bu projeyi benimseyen, destekleyen ve ağaçlandırmasını gerçekleştirecek olan bakanlık, Türkiye’de doğa koruma için çok önemli bir ilke imza atmış olacak. 162 km uzunluğunda ve 28 bin 533 hektarı kapsayan Türkiye’nin ilk yaban hayatı koridoru, birbirine bağlı 51 bin hektardan daha büyük bir korunan alan ağı oluşturacak.”

http://www.burakkara.net/

Haberin Devamı