Bahri Hoca savcılara kızdı, Ahmet ve Nedim tahliye oldu

Haberin Devamı

Ankara'da özel yetkili hakim ve savcılara yönelik eğitim semineri ve sempozyumların ilk gününde ceza hukukunun duayen isimlerinden Kültür Üniversitesi Hukuk Bölümü Dekanı Prof. Dr. Bahri Öztürk'ün sert eleştirileri vardı. Öztürk yakalama, tutuklama, kelepçe takılması ve her 3 kişinin bir araya gelmesine 'örgüt' denilmesini sert biçimde eleştirdi. Hem de çok sert. Ama işin ilginç yanı Bahri hoca net ve sert eleştirileri yaparken karşısında öğrencileri değil savcılar oturuyordu...

Öztürk seminerde önemli şeyler söylüyordu. "Ceza Muhakemeleri Kanunu'na bakın. Yakalama, tutuklama ve buna benzer temel hak ve özgürlükleri etkileyen unsurlar en son kullanılacak maddeler. Kollukla beraber delilden sanığa gidilir. Şüpheliye bütün delilleri topladıktan sonra, iddianameye hazırladıktan sonra 'gel' denilmelidir. Kanun da bunu gerektiriyor. Ama uygulamaya bakıyoruz; tam tersi. Daha hiçbir şey yokken yakalama, dört beş ay sonra da iddianame...

Tutuklama için kuvvetli suç şüphesi gerekir. Çünkü yaptığınız iş teşekkür edilmesi gereken bir işken eleştiri alıyorsunuz. Sabaha karşı baskınlar yapmak kanunun neresinde var? Gazeteciler de yanlarında gidiyor. Hani lekelenmeme hakkı? Hani masumiyet karinesi? Tek sıraya koyup götürülüyorlar... Bunlar olacak şey değil. Bunlar yansıyınca da toplum üzerinde adil olmayan bir algı oluşuyor. Bu çok yanlıştır. Basının gözü önünde yakalanan kişi otomobile bindirilirken kafasından tutup bastırıyor. Bu onur kırmaktır. CMK'ya göre kelepçe istisnadır. Yürümekte zorluk çeken kişiye neden kelepçe takılıyor? Amaç onur kırmak... İnsan haysiyetinin korunması CMK'nın en temel kuralıdır. Bizde üç kişi bir araya geldiği zaman örgüt olabilir. Bu konuda savcıların çok titiz olması gerekir. Polisin hazırlamış olduğu evrakla yetinmemeli. Örgüt olup olmadığının nitelemesini savcı da yapmamalı. Uyuşturucuyu görünce hemen örgüt diyorlar. İnanılmaz hata bunlar. Bu mahkemeler sadece uyuşturucu babalarıyla, terör ağalarıyla meşgul olabilse daha başarılı olunur. Bu mahkemelere, savcılıklara ihtiyaç var çünkü. "

Bütün bu konuşmaları yapılırken İstanbul Adliyesi'nden mutlu haberi aldım. Arkadaşlarımız Ahmet Şık ve Nedim Şener 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından serbest bırakıldı. Hem de oy birliğiyle. Tahliye gerekçesi de oldukça ilginçti. Hem 'suçun vasfı değişebilir' hem de 'uzun tutukluluk var' denilerek mahkeme tarafından serbest bırakıldılar... Bir yılı aşkın süredir cezaevinde yatan bu iki arkadaşımız Bahri hocanın savcılara kızdığı gün tahliye oldu. Artık daha iyi, adaletli bir adalet için için ümitlerimiz var.

DİĞER YENİ YAZILAR