Sonbaharla birlikte tiyatro dönemi de başladı. Yeni sezonda bizleri sahnelerde neler bekliyor; bir göz atalım:
Kazan Dairesi’nden “Hedwig ve Angry Inch”
Glam rock şarkıcısı Hedwing’in aşkı ve şöhreti arayışını anlatan müzikal “Hedwig ve Angry Inch” , İstanbul’da Kazan Dairesi tarafından sahneleniyor. Barış Arman’ın yönettiği müzikalde, Doğu Berlin’de rock yıldızı olmak ve öteki yarısını bulmak gibi iki hayaliyle yaşayan Hansel, Amerikalı bir askere aşık olunca cinsiyet değiştirmeyi kabul eder ama ameliyat beklediği gibi sonuçlanmaz. Adını Hedwig olarak değiştirir ve Amerika’ya kaçar. Hedwig rolünü, oyuncu ve müzisyen Yılmaz Sütçü canlandırırken, Yitzhak karakterine oyuncu, müzisyen ve dansçı Ayşe Günyüz hayat veriyor. Kostüm tasarımı Tanju Babacan ’a ait.
Tiyatrokare’den “Ahududu”
Tiyatrokare, 25 yılın enerjisiyle sezonu Joseph Kesselring ‘in “Ahududu” (Arsenik Kurbanları) oyunuyla açıyor.
Nedim Saban ’ın uyarlayıp yönettiği oyunda, insanlığa büyük iyilik yaptıklarını sanan ve yalnızlığa çare bulduklarını düşünen iki yaşlı deliyi Ayşe Kökçü ile Oya İnci oynuyor.
Yaz döneminde tiyatro dünyasında da hareketlilik devam ediyor. İşte önümüzdeki dönem sahnelenecek ve görmenizi tavsiye ettiğim yapımlar.
Nâzım İle Brecht’e selam olsun...
Genco Erkal ’ın, Tülay Günal ’la birlikte rol aldığı, Dostlar Tiyatrosu’nun yeni oyunu “Güneşin Sofrasında - Nâzım ile Brecht” ; 7-8-9 Temmuz’da İstanbul Kadıköy Lisesi’nin içindeki tarihi Mahmut Muhtar Paşa Konağı’nın bahçesinde perdelerini açıyor. Oyun, baskıyı, zorbalığı, adaleti, savaşı, barışı, hapisliği, vatan hasretini, kısaca yaşamaya dair her şeyi tartışıp, daha adil ve paylaşımcı bir dünyaya duyulan özlemi dile getiriyor. Kurt Weill, Hanns Eisler, Zülfü Livaneli, Fazıl Say, Timur Selçuk, Cem Karaca, Edip Akbayram gibi ustaların eserleriyle, izleyiciyi sözlü-müzikli bir ziyafete davet ediyor.
Uşak, Kral ve Ötekiler
Tam sezon bitti derken BO Sahne’nin kurucusu Levent Özdilek ’in yönettiği "Uşak, Kral ve Ötekiler" oyununun haberi geldi. Köksal Engür ve Merve Engin ’in karşımıza çıkardıkları kral ve öteki karakterler bize çok da yabancısı olmadığımız bir iktidar anlayışını mizahi, ironik bir dille anlatıyor.
Bu sene 20’ncisi düzenlenen İstanbul Tiyatro Festivali’nde yerli ve yabancı 32 oyun sahnelenecek. İşte festival tavsiyelerim...
İki yıldır özlemle beklediğimiz İstanbul Tiyatro Festivali’nin 20’ncisi nihayet başladı. Festivalin Onur Ödülü’nün sahibi de olan Şahika Tekand’ın sahneye koyduğu “Godot’yu Beklerken” oyunuyla gerçekleşen açılışa Maslak’ta bir koru içine doğayla uyumlu olarak yerleşen Uniq İstanbul ev sahipliği yaptı. Yılların deneyimini festivale taşıyan Dikmen Gürün’den sonra, şimdi tüm enerjisiyle ve vizyonuyla işe sarılan Leman Yılmaz festivalin direktörlüğünü yürütüyor...
Shakespeare’in bütün ölüleri toplanıyor!
Festivalden bahsetmişken sıcağı sıcağına bu akşam, “Merhametliler” oyunuyla kendi açılışınızı yapın derim. “Her Gün Biraz Daha” İran Tiyatrosunun seçkin ve bol ödüllü bir örneği. 17 ve 18 Mayıs’ta gösterilecek olan ve üç İranlı kadının hayatına odaklanan oyunun yönetmeni Afsaneh Mahian. Spymonkey’nin “Shakespeare’in Bütün Ölümleri” adlı oyunu için, “Ölümünün 400’üncü yılında Shakespear’e ağırbaşlı ve hayli komik bir saygı duruşu” nitelemesi yapılıyor; oyun 24-25-26 Mayıs’ta Moda Sahnesi’nde. En çok merakla beklenen prodüksiyon ise, Robert Lepage’ın “Needles And Opium”u bize efektlerle bezeli bir dünya sunacak. 27 ve 28 Mayıs’ta Uniq Hall’de....
Elif Şafak’ın romanı sahnede
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, festivale Yunus Emre Bozdoğan’ın yönettiği “Aslan Asker Şvayk” ile katılıyor. Eyüp Emre Uçaray’ın yönettiği ikincikat yapımı “Vibratör Oyunu”nu merak ediyorum. Sarah Ruhl’un bu oyunu Tony ödüllerine aday olmuş. 10 ve 11 Mayıs’ta CKM’de. Elif Şafak’ın ünlü romanı “Baba ve Piç”, Talimhane Tiyatrosu tarafından Mehmet Ergen’in rejisiyle sahneleniyor. Oyun, Serra Yılmaz, Nihal Koldaş ve Hande Ataizi’ni buluşturuyor.
Şehir Tiyatrosu’nun nitelikli oyunları
Şehir Tiyatroları’nda seyretme fırsatı bulduğum iki oyun hafızaya kazınacak nitelikte. İlki Afife Jale ile Bedia Muvahhit’in yaşamından kesitler sunan ‘Hayal-i Temsil’. Diğeri bir tiyatroyu yönetmeye çalışan iki kadının hikayesine odaklanan ‘Sonsuz Öykü‘. Her iki oyun da usta işi rejisi, zengin dekoruyla zamanın nasıl geçtiğini fark ettirmiyor.
Oğuz Atay’ın gözünden aydınlar...
Değerli yazar Oğuz Atay’ın tek oyunu ‘Oyunlarla Yaşayanlar’, Balkonda Sanat tarafından Prof. Erhan Tuna’nın rejisiyle sahneleniyor. Oyun, kendi küçük dünyasını idare etmeyi başaramadan toplumsal çıkarsamalara girişen aydınların durumunu eleştirel bir bakış açısıyla gözler önüne seriyor. Süleyman Atanısev, bu küçük aydın tiplemesini incelikle yansıtıyor.
İkincikat’a çıkmaya değer
İkincikat Karaköy, birbirinden renkli oyunları seyirciyle buluşturuyor. Bunlardan ikisini gördüm. ‘Kar Küresinde Bir Tavşan’ ve ‘Kasap’ görülmeye değer. ‘Kar Küresinde Bir Tavşan’ hayatın tam içinden bir kesiti sunarken ‘Kasap’ bizi şimdi fantastik gibi görünen ama gelecekte belki de normal karşılanacak bir dünyaya götürüyor.
Evimizin “Shirley”si Sumru
Sumru Yavrucuk’un yaz aylarında Ege’de sahnelemeye başladığı Willy Russell’ın “Shirley Valentine” oyununu, Uniq İstanbul’un açık hava sahnesinde izleyerek sezonu açtım. Yavrucuk’un içten oyunculuğunun yanı sıra oyunun yalın kurgusu ve adaptasyonu son derece başarılı. “Shirley”, kadının aile içindeki konumuna ilişkin doğru saptamalarda bulunup sorunlarını güncel dilde anlatıyor. Canlı performansla yapılan müziğin oyuna kattığı duygusal ve dramatik etkiyi beğendiğimi de belirteyim.
Ekip’ten “İki Kapılı Ev”
Geçtiğimiz sezon adından epey söz ettiren “İki Kapılı Ev”i bu sezon da izleme şansını yakalayabileceğiz. Ekip Tiyatro, daha önceki çalışmalarında olduğu gibi bunda da başarı çıtasını yükseltmiş. Bir kumpanyanın neredeyse 400 yıllık eski bir oyunu kendilerince yeniden sahneye koyma sürecini anlatan oyunu Cem Uslu yönetmiş. Oyuncuların her biri oyunculuk, taklit, hareket komedisi olmak üzere tüm marifetlerini sergiliyor. Oyun, 6 Ekim’de garajistanbul’da.
Ayça’nın ışığı Fosforlu’ya hayat veriyor
Tiyatrokare, bu sezon yine bir müzikale imza atıyor. Üstelik bizi Türk sahnelerinin gözde müzikal yıldızı Ayça Varlıer’le buluşturuyor. Suat Derviş’in “Fosforlu Cevriye” adlı romanında sahneye uyarlanan Fosforlu Müzikali, hiç ummadığı anda ve uğruna hayatını feda etmekten çekinmeyeceği bir erkeğe gönlünü kaptıran bir sokak kadınının hikayesini anlatıyor.
Yeterince büyük bir oyunun içindeyiz zaten. Savaşmayı kutsayanlardan uzak durmaya bakalım. O kutsamalarının ardında iktidarlarını sürdürme çabası yatıyor. Din, dil, ırk gözetmeden kardeşlik türkülerini bir ağızdan söylememizin zamanıdır. Barışa yürürken, hoyratlıklara göğüs gererken umudumuzu yeşertecek, gücümüzü arttıracak, bizi dinç tutacak olan şey sanat. Yaşam mücadelemizde sanat yoluyla estetiği, ahlakı, yaratıcılığı içselleştirmekten daha güzeli var mı?
Açıkhava’da Müzikal Keyfi
İstanbul Şehir Tiyatroları’nın sezon boyunca çok ilgi gören üç prodüksiyonu 18-22 Ağustos 2015 tarihleri arasında Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda sahneleniyor. Tiyatromuzun büyük komedi ustalarından Zihni Göktay’ı izleme şansını bulduğumuz Muammer Karaca’nın Cibali Karakolu 18 Ağustos’ta. Nedret Denizhan’ın yönettiği oyunda, kentin en küçük yaşam alanında toplumsal düzenin nasıl eğreti yollarla sağlandığına, sosyal ilişkilerdeki çarpıklıklara, günümüze kadar süregelen hoyratlıklara tanık oluyoruz. Musahipzade Celâl‘in yazdığı Engin Alkan’ın yönettiği İstanbul Efendisi, Lale Devri’nin sonrasında eski İstanbul’un kozmopolit yapısına mercek tutan, iktidar, servet, aşk ve sahte ilişkiler üzerine kurulu bir komedi. Oyun 20 Ağustos’ta gösterilecek. Shakespeare’in ünlü klasiklerinden Bir Yaz Gecesi Rüyası ise 22 Ağustos’ta sahnede.
Biletler www.ibst.gov.tr adresinden satın alınabilir.
Cevriye ve Cahide sahnelerimizde...
Tiyatrokare, yeni sezonda Suat Derviş’in ünlü eseri Fosforlu Cevriye’yi sahnelemeye hazırlanıyor. Sinemada Cevriye’yi Türkan Şoray ve Neriman Köksal canlandırmıştı. Bu kez Cevriye rolünde şimdiye kadar ki bütün müzikal performanslarını beğeniyle izlediğimiz Ayça Varlıer karşımızda olacak. Herkesin önyargılarına kapılıp diğerlerini ‘ötekileştirme’ye çalıştığı şu günlerde bu oyunun seçilmesi çok doğru geldi bana.
Gökhan Erarslan’ın yazıp Kemal Başar’ın yönettiği Cahide Sonku Müzikali de Tiyatro Keyfi tarafından sahnelenecek. Cahide rolünde Nilüfer Açıkalın’ı izleyeceğiz.
Sezon bitti diye tiyatrodan ve sergilerden uzak kalacak değiliz elbette... Nazım Hikmet’ten Aziz Nesin’e ustaların eserleri bu etkinliklerde.
Dostlar Tiyatrosu’nun, Nazım Hikmet’in sürgün yıllarını ve vatan hasretini, şarkılar eşliğinde anlatan oyunu “Yaşamaya Dair-Bursa Cezaevi’nden Mektuplar”, Genco Erkal tarafından tiyatro sahnesine dönüştürülen Ali Paşa Hanı’nda yeniden sahneleniyor. Genco Erkal ve Tülay Günal’ın izleyenlere büyülü anlar yaşattığı oyunda, Fazıl Say, Zülfü Livaneli, Cem Karaca, Tarık Öcal, Edip Akbayram, Tolga Çebi, Nadir Göktürk, Timur Selçuk gibi bestecilerin Nazım şarkıları seslendiriliyor. Şarkılara Yiğit Özatalay ve Deniz Doğangün de viyolonseliyle eşlik ediyor. Yaz akşamının tadı Piraye’ye olan aşkını dizelerine de yansıtan Nazım’la bir başka çıkar. Oyun bugün ve yarın Eminönü’ndeki tarihi Ali Paşa Hanı’nda!
Globalden yerele sanat
Tersine beyin göçü nasıl bizi mutlu ediyorsa uluslararası deneyim ve başarı kazanmış Türk sanatçılarının Türkiye’de sanat yapmak için dönmesi de motivasyonumuzu ve umudumuzu artırıyor. Örneğin uzun yıllar Avrupa’da sahne alan tenor Bülent Bezdüz’ü Mersin Devlet Operası’nın “Romeo ve Jülyet” operasında izledim ve ayakta alkışladım. Aynı şekilde geçtiğimiz aylarda Türkiye’ye gelen ve sıkı bir turne programıyla Türkiye’yi dolaşacak olan kabare sanatçısı Nilgün Yerli de Türk seyircisiyle buluşmanın heyecanını yaşıyor. Hollanda Kraliyet Tiyatrosu oyuncusu olan Yerli’nin Zorlu PSM’de seyircilerle ve Türk kültürüyle nasıl hasret giderdiğine yakından tanık oldum. Türkiye sahneleri uluslararası kimlik taşıyan Türk sanatçılarıyla daha da dolmalı.
Ömrüne sığmayan adam...