İstanbul Tiyatro Festivali başladı

6 Mayıs 2016

Bu sene 20’ncisi düzenlenen İstanbul Tiyatro Festivali’nde yerli ve yabancı 32 oyun sahnelenecek. İşte festival tavsiyelerim...

İki yıldır özlemle beklediğimiz İstanbul Tiyatro Festivali’nin 20’ncisi nihayet başladı. Festivalin Onur Ödülü’nün sahibi de olan Şahika Tekand’ın sahneye koyduğu “Godot’yu Beklerken” oyunuyla gerçekleşen açılışa Maslak’ta bir koru içine doğayla uyumlu olarak yerleşen Uniq İstanbul ev sahipliği yaptı. Yılların deneyimini festivale taşıyan Dikmen Gürün’den sonra, şimdi tüm enerjisiyle ve vizyonuyla işe sarılan Leman Yılmaz festivalin direktörlüğünü yürütüyor...

Shakespeare’in bütün ölüleri toplanıyor!

Festivalden bahsetmişken sıcağı sıcağına bu akşam, “Merhametliler” oyunuyla kendi açılışınızı yapın derim. “Her Gün Biraz Daha” İran Tiyatrosunun seçkin ve bol ödüllü bir örneği. 17 ve 18 Mayıs’ta gösterilecek olan ve üç İranlı kadının hayatına odaklanan oyunun yönetmeni Afsaneh Mahian. Spymonkey’nin “Shakespeare’in Bütün Ölümleri” adlı oyunu için, “Ölümünün 400’üncü yılında Shakespear’e ağırbaşlı ve hayli komik bir saygı duruşu” nitelemesi yapılıyor; oyun 24-25-26 Mayıs’ta Moda Sahnesi’nde. En çok merakla beklenen prodüksiyon ise, Robert Lepage’ın “Needles And Opium”u bize efektlerle bezeli bir dünya sunacak. 27 ve 28 Mayıs’ta Uniq Hall’de....

Elif Şafak’ın romanı sahnede

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, festivale Yunus Emre Bozdoğan’ın yönettiği “Aslan Asker Şvayk” ile katılıyor. Eyüp Emre Uçaray’ın yönettiği ikincikat yapımı “Vibratör Oyunu”nu merak ediyorum. Sarah Ruhl’un bu oyunu Tony ödüllerine aday olmuş. 10 ve 11 Mayıs’ta CKM’de. Elif Şafak’ın ünlü romanı “Baba ve Piç”, Talimhane Tiyatrosu tarafından Mehmet Ergen’in rejisiyle sahneleniyor. Oyun, Serra Yılmaz, Nihal Koldaş ve Hande Ataizi’ni buluşturuyor.

Devamını Oku

İstanbul Tiyatro Festivali başlıyor...

4 Mart 2016

Festivalin efsane olmuş yönetmeni Dikmen Gürün’ün sanatsal vizyonunu şimdi Leman Yılmaz sürdürüyor. 3-28 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek festivalde yurt dışından 9, Türkiye’den 23 gösteri yer alıyor. Yönetmen Milo Rau’nun soykırım konusuna odaklanan “Nefret Radyosu”, Spymonkey topluluğu tarafından sahnelenen, Tim Crouch’un yönettiği “Shakespeare’in Bütün Ölümleri” ve Robert Lepage’ın etkileyici bir görsellkle donattığı “Needles and Opium” heyecanla beklediğim yapımlar. Yerlilere gelince... Festivalin Onur Ödülü sahibi Şahika Tekand, Beckett’in “Godot’yu Beklerken” oyununa sihirli dokunuşuyla bizi yerimize mıhlayacak. Yiğit Sertdemir’in Shakespeare metinlerinden hareketle yarattığı “Şizo Şeyks”, Aleksandar Popovski’nin Çehov’un eseri “Üç Kız Kardeş“ yorumu, Mehmet Ergen’in sahneye koyduğu Elif Şafak’ın ünlü romanı “Baba ve Piç“, öncelikli izleyeceğim oyunlar. Eyüp Emre Uçaray’ın “Vibratör Oyunu”nu, Bülent Emin Yarar’ın “Macbeth”ini, Mark Levitas’ın “Köpeklerin İsyan Günü“nü de listeme aldım. Sergiler, atölyeler, söyleşiler... Bu festival İstanbul’a çok yakışıyor. Siz de kıymetini bilin ve festival heyecanına katılın.
Antalya, Şehir Tiyatrosu’na kavuştu
Antalya’da bir şehir tiyatrosunun kurulması oldu son derece sevindirici. Yıllardır belediye tiyatrosu kimliğiyle Antalyalılara ulaşan topluluk, Mehmet Özgür’ün sanat yönetmenliğinde çok güzel işlere imza atıyor. Tiyatronun kuruluşunu Engin Alkan’ın yönettiği, Hasibe Aygül Özgür (Juliet), Mustafa Doğan Ayhan (Romeo), Osman Kot (Shakespeare) ve Koray Akça’nın rol aldığı “Tarla Kuşuydu Juliet” oyununun galasıyla kutladık. Alkan’ın renkli, canlı rejisi oldukça beğeni topluyor.
Shakespeare’i yakından tanımak için kaçırmayın
Bu yıl Shakespeare’in ölümünün 400’üncü yılı dolayısıyla ünlü yazarı odak noktasına alan pek çok etkinlik düzenleniyor.
Sahnede izlemenin yanı sıra Shakespeare’in felsefesine daha yakınlaşmak isterseniz Moda Sahnesi’ndeki sekiz haftalık seminere katılabilirsiniz. Emine Ayhan’ın yürüteceği seminerde Macbeth’den Hamlet’e, Kral Lear’dan Venedik Taciri’ne yazarın tiyatro metinleri üzerinden sorgulamalar yapılacak. Seminer 14 Mart’ta başlıyor.
70’lerden günümüze ‘modern ve çağdaş sanat
Çağdaş sanatın üretimine ve dolaşımına katkıda bulunmak amacıyla, Sanat Danışmanı Sevil Dolmacı ve iletişim sektörünün tanınmış isimlerinden Banu Birkan’ın birlikte kurduğu Art Base Project; kişiye özel koleksiyon sunumu ile çağdaş sanat dünyasına yenilikçi bir giriş yaptı. “70’lerden Günümüze Modern ve Çağdaş“ sanat koleksiyonu, 18 Nisan tarihine kadar Sevil Dolmacı Art Concultancy’de görü Art Base Project’in ilk etkinliği olan “70’lerden Günümüze Modern ve Çağdaş“ sanat koleksiyonu, 18 Nisan tarihine kadar Sevil Dolmacı Art Concultancy’de, sanatseverleri bekliyor. Sanat eseri-sanatçı ve izleyici arasında birlik ve iletişim kurmayı hedefleyen bu özel sanat koleksiyonunu görmek isteyenler, önce randevu alıyorlar.
Erol Akyavaş, Ergin İnan, Burhan Doğançay, Adnan Çoker, Ömer Uluç gibi sanatçıların önemli dönemlerine ait eserlerini ise alanında uzman sanat danışmanları, teknik bilgileri, dönemleri ve hikayeleri ile konuklara özel bir sunumla anlatıyorlar.
Türk sanatçılarının, sanat tarihi açısından önemli dönemlerine ait seçme eserlerin yer aldığı koleksiyonda, Burhan Doğançay’ın 1979 tarihli, nadir bulunan Kurdela ve 80’lerden Gloomsy News serisinden iki eseri, Erol Akyavaş’ın 80’lerden kaligrafiyi referans aldığı bir eseri, Paris Okulu sanatçılarından Selim Turan’ın yağlı boya eserleri, Neşet Günal’ın Köpekli Kız’ı, 80 lerden Adnan Çoker’in ilk minimalist işleri, Ömer Uluç’un 90’lardan Figür ve Tavşan’ı, 90’lardan Seyhun Topuz’un minimalist heykelleri yer alıyor.

Devamını Oku

Yeni sezona başlarken...

2 Ekim 2015

Evimizin “Shirley”si Sumru

Sumru Yavrucuk’un yaz aylarında Ege’de sahnelemeye başladığı Willy Russell’ın “Shirley Valentine” oyununu, Uniq İstanbul’un açık hava sahnesinde izleyerek sezonu açtım. Yavrucuk’un içten oyunculuğunun yanı sıra oyunun yalın kurgusu ve adaptasyonu son derece başarılı. “Shirley”, kadının aile içindeki konumuna ilişkin doğru saptamalarda bulunup sorunlarını güncel dilde anlatıyor. Canlı performansla yapılan müziğin oyuna kattığı duygusal ve dramatik etkiyi beğendiğimi de belirteyim.

Ekip’ten “İki Kapılı Ev”

Geçtiğimiz sezon adından epey söz ettiren “İki Kapılı Ev”i bu sezon da izleme şansını yakalayabileceğiz. Ekip Tiyatro, daha önceki çalışmalarında olduğu gibi bunda da başarı çıtasını yükseltmiş. Bir kumpanyanın neredeyse 400 yıllık eski bir oyunu kendilerince yeniden sahneye koyma sürecini anlatan oyunu Cem Uslu yönetmiş. Oyuncuların her biri oyunculuk, taklit, hareket komedisi olmak üzere tüm marifetlerini sergiliyor. Oyun, 6 Ekim’de garajistanbul’da.

Ayça’nın ışığı Fosforlu’ya hayat veriyor

Tiyatrokare, bu sezon yine bir müzikale imza atıyor. Üstelik bizi Türk sahnelerinin gözde müzikal yıldızı Ayça Varlıer’le buluşturuyor. Suat Derviş’in “Fosforlu Cevriye” adlı romanında sahneye uyarlanan Fosforlu Müzikali, hiç ummadığı anda ve uğruna hayatını feda etmekten çekinmeyeceği bir erkeğe gönlünü kaptıran bir sokak kadınının hikayesini anlatıyor.

Devamını Oku

Savaş oyunlarını bırakalım artık!

31 Temmuz 2015

Yeterince büyük bir oyunun içindeyiz zaten. Savaşmayı kutsayanlardan uzak durmaya bakalım. O kutsamalarının ardında iktidarlarını sürdürme çabası yatıyor. Din, dil, ırk gözetmeden kardeşlik türkülerini bir ağızdan söylememizin zamanıdır. Barışa yürürken, hoyratlıklara göğüs gererken umudumuzu yeşertecek, gücümüzü arttıracak, bizi dinç tutacak olan şey sanat. Yaşam mücadelemizde sanat yoluyla estetiği, ahlakı, yaratıcılığı içselleştirmekten daha güzeli var mı?

Açıkhava’da Müzikal Keyfi

İstanbul Şehir Tiyatroları’nın sezon boyunca çok ilgi gören üç prodüksiyonu 18-22 Ağustos 2015 tarihleri arasında Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda sahneleniyor. Tiyatromuzun büyük komedi ustalarından Zihni Göktay’ı izleme şansını bulduğumuz Muammer Karaca’nın Cibali Karakolu 18 Ağustos’ta. Nedret Denizhan’ın yönettiği oyunda, kentin en küçük yaşam alanında toplumsal düzenin nasıl eğreti yollarla sağlandığına, sosyal ilişkilerdeki çarpıklıklara, günümüze kadar süregelen hoyratlıklara tanık oluyoruz. Musahipzade Celâl‘in yazdığı Engin Alkan’ın yönettiği İstanbul Efendisi, Lale Devri’nin sonrasında eski İstanbul’un kozmopolit yapısına mercek tutan, iktidar, servet, aşk ve sahte ilişkiler üzerine kurulu bir komedi. Oyun 20 Ağustos’ta gösterilecek. Shakespeare’in ünlü klasiklerinden Bir Yaz Gecesi Rüyası ise 22 Ağustos’ta sahnede.

Biletler www.ibst.gov.tr adresinden satın alınabilir.

Cevriye ve Cahide sahnelerimizde...

Tiyatrokare, yeni sezonda Suat Derviş’in ünlü eseri Fosforlu Cevriye’yi sahnelemeye hazırlanıyor. Sinemada Cevriye’yi Türkan Şoray ve Neriman Köksal canlandırmıştı. Bu kez Cevriye rolünde şimdiye kadar ki bütün müzikal performanslarını beğeniyle izlediğimiz Ayça Varlıer karşımızda olacak. Herkesin önyargılarına kapılıp diğerlerini ‘ötekileştirme’ye çalıştığı şu günlerde bu oyunun seçilmesi çok doğru geldi bana.

Gökhan Erarslan’ın yazıp Kemal Başar’ın yönettiği Cahide Sonku Müzikali de Tiyatro Keyfi tarafından sahnelenecek. Cahide rolünde Nilüfer Açıkalın’ı izleyeceğiz.

Devamını Oku

‘Dostlar’la buluşma!

19 Haziran 2015

Sezon bitti diye tiyatrodan ve sergilerden uzak kalacak değiliz elbette... Nazım Hikmet’ten Aziz Nesin’e ustaların eserleri bu etkinliklerde.

Dostlar Tiyatrosu’nun, Nazım Hikmet’in sürgün yıllarını ve vatan hasretini, şarkılar eşliğinde anlatan oyunu “Yaşamaya Dair-Bursa Cezaevi’nden Mektuplar”, Genco Erkal tarafından tiyatro sahnesine dönüştürülen Ali Paşa Hanı’nda yeniden sahneleniyor. Genco Erkal ve Tülay Günal’ın izleyenlere büyülü anlar yaşattığı oyunda, Fazıl Say, Zülfü Livaneli, Cem Karaca, Tarık Öcal, Edip Akbayram, Tolga Çebi, Nadir Göktürk, Timur Selçuk gibi bestecilerin Nazım şarkıları seslendiriliyor. Şarkılara Yiğit Özatalay ve Deniz Doğangün de viyolonseliyle eşlik ediyor. Yaz akşamının tadı Piraye’ye olan aşkını dizelerine de yansıtan Nazım’la bir başka çıkar. Oyun bugün ve yarın Eminönü’ndeki tarihi Ali Paşa Hanı’nda!

Globalden yerele sanat

Tersine beyin göçü nasıl bizi mutlu ediyorsa uluslararası deneyim ve başarı kazanmış Türk sanatçılarının Türkiye’de sanat yapmak için dönmesi de motivasyonumuzu ve umudumuzu artırıyor. Örneğin uzun yıllar Avrupa’da sahne alan tenor Bülent Bezdüz’ü Mersin Devlet Operası’nın “Romeo ve Jülyet” operasında izledim ve ayakta alkışladım. Aynı şekilde geçtiğimiz aylarda Türkiye’ye gelen ve sıkı bir turne programıyla Türkiye’yi dolaşacak olan kabare sanatçısı Nilgün Yerli de Türk seyircisiyle buluşmanın heyecanını yaşıyor. Hollanda Kraliyet Tiyatrosu oyuncusu olan Yerli’nin Zorlu PSM’de seyircilerle ve Türk kültürüyle nasıl hasret giderdiğine yakından tanık oldum. Türkiye sahneleri uluslararası kimlik taşıyan Türk sanatçılarıyla daha da dolmalı.

Ömrüne sığmayan adam...

Devamını Oku