Benim tek politikam sevgi ve saygı

24 Şubat 2018

Türkiye’de de epey hayran kitlesi olan ve 28 Şubat’ta CRR’de bir konser verecek Yunan sanatçı George Perris ile müziği ve dünyayı algılayışı üzerine konuştuk.

Edebiyat kökeni de olan bir müzisyensin. Müziğine etki eden, müziğinde yansıma bulan yazarlar var mı?

Elbette... Hayatımı ve dolayısıyla müziğimi etkileyen pek çok yazar var; Nikos Kazantzakis, Albert Camus ve Konstantinos Kavafis’i bunlar arasında sayabilirim.

Şarkı sözlerinde edebiyat ve şiirden yararlanıyor musun?

Şarkılarımı yazarken genellikle şunu kullanıyorum ya da bundan faydalanıyorum diyemem. Şarkı yazarken; okuduğum metinler ve şiirler, dinlediğim müzikler, izlediğim filmler ve yaşadığım hayat tecrübeleri ile ruhum bilinçli bir müdahele olmadan şekilleniyor; hepsi birleşiyor, nihayetinde ifade ve ilham biçiminde bir şekil buluyor.

Yeni albümünde nasıl bir ruhu yansıtmaya çalıştın?

Bu yılın sonlarında İngilizce çıkacak olan son albümüm için, şimdiye kadar yaptıklarım içinde en özel çalışma diyebilirim. Her kelimede ve her notada yoğun emeğim var ki bu benim için bir ilk. Çok çaba, enerji, zaman ve yoğunlaşma isteyen bir çalışma oldu; bir nevî meydan okumaydı benim için. Dinleyenlerle hikâyelerimi paylaşabileceğim doğru ifadeyi ya da duyguyu bulmak için kendimle büyük bir mücadeleye giriştim. Albümün doğmasında son üç yılda yaşadığım deneyimler etkili oldu. Yaşadığımız çağın hikâyesini ve çevremizde olup bitenlerden, genç bir adamın nasıl etkilendiğini anlatmak istedim.

Hangi dilde şarkı söylemek sana en çok haz veren? Neye dayanıyor?

Devamını Oku

Tiyatro Festivali’nin büyük sürprizi: Wajdi Mouawad

10 Kasım 2017

Dünyaca ünlü tiyatro yazarı Wajdi Mouawad, İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında izleyiciyle buluşacak. Oyununu kaçırmayın derim!

Paris’teki La Colline Ulusal Tiyatrosu, aynı zamanda tiyatronun sanat direktörü de olan yarı Lübnanlı yarı Québécli bir tiyatro yazarı, yönetmeni, oyuncusu Wajdi Mouawad’nun “Yalnız” adlı oyunuyla İstanbul Tiyatro Festivali’nin konuğu oluyor. Mouawad, 2010 yapımı ve Oscarlı “İçimdeki Yangın”ın da yazarı. Mouwad’ın oyunları, Lübnan’daki iç savaştan kaçarak Fransa ve Kanada’da göçebe hayatı yaşayan ailesiyle birlikte içine düştüğü kimlik arayışı ve kültürel yabancılaşmanın izlerini taşıyor.

Wajdi Mouawad, “Yalnız” oyununda doktora öğrencisi Harwan rolünde zihninin dehlizlerinde öfkesi, isyanları ve yalnızlığıyla boğuşurken, ölen babasıyla büyük bir hesaplaşmanın girdabına giriyor. Avignon Festivali’nin de favorilerinden olan Yalnız’ı kaçırmayın derim. (Oyun, 24 ve 25 Kasım’da Zorlu PSM’de.)

Nihayet yepyeni bir müzikal

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın bu sezon sahnelemeye başladığı “Bak Bizim Şarkımızı Çalıyorlar”ı prodüksiyon olarak başarılı buldum. Eğlenceli Broadway oyunlarından tanıdığımız oyunun yönetmenliğini Ersin Umulu üstleniyor. Özge Özder ve Ali Mert Yavuzcan çok uyumlu bir ikili olarak tüm oyunu sürüklüyorlar. Oyunda, şöhretli ancak takıntılı bir besteci olan Vernon ile ona hayran, söz yazarı Sonia’nın yaratıcı iş birliği ve fırtınalı duygusal ilişkileri anlatılıyor. Çok keyif alacağınızdan eminim. (Bugün 15:30, yarın 20:30, Üsküdar Musahipzade Sahnesi)

Devamını Oku

Dikkat tiyatro bağımsızlık yapar!

30 Eylül 2017

İstanbul Tiyatro Festivali 13 Kasım’da başlayıp iki hafta sürecek. Tiyatro şöleninde yurt dışından 6, Türkiye’den 13 oyun ve yan etkinlikler, 18 farklı mekânda tiyatroseverlerle buluşacak.

Her yıl yapılacağı haberiyle tiyatro camiası ve sanatseverler olarak bizi heyecanlandıran, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen festival açıkçası bugüne kadar böylesine çarpıcı bir sloganla da ortaya çıkmamıştı: “Tiyatro Bağımsızlık Yapar...” Festivalin vizyoner direktörü Leman Yılmaz’ın bu temada etkisinin büyük olduğuna inanıyorum. Festivalin bu yıl onur ödülleri yönetmen, senarist, dekoratör ve akademisyen Duygu Sağıroğlu’na, yarım asırdır gazeteci, yazar, eleştirmen ve insan hakları savunucusu olarak Türkiye’nin kültür-sanat yaşamına damga vuran Zeynep Oral’a takdim edildi. Son onur ödülü de, kural tanımayan koreografileriyle dünya çapında ses getiren, günümüzün en önemli koreograflarından biri olaratk kabul edilen Angelin Preljocaj’a veriliyor.

Festival gençlere yakışır

13 Kasım’da başlayıp iki hafta sürecek olan festivalde yurtdışından 6, Türkiye’den 13 oyun ve yan etkinlikler, 18 farklı mekânda tiyatroseverlerle buluşacak. Diğer büyük bir sürpriz de tüm öğrenci biletlerinin 10 TL’den satışa sunulacak olması. İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın “50’nci yılına doğru ilerlerken İKSV’nin hedeflerinden biri, gençler için etkinliklere erişilebilirliği artırmak ve daha fazla kişinin kültür-sanat yaşamına katılımını sağlamak.” sözü son derece anlamlı.

III. Richard izleyiciyle buluşuyor

Antik Yunan tiyatrosunun efsanevi yönetmeni Theodoros Terzopoulos’un yönetmeni olduğu Attis Tiyatrosu “Bir Daha”, Fransız koreograf Angelin Preljocaj son eseri “Fresk” ile izleyiciyle buluşacak. Shakespeare’in ölümsüz oyunu III. Richard ise Thomas Ostermeier’in yorumuyla sahnelenecek.

Devamını Oku

Perdesiz sahneler...

22 Temmuz 2017

Yönetmen Hakan Dursun, “Perdesiz Sahneler”de, alternatif sahneleri ele alıyor.

Son 10 yılda ödenekli tiyatroların giderek küçülmesi, yeni kadro açmamaları, konservatuvarlardan yeni mezun olanları ve genç oyuncuları başka bir arayışa sürükledi. İyi ki de sürüklemiş ki bugün övgüyle ve heyecanla “Alternatif Tiyatro”lardan bahsedebiliyoruz. İşte yönetmen Hakan Dursun’un projesi “Perdesiz Sahneler” de, alternatif - bağımsız sahne sanatlarının geçmişini ve bugününü arşive taşıyan bir belgesel. Aralarında Mahir Günşiray, Şahika Tekand, Kerem Kurdoğlu, Nihal Koldaş gibi öncülerin yanısıra Mert Fırat, Yiğit Sertdemir, Merve Engin gibi genç kuşağın ve akademisyenlerin tanıklıklarıyla tiyatro alanındaki bu bağımsız platform mercek altına alınıyor.

Film sonbaharda Boston’a da gidiyor. Bu belgesel bize gösteriyor ki Türkiye’de sanat bastırılmaya çalışıldıkça daha da gelişerek geniş kitlelere ulaşıyor.

DOT, Edinburgh Festivali’nde!

DOT, Uluslararası Edinburgh Festivali’nde İskoçya/Türkiye ortak yapımı olarak Ionesco’nun “Gergedanlar”ını sahneliyor. Murat Daltaban’ın yönettiği oyun, 3 Ağustos’ta Lyceum Theatre’ın kendi sahnesinde festival izleyicisi ile buluşup 12 Ağustos’a kadar 12 gösterim yapacak. Daltaban, “Gergedanlar”da yıkıcılığın sese dönüştüğünü, sesle gelip insanları sesle istila ettiğini, dünyayı sesle sinsice dönüştürdüğünü belirtiyor. “Ses bireyin diğer bireyleri duymasını da engeller ve onu yalnızlaştırır. Ses, sınırı aştığında kişi kendi sesini duymakta güçlük çekmeye başlar. İletişim yolları yıkıma uğrar.

Her türlü ‘gürültü’yle, tüm uzuvlarımızı ele geçirip; içinde olduğumuz zamanı ve mekanı felce uğratmak isteyen bu olağan ötesi dünyada, paniğe kapılmadan birbirimizi duymak için çaba göstermek zorundayız,” diyor.

“Gergedan”ın oyuncu kadrosunda Türkiye’den Ece Dizdar, Esin Alpogan ve Oğuz Kaplangı var. Oyunun festivalde büyük ses getireceğine eminim.

Devamını Oku

Arafta kalan bir ilişki

8 Temmuz 2017

Boğaz kıyısının sevimli mahallesi Kuzguncuk artık gözümde daha başka bir anlam kazandı; bu semtte tiyatro yapılan tek mekân Kuzguncuk Sanat Tiyatrosu, bu sezon Arjantinli yazar Ariel Dorfman’ın Araf oyununu sahneledi. Beykent Üniversitesi’nden üç genç arkadaşın el ele verip kotardığı oyun tarihi köşkün her odasına geçişlerle kurgulanmış. Doğuş Elden’in başarıyla tasarlayıp yönettiği oyunda Nuri Görsev ve Özlem Uslu, 100 dakika boyunca seyirciyi bir kadın ve bir erkek arasındaki gerilim dolu ilişkiye ortak ediyor. Oyun yeni sezonda da seyirci karşısında olacak. Öte yandan Kuzguncuk Sanat yaz boyunca film gösterilerine, okumalara ve atölyelere de ev sahipliği yapmaya devam edecek.

Pera Palas’ın gizemli odalarında

Yazın bu sıcak günlerinde kendimizi kentin en serin mekânlarına atmaya bakmamız lazım. İşte Beyoğlu’ndaki Pera Palas Oteli de böyle bir mekân. Kumbaracı50, sezon başından bu yana birbirine zerre benzemeyen hayat hikayelerini otelin farklı odalarında sergiliyor. Pera’nın Zamanı oyununun her seansına belli sayıda seyirci kabul ediliyor. 11 Temmuz Salı 20:30’daki gösterim için şansınızı deneyin derim.

Yazar adayları kaleme sarılın!

Bu köşede her ne kadar sizleri oyun izlemeye teşvik etsem de içinizdeki yazar ve yönetmen cevherini de çıkarmayı düşünebilirsiniz. Galata Perform, 2006 yılından beri Yeni Metin, Yeni Tiyatro başlıklı bir proje yürütüyor. Oyun yazarı ve yönetmen Yeşim Özsoy’un koordinatörlüğündeki proje kapsamında düzenlenen oyun yazarlığı, ileri oyun yazarlığı ve yönetmenlik atölyeleri bu yıl kasım ayında başlayıp mayısa kadar sürecek. Atölyeler her dönem olduğu gibi yurtdışından programa dahil olacak yabancı eğitmenlerle ön plana çıkıyor. Program kapsamında Romanya’dan Stefan Peca, Almanya’dan David Gieselman, İsveç’ten Asa Lindholm, Polonya’dan Arthur Palyga’nın katılması planlanıyor. (Katılmak için: yenimetinyenitiyatro@galataperform.com adresine mail göndererek randevu alabilirsiniz.)

Tiyatroda bir sezon böyle geçti

Tiyatro salon sayısı 2015-2016 sezonunda, bir önceki sezona göre yüzde 0,3 artarak 721 olurken, koltuk sayısı da yüzde 1,1 artarak 261 bin 885’e ulaşmış. Aynı dönemde tiyatroya giden yetişkin seyirci sayısı yüzde 0,1 artarken çocuk seyirci sayısı yüzde 7,1 artmış. Gösteri sayısı ise bir önceki sezona göre yüzde 5,1 azalarak 26 bin 816 olmuş. Yerli/telif eser gösteri sayısı geçen sezona göre yüzde 8,9 azalırken, yabancı/çeviri eser gösteri sayısı yüzde 9,8 artmış.

Tiyatrocu dostlar için özetlersek: Çocuk izleyicileri dikkate alın ve el üstünde tutun! Yerli oyun keşfetmeye bakın!

Devamını Oku