Dağdaki çoban, Diyarbakırlı moron, sahnedeki sersem

Haberin Devamı

Manken kökenli arkadaşlarımıza bir haller oldu son zamanlarda. Ruh açılıp saçılması konusunda fena halde müstehcen olmaya başladılar. İçlerindeki ırkçı, faşist, ayrımcı ne kadar safra varsa sızmaya başladı.

Aysun Kayacı’nın “dağdaki çobanla benim oyum bir mi?” lafından sonra Demet Akalın da sahnelerde gürüldemiş “Niye moron moron bakıyorsunuz? Dağdan mı indiniz? Diyarbakırlı mısınız?” Madonnalardan, Kylie Minoguelardan apartma kriko sahnelerinde millet yeterince alkışlamadığı için. Bu arada, o millet de konsere giderek lafı baştan hak etmiş zaten demekten kendimi alamıyorum. Hadi o kadar kötü olmayayım, “Affedersin” şarkısını bağıra çağıra benim de söylemişliğim var. (Sarhoştum)

Aysun’un zekasının daha ileride olduğu su götürmez.. En azından cümlesinin bir mantığı var.. Öbürü hepten zırvalamış (“siyaseten yanlışçılığın” zirve noktası) ama her ikisi de belli ki ırkçı bir takım ablalarının ağbilerinin kötü birer kopyzası. Okumalara, örnek almalara doyamadıkları zevatın laf cambazlığı becerilerine sahip değiller o kadar. Aradaki fark sadece bu. Sonra üzülüp büzülmeleri de zaten bu yüzden. “Çoban değil de göbeğini kaşıyan adam deseydim keşke”, “Moron değil de bidon kafalı deseydim ah”... Zira o zevat ki bu laflarıyla yuhalanmayı geçtim bir güzel de transfer olmayı başarıyorlar.

İnsanlığın bir bölümü morondur elbette. (Bazılarına göre büyük bölümü) Moron değilse de ’durgun’ diyelim. Kürdün durgunu ile Türkün durgunu veya Almanın durgunu arasında bir oran farkı olduğunu sanmıyorum. Aziz Nesin yüzde altmış diyerek biraz abartmıştı, bana sanki her toplumun yüzde otuzu durgunmuş gibi geliyor. Üç kardeşten biri illa ki dumkopf çıkıyor zira. Almanya gibi kategorizasyonda bir numara olan ülkede nüfusun üçte biri hauptschule denilen durgunlara özel ortaokullardan mezun oluyor.

Bu iş beslenmeye meslenmeye, hormona, antibiyotiğe bakmıyor yani. (Bu arada o okulların baş müşterisi Türk öğrencilermiş, bu da böyle tatsız bir bilgi)

Yani aptallık mühim bir mevzuu değil. Her ülkenin yeterince aptalı var, ırkçısı da var fakat Türkiye’deki kadar densizi, patavatsızı var mıdır emin değilim.

Bu ülkede fütursuzlukta şiraze ne zaman kaçtı, bu neye bağlıdır ben esas bunu merak ediyorum. Hangi hormon, hangi antibiyotik veya böcek ilacı buna sebep oldu var mı mesela araştıran?

Siyaseten doğruculuk bu kadar mı yabancı bir maddedir bizler için? Arkadaş arasında bile sesimizi alçaltarak söylediğimiz şeyleri bazıları nasıl bu kadar rahat sahnelerde, TV programlarında ve de köşelerde edebiliyor?

Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi tümüyle şüphe içindeyim. Şeffaf toplum bu değil di mi?

DİĞER YENİ YAZILAR