Kime niyet kime kısmet!

Beko Basketbol Ligi'nde yeni sezon öncesi oluşturulan kadrolara bakıldığında bu sezonun finalini 'Fenerbahçe Ülker - Anadolu Efes oynar' diyenlerin sayısı hiç de az değildi.

Özellikle Fenerbahçe Ülker önemli bir yatırımla Bo McCalebb, Romain Sato, Mike Batiste gibi Euroleague seviyesinde dahi üst düzey olan oyuncuları transfer etmiş ve takımın başına da başarılı İtalyan çalıştırıcı Simone Pianigiani'yi getirmişti.

Diğer taraftan Anadolu Efes de Jamon Gordon, Jordan Farmar, Semih Erden ve Josh Ship gibi önemli eklemelerle kadrosunu iyice güçlendirmişti.

Bu iki kulübe Galatasaray Medical Park da yaptığı transferlerle iyi bir rakip olurken, Beşiktaş yaşanan mali sıkıntılar nedeniyle bir sezonda üç kupa kazanan Ergin Ataman'ı ve takımını adeta dağıtmak zorunda kalarak Erman Kunter'in yönetiminde yeni bir takım kurmaya çalıştı.

EUROLEAGUE'DE YİNE HÜSRAN

Maalesef tüm büyük yatırımına rağmen Fenerbahçe Ülker, Euroleague'in normal sezonunda 10 maçta 5 galibiyet alabilerek Top 16'ya yükseldi. Top 16 sarı lacivertliler için tam bir kabus oldu. Euroleague'in yeni formatı gereği oynanan 14 maçta alınan sadece iki galibiyet ki birisi de yıkılmış durumda olan Beşiktaş'a karşı geldi. Fenerbahçe Ülker belki önemli yıldızlarının sakatlıklarıyla da boğuştu ancak bu denli bir başarısızlığın tek nedeni olarak da bu gösterilmemeli.

Maalesef futbol odaklı yönetilen kulüplerimizin zaten futbolda dahi önemsenmeyen altyapı faaliyetlerini basketbolda neredeyse hiç umursamamaları ve istikrardan yoksun bir şekilde her sene bir yıllık takımlar kurmaları aslında bu başarısızlıkların başlıca nedeni olarak gösterilebilir. İşte önceki sezon harikalar yaratan Beşiktaş bir yıllık takımı dağılınca Euroleague'in normal sezonunda iyi mücadele etse de asıl devlerle karşı karşıya geldiğinde dağıldı. Bir tek Anadolu Efes mevcut kadrosunu önemli eklemelerle güçlendirerek ve iyi bir antrenörle başladığı Euroleague macerasını zaman zaman anlamsız düşüşler yaşansa da nispeten iyi noktada bitirebildi. Ancak maalesef Efes'in de bu sezon önü farklı nedenler dolayısıyla karanlık görünüyor.

VE ERGİN ATAMAN FAKTÖRÜ

Sezon başında Fenerbahçe Ülker ve Anadolu Efes derken Ergin Ataman'ın Galatasaray Medical Park'ı istikrarlı bir şekilde ligi domine etmeyi başardı. Tabi ki Banvit ve Pınar Karşıyaka'nın da başarılı performansları göz ardı edilemez ancak şampiyonluk favorilerinin sapır sapır döküldüğü normal sezonu Galatasaray Medical Park çok iyi tamamlamayı başardı. Efes play-off ilk turunda Ted Kolejliler'i zar zor geçerken, Fenerbahçe Ülker Pınar Karşıyaka'ya iki maçta da yenilerek elendi. Banvit, Beşiktaş'ı maç kaybetmeden geçmekle kalmadı. Anadolu Efes'e de sadece bir maç kaybederek finale kaldı. Galatasaray Medical Park - Pınar Karşıyaka serisi sezonun hakedenlerinin karşılaşmasıydı ancak Galatasaray maç kaybetmeden adını finale yazdırdı. Final serisinde de Banvit rakibine göre bir iki seviye aşağıda kalınca Galatasaray yıllar sonra gelen haklı şampiyonluğu elde etti. Hani derler ya 'Kime niyet kime kısmet' diye. Galatasaray, kısmetin de ötesine giderek şampiyonluk ipini göğüsledi.

Kulüplerimizin her sezon olduğu gibi bu sezondan da alması gereken dersler var. Milli takımın da durumu ortadayken yerli oyuncuların kaliteleri ve özgüvenleri artırılmalı. Takıma gerçekten katkı verecek, sorumluluk almayı bilen ama aynı zamanda yüksek egolara sahip olmayan yabancılar alınmalı. Galatasaray geride kalan sezonda bunun çok iyi bir örneğini sergiledi. Ne zaman ki her sezon silbaştan kadrolardan vazgeçersek o zaman Euroleague'de de kulüplerimizi her zaman başa güreşirken göreceğimize inanıyorum.