Meclis açıldı. Ankara siyaseti, istimi hemen aldı. “Dün bir, bugün iki” derler ya… Tam öyle işte.
Pazartesi yeni yasama yılı açıldı, Salı partilerin ilk grup toplantıları yapıldı ve özellikle Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile İYİ Parti arasında tansiyon ilk günden yükseldi.
Meral Akşener’in partisinin grup kürsüsünden söylediklerine, MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın Twitter hesabı üzerinden, çok ağır ifadelerle yanıt verdi.
MHP ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) arasındaysa ‘Kemal Derviş polemiği’ yaşanıyor.
CHP, iktidara Amerikalı danışmanlık firmasıyla çalışma kararı nedeniyle yükleniyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) CHP’ye tepki gösteriyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) yerel seçimler için ittifak çağrısı yapıyor.
Büyük Birlik Partisi (BBP) idam cezasını geri getirmek için teklif hazırlığında.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 27’nci dönem, 2’nci yasama yılı açılışında yaptığı konuşma yakın geleceğin gündemine ilişkin çok sayıda mesaj içeriyordu.
Konuşmanın detayları VATAN’ın haber sayfalarında yer alıyor. Dolayısıyla bu satırlarda ilk güne dair başka mesajlar ve işaretleri bulacaksınız.
***
Cumhurbaşkanı’nı Meclis’e gelişinde iki başkanvekili karşıladı. AK Partili Mustafa Şentop ve MHP’li Meclis Başkanvekili Celal Adan.
Ayrılışındaysa, Erdoğan’ı uğurlayanlar arasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de vardı.
Cumhurbaşkanı’nın genel kurulda yaptığı konuşmanın ardından TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Meclis’te grubu bulunan partilerin genel başkanları ve grup başkanlarını odasında çay kahve içmeye davet etti.
İlk güne özel bu nezaket buluşmasına HDP davet edilmedi. CHP ise davete icabet etmedi.
Böylece 35 dakikalık sohbette, AK Parti, MHP, BBP ve İYİ Parti’nin lider, grup başkanı ve kurmayları yer almış oldu.
Yerel seçim 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak.
Tam 6 ay var önümüzde.
Hangi şehirde, hangi partiden kimlerin aday olacağını tartışıyoruz daha şimdiden.
Ak Parti ile MHP’den müteşekkil Cumhur İttifakı’nın yerel seçimde yapacağı iş birliğinin detaylarını konuşuyoruz.
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerine Millet İttifakı olarak birlikte giren CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi, 2019 yerel seçiminde de ortak bir strateji belirleyecek mi; buna bakıyoruz.
CHP ayrıca, özellikle İstanbul ve bazı ilçelerinde HDP ile ilişkisini nasıl bir düzleme oturtacak (ya da böyle bir gündemi olacak mı) bu noktayı da merakla takip ediyoruz.
Partilerin, siyasetçilerin ve dolayısıyla medyanın yerel seçim gündeminin bu şekilde oluşması doğal.
Peki ya seçmen nasıl bakıyor belediye seçimlerine?
Geçen haftanın önemli gündem maddelerinden biri, ‘Türkiye’nin İdlib’e asker göndermesi’yle ilgili haberlerdi.
Gazete sayfaları ve televizyon ekranlarında konuyla ilgili yazılanlara, konuşulanlara bakınca; görünen o ki, bu mevzuda bazı noktaların aydınlatılması gerekiyor.
Şu noktayı netleştirelim: Türkiye’nin İdlib şehir merkezinde askeri birlik görevlendirilmesi gibi bir durum yok.
Söz konusu olan bölgedeki 12 gözlem merkezinin güçlendirilmesi.
***
Türkiye açısından Suriye gündeminin halihazırdaki en kritik adresi İdlib.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Tahran’daki Türkiye İran Rusya üçlü zirvesinden çıkan sonuçtan tatmin olmadı ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Soçi’de buluştu. İdlib’de izlenecek yol haritası Soçi’de netleşti ve açıklandı.
Enerji Bakanı Fatih Dönmez, Japonlar’ın Sinop’ta kuracağı nükleer santralde fizibilitenin tamamlandığını açıkladı. Dönmez, 3’üncü nükleer santral için de yerin büyük ihtimalle Trakya olacağını ve burası için Çinliler’in bir fizibilite çalışmasına başlayacağını söyledi
Türkiye’nin ilk nükleer santrali Akkuyu Cumhuriyetin’in 100’üncü yılı 2023’e yetiştirilmeye çalışılırken, Sinop için de süreç hızlanıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Japonlar’ın Sinop’ta kurulacak 2’nci nükleer santralde fizibilite çalışmasını yaptıklarını ve bakanlığa sunduklarını belirterek, “Sinop’ta Japonlar ile çalışmalarımız var. Şimdi onlar fizibilite çalışmasını yapıp Temmuz’da sundular. Bizim ekibimiz, o fizibiliteyi inceliyorlar” açıklamasını yaptı. Dönmez, gazetelerin Ankara temsilcileriyle yaptığı sohbet toplantısında Türkiye’nin enerji politikası ile gündemdeki son gelişmeleri değerlendirdi. Dönmez’in konuşmalarından satırbaşları şöyle:
Akkuyu 2023’te hazır
Soçi’deki zirvede enerji başlığı vardı. Rusya ile Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile ilgili çalışmalar devam ediyor.
Nisan’da temelini atmıştık. Şu anda orada temelle alakalı ve projenin diğer safhaları ile alakalı, yani inşaat faaliyetleri daha henüz reaktör aşamasına gelmedi, çalışmalar devam ediyor. Teyit ettiler, 2023’e bir aksilik olmazsa, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında orada ilk reaktörü işletmeye alma hedefimiz var.
En az 30 kriter
3’üncü santralde yer Trakya gibi gözüküyor. Orada Çinliler ile görüşüyoruz. Nükleer projeler çok zaman alıyor. Yer seçimi için en az 25-30 tane kriter değerlendiriliyor. Bir de işin ekonomik olarak analizi de önemli tabi.
Reyhanlı katliamının fail ve planlayıcılarından Yusuf Nazik, Suriye’nin Lazkiye şehrinde yakalanıp Türkiye’ye getirildi. Bu tür operasyonlar, Amerikan Merkezî İstihbarat Teşkilatı (CIA), Sovyetler Birliği Döneminde KGB şimdi Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) ya da İsrail İstihbarat ve Operasyonlar Enstitüsü (MOSSAD) tarafından gerçekleştirildiğinde casus romanlarına, sinema filmlerine konu oluyor.
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) Yusuf Nazik operasyonu tam da bu bahsettiğim türden…
**
Terörle kaynağında mücadele ya da terörü kaynağında önleme… Türkiye’nin yurt dışı bağlantılı terörist faaliyetlere karşı hayata geçirdiği yeni konseptin adı bu.
MİT son dönemde, arananlar listesindeki önemli isimleri nokta operasyonlarla alıp (çok sevmesem ve kullanmayı tercih etmesem de, moda tabiriyle ‘paketleyip’) getiriyor.
Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede etkili, güçlü ve caydırıcı olması açısından önemlidir bu durum.
Yusuf Nazik’in Lazkiye’de yaklaşık 6 ay süreyle takip edildikten sonra alınıp sessiz sedasız Türkiye’ye getirilmesi ve bu operasyonun, istihbarat sorgusu tamamlandıktan sonra kamuoyuyla paylaşılması da öyle…
Ankara’da, Flamingo Pastanesi vardır. Bilenler bilir…
Başkentin köklü, kentle özdeş mekanlarındandır Flamingo.
1950’li yıllardan itibaren Ankara’nın siyasetçisinden sanatçısına, bürokratından gazetecisine; şehrin kültür merkezlerindendir.
1985’te Kızılay Selanik Sokak’ta açılan dükkanı, Tunalı Hilmi Caddesi’ndeki takip etmişti. Ürün ve hizmet kalitesiyle Ankaralıların klasikleşmiş buluşma noktalarındandır Flamingolar.
Tunalı’daki pastane 2014 yılında kapandığında, müdavimleri ve semt sakinlerinin hayatından bir parça eksilmişti. Tabii kentin hafızasından da…
Şimdilerde Kızılay’ın yanı sıra bir şube de Tepe Prime iş ve yaşam merkezinde var.
***
Birkaç gün önce uğradığımda, babasından devraldığı markayı aynı geleneklerle yaşatan Hasan Kuluhan ile sohbet ettik.
Ekonomi dünyası Perşembe’yi bekliyor.
Aslında artık herkes. Yani hem piyasa hem de sokaktaki insan.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Perşembe (13 Eylül 2018) günü öğleden sonra saat 2’de toplanacak.
Dedim ya; herkesin gözü kulağı o toplantıdan çıkacak faiz artırımı kararında.
Faiz oranı artacak mı? Artarsa ne kadar artacak?
Alınacak karar piyasayı doğrudan etkileyecek. Döviz kurlarını da öyle.
Dolayısıyla, Perşembe öğleden sonra yapılacak açıklama hepimizi yakından ilgilendiriyor.
***