Masal sürüyor!

24 Aralık 2017

EŞİKTAŞ, F.Bahçe, Trabzonspor puan kaybetmişken liderliğini pekiştirmek için sahaya çıkan Başakşehir bilhassa ilk yarı bildiğini oynadı. Çünkü Abdullah Avcı’nın takımı giderek ‘Türkiye’nin en iyi set oynayan’ takımı haline bürünüyor. Sürekli çalıştıkları için bir yerden sonra alışkanlık haline dönüşüyor yaptıkları. Gol de ‘o set çalışmalarının’ ürünü! Sonrasında da oyun Başakşehir’de kaldı. İlk yarı biteyazarken gelen gol ikinci yarı belki de hocanın tüm planlarını değiştirdi. Maçın başındaki açıklamasında rakibin geçiş oyunlarında Türkiye’nin en iyi takımlarından biri olduğunun altını çizmişti. Yani 2.yarıda 1-0 önde olsan başka oyun, 1-1 olunca başka oyun!

TEMEL stoperin de yok. Dengeli oynamalısın. Bunun sıkıntısını yaşadı bir parça Başakşehir! Oyun olarak dövdüğün rakibine pozisyon üstünlüğü sağlasan da skor üstünlüğü elde edemedin! Taa ki Kerim’in ortasında Mossoro’nun harika kafa vuruşuna kadar.

YERİ ZOR DOLAR!

AVCI’NIN gelecek yıllara dönük en büyük derdi bir Mossoro bulamamak. Oyun sisteminde öyle önemli ki.. Onu plase edecek oyuncu arayışına şimdiden girdiğini biliyorum. Orta saha oyuncusuysan böyle oynayacaksın. Seti de biliyor, araya koşuyu da dikine koşuyu da asisti de golü de! Hocasının onu gol sonrası sırtına alması boşa değil!

SÖZÜN özü iki takım arası sıklet farkı vardı. Hakkı olan kazandı. Kasımpaşa’nın düşeceğini sanmıyorum. İki üç takviye ile ligin şaşırtan takımlarından biri olmayı sürdürür. Başakşehir ise şaşırtmıyor. Büyülemeye devam ediyor. Sonuna kadar yarışın içinde olacaklardır. Sadece değişmediler; geliştiler, dönüştüler. Antrenör takımı olma konusunda tarih yazıyorlar. Masal sürüyor.

Devamını Oku

Bu oyunun geleceği yok!

23 Aralık 2017

SONUÇTAN ve çocuğun oyunundan bağımsız! Aykut Kocaman’ın Oğuz Kağan’a ilk 11’de şans vermesi övülmelidir. Hoca istese, Soldado-Fernandao-Ozan-Alper dörtlüsünden birini 11’e koyar biz de normal bulurduk. Ancak hoca idman performansını, maçlardaki verimliliği göz önüne almış olacak ki ona 11’de şans verdi. İyi de yaptı. Devrede çıkardı. Takdir ondadır; bize de cesaretli tavrından ötürü kutlamak düşer.

İLK yarıda ömrümüzden 45 dakika çalındı! Zaten F.Bahçe maçlarını izlemek, en az %50 bu riskle yaşamak demek. Oyuncu kalitesini oyun kalitesine dönüştüremeyen takım izleyip duruyoruz biteviye! Oğuz Kağan ve Mehmet Topal ile tahkim orta sahanın önünde yetenekli, santrforsuz 4’lü hepimizi uyuttu!

MUTLU DEĞİLLER

2. yarı Soldado ile hücum çeşitliliği görebileceğiz sanmıştık. Mümkün olmadı. 58’de Isla’nın hatası sebebiyle geriye düştükten sonra maçın içine giren ve 85’te direkte patlayan top dışında hiçbir pozisyon vermeyen F.Bahçe, son dakikalarda rakibini ablukaya aldı. 90 artılarda bulduğu pozisyonlarla kazanabilirdi de! Kazansaydı da yazacaklarımız değişmezdi. Bu takım böyle oynamayı ve izlenmeyi hak etmiyor.

F.BAHÇELİ ‘sadece kazanınca mutlu olan’ bir topluluk değil. Aykut hoca, maç içinde oyunu değiştirmeye çalışırken dahi tedbiri elden bırakmıyor. Huydur; fıtratıdır. Biz yazınca değişmez. Ancak taraftar mutlu değil. Hocanın bunu değiştirmek için çaba göstermesi gerektiğine inanıyorlar. Ama karşılıkları henüz yok. Bu beraberlik şampiyonluk yarışında derin bir yara açmaz.

Devamını Oku

Ferhat, Avcı ve İrfan Can

17 Aralık 2017

MAÇIN adamı Ferhat! 4 gol yiyen kaleci nasıl maçın adamı olur? Şöyle… 7. dakikada güzel bir organizasyon ile bulunan gol sonrasında bunu korumak elbette Antalya’nın hakkıydı. Kaleye yaslanmak ile savunma yapmak arasındaki ince çizgi yine korunamadı. 2. yarı belki nakavt seviyesine geldi ama ilk yarıdaki Başakşehir baskısını da atlamamalı. 30 civarında şut attılar maç boyu! İşte Ferhat orada ortaya çıktı. Abide gibi durdu üç direk arasında. Epureanu’nun kilidi açan golünden sonra da oyundan düşmedi. Hatta 3-1 sonrası bile… Bende maçın adamı Ferhat!

ELBETTE 4 gol atan, oyun üstünlüğünü neredeyse 80 dakika elinde tutan Başakşehir’e sıralı övgüler dizmeli. Maç boyu 50 civarı ceza sahası topla buluşması yapan bir takım, o kilidi orta sahasıyla açamasaydı, stoperiyle açacaktı; açtı da! Sonrası da geldi. Çünkü yedek kulübesinde oyunu değiştirebilecek oyuncuları, onların oyununu bilen oyun kurucu bir hocası var!

HAFTA boyu yapılan taktik çalışmalar, saatler süren video izlemeler, bitmek bilinmeyen duran top organizasyonları çalışmaları semeresini gösteriyor. Mahmut ve Adebayor gibi iki temel oyuncun yokken, neredeyse 80 dakika kapanan rakibe sabırla çeşitli setlerle hücum etmek, plan işi. Elindekilerle olmadı mı? Mevlüt ile Can ile, Napoleoni ile olur; oldurursun. Kulübede ekibine hakim, dersini çalışan, işine saygılı bir teknik adamın varsa olur!

MİLLİ TAKIM YOLU...

2 gol atan Epureanu da maça damga vuranlardan ama (maçı 2-1’e getiren) İrfan Can’a ayrı bir parantez açmalı. G.Saray maçına hoca onu Emre’nin alternatifi olarak oyuna sürünce şaşırmış, “orta sahayı yumuşaklaştırmış” demiştim. İrfan başta o maç olmak üzere üzerine koyarak gidiyor. Kanat da, 10 numara da oynayabilirken 8’e evrilebilmesini kıymetli buluyorum. Milli takım için de önemli bir kazanım. “İstanbul’da bir yıldız daha kayıyor”dan, A milli takım oyunculuğuna geçişini takip ediyoruz. Böyle giderse de olacak!

Devamını Oku

Kazanan Sabet Aybaba

10 Aralık 2017

SAMET Hoca’nın maçı kazanması hiç önemli değil biliyor musunuz? Daha önemli yaptığı şu ki Mert Hakan Yandaş diye bir oyuncuyla tanıştırdı futbol kamuoyunu, 1994’lü! Yani genç menç değil, ancak hoca aslan gibi forma verdi; çocuk da nefis oynadı 77 dakika. Maçtan öte büyük kazanım budur.

BAŞKA 1994’lü Emre Kılınç zaten takımın gediklilerinden artık. Oyuna sonradan giren 1992’li Hakan Bilgin de aldığı dakikalarda görevini yaptı. Bazen sadece maç kazanmazsınız. Samet Hoca gibi oyuncu da kazanırsınız.

YANİ neymiş? Yabancı sınırı tartışmaları ‘oyuncu yetiştirilebilirse’ hele bir de şans verilirse manasız konuşmalar olarak kalabiliyormuş. Sivasspor kaybetse de aynı cümleleri yazacaktım.

BECERİKSİZLİK...

MAÇA gelince. Sivasspor iyi bir savunma oyunuyla kazanmayı başardı. İlk yarıda topu alıp oyunu alamayan Başakşehir, ikinci yarıda hem topu hem oyunu aldı ama maçı alamadı. Başakşehir’in kredilerinin içinde bir kayıptı bu maç. Gerçi beklentim beraberlik yönündeydi ama son vuruşlarda bu kadar beceriksiz olacaklarını tahmin edemedim.

ABDULLAH Hoca kulübeyi ve sahayı çok doğru yönetti. Elindeki tüm malzemeyi kullandı; sonuç gelmedi. Samet Hoca ise rakibin işletim sistemi olan Mahmut-Emre eksenini çok doğru kapattığı için diğer savunma setlerini de doğru oynayan bir ekip ortaya çıkmış oldu.

BAŞAKŞEHİR ligin en iyi top oynayan iki ekibinden biri. Ancak bugün 26. resmi maçlarına çıktılar. Avrupa’nın en yaşlı liginin en yaşlı takımı olması nedeniyle bu tip durumlarda zorlanacakları kesin. Şampiyonluk yarışındaki en büyük hadnikapları da bu...

Devamını Oku

Rotasyon mu? Korumalı mod mu?

8 Aralık 2017

VISCA’NIN golüyle başlamalı. Deftere çizsen bu kadar güzel olur! Harika attı Bosnalı. Ancak İrfan Can’nın da zeka dolu ortasını görmezden gelmeyelim. Herkes için ‘kendini gösterip sonrasında kaybolmaya meyyal’ genç yıldız adaylarından biri olmak üzereyken birkaç haftadır şansını çok iyi değerlendiriyor. Kanat ve 10 numara pozisyonunda oynayabilirken merkez orta sahanın ikisinden biri, ağırlıklı 8 numaraya evrilebilen İrfan’daki gelişmeyi not etmeliyiz.

TABİİ bu şans ve gelişimi ona sağlayan Abdullah Avcı’yı da! İlk yarı gol dışında Başakşehir için çok kötü geçti. Yüreğimiz ağzımızda izledik! Braga harika oyununu gol ile süsleyemedi. 20’den sonra maç ve oyun onlarındı. Gol dışında herşeyi yaptılar. İlk yarı sevindiğimiz ikinci an ise Hoffenheim’in golüydü. Kalanı endişe!

ARADIKLARINI 55’te Raul Silva ile bulunca kulak kesildiğimiz yer Almanya oldu! Golün ardından hemen reaksiyon gösteren Abdullah Avcı, Emre ve Batdal’ı oyuna alıp hem oyunu hem oyuncuları değiştirme cihetine gitti.

BEKLEMEDİĞİMİZ HABER

ALMANYA’DAN da beklemediğimiz gol haberi gelince heyecanımız düştü! Sonrasında hocanın hamlesinin ürünü olarak oyuna ortak olduk. Mossoro’nun kendini bırakmasının ardından kazandığımız penaltıyla iyiden iyiye Almanya’ya çevirdik mikrofonları.

Türkiye’nin aktif 2 numaralı hocası Abdullah Avcı’nın kariyeri konuşulurken bu 6 maç çokça ele alınacak. Kamuoyu ‘Avrupa’yı önemsemedi’, hoca ise ‘kadromu idareli kullandım’ yorumuyla geçirdi bu süreci. Hocanın herkesi ikna edici açıklamaları yapacağını sanıyorum. Çünkü herkes bu yılki Başakşehir’i ‘ligi önemseyip, Avrupa’yı ciddiye almayan’ bir takım olarak algıladı. Şu anki tavır da ‘hocanın istediği oldu!’ şeklinde. Bu konu açıklığa muhtaç! Yine de galibiyet güzel. Tebrikler Başakşehir… (Öte yanıyla Mossoro’nun o penaltıyı almasını sindiremedim!)

Devamını Oku

ÇALIŞTIRICI

2 Aralık 2017

ÇALIŞTIRICI ile teknik adam arasındaki farkı göstermek adına kriter bir maçtı. 8 büyük maçta 1 puan alabilene hoca denilen ‘ama abi bir şeyler deniyor!’ denen bir ülkede romantik bakışın egemenliği üzgünüm kabul edilemez! Denayer’i sol bek çıkaran, hücuma ait bir adet dahi planı olmayan, büyük takım olma, yapma vizyonundan uzak bir çalıştırıcı ile G.Saray’ın bu yılı da zor!

OĞUZHAN ve Tolgay ile merkezden oynayacağı aşikar bir takıma ikinci yarının ilk 22 dakikasında en az 5 pozisyon veren hocanın oyunculuk referansı Juve’de stoperlik öyle mi? Peki! Öyle olsun; mübarek olsun!

BAŞAKŞEHİR maçında Attamah’ın 4 adım atarak vurduğu kafa ve attığı gol, kendisinin ne ulu bir taktisyen olduğunu (!) anlatıyordu bize! Neyse yönetim bu kenar yönetiminden hoşnutsa (ki başkan külliyen hoşnutuz diyor!) bizimkiler laf-ı güzaf! Yalnız G.Saray’lılar şunu unutmasın.. ‘1-0 gerideyken 69’da Belhanda yerine Selçuk’u alıp oyunu daha da kısırlaştırmaya çalışan bir hocaları var!’ Mutlularsa sorun yok!

TEK LAF EDİLEMEZ

RAKİP hoca ‘82’de savunmacı Atiba’yı maç 2-0 iken çıkarıp hücumcu Talisca’yı alıyor!’ İki ekip arasındaki fark, anlayış uçurumu bu! Beşiktaş hakkıyla harika bir galibiyet aldı! Tek olumsuz laf edilemez! Yapılacak tek eleştiri farkın 2.yarı niçin 5-6’ya çıkmadığına dönük olabilir! Son iki not da Fırat hoca ile Nando’ya! 38’de Oğuzhan’ın pozisyonu net penaltı! Hoca doğru süzemedi! Muslera da formsuzluğun fevkinde! 46’daki pozisyon kariyerine yakışmadı!

Devamını Oku

Beşiktaş’a yetmez

25 Kasım 2017

GEÇEN hafta Başakşehir’de Çaiçara, Mahmut, Emre yoktu; 5 yedi G.Saray! Kuşkusuz Alanya, Başakşehir değil ama Fernandes, Love ve 60 dakika M’Billa yokluğu Alanya’yı etkiledi. Susiç hoca defansını orta sahaya yakın tutarak ‘oyunumdan eksiklerim de olsa taviz vermem!’ mesajı verdi. Kalite eksikliği, bırakın son vuruşları, ceza sahasına gidişleri bile etkiledi.

HALBUKİ Fernando yokluğunda, bilhassa sonlara doğru G.Saray merkez orta sahası döküldü oğlu döküldü! Çarçabuk kat edilen mesafelerde hiç dirençle karşılaşmayan Alanyalı oyuncular, sonrasında ise neredeyse hiçbir atağı sonuçlandıramadı! Yani kimse maç 1-0 iken 1-1’e gelir diye düşünmedi; Alanya düşündürtemedi! G.Saray ise Gary Rodriquez’in sırtına bindiği maçı Yasin ve Gomis’in golleri ile kazandı. Takımın çalıştırıcısı, muhtemelen Gary performansını görünce ‘onu niye daha fazla kullanmadığını’ düşünmüştür. 3 golcüsü olmayan bir rakibi, iç sahada (Fernando’suz da olsa) yenmek mesele değil! Bu oyun Beşiktaş’ı yenemez! Kenar katkısı sıfır olan, oyuncu değişikliklerini kısmen tribüne kulak vererek yapan bir hoca ile Alanya, G.Birliği falan yener takılırsın.

FAYDA SAĞLAMAZ

Hiçbir bire bir rakibinden puan alamayan G.Saray’ın işi kolay değil! 2 Aralık’ta Beşiktaş maçını bu oyunla kazanmak imkansıza yakın. Son not taraftara.. Takımınızın hiçbir oyuncusunu gerekçe ne olursa olsun ‘oynarken’ ıslıklamak, kimseye fayda sağlamaz! Etmeyin!

Devamını Oku