Hayatımın en zor günleri..

Yaza girerken sinirlerim bozuk.. Sahibim olacak adam abuk sabuk konuşmaya başladı.. Zaten hep abuk sabuk konuşur da bu defa sebebi başka.. Kendine yeni bir kız arkadaş bulmuş.. Kızın ne kadar cins bir şey olduğunu kapıdan içeri ilk adımını attığı anda anladım.. Gözüm bacaklarına ilişti.. Yeni doğmuş bir eniğin kuyruğu kadar kıllıydı..

Haberin Devamı

Yaza girerken sinirlerim bozuk.. Sahibim olacak adam abuk sabuk konuşmaya başladı.. Zaten hep abuk sabuk konuşur da bu defa sebebi başka.. Kendine yeni bir kız arkadaş bulmuş.. Kızın ne kadar cins bir şey olduğunu kapıdan içeri ilk adımını attığı anda anladım.. Gözüm bacaklarına ilişti.. Yeni doğmuş bir eniğin kuyruğu kadar kıllıydı.. Tecrübemle biliyorum.. İnsan kısmı fazla sevmez kılı.. Kendilerini yok sakal traşıydı, yok saç kesimiydi, yok epilasyon diye ikide bir yolup durmalarının sebebi bu..

Onlar bizim gibi üreme zamanı geldiğinde kokular salgılamazlar.. Hormonları değişiktir.. Kimin üremeye hazır olduğunu koklayarak anlama imkânı yoktur.. Sadece barlara gidenler bunun istisnasıdır.. Bara giden insanın erkeği ve dişisi yeterince alkol alır, o zaman birbirlerinin ağızlarını koklayıp ne halde olduğunu anlarlar.. Genelde erkek dişinin ağzını ısırmak ister.. Dişi ağzını ısırtırsa çiftleşmeye hazırdır..

İkinci işaret..
Tüy yolma işlemi ise asıl işarettir.. Bir insan dişisi (kadın) tüylerini yolmaya başladı mı bir şeylere hazırlanıyor demektir.. Hazırlanmasa bile amacı kendini erkeğe beğendirmektir.. Tabii bu genellemeyi çoğunluk için yapıyorum.. Bir de azınlıkta olanlar var.. Dişiler bunlara kendi aralarında "feminist" veya "marjinaller" diyor.. Bunlar da diğer insan dişisinin tam tersidir.. Tüylerini çok severler.. Katiyen kesmezler.. Hatta vücutlarının değişik yerlerinde erkekler gibi sakal bırakırlar.. Genelde huysuz, aksi tiplerdir.. Çiftleşme zamanı geldiğinde erkeğin ağzını önce onlar ısırmak ister.. Sürü hiyerarşisine de uymazlar.. İnsanların erkeği genelde önde yürür dişisi onu izler.. Şehirlerde yan yana yürüseler de erkek hakimdir.. Vücudundaki kılları seven dişi türü ise bu kurallara aldırış etmez.. Eden erkeği de hırlayarak kaçırır..

İşte sahibimin eve getirdiği kızın bacaklarını gördüğüm anda bu türden biri olduğunu anladım, hemen kanepenin arkasına saklandım.. Bizimkinin huyu.. İlla ki beni kıza gösterecek.. Vücudumun garipliğine gülmelerini isteyecek.. Nitekim o gün de öyle yaptı.. Evin içinde "Mahgüdük.. Mahgüdük.." diye bağıra çağıra dolanırken beni saklandığım yerde buldu, tasmamdan sürükleyerek getirip kızın ayaklarının dibine bıraktı..

Beni korkutuyor..
Kız eve gelip giden diğer dişilerin aksine beni görünce "Canınım.." diye başlayan sevgi gösterisi yapmadı.. Tam tersine, soğuk soğuk bakıp "Bu erkek mi dişi mi?" diye sordu.. Erkek olduğumu öğrenince de "Kısırlaştırılmış mı?" dedi.. Sahibim de bön.. Kızın sorusundaki maksadı anlamadı.. "Kısır değil benim oğlum.. Aslan gibi erkek.." diye babalandı.. Vaaay! Sen misin bu lafı eden.. Kız bizimkinin canına okudu.. Ne erkek egemen toplumun yıkılması gerektiğini bıraktı ne de erkeklerin saldırganlığının bir yerde bitmesini.. Lafı insan ilişkisinden aldı, biz köpeklere getirdi.. Dişilerin üzerine çıkıp keyfimizin hakkını veriyormuşuz.. Ondan sonra olan dişi köpeklere oluyormuş.. Bir batında on, on bir enik doğurup bakmak zorunda kalıyorlarmış.. Zavallı dişiler yavrularını mı beslesinler yoksa hayatta kalma savaşı mı yapsınlar bilemiyorlarmış..

Benim sersem sahibim de iki lafı yan yana getirip erkek milleti için bir laf etse ya! Hayır edebilemez.. Edemediği gibi ağzını açtığında işi daha da berbat eder.. O ilk ziyarette de öyle oldu.. Bizimki ikide bir "Bir içki alır mısın?" lafını etti ama "Ben köpeğimin erkekliğine dokundurmam.." diyemedi.. Tabii derdi kızı sarhoş etmek.. O zaman ağzını koklayacak, çiftleşmeye hazır olup olmadığını anlayacak.. Karakterini dişlediğimin şerefsizi..

Başımız belada..
Kız tutturmasın mı "Bu hayvanı kısırlaştır.." diye.. Bizimki de "Bakarız, bakarız.." deyip kolunu kızın beline sarmaya çalışıyor.. Daha fazla dayanamayıp içeri kaçtım.. Yatak odasından gelen sesleri duydukça saklandığım yerden daha beter büzüldüm.. O kız ne kadar çok bağınyordu öyle? Galiba bizimki yatakta korkup kuyruğunu kıstı, kız da ona kızıp bağırdı diye düşündüm.. Sabah anladım ki öyle değilmiş.. Tek umudum kızın o gece eve ilk ve son kez gelişi olmasıydı.. Ertesi gün yine gelmesin mi? Yine aynı şeyi tutturdu, bu sefer daha da kararlı.. Sahibimin de gözü korktu herhalde ki ertesi gün beni alıp ofise getirdi.. Üç gündür burada kalıyorum.. Ödüm kopuyor sahibim kıza "evet" diyecek diye..

Erkek köpeğin kısırlaştırılması işini de ilk kez duyuyorum.. Bizim memlekette genelde dişileri götürüp kısırlaştırırlar.. Hiç kısırlaştırılan erkek köpek tanımadım.. O yüzden nasıl yapıldığına dair bir fikrim yok.. Bizim mahallede kurt /çoban kırması bir köpek vardı.. Homeless.. Avare avare gezer.. İri yarı olduğundan ona insanlar da bulaşmaz.. Beni de sever.. Her gördüğünde "Lan keçi.. Seni daha kısırlaştırmadılar mı?" diye takılır.. Bir kere ona "Erkek köpek kısırlaştırılmaz.. Yanlış biliyorsun.." deyip, itiraz edecek olmuştum.. "Götürüp kestiklerinde olur mu olmaz mı anlarsın.." demişti.. Şimdi onun lafları geliyor aklıma.. Korkudan çişimi tutamıyorum.. Ofisi leş gibi kokuttuk..

DİĞER YENİ YAZILAR