Lüksleşen spor sporlaşan lüks

26 Mayıs 2018

Son birkaç yıldır konuşup durduğumuz ‘lüks ve spor’ buluşması, moda dünyasında kalıcı olacağa benziyor. Özellikle lüks markaların spor ayakkabı modelleri ve spor giyim markalarının lüks kategoriye kayan ayakkabıları, bu yeni dönemin yıldızları arasında sayılıyor. Fiyatları 1,500 TL seviyelerinden başlayan ve yüz binlerce liraya ulaşan lüks spor ayakkabıların peynir ekmek gibi satılması, spor giyim markalarını da harekete geçirmiş gibi görünüyor.

En çok tanınan spor giyim markaları arasında yer alan Nike, Adidas ya da Puma artık sadece herkese hitap edecek ‘uygun’ modelleri satmakla yetinmiyor. Bu gibi markalar, lüks tüketicilerin kalbini çalacak daha iddialı, sınırlı sayıda üretilen ya da özel malzemeler kullanılarak hazırlanmış spor ayakkabı modellerini kimi zaman lüks markalarla aynı fiyatlarla, kimi zamansa çok daha yüksek etiketlerle satışa sunuyor.

Lüksün giderek rahatlığı kucakladığı bu dönemde spor giyim markalarının pastadan pay almak istemesi kadar doğal bir şey yok. Hatta aksine, eminim bu markaların yöneticileri spor stilin giderek daha geniş kitlelere yayılmasından bir hayli memnundurlar.

Spor ayakkabılar öncülüğünde yaşanan bu dönüşüm yavaş yavaş diğer aksesuarlara ve kıyafetlere de yansıyor. Yüksek modanın sokakla buluştuğu trendler daha uzun süre hayatımızda önemli bir yer kaplayacak gibi duruyor.

Paris çıkartması!

Milano Moda Haftası’nın açılışını yapan ve yıllardır takvimdeki yerini kimselere kaptırmayan Gucci, radikal bir değişikliğe imza atıyor. Yapılan açıklamaya göre ünlü İtalyan marka, önümüzdeki eylül ayında gerçekleştireceği defilesini alışılageldiği üzere Milano’da değil, Paris’te düzenlemeye hazırlanıyor.

Daha önce ara koleksiyonlarını Londra ya da Floransa gibi şehirlerde sunan Gucci’nin dünyayı gezme hevesine alışkınız. Ancak markanın Milano Moda Haftası takviminden Paris Moda Haftası takvimine kayması çok da öngörülecek bir şey değildi.

Yapılan açıklama, markanın kreatif direktörü Alessandro Michele’nin Paris’e ve Paris’ten çıkan yaratıcı düşüncelere bir saygı duruşu gerçekleştirmek istediği yönünde. Bir kereye mahsus olmak üzere yapılan bu değişikliğin kutsal moda ayı boyunca objektifleri Paris’e çevireceğindense şüphem yok. Bakalım Michele, bu hamlesiyle bir süredir monotonlaşan markasının arkasına yeni bir rüzgar almayı başarabilecek mi?

Devamını Oku

Aktivizm kırmızı halıda

19 Mayıs 2018

Cannes Film Festivali sadece ödüllü filmlerin, birbirinden ünlü yönetmen ve oyuncuların bir araya geldiği bir kutlama değil, aynı zamanda yıldızların birbiriyle yarıştığı kırmızı halı seremonisiyle de popüler kültürün ayrılmaz bir parçası. Tam da bu sayede özellikle oyuncular, gündeme getirmek istedikleri pek çok konuyu festival döneminde paylaşma şansı buluyor.

Son dönemde moda dünyasında da yansımalarını gördüğümüz ‘eşitlik’ konusu, bir süredir Hollywood’un da gündeminde. Farklı ödül törenlerinde yapılan protestolar ve genellikle moda dergilerinin sayfalarında karşımıza çıkan açıklamalar, bu konunun henüz çözüme ulaşmadığını gösteriyor.

Kırmızı halı protestolarının en yeni örnekleriyse Cannes Film Festivali’nden geldi. Ünlü oyuncu Kristen Stewart, kırmızı halıda Chanel tasarımı bir elbiseyle poz verirken birden bire Christian Louboutin topuklu ayakkabılarını çıkarttı. Ayakkabılarını eline alıp çıplak ayakla merdivenleri tırmanan Stewart’ın bu hareketi kimileri tarafından şımarıklık, kimileri tarafından cesur bir protesto olarak algılandı.

Bilmeyenler için ufak bir hatırlatma. Cannes Film Festivali’nin kırmızı halı etkinliklerinde yazılı olmayan ancak bütün katılımcıların uyması beklenen kurallar var. Bu kurallardan birisi de kadınların etkinliklere topuklu ayakkabıyla katılmaları gerektiği. Moda ve sinema dünyalarını buluşturan bu denli saygın ve önemli bir etkinliğin cinsiyetçi kıyafet dayatmalarından bir süredir rahatsız olunduğunu biliyorduk. Ancak Kristen Stewart’ın hamlesiyle bu konunun altının çizildiğini vurgulamakta fayda var.

Bu arada Stewart, sadece tek hamleyle yetinmedi. Festivalin bir başka gününde boy gösterdiği kırmızı halıda yine sınırları zorlamayı tercih etti. Chanel tasarımı bir takım elbiseyi ‘loafer’ tipi klasik ayakkabılarla tamamlayan ünlü oyuncu, yazılı olmayan kıyafet kurallarını ardı ardına yıkmaya niyetli gibiydi.

Son olarak, on altı siyahi kadın oyuncu, ırk ve renk gibi tartışmalara dikkat çekmek için kırmızı halıda buluştu. Bu protestoyu moda dünyasında konuşulur yapansa bütün oyuncuların Balmain tarafından giydirilmiş olmasıydı. Balmain’ın bu konuda resmi bir açıklamasına henüz denk gelmesem de markanın direksiyonunda siyahi bir tasarımcı olan Olivier Rousteing’in oturması, bunun önceden kararlaştırılmış bir hareket olduğunu düşündürüyor.

Kırmızı halı aktivizminin herhangi bir getirisi olup olmadığını anlamak için biraz zamana ihtiyacımız olsa da ‘eşitlik’ konusunu gündeme taşımayı başardığından eminim.

Renkli bir seyahat

Devamını Oku

Bir kolyenin peşinde

18 Mayıs 2018

Ocean’s 11 ile başlayıp üç filmlik bir seriye dönüşen eğlenceli soygun hikayelerinde sıra kadınlara geldi. Ünlü soyguncu Danny Ocean’ın kurduğu, ünlü isimlerle dolu soygun ekiplerinin tek rakibiyse kız kardeşi Debbie Ocean’ın tamamen kadınlardan oluşan ‘Ocean’s 8’ ekibi

Peki ‘Ocean’s 8’ hikayesi sizce neden bu kadar ilgimi çekti? Çünkü film, moda dünyasının en ihtişamlı gecelerinden olan MET Gala sırasında gerçekleşen bir soygunu konu ediniyor. Hem de soygunun odağında Maison de Cartier’nin eşsiz tasarımları yer alıyor.

Fragmanlardan gördüğüm kadarıyla filmde Anne Hathaway’in hayat verdiği karakterin MET Gala’ya katıldığı sırada boynunda yer alan Cartier kolye, bol sıfırlı etiket fiyatıyla ve göz alıcı tasarımıyla dudak uçuklatıyor. Debbie Ocean ve ekibini harekete geçiren de yine bu eşsiz tasarım oluyor.

Maison de Cartier, tek mücevher ortağı olarak yer aldığı filmdeki bu özel tasarım için markanın gözü pek ve korkusuz ruhunu en iyi şekilde yansıtan kadınlardan biri olan Jeanne Toussaint’dan ilham almış. Maison de Cartier ruhunun oluşmasına büyük katkıda bulunan ve 1930’lu yıllarda markaya kreatif direktörlük yapan Toussaint, pek çok farklı tasarım stilinin yanı sıra Hint kültürüne ve mihracelerin ihtişamına da hayranlık duymuş. Filmde karşımıza çıkan kolye de Maison de Cartier tarafından Nawanagar Mihracesi için 1931 yılında tasarlanan bir kolyeden referans alarak hazırlanmış.

Hem ışıltılı mücevherlerle aklımızı başımızdan alacak hem de MET Gala’da gerçekleşen bir soygunu anlattığı için moda dünyasının pek çok ünlü ismini izlememizi sağlayacak ‘Ocean’s 8’ filmini heyecanla bekliyorum.

Devamını Oku

‘Yeni’ dönüşüm

12 Mayıs 2018

Cannes Film Festivali’nde jüri başkanlığı görevini de üstlenen ve her daim güzelliğiyle milyonları kendisine hayran bırakan Cate Blanchett, bu defa bazıları için skandal sayılabilecek, bazıları içinse önemli bir hareket başlatacak kıyafet seçimiyle manşetlerde.

Ünlü oyuncu, 2014 yılında düzenlenen bir ödül töreninde giydiği Armani Prive tasarımı özel dikim elbisesini dört yıl sonra dolabından çıkartarak Cannes Film Festivali’nde yeniden giydi. Üretim fazlası kıyafetler, çevre kirliliği ve atıklara dikkat çekmeyi amaçlayan Blanchett’ın bu hareketi benim için ‘yeni dönüşüm’ akımının başlangıcı oldu. Geri dönüşümü yeniden tanımlayan ve ‘bir giyilen bir daha giyilmez’ klişelerine pabuç bırakmayan cesur isimlerin sayısının hızla artmasını diliyorum.

Sıra ayakkabılarda

Son iki senedir Instagram yıldızlarının ve sokak stili tutkunlarının radarından çıkmayan Cult Gaia adlı markanın ahşap çantalarını eminim hepiniz biliyorsunuzdur. Hani şu elinizde bir kafes taşıyormuşsunuz gibi görünen, içine ne koysanız düşecekmiş hissi veren çantalar. Onlarca farklı marka tarafından taklitleri üretilen bu ‘aşırı popüler’ çantalardan sonra, sıra geldi sıklıkla fotoğraflanacak Cult Gaia ayakkabılara. Evet, yanlış duymadınız; online alışveriş sitesi Net-a-Porter ile işbirliğine giden marka, beş parçadan oluşan bir kapsül ayakkabı koleksiyonuyla karşımızda.
Çerçeveli yapısını ayakkabılara da taşıyan Cult Gaia, adeta ‘giyilebilir sanat’ olarak nitelendirebileceğimiz bu ayakkabılarla şimdiden sosyal medyada büyük yankı uyandırmayı başardı. Pişmiş sarı, siyah, beyaz ya da şeker pembesi gibi renklerde sunulan modeller, pek çok kadının sevinç çığlıkları atmasını sağladı.
Kapsül koleksiyonun ardından daha geniş bir ayakkabı seçkisi gelir mi bilinmez. O nedenle eğer bu markayı ve yarattığı trendleri takip ediyorsanız, elinizi çabuk tutmanızı öneririm.
Marakeş’e yolculuk Cuma günü, şehrin karmaşasından uzaklaşıp büyülü bir yolculuğa çıkmak isteyen stil sahibi beyler, GQ Türkiye’nin davetiyle Naif Karaköy’de bir araya geldi. Aralarında oyuncu Boran Kuzum’un da yer aldığı davetliler, derginin moda editörü Kaner Kıvanç eşliğinde Cacharel’in Marakeş’ten ilham alan İlkbahar/Yaz koleksiyonunu yakından inceleme fırsatı buldu. Peki, Fransız ekolünün önemli temsilcilerinden Cacharel, bu koleksiyonda stiline düşkün erkeklere neler sundu? Marakeş’in bir yandan kaotik bir yandan da huzur veren yapısından ilham alan erkeğimiz, en özgün renk ve desenlerin harmanlandığı görünümlerle buluşuyor. Fas kırmızısı olarak adlandırılan ve Marakeş’in gün batımında şehirdeki hakimiyetini ilan eden renk, sezonun vazgeçilmezlerinden biri oluyor. Majorelle bahçelerinin ikonik hale gelen parlak mavisi ve uçsuz bucaksız çöllerin eşlikçisi kaktüslerin yeşili de bu yaz dolu renk paletini tamamlıyor. Yenilikçi kumaşlar ve kesimlerle rahatlığı elden bırakmadan stil oyununda iddiasını sürdüren erkeğimiz, sanatı ve zanaatı da referans noktaları arasına ekliyor ve sonunda yaz boyunca sürecek ‘büyülü yolculuk’ için hazırlıklar tamamlanıyor. Farklı bir dünyadan çıkmış hissi yaratan bu koleksiyon, hayatı bir yolculuk olarak gören ve her macerada kendisini yeniden tanımlayan erkekleri bekliyor.

Devamını Oku

Ana kraliçe iş başında

11 Mayıs 2018

Sosyal medyada yüz milyonun üzerinde takipçiniz olduğunu hayal edin. Kendi adınızı taşıyan kozmetik markanızın her satışa çıkan ürününün hızla tükendiğini, rekor kıran satışlar yaptığınızı da unutmayın. Sonra bir gün bu popüler markanızın sosyal medya kanalları ‘hacklensin’ ve annenizin adını alsın. Şaşkın takipçileriniz de neler olup bittiğini anlamaya çalışsın.

Tam da anlattığım gibi, sosyal medyanın ünlü isimlerinden Kylie Jenner’ın kozmetik markası, annesi Kris Jenner tarafından ele geçirildi. ‘Kylie Cosmetics’ markasını ‘Kris Cosmetics’ olarak değiştirme hadisesiyse aslında bir ‘Anneler Günü’ projesi.

Anneler Günü’nün hemen öncesinde satışa sunulacak özel koleksiyon, adeta günlük hayatlarımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen Kardashian - Jenner aile dramasının bir sonucu. Aldıkları her nefes, attıkları her adım, uğradıkları her mekan milyonlarca takipçileri tarafından merak edilen bu dev ‘oluşumu’ yaratan kadın, Kris Jenner, uzun zaman sonra kızlarından birisine “Beni de unutma” demiş gibi.

Bu popüler annenin kızlarıyla olan ilişkilerinden yola çıkarak adlandırılan ürünler sadece başarılı formülleri ya da dikkat çekici renkleriyle değil, mizahi yaklaşımıyla da takipçilerin kalbini kazanmışa benziyor. Hayali ‘Kris Cosmetics’ markası duyurulduğundan beri yapılan yorumlar, bu projenin ne kadar başarılı sonuçlar alacağını gösteriyor.

Benim aklımdaki soruysa Kylie Jenner’ın bu proje sona erdiğinde markasını geri alıp alamayacağı. Bakalım ‘ünlü anne’ Kris Jenner, yoktan var ettiği kızından aldığı ‘güzellik kraliçesi’ tacını geri verecek mi?

Lady Gaga da aynı yolda
Sadece sosyal medya yıldızları değil, ünlü sanatçılar da güzellik sektörünün gücünü fark etmiş durumda. Çıkan son haberlere göre yaratıcı görünümleri ve dikkat çekici performanslarıyla tanıdığımız Lady Gaga, kendi makyaj koleksiyonunu çıkartma hazırlığındaymış. Ünlü yıldızın geçtiğimiz aylarda Haus Beauty adlı bir markanın tescilini alması ve son dönemde paylaştığı fotoğraflarda benzer tonlarda makyaj ürünleri kullanması, hayranlarının koleksiyon şüphelerini doğrular nitelikte. Koleksiyonun ne zaman ve ne şekilde karşımıza çıkacağıysa şimdilik bilinmiyor. Bahar molası Moda editörü Mert Aslan tarafından gerçekleştirilen ve her defasında yoğun ilgi gören ‘Mert Aslan Presents’ etkinlik serisi bu defa moda severleri kısa bir bahar molasına davet ediyor. Sadece moda dünyasından değil, güzellik, gastronomi hatta sanat dünyasından da markalara ev sahipliği yapan etkinlik yine göz alıcı bir seçkiyle karşımıza çıkıyor. Yaza hazırlıksız yakalanmak istemeyenler için birbirinden şık mayo ve bikinileriyle Anais Margoux , ışıltılı tasarımlarıyla Baguette Jewelry, iddialı ve yaratıcı saçların yardımcısı Balmain Hair Couture, mis gibi hayallere imza atan JOY Flowers, desenleriyle aşk yaşadığımız Rumisu bu özel etkinlikteki seçkin markalardan sadece birkaçı. Bu keyifli bahar molasının bir parçası olmak ve gardırobunuza ya da evinize yeni parçalar katmak isterseniz bugün saat 20:00’a kadar Raffles İstanbul Zorlu Center’da gerçekleşecek Mert Aslan Presents etkinliğini ziyaret edebilirsiniz.

Devamını Oku

Hayallere inanın

5 Mayıs 2018

Eminim pek çoğunuz ‘Tiffany’de Kahvaltı’ filminin o efsaneleşmiş açılış sahnesini hatırlarsınız. Audrey Hepburn’ün canlandırdığı Holly karakteri, sabahın ilk ışıklarına kadar süren bir eğlencenin ardından büyük bir caddenin orta yerinde taksisinden iner. Saçları yapılı, güneş gözlüğü takılıdır. Hepburn’ü bir stil ikonu olarak moda dünyasına takdim eden görünümü siyah Givenchy elbisesi, uzun siyah eldivenleri ve sıralı incilerden hazırlanmış kolyesinden oluşmaktadır. Tiffany & Co mağazasının önüne doğru yürüyen genç kadın elindeki kese kağıdından Danish çöreğini ve kahvesini çıkartır. Vitrindeki ışıltılı hayal dünyasına dalarak kahvaltısını eder ve yoluna devam eder.

Bir markanın başına gelebilecek belki de en güzel şey, yıllar boyu unutulmayacak bir filme adını vermek ve filmin ana karakteri olan, pek çok kadının kendisinin yerinde olmak isteyeceği bir karakterin hayallerini süslemek olsa gerek. Filmin seyirciyle buluşmasının üzerinden 60 yıla yakın zaman geçse de hem Holly karakterinin hem de Tiffany & Co’ya olan aşkının gündemden düşmediği de bir gerçek.

Şimdiyse sıra bu aşkı tazelemeye geldi. Markanın geçtiğimiz günlerde yayınladığı reklam filmi, sinema ve moda tarihlerini kesiştiren bu sahneyi yeniden gündeme getirdi.

Reklam filminde ünlü oyuncu Elle Fanning, Holly karakterine hayat veriyor. Yıllar içerisinde değişen New York yaşam stiline atıfta bulunacak şekilde filmin müziklerinden Moon River, müzisyen A$AP Ferg’ün tınılarıyla güncelleniyor. Film boyunca New York’un sarı taksilerinden köprülerine kadar pek çok ‘ikon’ Tiffany & Co markasıyla özdeşleşen açık mavi renge bürünüyor. Filmin sonundaysa kadınlara “Hayallere inanın” mesajı veriliyor.

Ben bu nostaljik göndermelerle dolu ve eğlenceli reklam filmini çok sevdim. Size de tavsiyem öncelikle eğer hala izlemediyseniz Tiffany’de Kahvaltı filmini, sonrasında da bu reklam filmini izlemeniz.

Devamını Oku

Sektörün yeni yüzleri

4 Mayıs 2018

Her sene heyecan ve merakla beklediğim Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’nın finali geçtiğimiz gece gerçekleşti.

1992 yılından beri İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği tarafından düzenlenen yarışmada sadece dereceye giren tasarımcılar değil, bütün katılımcılar hem moda profesyonelleri hem de moda severler tarafından keşfedilerek kariyerlerine hızlı bir başlangıç yapıyorlar.

Bugüne kadar Bahar Korçan, Arzu Kaprol, Zeynep Tosun, Bora Aksu gibi pek çok tasarımcının yolunda önemli bir kilometre taşı olan Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’nda bu sene dereceye giren üç isimse sırasıyla Ezgi Karayel, Emre Pakel ve Fatih Uğur oldu.

Birincilik ödülünü Opposition / Savage Neat adlı erkek koleksiyonuyla kazanan ve hazırlık sürecinde Mehtap Elaidi ile birlikte çalışma fırsatı yakalayan Ezgi Karayel, koleksiyonunda erkek İngiliz gençlik kültürünün farklı parçalarını bir araya getirmiş. Özlem Kaya mentorluğunda yarışmaya hazırlanan ve ikincilik ödülünün sahibi olan Emre Pakel ise D-Ethnicity adlı kadın koleksiyonuyla etnisitenin yeni bir tanımını yapmayı amaçlamış. Üçüncülük ödülünü kazanan Fatih Uğur ise 400 adlı kadın koleksiyonunda babaannesi ile gelecekteki torunu arasında duygusal bir bağ hayal etmiş.. Koleksiyonda torunun tekno kumaşları ve formları, babaannenin nakışlarıyla bir araya gelmiş.

26 yıldır moda sektörüne yeni yüzler kazandıran Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’nın bu seneki finalistlerini ve özellikle de ödüle layık görülen üç tasarımcıyı gönülden tebrik ediyorum. Başarılarınız daim olsun.

Yeniden Rıhanna

Bir süredir yaptığı müzikle değil de aldığı kilolarla gündeme gelen Rihanna, yeniden bir Vogue kapağında. Haziran ayında Amerika’da yayınlanacak dergide yaza özel plaj görünümleriyle karşımıza çıkacak ünlü yıldızın bütün bu tartışmalara rağmen ünlü bir moda yayınının kapağında cesurca yer alması ‘kilo tartışmasını’ yeniden gündeme getireceğe benziyor.
Umalım da bu defa moda severler Rihanna’ya ‘Çok kilo aldın’ demekten vazgeçer ve her kadının, vücut ölçüleri ne olursa olsun, stil sahibi olabileceğini kabul eder.
Bir garip koleksiyon
Her hafta yeni bir Virgil Abloh haberiyle karşınıza çıkmaktan biraz sıkılmış olsam da son dönemin en sıra dışı ve dikkat çekici ismi boş durmuyor. Hal böyle olunca bana da sıklıkla yeni bir Virgil Abloh haberi paylaşmak düşüyor. İsveç’in en tanınmış markalarından IKEA, Virgil Abloh ile birlikte hazırlanan bir koleksiyonu sunmaya hazırlanıyor. Abloh’nun kurucusu olduğu OFF-WHITE markasından aşina olduğumuz bazı kelimeler, IKEA pratikliğindeki ürünlerle bir araya geliyor. Henüz prototip aşamasındayken fotoğrafları paylaşılan ürünlerin, gelen yorumlara göre son hallerini alması planlanıyor. Virgil Abloh X IKEA koleksiyonundaki parçalardan şimdilik iki favorim var. Birisi, üzerinde modern bir yazı tipiyle ‘UZAK DUR’ yazan el örmesi halı. Bir diğeriyse kıpkırmızı olmasına rağmen üzerinde kocaman ‘MAVİ’ yazan havlu. Bakalım Virgil Abloh X IKEA koleksiyonu tasarımcının moda dünyasındaki işbirliklerinde yakaladığı başarıyı farklı bir sektöre taşıyabilecek mi?

Devamını Oku