Sesimize kulak verin, bu savaşı durdurun!

Bugün biraz duygusalım...Siz ne dersiniz, bilemiyorum ama, insanoğlunun gelişimine akıl, bilgi, teknoloji alanında ulaştığı düzeye rağmen, hâlâ topla tüfekle savaş, hiçbir şekilde kabul edilebilir gelmiyor...

Haberin Devamı

Bugün biraz duygusalım... Yaklaşık 6 aydır bu köşede , takip edebildiğim ya da dilimin döndüğü kadar ekonomi ve dış politikada öne çıkan gelişmeleri yazmaya çalışıyorum. 6 ay çok kısa bir süre belki ama, yanısıra 7 yıldır televizyonlarda sürdürdüğüm ekonomi haberciliğini de ekliyorum. Ve, uzun yıllardır bu işi yapmakta olan büyüklerime saygısızlık etmemek kaydıyla, ben de bir döneme tanıklık etmiş olduğum hissine kapılıyorum. Bu süre zarfında, haber takibi, bir yaşam tarzı haline geldi. Yalnızca iş saatleri içerisinde değil evde, arabada, her fırsatta haber dinler oldum. Hatta bazen taksiye bindiğimde şoföre, anneannemin söyleyişiyle 'ajans'ı açtırır duruma geldim. Yine de herşey o kadar hızlı gelişiyor ve sıkışık zamanlara o kadar çok önemli mevzu yerleşiyor ki;'Aman, bir şeyler kaçırıyorum'telaşından hiç kurtulamadım! Başa çıkamadığım başka bir konuysa, iyi veya kötü hep en abartılı noktalarda dolaşmamız oldu. Biraz Akdeniz, biraz doğu kökenimizin de etkisiyle biz iyiyi en iyi, kötüyü en kötü şekilde yaşıyoruz. Bir sabah uyanıyorsunuz, bahar gelmiş, pembe bulutlar sarmış. Ertesi sabah bir de bakıyorsunuz, rüzgar tersten esmeye başlamış, kara bulutlar çöküvermiş! Durum böyle olunca, bir yandan da, her sabah yeni bir güne, yeni heyecanlara uyandık. Hızla akan bir tempoda, 7 yıla neler neler sığmadı ki: Terör, deprem, ekonomik kriz derken şimdi de savaş! Böyle anlatınca, sevgili Sezen Aksu'nun da isyan ettiği gibi, tüm bunlar 'bize mi denk geldi, insaf' demekten kendimi alamıyorum. Bu yüzden yakın tarihe, belki de tarihin yeniden yazılmakta olduğu bir döneme tanıklık ediyoruz, diyorum ve işte, en son karat; yıllar sonra yarabaşımızda yeniden savaşı yaşıyoruz. Siz ne dersiniz, bilemiyorum ama, insanoğlunun gelişimine akıl, bilgi, teknoloji alanında ulaştığı düzeye rağmen, hâlâ topla tüfekle savaş, hiçbir şekilde kabul edilebilir gelmiyor. Televizyonlardan, canlı yayında savaşı, ızdırabı izlemeyi içime sindiremiyorum. Ve diliyorum bir mucize olsun, o en ilkel içgüdünün daha fazla insanlara zarar vermesine izin verilmesin! Bunun nasıl olacağını söyleyebilmeyi çok isterdim ama, böyle bir maharetim yok. Sadece bildiğim bir şeyi tekrar edebilirim; savaş hiçbir zaman çözüm olamamış. Dedim ya, bugün duygusalım... Özel durumum dolayısıyla, içimdekileri döküyorum ve bir bebek dünyaya getirmek üzere olan anne adayı olarak, en fazla ben, 'Bu savaşı durdurun' diye haykırma hakkım kendimde görüyorum. Çünkü, bunu tüm dünya çocukları için istiyorum. Hiç kimse, hiçbir gerekçeyle çocuklarımıza barış dolu bir dünya bırakma hakkımızı elimizden alamaz . Annelerin yakarışına kulak verin, artık bu savaşı durdurun! Bu yoğun duygularla sizlere bir süreliğine hoşçakalın, diyorum. 3 - 4 ay sonra, daha umutlu, daha güzel günlerde yeniden buluşmak dileğiyle...

DİĞER YENİ YAZILAR