Sallasana sallasana elini

Kenan İmirzalıoğlu ile Sinem Kobal balayındaymış.

Kalabalık bir arkadaş gurubuyla mavi tura çıkmışlar.

Lüks guletleriyle Göçek koylarını geziyorlarmış.

Bozburun’a demirlediklerinde magazincilere yakalanmışlar.

Teknede arkadaşlarıyla şakalaşırken Sinem’in uzaktan fotoğrafını çekmişler.

Çiçeği burnunda gelin kendisini “Gel gel sarışınım gel” diye tempo tutarak denize çağıran arkadaşlarına o meşhur ‘ayıp’ el işaretiyle karşılık verirken görüntülenmiş.

Arkadaşları, Sinem’in yaptığı hareketi görünce şarkıyı hemen değiştirmeliydi.

‘Bir Dalda İki Kiraz’ türküsünün nakarat kısmına geçmeliydi.

“Sallasana sallasana mendilini

Akşam oldu göndersene sevdiğimi

Sallasana sallasana saçlarını

Akşam olsun söyleyeyim suçlarını”

‘Mendili’ yerine de ‘elini’ deseler cuk otururdu.

Ayrıca Sinem, el işaretini kendisini denize çağıran arkadaşlarına değil peşine takılıp şişme botlardan görüntülemeye çalışan foto muhabirlerine doğru sallayacaktı.

İşte o zaman yaptığı şaka çok daha anlamlı olurdu!

Taksi yoksa uber var

İki saniyede senaryo yazabilir. Kamera arkasında başarılıdır.

Haberin Devamı

Başkalarından farklı bir tarzı vardır.

Sinema ve reklam filmleri hep ses getirir.

Vizyonu son derece geniştir.

Bir işe başlamadan sonucunu tahmin edebilir.

İleri görüşlüdür. Yatırımlarını akıllıca yapar.

Onun için Cihangir, zamanla Cihangir olmaktan çıkıp Sinangir’e dönüşmüştür.

Gel gör ki bu becerikli adam, oğullarını kontrol etmekte acizleri oynamaktadır.

Geçtiğimiz Ocak ayında büyük oğlu Rüzgar alkollü olarak kullandığı aracıyla bir polisin şehit olmasına neden oldu.

22 yıl hapis istemiyle tutuklu olarak yargılanıyor.

Şimdi küçük kardeşi Orfeo Çetin sahneye çıkmış.

Sabaha karşı arkadaşlarıyla Bebek’te bir bar çıkışı direksiyon başında objektiflere yakalanınca yüzünü gizlemeye çalışmış.

Anlaşılan Sinan’ın küçük oğlu abisinin başına gelen faciadan hiç ders almamış.

Ne işi var o saatte direksiyonda?

Burası İstanbul.

Çemişgezek değil.

Taksi yoksa Uber var!

Bırak Sıla’nın kolunu

Sıla, Suadiye sahilinde yürüyüş yaparken tacize uğramış.

Biri gelip kolundan çekmiş.

Haberin Devamı

Sıla kendisini sürekli rahatsız eden ve daha önce fotoğrafını gördüğü kişiyi hatırlamış.

“Beyefendi sizi tanımıyorum, kolumu bırakır mısınız?” demiş.

Tam kolunu kurtarıp yürümeye başladığında tacizci tekrar kolundan çekmiş.

Dehşete düşen Sıla olay yerinden hızla uzaklaşmış.

Tacizler artınca şikayetçi olmuş.

Sosyal medya hesaplarından da kendisini rahatsız ettiğini belirttiği kişi hakkında mahkeme kararıyla uzaklaştırma talebinde bulunmuş.

Ben bu tacizcileri anlamıyorum.

Bu devirde sosyal medyada dilediğin gibi tacizin en alasını yapma imkanı emrine ve keyfine sunulmuş zaten.

Bırak Sıla’nın kolunu!

DİĞER YENİ YAZILAR