Gazete Vatan Logo

Fransa’da hak olan Türkiye’de suç!

Mektup isteğine ilginç cevap...

Öğrenci değişim programı kapsamında Fransa’dan geldiği Eskişehir’de 1 Mayıs gösterisine katılan ve Grup Yorum konser bileti satması nedeniyle “örgüt üyesi” olmaktan tutuklanan Sevimli “Ben Fransa’dayken de solcuydum, aktivisttim. 6 ay boykotta bulunduk, gözaltına dahi alınmadım. Burada tutuklandım” dedi.

Uluslararası Öğrenci Değişim Programı Erasmus kapsamında Fransa’daki Lumiere Lyon Üniversitesi’nden Anadolu Üniversitesi’ne gelen son sınıf öğrencisi Sevil Sevimli, 1 Mayıs gösterisine ve Grup Yorum konserine katıldığı için “terör örgütü üyesi” olmak suçundan 9 Mayıs günü gözaltına alındı ve tutuklandı. Eskişehir H Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Sevimli’yi CHP milletvekilleri Veli Ağbaba ve CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt ziyaret etti. Her iki ülkenin vatandaşı da olan Sevimli, kendisini ziyaret eden Ağbaba ve Kurt’a yaşadıklarını anlattı. Sevimli’nin durumu bir rapor haline de getirilerek Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na sunulacak. Sevimli’nin vekillere anlattıkları özetle şöyle:

ORADA HAK BURADA SUÇ: Üniversitenin tahsis ettiği evde kalıyordum. Kaldığım evdeki pek çok kitaba, bilgisayarıma ve fotoğraf makinemin kartlarına el kondu. Bunların imajı alınmadı. Polisin el koyduğu materyaller bana ya da aileme geri verilmedi. İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Türkçe ve Kürtçe biliyorum. Solcuyum. Fransa’dayken de solcuydum, aktivistim. Fransa’da hak olan şeyler Türkiye’de suç. Bu kadar saçma iddialarla tutuklanmama çok şaşırdım. Fransa’da bursların kesilmemesi için 6 ay boykotta bulundum, 1 Mayıs Mitingi’ne, 8 Mart etkinliklerine katıldım ama gözaltına alınmadım. Şimdi aynı etkinliğe katıldığım için örgüt üyeliği ile suçlanıyorum. Fransa’da muhalif grupların konser biletini satmak hatta konser organize etmek serbest. Türkiye’de bu sebeple insanların suçlanmasına şaşırıyorum.

ZORLA ÇIPLAK ARANDIM: Emniyet’te onur kırıcı muameleye ve işkenceye maruz kaldım, darp edildim, saçlarımdan yerlerde sürüklendim, vücudumdaki morarma ve çürüklere rağmen doktor tarafından muayene edilmeden darp edilmediğime dair rapor verdiler. Zorla çıplak arama yapıldı, iç çamaşırlarım dahi çıkartıldı.

FRANSIZCA MEKTUP YASAK: Fransa’daki arkadaşlarımla, öğretmenlerimle mektuplaşamıyorum. Cezaevi yönetimi, yazdığım her mektup ve bana gelen her mektup için en az 50 TL tutarında tercüme ücreti istiyor.

CHP’NİN AKP’DEN İHRAÇ EDİLMESİ GİBİ: Erasmus programı bitti. Anadolu Üniversitesi ile hiçbir ilgim kalmadı ama bana soruşturma açtılar. Bu durum CHP’li bir milletvekilinin AKP’den ihraç edilmesi gibi birşey.

FRANSA’DAKİ REKTÖR SAHİP ÇIKTI: Fransa’daki üniversitem bana destek mesajı yolladı, bana sahip çıkmasından çok memnunum.

KOMŞU EVİNE BASKIN: Gündelikçi olarak çalışan ve kocası vefat eden komşumun evi de örgüt evi diye basıldı. Kezban Yıldırım bizimle gözaltına alınıp tutuklandı, itiraz üzerine serbest kaldı. Aramızdaki tek bağ, komşumuzun çocuğuna özel ders vermemiz. Komşumuzla gözaltında dalga geçtiler, namaz kıldığı için onu ‘Solcular namaz kılmaz’ diyerek aşağıladılar. Birşey söylemek için iki elini kaldırdığında, ‘Solcular sol elini kaldırır’ diye dalga geçtiler.

Diyarbakır bileti delil!

Aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan Burcu Akın ise sağlık sorunları nedeniyle Cumhurbaşkanı tarafından affedildikten kısa bir süre yaşamını yitiren DHKP-C’li Güler Zere’ye ilişkin bir belgeselin gösterimine katılmasının suç olarak kendisine yöneltildiğini belirterek, “Bir sinema öğrencisinin belgesel izlemesinden daha normal ne olabilir ki?” dedi. Soruşturma kapsamında tutuklanan Ceren Cevahir de, sınavlara çalışmak için ihtiyacı olan hesap makinesinin hapishaneye sokulmasına izin verilmediğini belirtirken, “Evimde yapılan arama sırasında memleketim Tunceli’ye direkt otobüs olmadığı için Elazığ’dan geçen Diyarbakır seyahat firmalarından birine ait eski tarihli bir bilete dahi üzerinde Diyarbakır yazdığı için el kondu” dedi.

Haberin Devamı