Gazete Vatan Logo

AB’yle ilişkilere ‘ivme’ kazandırma mutabakatı

Cumhurbaşkanı Erdoğan Varna zirvesi sonrası “Diyaloğu sürdürme, ilişkilere ivme kazandırma hususunda mutabakat var” dedi ve ekledi: Güçlü iseniz gelişmeler de daha farklı oluyor. Olumlu gelişmeler, Fırat Kalkanı’nın, Zeytin Dalı’nın bereketidir bence

AB’yle ilişkilere ‘ivme’ kazandırma mutabakatı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bulgaristan’ın Varna kentinde düzenlenen Türkiye-AB Zirvesi’nden dönerken gazetecilere temaslarını değerlendirdi. “AB’nin Türkiye’ye karşı haksız eleştiri yöneltmek ve çifte standart uygulamak yerine yapıcı bir tutum sergilemesinin, hem münasebetleri iyileştireceğini, hem de işleri kolaylaştıracağını anlattım” diyen Erdoğan, diyalog kanallarını açık tutma konusunda tam bir mutabakat olduğunu anlattı. Erdoğan, “AB ile ilişkilere ivme kazandırmanın, bölgesel konularda daha sık istişarenin faydalı olacağı üzerinde durduk” dedi. Cumhurbaşkanı sorulara şu yanıtları verdi:

Nisanda vize heyeti

Basın toplantısında, Türkiye’ye yönelik yaklaşımda bir iyileşme olduğunu gözledik. Sizce AB’de bu noktada bir fikir değişikliği, anlayış değişikliği var mı?

“(Avrupa Birliği Konseyi Başkanı) Tusk’ın ve (AB Komisyonu Başkanı) Juncker’in konuşmalarından bir şeyler almışsınızdır. Bir araya gelinmiş olması; karşılıklı olarak oturup meseleleri konuşmak önemliydi...”

Vize serbestisi konusunda bir beklenti vardı. Bu konuda bir ilerleme olacak mı, bir takvimlendirme söz konusu mu?

Haberin Devamı

“Bunu artık Avrupa Birliği Bakanımız Ömer Beyler takip edecek. Biz bugün onlara söyledik. Bu konuda, şubatta kağıt verilmiş, nisanda görüşmeler için teknik heyet gelecek. Bundan sonrasını inşallah Avrupa Birliği ve Dışişleri Bakanlarımız takip edecekler. Bakalım Mevlam neyler...”

Kıbrıs’ta geri adım yok

Doğu Akdeniz’le ilgili daha önce Brüksel’de Türkiye’ye eleştiriler gelmişti. Burada geri adım atmamız söz konusu mu? AB bu olaya nasıl bakıyor?

“Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynakları konusundaki tavrımızdan bizim geri adım atmamız söz konusu değil. Biz Kıbrıs adasının ortak sahibi olan KKTC’nin haklarının yok sayılamayacağını söylüyoruz. Orada bulunacak doğalgaz ve petrolde uluslararası hukuk doğrultusunda Kıbrıs Türklerinin de hakkı olduğunu söylüyoruz. Ancak Rum kesiminin derdi başka. Rum kesimi, ‘Biz hangi firmaya istersek onlara arama sondaj yaptırırız’ diyor. Biz de bunun yanlış olduğunu söylüyoruz. Biz, ‘Güney ve kuzey bir araya gelsinler; hangi uluslararası firmaya verecekler se onun kararını beraber alsınlar’ diyoruz. Uluslararası hukuk bunu gerektirir. AB’nin bu meselede tarafsız davrandığını söyleyemeyiz.”

Haberin Devamı

Mülteci videosu izletildi

Türkiye sayesinde Avrupa’ya mülteci akınında ciddi bir azalma yaşandı. Buna rağmen Türkiye’ye vaat ettikleri 3+3 milyar Euro’luk yardımın daha ilk taksitinin tamamını bile vermiş değiller. Bu yardımın kontrolünü doğrudan Türkiye’ye vermiyorlar. BM vesaire üzerinden dağıtıyorlar. Bu hususta ne düşünüyorsunuz?

“Şu ana kadar bize aktarılmış olan miktar yaklaşık 1 milyar 850 milyon Euro. Biz mülteciler için 31 milyar dolar yatırım yapmış durumdayız zaten. Bu konuda kendilerine yaklaşık 7 dakikalık video gösterimi de yaptık. ‘Neler yaptığımızı gelin bizzat görün’ dedim. Ama onlar bizim önerimizden farklı olarak, bu yardımın projeler üzerinden aktarılabileceğini söylüyorlar. Madem öyle, biz onların dilini anladığımızı göstermek için, projeleri hızla devreye sokalım. Sağlık, eğitim vb. konularda neler yaptığımızı projelerle ortaya koyalım. Madem proje bazlı ödüyorlar, o zaman bu dediğimi yapmamız lazım.”

Haberin Devamı

Varna’daki zirve, AB üyesi kimi ülkelerin Türkiye ile müzakerelere son verilmesi gerektiğinden söz ettiği bir dönemde gerçekleşti. Toplantı olumlu geçtiğine göre, zor sürecin artık geride kaldığını söyleyebilir miyiz?

“Tabii ki, ‘Her şey dört dörtlük, bütün olumsuzluklar geride kaldı’ demek, kendimizi yanıltmak olur. Ama liderler düzeyinde bir araya gelmemiz; beraberce masaya oturup samimi bir şekilde konuşmamız önemliydi. Diyaloğu sürdürme, ilişkilere ivme kazandırma hususunda mutabakat var. Arkadaşlarımızın bundan sonra sıkı markaj yapmaları lazım. Ama olay eninde sonunda, ülke olarak ne kadar güçlü olduğunuzla da alakalı. Güçlü iseniz gelişmeler de daha farklı oluyor. Olumlu gelişmeler, Fırat Kalkanı’nın, Zeytin Dalı’nın, şehitlerimizin, gazilerimizin bereketidir bence.”

Afrin, görüntüler eşliğinde anlatıldı

“Gerek DEAŞ’a karşı, gerek PKK, PYD, YPG gibi terör örgütlerine karşı verdiğimiz mücadeleden taviz vermeyeceğimizi; bu hususta geri adım atmayacağımızı kendilerine ifade ettik. Bizim Kürtlerle bir problemimiz olmadığını, sadece terör örgütleriyle problemimiz olduğunu anlattık. Dolayısıyla bizim operasyonlarımızın Kürtlere yönelik bir şey gibi görmenin yanlış olduğuna; bu konulardaki dezenformasyonlara itibar edilmemesi gerektiğine dikkati çektik. Nitekim, Türkiye’de Kürt vatandaşlarımızın çoğu bizim partimizi desteklemektedir. Bizim orada mücadele ettiğimiz terör örgütlerinin safları arasında ABD dahil Batı’dan gelmiş yabancı savaşçılar da var. Bunlar haberlere de yansıdı. ‘Bunları takip ederseniz, kimlerin kıyafetinde hangi ülkelerin amblemlerinin, kokartlarının olduğunu görebilirsiniz’ dedik. Biz, terör örgütleri arasına ayrımcılık yapılmasın istiyoruz. Terör terördür; iyisi kötüsü olmaz. Afrin’de terör örgütünün açtığı tünelleri, tünellerin altında teröristler için kurulmuş hastaneleri, ameliyathaneleri, orada ele geçirilen UNICEF ilaçları gibi konuları kendilerine görüntüler eşliğinde aktardık.”
İki Yunan askeri bırakılsın demişler
“Kıbrıs ve Yunanistan ile ilişkilerimiz üzerinde de duruldu. Bu konuları detaylı bir şekilde ele alma imkanı bulduk. Sınırı geçerek askeri bölgemize girdikleri için tutuklanan iki Yunan askerinin durumu konuşuldu. ‘Siz çok büyük bir ülkesiniz, siz büyük bir Cumhurbaşkanısınız, o iki askerin bırakılmalarını sağlayın’ dediler. Ben de cevaben, ‘Ben adaletten daha büyük değilim. Olay yargı aşamasındadır. Yargı makamlarının verecekleri kararı beklemek lazım’ dedim. Tabii ki iki asker konusunun üzerinde bu denli duranların, Türkiye’de darbeye karıştıktan sonra Yunanistan’a kaçan Türk askerlerinin bize iadesi meselesi üzerinde hiç durulmamasının hakkaniyetle bağdaşmadığını da anlattım.”
Sincar’a operasyon yaparız!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak’taki Sincar bölgesinde PKK’nın YBŞ adı altında üslendiği Sincar’la ilgili Irak yetkililerinin bir haber gönderdiğini belirterek, “Biz şu anda Sincar’da gerekli operasyonu birkaç yoldan başlattık, yapıyoruz’ dediler. Şimdi onlarda istihbaratın başına geçen yeni bir isim var. Hakan beyin muhatabı. Hakan beye gelmiş, görüşmüşler. Olumlu istikamette gelişmeler olduğunu belirtiyorlar. Biz de işin takipçisi olacağız işin” dedi.
“Basına bazı fotoğraflar düştü. Orada YBŞ’liler ile Irak askerlerinin yan yana olduklarını gösteren fotoğraflar. YBŞ’nin sözde liderinin Sincar’ı terk etmeyecekleri yönünde beyanatları da var. Değerlendirmeniz nedir?” sorusu üzerine ise Erdoğan şunları söyledi: YBŞ vesaire bunların tümü hikaye. Biliyorsunuz, YPG-PYD’nin ardından SDG’yi çıkardılar. YBŞ de ona benzer bir şey. Farklı isimler kullanılsa da biz kimin ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Artık biz hem hakka’l-yakin hem ayne’l-yakin gidiyoruz. Yani sadece beyanatlara bakmıyoruz; ne yapıldığını teyit etmeyi, gözlerimizle de görmeyi esas alıyoruz. Sincar’dan teröristler çıkarılıyor ise ne ala. Yok çıkarılmamışlar ise sınırımıza 60 km. mesafedeki Sincar’a da operasyon yaparız.
Casusluk krizinde Türkiye ne yapacak?
İngiltere-Rusya arasındaki casusluk krizi büyüyor. AB’de 14 ülke Rus diplomatlar hakkında sınır dışı etme kararı aldı. Türkiye’ye bu yönde bir baskı var mı? “Konuyla alakalı olarak Dışişleri Bakanlığımız, Türkiye’nin kanaatini gerek NATO’ya gerek AB’ye iletiyor zaten. Bizim tamamen onlar gibi hareket etmemiz söz konusu değil. Bir iddiaya istinaden bazı ülkeler bir adım attı diye, biz de aynı adımı atalım şeklinde bir anlayış içinde olmayız.”

Haberin Devamı