Gazete Vatan Logo

Mübarek Kadir Gecesi neden bin aydan hayırlıdır? Kadir Gecesi’nin fazileti nedir?

Ramazan ayı içinde yer alan Ramazan Bayramı’nın müjdecisi Kadir Gecesi 27 Nisan’da idrak edilecek. “Hüküm, şeref, güç, yücelik” gibi anlamlara gelen Kadir dini literatürde “leyletü’l-Kadr” şeklinde Kur’ân-ı Kerîm’in indirildiği gecenin adı olarak kullanılıyor. Din alimleri, hayırlı olanın bu gecede yapılan amel olduğunu belirtir. Peki, Mübarek Kadir Gecesi neden bin aydan hayırlıdır? Kadir Gecesi’nin fazileti nedir? İşte detaylar…

Mübarek Kadir Gecesi neden bin aydan hayırlıdır? Kadir Gecesi’nin fazileti nedir?

Ramazan ayının en önemli gecelerinden Kadir Gecesi, 27 Nisan’da idrak edilecek. Kur’an-ı Kerim’de yer alan Kadir Suresi’nde verilen bilgiler, Kur’an’ın ramazan ayında ve bütün hikmetli işlerin kararlaştırıldığı mübarek bir gecede indirildiğine dair işaretler âyetlerde yer alıyor. Kadir gecesinin ramazan ayı içinde bulunan gecede indiğine ve Ramazan’ın son on veya yedi günündeki tekli gecelerde aranması gerektiğine dair hadislerde de ipuçları vardır. Peki, Mübarek Kadir Gecesi neden bin aydan hayırlıdır? Kadir Gecesi’nin fazileti nedir? İşte detaylar…

MÜBAREK KADİR GECESİ NEDEN BİN AYDAN HAYIRLIDIR?

Türkiye Diyanet Vakfı’nın İslam Ansiklopedisi’nde yer alan bilgilere göre, “Mübarek Kadir Gecesi’nin bin aydan hayırlı” olması şu şekilde açıklanıyor:

“Sözlükte kadir (kadr) kelimesi “hüküm, şeref, güç, yücelik” gibi anlamlara gelir. Dinî literatürde ise “leyletü’l-Kadr” şeklinde Kur’ân-ı Kerîm’in indirildiği gecenin adı olarak kullanılır. Aynı adı taşıyan 97. sûre bu gecenin fazileti hakkında nâzil olmuştur. Sûrede Kur’an’ın Kadir gecesinde indirildiği ve sözü edilen gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilir. Müfessirler hayırlı olanın bu gecede yapılan amel olduğunu, bin ayın ise içinde Kadir gecesinin bulunmadığı bir süreyi ifade ettiğini belirtirler. Allah’ın insanlara peygamberler vasıtasıyla son hitabı ve nihaî mesajı olan Kur’an’ı indirmesi insanlığın hidayetinde bir dönüm noktası teşkil ettiği için bu olayın gerçekleştiği gece özel bir anlam taşır. Kadir gecesinin önemine işaret eden bir hadiste, önceki ümmetlerin uzun ömürlü olmaları sebebiyle fazla sevap kazanma imkânına sahip bulunmalarına karşılık müslümanlara Kadir gecesinin verildiği belirtilir. Kadr sûresinde bildirildiğine göre bu gecede Allah’ın izniyle melekler ve Cebrâil yeryüzüne iner ve gece boyunca yeryüzüne barış ve esenlik hâkim olur.

Haberin Devamı

Kadr sûresinde verilen bilgiler, Kur’an’ın ramazan ayında (el-Bakara 2/185) ve bütün hikmetli işlerin kararlaştırıldığı mübarek bir gecede (ed-Duhân 44/3-4) indirildiğine dair âyetlerle birlikte ele alındığında Kadir gecesinin ramazan ayı içinde bulunduğu sonucu ortaya çıkar. Bu gecenin daha çok ramazanın son on veya yedi günündeki tekli gecelerde aranması gerektiğine dair hadisler (Buhârî, “Fażlü leyleti’l-Ḳadr”, 2-3; Müslim, “Ṣıyâm”, 205-220) gecenin tesbitiyle ilgili bazı ipuçları vermektedir. Bu hususta sahâbeden gelen rivayetlerde en çok ramazanın 27. gecesi öne çıkıyorsa da (Müslim, “Ṣalâtü’l-müsâfirîn”, 179-180, “Ṣıyâm”, 220-221; Ebû Dâvûd, “Şehru Ramażân”, 2, 6; Tirmizî, “Ṣavm”, 72) bu rivayetler ihtilâflı olduğundan kesinlik ifade etmemektedir. Bazı nakillerde Hz. Peygamber’in Kadir gecesinin vaktini haber vermeye teşebbüs ettiği, ancak o sırada bir konuda anlaşmazlığa düşen iki sahâbînin Resûlullah’a başvurması üzerine buna fırsat bulamadığı, daha sonra da konunun zihninden silindiği bildirilir (Buhârî, “Fażlü leyleti’l-Ḳadr”, 4; Müslim, “Ṣıyâm”, 217; Dârimî, “Ṣavm”, 56).

Haberin Devamı

Kadir gecesinin kesin olarak belirlenmemesinin hikmeti üzerinde duran âlimler, bu durumun gecenin feyzinden istifade etmek için daha uygun olduğunu söylemişlerdir. Zira Kadir gecesinin bildirilmesi halinde müslümanlar sadece o geceyi ihya etmekle yetinebilirlerdi. Halbuki kısmî belirsizlik sayesinde müminlerin Kadir gecesi ümidiyle bütün ramazan gecelerini ibadet şuuru içerisinde geçirmeleri söz konusudur. Ayrıca Kadir gecesinin bildirilmemesi yoluyla müslümanların bilerek ona saygısızlık göstermeleri veya tâzimde aşırıya kaçmaları önlenmiş olur (Zemahşerî, IV, 273; Fahreddin er-Râzî, XXXII, 28-29).”

Haberin Devamı