Gazete Vatan Logo
Magazin “Ben erkeğin, zeki olanını severim!..”

“Ben erkeğin, zeki olanını severim!..”

Neslihan Atagül, gönlünde yatan aslanı VATAN’a anlattı

Aldığı ödüllerle adından sıkça söz ettiren ve dün de Japonya’da ‘En İyi Kadın Oyuncu’ seçilen 20 yaşındaki Neslihan Atagül, gönlünde yatan aslanı VATAN’a anlattı: “Bir erkekte dış görünüşe, giyime hiç önem vermem. Zeki olsun, ne olursa olsun. Hoppidi bir adamı yanımda istemem...”

Önemli film festivallerinde üst üste “Umut Vadeden Oyuncu” seçilen Neslihan Atagül(20) dün de Japonya’dan “En İyi Kadın Oyuncu” ödülüyle döndü. Atagül, oyunculuk macerasını ve geleceğe dair planlarını VATAN’a anlattı.

- Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?

8 yaşında babama ‘Oyuncu olmak istiyorum’ dedim, babam da ‘Olursun’ dedi. Televizyon izliyorduk ve izlemeye devam ettik. Ondan sonra 13 yaşındayken 118’i arayıp oyunculuk ajansını aradım ve kayıt için nelerin gerekli olduğunu öğrendim. Adreslerini alıp anneme verdim, o zamanlarda oyuncu olmaya karar vermiştim.

- Yaprak Dökümü dizisi kariyerinizin dönüm noktası mı?

Orada çok iyi oyuncularla çalıştım. Bu sayede olgunluk ve tecrübe kazandım.

- Şimdilerde Araf filmindeki performansınız çok konuşuluyor. Özellikle de düşük yaptığınız sahne...

O sahne için önce kadın doğumcularla konuştum, internetten düşük nedir diye araştırdıktan sonra.. Zaten çok mide bulandırıcı ve zor bir şeydir. Onu da biraz hissedince, anlayınca ruhu oynadım. Bir etki bırakmadı, bu benim işim. ‘Kestik’ deyince ben Neslihan’ımdır artık. Ama yoruldum. Sürekli ıkınma mesela.. Hem zihinsel, hem fiziksel yordu beni.

- Türkiye’de doğum kontrol açısından bilinçli buluyor musunuz insanları?

Kesinlikle değiller. Ben Türkiye’nin çok örtündüğünü düşünüyorum. Yurt dışında cinsellikle ilgili dersler oluyor. Ama biz hala o kadar çok örtünüyoruz ki bir kız nasıl bir birliktelik yaşayacağını ailesine soramıyor.

- Sizin aile yapınız nasıl? Onlarla her şeyi konuşabilir misiniz?

Annemle herşeyi paylaşırım. Ağabeyim ve babamın da herşeyi bilmesine gerek yok zaten. Beni sıkmazlar çok fazla.

- Henüz 20 yaşındasınız. Evliliğe bakışınız nasıl?

Evlenmek isterim. Çocuk için de gerekli. 40 yaşıma gelip de çocuk sahibi değilsem, üzgün hissederim kendimi. Eğer bir hastalığım yoksa tabii.

- Peki aşkta mantığınızla mı duygularınızla mı hareket edersiniz?

Her ikisi de. Zaten birine aşık olursam benim için mantıklı bir şeydir. Hayatıma ters biriyle birlikte olmam, bana uygun olmalı.

- Uygun derken?

Benim kriterlerime. Mesela zeki olsun, ne olursa olsun. Bir adam zeki olacak bu kadar. Benim için dış görünüşün, giyimin hiçbir önemi yok. Zeki olunca herşeyin altından kalkar. Aklını kullansın, mantıklı konuşabilsin, herşeyi yapar.

- Yaşınıza göre çabuk mu olgunlaştınız?

Herhalde. Ben hoppidi hoppidi bir adamı ne yapayım yanımda. Birbirimizi taşımamız lazım.

‘Eve 2 yıl TV sokmadım’

- Oyunculuk dışında yapmaktan en çok zevk aldığınız neler var?

Yağlı boya resim yaparım, kendimce yazılar yazmayı seviyorum. Fotoğraf çekmeyi seviyorum. O kadar tüketici bir toplumuz ki artık fotoğraflar bile i-phone’la çekiliyor. Taşı çekip, programa basıyor. Millet harikalar yarattın diye yorum yazıyor. Ben Converse ayakkabı bile giymedim. Evimde televizyon bile yoktu. 2 yıldır izlemiyordum yeni aldım. TV çok vakit alan bir şey.

- Kimi oyuncular kendini izlemeyemez. Siz?

Kendimi izlerken şekilden şekle giriyorum. Niye öyle yaptım ya diye? İnsanlara bakıyorum, bana bakıyorlar mı diye. Zor izliyorum. Çok garip bir şey...

Haberin Devamı