‘Yine kimse suçlu değil mi!’

Kozan’daki baraj kazasında hayatını kaybeden Erkan Yeğen’in eşi Ayşe Yeğen’in anlattıkları facianın geliyorum dediğini ortaya koydu: “Erkan, tünelde sızma var, korkuyorum” dedi. ‘Ölümü gör, gitme’ diye yalvardım. Ama şefi çok kızmış. İki gün sonra kapak patladı. Ayşe Yeğen şimdi, “Yoksa yine kimse suçlu değil mi?” diye isyan ediyor

Adana Kozan’da yapımı devam eden Gökdere Barajı inşaatında geçen hafta meydana gelen kazada 10 işçi baraj sularına kapıldı. Su tutan kapağın patlaması sonucu kaybolan işçilerden sadece üçünün cansız bedenlerine ulaşıldı. Baraj faciasının vurduğu üç ailede farklı bir acı var. Yakınlarını kaybetmenin acısı onların yüreklerini parçalıyor ancak diğer taraftan cansız bedenlerine ulaşıldığı için de kendilerini şanslı hissediyorlar.

Ölüm acısı çok ağır

Kozan’ın merkez köyü Güneri’de, kepçe operatörü Erkan’ın dişini tırnağına takarak çalıştığı ve bir lokma ekmek götürdüğü evi şimdi yasta. Bir yandan Erkan’ın ölümünün acısı yaşanırken, diğer yandan da Erkan’ın kaybolan arkadaşlarının en azından cenazelerinin bulunduğu haberi bekleniyor. Herkes biliyor sağ kalan yok. Sular kuvvetli. Ama yine de bir umut bekliyorlar. Dualar ediliyor. Taziye gün boyu sürüyor. Anne Müzeyyen, 7 aylık hamile gelini Ayşe, iki buçuk yaşındaki torunu Ravza’yı bağrına basmış ağlıyor, ”Oğlum Erkan’ın arkadaşları ile iyi geçinirdi. Gelinim ve torunlarıma artık ben kol kanat gereceğim” diyor.

Doğmadan öksüz kaldı

Baraj enkazında oğulları Erkan’ın cansız bedenine ulaştıklarında Yeğen ailesi için dünya durmuş. Erkan’ı ve arkadaşlarını alıp götüren o barajın suları bir kez de onların üstünden sel olup akmış, akmış, akmış... “Biz şanslı mıyız... Erkan’ımızın bedenine ulaştık. Peki diğer aileler? Üç gün bekledik Erkan’ı o üç gün geçmek bilmedi. ‘Ya sağ ise’ diye. O baraj hâlâ canları vermedi geri. Peki sorumlular nerede? İki mühendis mi sorumlu sanıyorsunuz? Yoksa yine kimse suçlu değil mi?” diye haykırıyor Ayşe Yeğen. “Erkan’ın gitti, doğacak bebeğimi daha doğmadan öksüz bıraktı..!”

‘Sızma var korkuyorum’

Ayşe Yeğen, yitirdiği eşiyle yaşadığı ilginç bir diyaloğu şöyle anlatıyor: “Hiç gün yüzü görmedik. Erkan hep gurbetteydi. Antalya, İstanbul.. Sonra da Libya. Evlendiğimizden önce de gurbette çalışmış. Libya’da savaş çıkınca geri döndü. Barajdaki işi bulunca, sevinmiştim, uzaklara gitmeyecek aksam evine dönecek diye. Ama kader. Sabah 5’te evden çıkar, akşam her zaman mesaiye kalır 10’dan önce dönmezdi. Çok çalışkandı. İşine bağlıydı. Ama kader dedim ya. Bana birkaç gün önce anlattı ‘Sızma var tünelde, çalışırken endişeleniyorum’ dedi. Ben de ‘Erkan ölümü gör girme oraya, sakın tünelde çalışma’ dedim. Gitmiş şefine, ‘Ben tünele girmek istemiyorum’ demiş. Şefi de ona kızmış. Bunları konuştuktan iki gün sonra kapak patladı. Keşke gitmeseydi. Kaderden kaçılmıyor.”

Adını oğlu yaşatacak

Erkan Yeğen’in gözü yaşlı eşi Ayşe yedi aylık hamile. “Çocuğum erkek olursa adını Erkan koyacağım” diyor, “Sade bir düğün yapmıştık 4 yıl önce, bu evi tutmuş, içini düzmüştük. Erkan’ın bu ay alacağı maaşla borçlarımız tamamen bitecekti. Ekmeğini taştan çıkartırdı. İnşaat 45 kilometre uzaklıkta olmasına rağmen şikayet etmezdi. Çok çalışır ve yorulurdu.”

BAKAN AÇIK KONUŞTU:

‘Kozan’da bir hata olduğu aşikar’

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Kozan’da baraj kapağının patlamasıyla ilgili kazanın savcılığa intikal etmesi nedeniyle herhangi bir açıklamada bulunmadıklarını belirterek, ‘’Tabii burada bir hata olduğu aşikar. İnşallah bundan sonra böyle bir hata olmaması için gerekli tedbirleri alacağız’’ dedi.

Umutsuz bekleyiş

Kaybolan işçiler Latif Değirmenci, Erdal Demirelli, Mehmet Yılmaz, Hasan Bolat, Veli Damaksız, Selahattin Aral ve Necmettin Karayiğit’i arama çalışması barajın patladığı nehir yatağındaki onlarca kilometrelik alanda devam ediyor. Tonlarca suyun bir anda boşalması ve önüne ne kattıysa alıp götürmesi, işleri daha da güçleştiriyor. Son cesedin çıktığı bölgede yoğunlaşan çalışmalarda iş makineleri tarafından oluşturulan toprak setin içerisinde kalan su ise pompalarla boşaltılmaya çalışılıyor.