Tüm dünyayı hayrete düşürmeye devam ediyor: Göbeklitepe’deki yapılar nasıl inşa edildi?

Anıtlarımızı, özellikle de binlerce yıl öncesinin koşullarında inşa edilenleri düşündüğümüzde, akıllara "Bunu nasıl başardılar?" sorusu geliyor. Göbeklitepe de bu soruyu en çok doğuran, gizemini hala koruyan yerlerin başında.
Türkiye'nin Şanlıurfa ilinde keşfedilen Göbeklitepe, dünyanın bilinen en eski tapınak kompleksi. İnşa tarihi MÖ 10 binlere, yani günümüzden yaklaşık 12 bin yıl öncesine dayanıyor. Bu tarih, İngiltere'deki Stonehenge'den 7 bin, Mısır piramitlerinden ise en az 7 bin 500 yıl daha eski olduğu anlamına geliyor. Bir başka deyişle, bugün biz piramitlerin inşa edildiği döneme, Göbeklitepe'nin piramitlere olduğundan daha yakınız.
Buradaki yapılar, ev veya yerleşim yeri değil; tamamen ritüel ve tapınak amaçlı inşa edilmiş. Alan, her biri devasa T biçimindeki sütunlarla çevrili birkaç dairesel yapıdan oluşuyor.
Asıl büyüleyici olan: Devasa sütunlar
İşte Göbeklitepe'yi bu kadar şaşırtıcı kılan detay da tam olarak burada yatıyor. Her biri 40 ila 60 ton ağırlığında olan bu T biçimli devasa kireçtaşı sütunlar, muazzam bir taş işçiliği becerisi gerektiriyor. Üzerleri son derece detaylı ve zarif hayvan kabartmaları, soyut semboller ve şekillerle bezenmiş.

Göbeklitepe'deki sütunlar, sadece mimari bir başarı değil, aynı zamanda o dönemin insanlarının ileri düzeyde mühendislik ve jeoloji bilgisine sahip olduğunu da gösteriyor. Bu taşların nasıl çıkarılıp şekillendirildiği ve devasa ağırlıklarına rağmen nasıl dikildiği hala bir merak konusu.
Yapılan kazılarda, bölgedeki insanların ağırlıklı olarak avcılık ve toplayıcılıkla geçindiğini kanıtlayan çok sayıda hayvan kemiği bulundu. Bu durum, yerleşik tarım toplumlarının gelişmesinden önce de karmaşık ve büyük yapılar inşa edilebildiğini gösteriyor. Göbeklitepe'deki tapınakların bin yılı aşkın bir süre boyunca kültürel ve dinsel bir merkez olarak kullanıldığı tahmin ediliyor. Bu tapınaklarda fikirler paylaşıldı ve toplumsal yaşam şekillendi.
Daha sonra ise henüz tam olarak anlaşılamayan bir nedenle, bu tapınaklar bilinçli olarak gömüldü ve üzerlerine daha küçük yapılar inşa edildi. Bu süreç, Göbeklitepe'nin 10 bin yıl boyunca gizemini koruyan bir höyüğe dönüşmesine neden oldu. 1995'te başlayan kazılarla gün yüzüne çıkan bu olağanüstü yer, uygarlık tarihine dair bildiklerimizi yeniden düşünmemize yol açıyor.
Göbeklitepe ve Stonehenge arasındaki benzerlikler neler?
Stonehenge, MÖ 3 bin-2 bin yılları arasında inşa edildiği tahmin edilen bir tarih öncesi anıt. Göbeklitepe ile kıyaslandığında, ikisinin arasında bazı benzerlikler ve farklar yer alıyor. Bunlardan bahsetmek gerekirse:
Dini ve ritüelistik merkez olmaları
- Göbeklitepe: Açık bir şekilde dini ve törensel amaçlarla inşa edilmiş dünyanın bilinen en eski tapınağıdır.
- Stonehenge: Arkeolog Mark Parker gibi birçok uzman, Stonehenge'in de geniş bir dini kompleksin parçası olduğunu, ölülerin ruhlarına adanmış kutsal bir anıt olabileceğini düşünüyor. Tarih boyunca Romalılar tarafından güneş tanrısı Apollo ile, Orta Çağ'da ise Kral Arthur efsaneleriyle ilişkilendiriliyor.
Anıtsal mimari ve mühendislik becerisi
- Göbeklitepe: 5'i büyük olmak üzere toplam 30 taş dikitten oluşuyor. Her bir taşın ağırlığının 40 tonu bulması, o dönem için olağanüstü bir organizasyon ve mühendislik bilgisini kanıtlıyor.
- Stonehenge: Benzer şekilde, tonlarca ağırlıktaki devasa taşların kilometrelerce öteden taşınarak karmaşık bir düzende dikilmesi, ileri düzeyde bir iş birliği ve teknik bilgi gerektiriyor.
Sosyal hiyerarşi ve elit tabaka ile ilişkisi
- Göbeklitepe: Bu denli büyük bir yapının inşasını planlayacak ve yönlendirecek bir önder sınıfın (şamanlar veya kabile liderleri) varlığına işaret ediyor.
- Stonehenge: Yapılan kazılarda, Stonehenge çevresinde 240 mezar bulundu. Bu mezarların sayısının az olması (yılda ortalama 2 kişi) ve bölgeye 2,5 km uzaklıkta, diğerlerinden daha görkemli evlerin olması, buraya gömülenlerin toplumun seçkin (asil) kişiler olduğunu düşündürüyor. Bu da her iki yapının da sosyal tabakalaşmanın güçlü olduğu toplumlar tarafından inşa edildiğini gösteriyor.
Gizem ve amacına dair devam eden tartışmalar
- Göbeklitepe: Tam olarak hangi inançlar için kullanıldığı ve neden bilinçli olarak gömüldüğü halen tam olarak çözülemedi.
- Stonehenge: Amacı hala kesin olarak bilinmemekte; tapınak, gözlemevi, bilgisayar veya kral mezarlığı olduğuna dair birbirinden farklı teoriler bulunuyor. Her iki yapı da gizemini koruyarak bilim dünyasını cezbetmeye devam ediyor.
Atalarımız neden Göbeklitepe'yi inşa etti?
Göbeklitepe, arkeologların ve tarihçilerin neden inşa edildiği sorusu üzerinde uzun süredir kafa yorduğu, gizemli bir antik yapı. Bölgeden alınan dört farklı radyokarbon testi, Göbeklitepe'nin yaklaşık M.Ö. 9 bin 130 ile 7 bin 370 yılları arasına tarihlendiğini gösteriyor. Bu tarihler, yapının binlerce yıl önce, henüz yerleşik hayata tam olarak geçilmemişken inşa edildiğini gösteriyor. Bu da dönemin avcı-toplayıcı topluluklarının, sanılandan daha karmaşık ve organize yapılar inşa edebildiğine işaret ediyor.
Yapının en ilginç özelliklerinden biri, bir yerleşim alanı olduğuna dair hiçbir kanıt bulunamamış olması. Göbeklitepe kazılarında ev, çöp çukuru, kap kacak veya günlük hayata dair başka hiçbir nesneye rastlanmadı. Bununla birlikte doğurganlık figürleri gibi dönemin diğer yerleşimlerinde sıkça rastlanan objelere de rastlanmadı. Yapımında kullanılan taşların bölgenin kireçtaşı jeolojisi sayesinde kolayca işlenip taşınabildiği tahmin ediliyor.
Arkeolojik veriler, Göbeklitepe'nin çok katmanlı bir yapıya sahip olduğunu ortaya koyuyor. Yapıyı inşa eden ilk topluluklar, dairesel sütun yapılarını inşa ettikten sonra bu alanları bilinçli olarak çamurla doldurup gömdüler. Daha sonraki nesiller ise, eski yapıların üzerine yenilerini inşa ederek tepeyi oluşturdu. Bu ardışık inşa ve gömme döngüsü, Göbeklitepe'nin sembolik ve ritüel bir merkez olarak kullanıldığına dair güçlü ipuçları sunuyor.
Peki bu kadar büyük sütunlar nasıl işlendi ve dikildi?
Net ve kesin bir cevabımız yok. Bu durum, zamanla uzaylılar gibi pek çok komplo teorisini de beraberinde getirdi fakat elbette durum böyle değildi. Göbeklitepe ile ilgili hala günümüzde bilinmeyen çok fazla soru işareti var. Örneğin keşfedilen sütunların neden dikildiği, taş çizimlerinin tam olarak ne anlama geldiği çözülebilmiş değil. O dönemde toplum göçebelerden oluşuyordu, dolayısıyla böyle devasa yapıları hangi motivasyonla inşa etmeyi başardıkları hâlâ tam olarak bilinmiyor.




