Gazete Vatan Logo

Süresiz nafaka ile ilgili dikkat çeken uyarı! 'Ömür boyu bağımlı kalma toplumsal soruna yol açıyor'

Boşanmalarda bir eşin, diğerine ödemesine karar verilen yoksulluk nafakasına çoğunlukla süresiz hükmediliyor. Binlerce kişi ise bu karar nedeniyle mağdur olduğunu iddia ediyor. Peki süresiz nafaka ödenmesi hangi durumlarda ortaya çıkıyor? Avukatlar konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Süresiz nafaka ile ilgili dikkat çeken uyarı! 'Ömür boyu bağımlı kalma toplumsal soruna yol açıyor'

YASİN ARSLAN | gazetevatan.com

Evliliklerin boşanma ile bitmesi pek çok sorunu da birlikte getiriyor. Boşanmada eşit veya daha ağır kusurlu olan eş, eşit kusurlu ya da daha az kusurlu eşe, mahkeme tarafından tespit edilen bir yoksulluk nafakası ödüyor. Ayrıca bu nafakayı asgari ücretli olsa dahi ödemek zorun kalıyor. Bu da yoksulluk nafakasının sosyal sorunlara neden olmasına yol açıyor. Özellik süresiz olması ve miktarına hükmedilirken, nafaka alacaklısı eşin özel ailevi ilişkilerinin dikkate alınmaması başka mağduriyetlere sebep oluyor. Konuyla ilgili gazetevatan.com’a açıklamalarda bulunan Avukat Direnç Halaçlar, süresiz nafaka ile ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu. Avukat Ayşe Deniz Oral da kimlerin süresiz nafakaya tabii olduğunu kendi davalarından örnek vererek anlattı.

Evlilik birliği içerisinde eşlerin, birbirlerine maddi ve manevi olarak destek verme yükümlülükleri olduğuna dikkat çeken Halaçlar, “Maddi ve manevi destek verme yükümlülüğü, eşlerin boşanma sürecine girmesiyle birlikte özellikle maddi konuda farklı sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet veriyor. Boşanma davası sürecinde ve sonrasında boşanma davası kesinleşince eşlerden birinin nafaka ödeme yükümlülüğü ortaya çıkıyor. Bu kapsamda Türk yargısı nafakayı; tedbir, iştirak ve yoksulluk olmak üzere üç kategoriye ayırmıştır” dedi.

Haberin Devamı

Halaçlar, bunlar arasında yoksulluk nafakası olarak bilinen süresiz nafakanın, mağduriyet oluşturduğu gerekçesi ile devamlı gündeme geldiğini söyledi. Halaçlar, “Aslında en çok tartışılan, halk arasında süresiz nafaka tabiri kullanılan nafaka türüdür. Boşanma süreci sonunda, eşlerden biri yoksulluğa düşebilir veya hayat kalitesinde önemli ölçüde eksilme meydana gelebilir. Bu gibi durumlarda zora düşen eşe yapılan ödemeye yoksulluk nafakası denir. Türk Medeni Kanunu md 175'e göre yoksulluk nafakası süresizdir” ifadelerini kullandı.

Evliliklerin boşanma ile bitmesi pek çok sorunu da birlikte getiriyor. Boşanmada eşit veya daha ağır kusurlu olan eş, eşit kusurlu ya da daha az kusurlu eşe, mahkeme tarafından tespit edilen bir yoksulluk nafakası ödüyor. Ayrıca bu nafakayı asgari ücretli olsa dahi ödemek zorun kalıyor. Bu da yoksulluk nafakasının sosyal sorunlara neden olmasına yol açıyor. Özellik süresiz olması ve miktarına hükmedilirken, nafaka alacaklısı eşin özel ailevi ilişkilerinin dikkate alınmaması başka mağduriyetlere sebep oluyor. Konuyla ilgili gazetevatan.com’a açıklamalarda bulunan Avukat Direnç Halaçlar, süresiz nafaka ile ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu. Avukat Ayşe Deniz Oral da kimlerin süresiz nafakaya tabii olduğunu kendi davalarından örnek vererek anlattı.

Süresiz nafakanın istenmesi için bazı şartların bir arada olması gerektiğine dikkati çeken Halaçlar, “Bunlar; taraflardan birinin bunu talep ederek miktarını açıkça belirtmesi, talep eden eşin yoksulluğa düşmesi ve talep eden eşin kusurunun daha az veya eşit olmasıdır. TMK md. 175'e göre; süresiz nafakaya hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin, boşanmada daha az kusurlu hatta eşit kusurda olması yeterlidir. Yani, eşit kusurlu, daha az kusurlu veya kusursuz olan eşin süresiz nafakayı talep etme hakkı vardır. Nafaka yükümlüsünün ise kusurlu olup olmadığının bir önemi yoktur. Sadece talep eden eş daha kusurlu ise işte o zaman süresiz nafakaya hükmedilemeyecektir” dedi.

Haberin Devamı

Avukat Halaçlar, yoksulluk nafakası konusunda sadece kusura dayalı bir yorum yapıldığını belirterek, “Evliliğin mahiyeti, süresi, durumu, yaşanmış olaylar vs. konusunda hiç durulmamıştır. Yani bu sebeple 1 gün dahi evli kalan eşler, süresiz nafaka ödeme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilmektedir. Bu da tarafımca hakkaniyete uygun değildir. Bir somut olayda yerel mahkeme, kısa süreli evlilikten dolayı nafakayı 2 yılla sınırlanmıştır ancak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Süresiz nafakaya hükmedilirken evlilik süresi veya mahiyeti dikkate alınamayacağından Yerel Mahkemenin kararını bozmuştur” ifadelerini kullandı. 

Haberin Devamı

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin ilgili kararı şu şekildedir: ''...Yasa, yoksulluk nafakasını belirli bir süreyle sınırlandırmamış, bu nafakanın "süresiz" olarak istenebileceğini öngörmüştür. Amaç, boşanmadan dolayı yoksulluğa düşecek eşin, diğer eş tarafından koşulları bulunduğu sürece ekonomik yönden desteklenmesi ve asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanmasıdır. Bu bakımdan nafaka alacaklısı açıkça talep etmedikçe, yoksulluk nafakasının belirli bir süreyle sınırlandırılması yasada bulunmayan bir unsuru yasaya dahil etmek anlamına gelir. Kanunun, hakime takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim, hakkaniyete göre karar verir (... m.4).

"Kanun, yoksulluk nafakasının süresiyle ilgili hakime herhangi bir takdir hakkı tanımamış, süresini durumun gerekleri ya da haklı sebepleri göz önünde tutarak belirlemeyi de emretmemiştir" tespitinde bulunan Halaçlar,  "Kanun, bu nafakanın 'süresiz' olmasını açıkça öngördüğüne göre, takdir hakkına sığınarak nafakayı belirli bir süreyle sınırlamak kanuna açık aykırılık oluşturur. Öyleyse, aylık irat şeklinde takdir edilen yoksulluk nafakasının belirli bir süreyle sınırlandırılması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir" dedi. 

Süresiz nafaka konusunda 17.05.2012 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından 'hukuka aykırı değildir' kararı çıktığına dikkati çeken Halaçlar, “Tabii ki nafaka yükümlüsü eşin çok ağır kusuru varsa bu konuda nafaka veya tazminat ödemesi gerçekleşmeli ancak çok kısa süren bir evlilik sonucunda dahi, eşlerden birinin süresiz şekilde nafaka ödemesi bence de hakkaniyetle bağdaşmamaktadır. Bu durumda; boşanan eşlerin ömür boyu birbirleriyle iletişim halinde kalması, nafaka yükümlüsünün nafaka ödememek adına kayıt dışı çalışması vs. gibi durumlar karşımıza çıkmaktadır.

Haberin Devamı

Yaşanan sorunun çözümü için kanunda yazılan süresizlik ibaresinin kaldırılması, süre için bazı kriterler belirlenerek (evlilik süresi, eşlerin kusur durumu, yaş, sağlık vs. gibi) alt ve üst sınırının tespit edilmesi ve evlilik süresi, eşlerin kusur durumu, eğitim, yaş, iş ve sağlık durumu  vs. gibi belli kriterler çerçevesinde nafaka tutarının ve süresinin hakimin takdirine bırakılması daha uygun olacağı görüşündeyim” tespitlerini yaptı. 

DÜĞÜNDEN HEMEN ÖNCE ÖĞRENDİĞİ GAYRİMEŞRU ÇOCUK SÜRESİZ NAFAKAYA MAHKUM ETTİ

Nafaka bağlanırken kusur ve gelir durumu göz önüne alınarak değerlendirme yapıldığına dikkati çeken Avukat Ayşe Deniz Oral, “Bir gün evli kalıp ömür boyu nafaka ödemekten yakınanlar, o bir günlük evlilikte ne gibi bir kusur işleyip de eşini boşanma davası açmak zorunda bıraktıklarını söylemiyor. Örneğin benim bir davamda; taraflar düğünden önce nikah kıymıştı. Düğüne birkaç saat kala erkek eşin gayrimeşru çocuğu olduğu ortaya çıkmıştı. Yine başka bir olayda erkek eşin evliliğe mani bazı eksiklikleri olduğu nikahtan sonra ortaya çıkmıştı. Bu durumlarda mahkeme erkek eşi ağır kusurlu buluyor” dedi.

Süresiz nafakanın ödenmesi ile ilgili de açıklama yapan Avukat Oral, “Boşanmada hükmedilen tazminatın icra yoluyla tahsili dışında bir yaptırımı yoktur ama İİK 344. Maddesine göre nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Yani eşi mal kaçırsa, maaşına haciz gelmesin diye sigortasız çalışsa dahi nafaka ödemek zorunda kalmaktadır. Tazminatın tahsili için bir güvence olmasa da nafaka alacağı güvenceye bağlanmıştır” ifadelerini kullandı.