Gazete Vatan Logo

Flaş!.. Flaş!.. "Türkiye tarihinde ilk kez..."

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'a sert mesajlar gönderdi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında Türkiye'nin gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, "AKP oylarıyla kabul edilen bütçe gayri meşru bütçedir. Türkiye tarihinde ilk kez gayri meşru bütçeyle karşı karşıyayız" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Ya adam gibi davranıp sorunu çözersin ya da gelen her şehit cenazesinin sorumlusu sen olursun" dedi. Kılıçdaroğlu ayrıca "Sayın Erdoğan’a geçmişte de bir kredi vermiştik, demokrasi için vermiştik. Seçimler yapıldı 2002 kendisi milletvekili seçilemedi. Ama biz demokrasiyi ülkeye getiren bir siyasi parti olarak, milletvekili seçilememesini içimize sindiremedik. Anayasayı değiştirdik, yasaları değiştirdik gel milletvekili ol dedik. Milletvekili oldu, Başbakan oldu. Sonra ne oldu? 10’ncu yıl sonunda kibirden, tek adamlıktan yola çıktı, egosu o kadar çıktı ki yeri geldi 2012’de demokrasiden şikayet eder noktaya geldi" dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, konuşmasında Kürt sorunun çözümü konusuna değinerek, şunları kaydetti:

"Artık diline hakim ol Recep Tayyip Erdoğan. Hırsının esiri olmaktan vazgeç. Kibirli olmaktan vazgeç. Hoşgörülü ol. Mevlana törenlerine katılıyorsun. Mevlana’nın ne dediğini öğrenemedin mi? Toprak gibi ol. Yeni bir kredi açacağız size. Ama o krediyi kullanmak için 4 önemli koşulun var. 1 samimi ve dürüst olacaksınız. 2 gizli bir kişisel ajandan olmayacak. 3 millete açıklayamayacağın angajmanlara girmeyeceksin. 4 ana muhalefet partisine veya millete hesap vereceksin yani saydam olacaksın. Bunları kabul edersen sana destek vereceğiz. O destek Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsına verilmiş bir destek değildir. O destek şehit analarına, şehit babalarına verilmiş destektir. Sayın Erdoğan’a geçmişte de bir kredi vermiştik, demokrasi için vermiştik. Seçimler yapıldı 2002 kendisi milletvekili seçilemedi. Ama biz demokrasiyi ülkeye getiren bir siyasi parti olarak, milletvekili seçilememesini içimize sindiremedik. Anayasayı değiştirdik, yasaları değiştirdik gel milletvekili ol dedik. Milletvekili oldu, Başbakan oldu. Sonra ne oldu? 10’ncu yıl sonunda kibirden, tek adamlıktan yola çıktı, egosu o kadar çıktı ki yeri geldi 2012’de demokrasiden şikayet eder noktaya geldi. Demokrasi adına sana açtığımız kredi koşulsuz krediydi. Şimdi güvenmiyoruz sana. Ya adam gibi davranıp sorunu çözersin ya da gelen her şehit cenazesinin sorumlusu sen olursun."

"SİYASET SORUMLULUK İSTER"

Dün maden ocağında yaşanan patlama ve göçük sonucunda yaşamını yitiren 8 işçinin yakınlarına baş sağlığı dileyen Kılıçdaroğlu iş güvenliği konusuna değinerek şunları kaydetti:

"8 işçimiz metan gazı nedeniyle yaşamını yitirdi. Avrupa birinciyiz iş kazasında, ölümlerde birinciyiz iş kazasında, dünyada da 3 sıradayız. terörden çok daha fazla insanı iş kazasında kaybediyor. 10 bini aşıyor 1 yılda. Bu işyerin bundan bir kaç yıl önce yine iş kazası oldu. 30 kişi hayatını kaybetti. Bakan gitti başbakan gitti, ’bu işin sonu ölümdür’ dedi. Biz bunu kabul etmedik. Bakan gitti, ’çok güzel öldüler’ dedi. Siyaset sorumluluk ister."

"TÜRKİYE TARİHİNDE İLK KEZ GAYRİ MEŞRU BİR BÜTÇE İLE KARŞI KARŞIYA"

Bütçe görüşmeleri sırasında Sayıştay raporlarının parlamentoya gelmediğini belirten Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sayıştay raporları konusunda bu hükümetin karnesi kötü. Bütçe geldi, Sayıştay raporları gelmedi. AKP oylarıyla kabul edilen bütçe gayri meşru bir bütçedir. Türkiye tarihinde ilk kez gayri meşru bir bütçe ile karşı karşıya. 2013 yılında gayrimeşru bir bütçe ile karşı karşıyayız. Sayıştay raporları niye gelmez, hangi gerekçe ile gelmez, yolsuzlukların üzerini kapatmak için mi gelmez?

Sayıştay Türkiye Taş Kömürleri’ni denetledi ve inceledi. denetim sonunda neye varılıyor. Firma işyerlerinde yapılan denetimler sonucu, düzenledikleri rapor ve tutanaklardan firmanın iş güvenliğine yönelik alınması gereken önlemler konusunda da hassasiyet göstermediği. Bu arada da vahim bir olayla karşılaşılmamasının tamamen tesadüf olduğu görülmektedir.

Ölen 8 işçinin sorumlusu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’dır, bakanıdır onun hükümetidir.

O işçilerin yakınlarına söylüyorum ’hakkınızı arayınız’. O işçilerin yakınlarına söylüyorum. Hakkınızı arayınız. Şu anda CHP’li milletvekillerimiz var. Onlara gidiniz, avukat dahil CHP olarak yanınızda olacağız, sizin hakkınızı sonuna kadar arayacağız."

"ZAM ÖNCESİNDE UYANMAK LAZIM"

Türkiye’nin 3 temel sorunu olduğunu belirten Kılıçaroğlu, bu sorunları, "Terör, işsizlik, yoksulluk" olarak sıraladı ve konuyla ilgili şunları kaydetti:

"10 yıldır sürüyor ama hükümet pembe tablolar çizmeyi sürdürüyor. Niçin işsizlik sorunu çözülmüyor. Zam milletin belini bükmeye başladı. Zamlarla bir halk uyanıyorsa o zaman bir sorunumuz vardır. Zam öncesinde uyanmak lazım. Zammı sırtına alıp uzun süre yola devam etmek mümkün değil. Ailede huzursuzluk artar, iş yerinde huzursuzluk artar. Kamuoyu yoklamaları yapılıyor. Her bulaşık yıkarken sorun eşiniz aylığına ne kadar zam geldi. Bunu sorsanız bilinçli bir yurttaş olursunuz. Bunu sorarsanız Türkiye’de demokrasiye en büyük katkı sizin olur. Maaş zamlarını bir seferde yapmıyor, 2 taksitte yapıyor ama zamlar peşin peşin yapılıyor. Yeni yılda asgari ücrette açıklandı. 733 lira. Malatya’da bir kadın arkadaş, işçi, ’asgari ücret ne olmalı’ diye sordu. 5 kişilik bir ailenin geçinmesi için ne kadar para gerekiyorsa o olmalı. Günde 1 simit parası. Bütün asgari ücretlilere sesleniyorum, size ayda 33 lira zammı veren AKP iktidarının arkasında gidecek misiniz, gitmeyecek misiniz? 10 milyonu aşkın yurttaş asgari ücretle çalışıyor. Yoksulluk sınırı 2012 lira, asgari ücret 733 lira. Herkes bunu sağlıklı sıhhatli tahlil etsin. 10 milyon insan neden perişan durumda. Peki sendikalar ne yaptı. ayağa mı kalktılar, yürüyüş mü yaptılar, haklarını mı aradılar? Niye onların yöneticilerinin altında mercedesler var. Keyifleri yerinde. Asgari ücret düşük olmuş yüksek olmuş umurlarında bile değil. Size sahip çıkan sadece ve sadece CHP’dir."

"TOPLUMSAL UZLAŞMA FARKLI BİR KAVRAM"

Terör sorunun 30 yıldır çözülmediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, "Biz kendi ülkemizi seviyoruz, insanımız seviyoruz. Barış içinde huzur içinde bu topraklarda yaşamak istiyoruz" dedi. Siyasetin görevinin zor sorunları çözmek olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:

Elbette ki sorunları iktidar partisi çözecektir öncelikle. Halkın desteğini almıştır.. Ana muhalefet partisinin de görevi vardır. Şehitler gelsin terör tırmansın" bunu düşünmek insanlık dışıdır, akıl dışıdır. Her CHP’linin görevi ülkesine ve insanlarına hizmet etmektir. Bu ülkede barışı ve huzuru egemen kılacağız. Biz şunu biliyoruz, Fırat’ın suları ile Sakarya’nın suları arasında fark yok. Ülkemize sahip çıkmak zorundayız. Birisinin ötekileştirdiğinizde siz CHP kimliğini bırakmış olursunuz. Biz bu ülkeyi beraber kurduk. Bizim acımız bir sevincimizde bir. Tasada ve kıvançta beraber olacağız. Biz CHP’yiz. Başka partilere benzemeyiz. Başka partiler, ülkeyi ayırırlar, vatandaşı ayırırlar, ama biz herkesi başımız üstüne alırız. Gittiğim her yerde şehit anneleri gelip, babaları gelip, ’bu sorunu çözün’ diye bana söylüyor. Bu sorunun çözüm yeri Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir dedik. Toplumsal uzlaşma olmadan bu sorun çözülemez dedik. yol haritamızı aldık, Başbakan’ın kapısını çaldık. Bir yol haritası çizelim dedik. 4 siyasal parti bir araya gelsin dedik, birileri gelmiyor’ dediler, ’gelmiyorsa her şehit haberinden o sorumlu olsun’ dedik. Bu anlayış Türkiye’yi çıkmaz sokaklara götürür. AKP ile CHP gelsinler bir araya bu sorunu çözünler. Toplumsal uzlaşma farklı bir kavram. Sorunun çözümünü ikinci ayağı ne parlamento dışı. Parlamentoda olmayan siyasi partiler var, aydınlar var, sivil toplum örgütleri var, sendikalar var. Bunun için neden görüş almıyoruz. Sorun çözmek akıl işidir, siyasal birikim işidir, kişisel çıkarlardan arınma işidir. Toplumsa uzlaşma yapak zor. Bu işin kolay olduğunu kim söyledi. Kolay olsaydı çözülürdü. Siyasetin işi zor olanı çözmektir. Sorunu beraber çözeceğiz diyoruz. Sorun oy çokluğu milletvekilli çokluğu işi değildir. Sorun yaşanan olayları sağlıklı çözemem işidir. Sorun çözemiyor, herhangi hesabı da yok. Bir stratejisi yok, öngörüsü yok, ufku yok. Sorunu nasıl çözecek. Siz hala toplumsal uzlaşmayı anlamayan insana demokrasiyi nasıl anlatacaksınız, demokrasinin yüzde 51 olmadığını nasıl anlatacaksınız. 30 yıldır aynı şeyleri yapıyorlar, farklı sonuçlar arıyorlar. Parlamentoya gelin, parlamentoda çözelim. ’Analar ağlamasın’ diyorlar. Siyasetçinin görevi slogan üretmemek değil, siyasetçinin görevi anaları ağlatmamaktır. Ülkemizin birliği bütünlüğü, insanımızı yaşamı her şeyden önce gelir. Bizim asla ve asla kişisel çıkarlarımızı yok. Biz seçim öncesinde müzakere deyip, seçim sonrası elimizde silahla gezmeyiz. Bizim adımız, Cumhuriyet halk Partisi. Bizim halkın partisiyiz. Olay ciddi bir olay. Köklü bir sorundur. Parti Meclisi’ne bir konuşma yaptım. Yaptığım konuşma medyada benim tahminimden daha fazla yer aldı. Biz her zaman her ortamda toplumsal barışa destek veriyoruz. Çünkü biz insanımızı sevip yaşamasını istiyoruz. "

Haberin Devamı