Sıcak havalara karşı hayati uyarı! Bunu sakın yapmayın
İç Hastalıklar Uzmanı Dr. Betül Çiğdem Yortanlı, hava sıcaklıklarının 40 dereceye kadar çıktığı şu günlerde beslenmenin önemine dikkat çekerek, sağlıklı yaşam için yağlı yiyeceklerden uzak durulması ve sıvı tüketiminin artırılması konusunda uyarılarda bulundu
Yurt genelinde son günlerde etkili olan kavurucu sıcaklara karşı uzmanlardan beslenme konusunda uyarı geldi. Hava sıcaklıklarının artışından dolayı yağlı yemeklerin olumsuz sağlık sorunlarına neden olabildiğini ifade eden İç Hastalıklar Uzmanı Dr. Betül Çiğdem Yortanlı, özellikle beslenme konusuna daha çok dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Sıvı kaybına dikkat çeken Dr. Betül Çiğdem Yortanlı, "40 derecenin üzerindeki sıcaklıklar, özellikle çocuklar, yaşlılar ve ek hastalığı yani kalp hastalığı, yüksek tansiyon ve şeker rahatsızlığı olanları çok fazla etkilemekte. Maalesef kahve, çay, meyve suyu tüketimi su yerine geçmemektedir.
Mesela 100 kilo bir insanın 3 bin mililitre kadar su tüketmesi lazım. Yani kiloya 30 mililitre olarak hesaplamaktayız. Yaz zamanı 500 mililitre üzerine eklemekteyiz. Bildiğiniz üzere terle, idrarla büyük abdeste ve nefes alıp vermekle sıvı kaybı olmaktadır vücudumuzda” dedi.
“Sabah 11'den sonra akşam 4'ten önce dışarıya mümkünse çıkmasın” Yağlı, tuzlu gıdaların vücuda büyük oranda zarar verdiğini anlatan Dr. Yortanlı, “Yağlı ve özellikle tuzlu gıdalara dikkat etmek gerekiyor. Yazın şalgamı, turşuyu bir kenara bırakalım.
Tuzu sofralarımızdan atalım derim. Yağlı yedik diyelim ki, mutlaka vücutta bir şeylere ihtiyacı olacaktır. Yağlı yediysek hemen yatmayalım, uyumayalım. Ardından sıvı tüketimini arttıralım. Hemen dışarıya çıkmayalım. Özellikle yağlı yedik, yürüyelim, enerjimizi atalım diye düşünenler ise sabah 11'den sonra akşam 4'ten önce dışarıya mümkünse çıkmasın.
İşlerimizi sabah 11'den önce, akşam 4'ten sonra halletmeye çalışalım. Yürüyüş yapacaksak, özellikle sabah 7'den önce, akşam 9'dan sonra yapmaya özen gösterelim. İşimiz var, dışarıya çıkmamız gerekti. Güneş şapkamızı, güneş kremimizi sürelim. Mümkünse açık renk kıyafetler giymeye özen gösterelim ve gölge alanlarda duralım” şeklinde konuştu. “Rutin kontrollerimizi yaptıralım” Yağlı yemeklerin tüketiminin arttırılmasının ardından oluşabilecek rahatsızlıkları beraberinde getireceğini belirten Dr. Yortanlı, “Çok ağır tükettik, suyu az içtik ne gibi sorunlarla karşılaşıyoruz hastalarda. Sıcak basması gibi semptomlarla gelebiliyor, tansiyon düzensizliği, şeker düzensizliği yaşıyoruz. Özellikle kronik hastalığı olanlardan şunu rica ediyorum, rutin kontrollerimizi yaptıralım. Gerekirse bazen tansiyon ilaçlarımızın da dozu arttırılabilir. Lütfen doktorunuzun önerdiği 3 ay olabilir, 6 ay olabilir, takiplerimizi ihmal etmeyelim” ifadelerini kullandı.
“Rutin kontrollerimizi yaptıralım”
Yağlı yemeklerin tüketiminin arttırılmasının ardından oluşabilecek rahatsızlıkları beraberinde getireceğini belirten Dr. Yortanlı, “Çok ağır tükettik, suyu az içtik ne gibi sorunlarla karşılaşıyoruz hastalarda. Sıcak basması gibi semptomlarla gelebiliyor, tansiyon düzensizliği, şeker düzensizliği yaşıyoruz.
Özellikle kronik hastalığı olanlardan şunu rica ediyorum, rutin kontrollerimizi yaptıralım. Gerekirse bazen tansiyon ilaçlarımızın da dozu arttırılabilir. Lütfen doktorunuzun önerdiği 3 ay olabilir, 6 ay olabilir, takiplerimizi ihmal etmeyelim” ifadelerini kullandı.
“Büyük sıkıntılarla karşılaşmak zorunda kalabiliyoruz”
Araç kullanan vatandaşlara da uyarılarda bulunan Dr. Yortanlı, “Çok fazla arabaya biniyoruz. Bir yere giderken araba kullanıyoruz. Arabamı gölgeye park ettim, içinde çocuğumu bırakayım, yaşlı kalsın ben şu işimi halledeyim gideyim demeyelim. Arabayı park ettikten sonra camlarını açsak bile dışarıda hava 40 dereceyse içeride, 50 dereceye kadar sıcaklıklar olabiliyor. Büyük sıkıntılarla karşılaşmak zorunda kalabiliyoruz” diye konuştu.
"Ağır yemekleri yememeye özen gösteriyoruz"
Lokantada görevli Muammer Yalçın, "Sıcak havalarda fazla tere yağ kullanmamaya özen gösteriyoruz. Vatandaşlarımızın sağlığını aşırı sıcaklıklarda etkilememesi için salata, garnitür ve yeşillik ürünlerini ikram ediyoruz. Çorba bu havalarda biraz daha tüketimi fazla oluyor. Köfte ve yağlı yemekler biraz daha tüketimimiz az oluyor" dedi.
Akşamları hafif yemek tükettiğini belirten Gürcan Tetik, "Akşamları sıvı şeklinde yemek yemeğe özen gösteriyoruz. Çorba ve sebze türü yemekler daha hafif oluyor yaz günlerinde. Ağır yemekleri yememeye özen gösteriyoruz. Ben kendim de baypas olduğum için dikkat ediyorum.
Çok fazla su tüketimi yapmaya çalışıyorum. İş yerinde de sıcak bir ortam olduğu için gün içerisinde de aynı şekilde su içmeye dikkat ediyorum. Sıvı tükettiğim zaman geceleri daha iyi oluyorum. Ağır yemek bu zamanlarda ağırlık yapıyor vücutta. Gerçekten büyük sorun yapıyor" şeklinde konuştu.
Yağlı yiyeceklere yaz aylarında karşı olduğunu belirten Oktay Unkur ise, "Hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerinde gitmesi insan sağlığını da etkiliyor. Bu nedenle 2 öğün beslenmeye çalışıyorum.
Öğle yemeğinde belki yemek tarzında ama akşam çorba, salata ve daha az yağlı yemekleri tercih ediyoruz. Özellikle vücuda ağır olmaması için ağır yiyecekler, vücudu da ağırlaştırıyor ve obeziteye neden oluyor. Özellikle yaz aylarında çok fazla dikkat ediyorum" diye konuştu.
Öte yandan yaz aylarında serinlemek için kullanılan klimalar, artan sıcaklıklarda ev, iş yeri ve araçlarda daha uzun süre kullanılmaya başlandı. Ancak klimaların düşük sıcaklıklarda, uzun süre ve kontrolsüz kullanılması ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyor.
Klimaların bakımlarının yapılmadan kullanılması ise bu riski daha da artırıyor. Uzmanlar, uzun süre aşırı soğuk ve kuru havaya maruz kalan kişilerin vücut direncinin düştüğüne ve kolaylıkla üst solunum yolu hastalıklarına, hatta zatürreye kadar varan akciğer hastalıklarına yakalanabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
En sık görülen hastalıklar sinüzit ve bronşit
Sinüzit ve bronşitin klimaya bağlı olarak görülen en sık solunum yolu hastalıkları olduğunu söyleyen alanında uzman doktorlar, “Bronşitler daha çok akut bronşit olarak görülmektedir, bu bronşların ani gelişen iltihabıdır. Ayrıca klimaların üflediği havaya direkt maruz kalmak, yüzdeki sinir kılıfını etkileyerek yüz felcine, kas ağrılarına, kas tutulmalarına sebep olabilir. Sinüzit rahatsızlığı olan kişilerde de göz dibi iltihabı ve beyin iltihabına yol açabilir.
Klimaların üflediği soğuk hava ve ortama yaydığı tozlar astım krizlerine ve şiddetli öksürmelere sebebiyet verir. Klima sistemlerinin nemlendirme bölümlerinde üreyen ve klimanın açılmasıyla ortama yayılan küf mantarları akut alerjik zatürreye yol açar.
Akut alerjik zatürre; küf mantarlarının solunmasından 4-6 saat sonra ateş, baş ağrısı, kas ağrısı ve halsizlik belirtileriyle gribal enfeksiyon gibi başlar, daha sonra da öksürük, balgam, nefes darlığı, göğüste sıkışma gibi akciğerlerde belirtiler oraya çıkar. Kronik alerjik zatürre ise sinsi olarak yavaş yavaş gelişir; nefes darlığı, yorgunluk ve kilo kaybı oluşur. Bu hastalıkların tedavisi için hastanın mutlaka alerjenle temasını kesmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Klimalardaki bakteriler hastalıklara yol açıyor
Klimaların periyodik bakımının ve temizliğinin önemini vurgulayan uzmanlar, temizlenmeyen klimaların bir takım hastalıklara yol açtığını belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Bakımı her yıl iyi bir şekilde yapılmayan klimaların filtre sistemlerinde, bir takım bakteriler birikir, çoğalır ve ortam havasına dağılırlar. Lejyoner Hastalığı olarak bilinen ‘Legionella pnömonisi’ de klimaların ve bu bakterilerin yol açtığı bir hastalıktır. Bu hastalık tipik zatürre belirtilerine benzer bir şekilde belirtiler vermez, akciğer ve solunum sistemine ait şikayetler ön planda değildir. Hastalığın belirtileri arasında ilk 24-48 saat içerisinde halsizlik, kırgınlık, yaygın kas ağrıları, şiddetli baş ağrısı ve huzursuzluk vardır.