Cinderella Sendromu yaşıyor olabilirsiniz! Mutlu bir son yaşamak isterken, kurtarılmayı beklemeyin
Cinderella masalı, temelini romantizmden alsa da yaşamın gerçekleri çok farklı. Adını prensin aşık olduğu kadını bulup mutluluğu yakalamasını anlatan masaldan alan Cinderella Sendromu romantik bir ruh halini değil, tam tersi başka birinin talepleri altında kendini feda etmeyi anlatır. Masal bizi büyülü bir aşka inandırırken, gerçekler kişinin bir kurtarıcıya ihtiyacı olduğu mesajını verir. Klinik Psikolog Selin Erekli kadınların bilinçaltını etkileyen bu masalların altında yatan algıyı irdelerken, Cinderella Sendromu hakkında merak edilenleri de anlattı.
Külkedisi, zorluklarla dolu bir yaşamın ardından prens tarafından kurtarılır ve onunla mutlu bir yaşam sürer. Bu masal, birçok insanın içsel olarak benimsediği kurtarılmaya olan arzuyu ve dışsal bir güce olan bağımlılığı yansıtır. Külkedisi veya Cindirella kompleksi olarak bilinen durum, bir kişinin içsel olarak kurtarılmaya veya kurtarılan olmaya yönelik gizli bir arzu geliştirmesiyle tanımlanıyor. Bu kompleks, bireyin kendini başkalarının yardımına veya korumasına bağımlı hale getirme eğilimini de yansıtıyor. İlgili araştırmalar, bu kompleksin genellikle bireyin kendine güven eksikliğiyle ilişkilendirildiğini gösterirken, kişinin kendi başına başa çıkma yeteneğine duyduğu güvenin zayıflığına da işaret ediyor.
Kendi ihtiyaçlarınızı bastırmayın
Klinik Psikolog Selin Erekli, “Cinderella Sendromu, adını masalın başkahramanından alırken, ilişkilerde kendini kaybetme ve kendi varlığını ihmal etme eğilimini temsil eder” diyerek bu durumun romantizm olmadığını üstüne basa basa söylerken, mevcut durumun kendini kaybetmeyi, gerçekleri reddetmeyi ve kendi ihtiyaçlarını bastırmayı simgelediğini belirtti.
“Bir ilişkide kendini başkasına adama hali” şeklinde özetlediği Cinderella Sendromu’nun gerçeği reddederek, kendi ihtiyaçlarını ve varlığını ihmal eden bir ilişki yaşama hali olduğunu da vurgulayan Erekli, “Bu durumda olan bireyler, kendi değerlerini ve mutluluklarını bir kenara bırakarak başkasının beklentilerini ve isteklerini ön planda tutarlar.” Dedi.
Her birey kendi yaşamının sorumluluğunu almalı
“Kendine güven eksikliği ve bağımlılık eğilimi, bireyin kendi potansiyelini görmesini engeller ve başkalarının onları kurtarması veya hayatlarını değiştirmesi gerektiğine inanmasına yol açar.” İfadelerini kullanan Erekli, gerçekte her bireyin kendi yaşamının sorumluluğunu alması ve kendi gücünü keşfetmesinin önemli olduğunu dile getirdi.
Erekli, bir kişinin kendi hayatını, ihtiyaçlarını ve hatta kimliğini bir ilişki veya başka birinin talepleri altında feda etmesiyle ilişkili olan sendromun, gerçek aşk ve uyumlu ilişkilerin zeminin kaybedilmesine de neden olduğunu ifade etti.
Son olarak kadınlara seslenen Erekli “Çocukluğu ‘kurtarılmayı bekleyen kadın masalları” ile geçen kadınlar, bilinçaltı dataları size ‘kendini ada’ sinyalleri verecek. Cinderella masalı güzel bir hikaye olsa da, gerçek hayatta kendi değerlerini tanıyan, sınırlarını belirleyebilen ve sağlıklı ilişkiler kurabilen bağımsız bireyler olmak için yaşayın.
Yalnızca kendinize odaklanın. Sizin masalınız başka; siz kendi masalınızın kahramanısınız.” Dedi.