Gazete Vatan Logo

Tüzmen: Dönüşüm Western filmlerindeki gibi oldu

"Bakımlı ve özenli olmayı seviyorum. Bir gecede üç ayrı davete gideceksem üç ayrı kıyafet giyerim" diyen Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, "ama", "fakat" sözcüklerini asla kullanmıyor, bir buçuk saatlik sohbetimizde ağzından bir kez olsun bu sözler çıkmadı

Dış Ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'le ihracat rakamları üzerine bir röportaj yapmadım. Kendisi yoğun iş temposu içinde bir günlüğüne üç davete katılmak üzere İstanbul'daydı. Çırağan Oteli'nde buluştuk. Güne otelin havuzunda yüzerek başlayan Tüzmen, bakanlığa geldiği günden bu yana 364 bin kilometre yol yapmış, 66 ülkeyi ziyaret etmiş, 487 saat havada kalmış. Bu tempo bir yana dursun, her sabah saat 05.30 uyanan Tüzmen'in güne başlama alternatifleri şöyle: 1. yüzmek, 2. yürümek, 3. koşmak, 4. ağırlık kaldırmak. Milli yüzücü ve dalgıç bakana "Sizi herkes slip mayonuzla hatırlıyor" deyince, güldü. Paşa torunu Kürşad Tüzmen iş yaşamında karşılaştığı değişiklikleri yorumlarken, "Bunlar ancak Western filmlerinde olur. Bürokratlıktan ayrıldıktan sonra bakanlığa dönüşüm Western'deki oyuncuların dönüşü gibi oldu" diyor.

* İşadamlarına "Kriz ve panik gibi sözcükleri kullanmayın" diyormuşsunuz. Bu sözcüklerin bu ortamları çağıracağına mı inanıyorsunuz?
Bu hayata bakışla ilgili. Konuşurken "ama ve fakat" kullanmam.

Gri tonları sevmem
* "Ama"lar ve "fakaf'ların çok olması size ne düşündürüyor?

Güzel güzel konuşup sonra ama dersiniz, iş o noktada biter. Ama varsa, önceki söyledikleriniz büyük bir anlamı yoktur. Ben gri tonları sevmiyorum Elif Hanım.

* Hayatta hep siyahlar ve beyazlar yok ama... Bakın ben pat diye kullandım "ama"yı...
Benim için siyah ve beyazlar var. Karnından konuşmaları sevmem. Net ve açık cümleleri severim. İki nokta arasındaki en kısa mesafe düz bir doğrudur. Bu insan ilişkilerinde de ülkeler arasındaki ilişkilerde de geçerlidir. Tavrınızı net koymaksınız. Yapamayacağım şeyi söylemem. Söz verdiysem tutarım, maliyeti çok yüksek olsa da beni çok zorlasa da. Bu yüzden kolay kolay söz vermem.

* Siz 1999,2000 ve 2001 yıllarında yılın bürokratı seçilmişsiniz. Sonra da "politik nedenlerle" görevinizden ayrıldınız. AKP Hükümeti'yle birlikte bürokrat olarak ayrıldığınız bakanlığa bakan olarak döndünüz. Hırs mı yapmıştınız?
Hedeflerim vardır ama siyaset benim için hedef değildi. Dediğiniz gibi hayatımda dramatik değişiklikler oldu.

Paraşütüm açıldı
* Bürokratlıktan aynlmak sizin için dramatik bir değişiklik miydi?

Kesinlikle. Bir gökdelenin en üst katından aşağı atladım ben. En başarılı olduğum dönemde emeldi oldum, üstelik mahkemelerle geriye dönmeye de çalışmadım. O dönemde ne yeni bir parti vardı ne de seçim. Paraşütüm kendiliğinden açıldı. Ayrıldığım yere bakan olarak döndüm. Bu yalnızca Western filmlerinde olur. Western filmlerinde ortalıktan yok olan adamın bir gün geri gelmesi gibiydi benim dönüşüm. Bizim bürokratken şöyle bir sloganımız vardı: "Devlete yapılan bir iyilik cezasız kalmaz". Simdi en çok buna dikkat ediyorum. Bürokratlarımın başarısı, bizim başarımız demek.

Açlıklarımız var
* Hükümete geldiğiniz günden beri AB yolunda ilerliyorsunuz. Türkiye'nin AB ile ilgili önemli bir virajı aldığı gün Türkiye ekranlarından 6.5 milyon insan kaynana Semra Hanım'ı, 650 bin insan da AB ile ilgili haberleri izledi. Seçmenlerinizin hayatlarına ve ülkelerine dair beklentileri sizce ne durumda?

(Gülüyor) Açlıklarımız var bizim. Sanırım bunları gideriyoruz. 1970'lerde doktrinler nedir, siyasal akımları nedir onları öğrenmeye başladık, birbirimize düştük. 1980'lerde ekonomiyi öğrenmeye başladık, zorlandık. 1990'larda da karşı cinsle olan ilişkilerimizi masaya yatırdık. Kadın erkek ilişkileri eskisi gibi tabu olmaktan çıktı, şeffaflaştı. 2000'li yıllarda da Anayasa Mahkemesini nedir, hukuk devleti nedir onu öğreniyoruz. Bu yüzden de 650 bin kişinin Başbakanımızı, 6.5 milyon insanın da kaynana-gelin meselelerini izlemesi doğal. Bunlar iki üç senede değişecek. Evet siz haklısınız, hepimizi, çocuklarımızı geleceğimizi çok etkileyecek bir değişim yaşanırken insanlar kendi hayatlarına kısa odaklanmalı bir bakış açısı içindeler. İlk bakışta ilk ağaçta duruyorlar, arkadaki büyük ormanı göremiyorlar. Brezilya ve Arjantin'e benziyoruz, onlar da ülkelerinin en önemli tarihi günlerinde maç izleyebiliyorlar.

* "Nasıl bir toplum olduk biz?" diye düşünmüyor musunuz?
Bir değişim sürecinden geçiyoruz. Ben o adı geçen haramı izlememiştim, geçenlerde bir programa konuk olmuş, baktım nasıl reyting aldığına şaşırdım.

İlk işim dalmak oldu
* Siz farklı bir bakan portresi çizdiniz. Sizi mayolu bakan olarak hatırlayanlar var. Milli yüzücüsünüz, dalgıçsınız. Sportmen bir bakan portresi çiziyor olmanın sizi popüler yaptığına inanıyor musunuz?

Bu benim yaşam biçimim. Bu yüzden de basına yansıdı. Ben dalmadan duramam. Denizi çok seviyorum. Her yılın ilk günü dalarım, yık daha iyi geçireceğime inanırım. Yılın ilk günü aile ziyaretlerini yaptıktan sonra arkadaşımla atladık, arabaya Fethiye'ye gittik, bir buçuk günde üç dalış yaptık. Dalmak benim için dinginlik, yenilenmek demek. Kafanızı mutlaka dinlendirmelisiniz. Ben böyle dinlendiriyorum. Dalışıma kimseyi karıştırmam.

2 KG'den azını vurmam
* Siz balık da avlıyor musunuz?

Tüpsüz dalışlarda avlarım, zıpkınla. Balıkların mevsimine ve avlanma zamanına dikkat ederim. 2 kilonun altında balığı vurmam. Benimle birlikte dalmaya başlayan arkadaşlarımın hepsi görüntü avcısı oldu, ellerinde fotoğraf makineleriyle dalıyorlar. Balıklar benim hafızamda, fotoğrafa bakacak zamanım yok. Balıkla kendimi özdeşleştirmeyi seviyorum ben. Bakğı hücrelerimde hissetmem lazım. Fosforu seviyorum. Bu yüzden de çok balık yerim.

* Siz hep kıyafetlerinize özen gösteriyorsunuz. Metroseksüel misiniz diye sormayacağım. Giyim kuşam ne kadar kafanızı kurcalıyor?
Çok. Nereye gideceksem oraya göre giyeceğim kıyafeti kafamda tasarlarım ben, önceden düşünürüm. Bakımlı ve düzgün, özenli olmayı seviyorum.

Modayı takip ediyorum
* Örneğin bugün üç davete katılacaksınız. Ne giyeceğinizi planladınız mı?

Tabii. Hepsi hazır. Eğer zaman bulursam üç ayrı kıyafet giyeceğim.

* Gerekir mi bu?
Buruşur kıyafetler. Zaman bulursam mutlaka değiştiririm. Bakan olduktan sonra hem dünyaca ünlü dizaynerları tanıma fırsatı buldum hem de Türk konfeksiyoncu, tekstilci ve modacılarla sık sık birlikteyim. Renk ve stil olarak bir yıl önceden nelerin moda olacağını da takip ediyorum, bana uyarsa kullanıyorum.

* Kabine değişikliği çok konuşuluyor. Yeriniz sağlam mı?
(Gülüyor) Paşa torunuyum ben. İki dedem de mareşaldi, şu anda da sarayda olduğumuza göre... Şaka bir yana, biz işimizi yapıyoruz, bu sorunun muhatabı ben olamam.

Irak'la ticaret zorlaşıyor
* Irak'ta iş potansiyeli var ama güvenlik sorunu büyük. Irak'ta iş yapmak isteyen işadamlarının iş güvenliklerinin sağlanması konusunda gelişme olacak mı?
Bu konuda çok fazla bir şey yapamıyoruz, doğrusu bu. Mevcut geçici hükümetin, orada silahlı güç bulunduran ülkelerin sorumluluğu güvenlik. Bizim yardım için giden konvoylarımıza saldırdılar. Gün geçtikçe durumun kötüleştiğini görüyoruz. Böyle giderse Irak'la ticaret çok zor olur. Savaş öncesinde, "Yeni bir Lübnan hazırlanıyor" diye söylemiştim. 15-20 yılda zor düzelecek bir ortam hazırlandı. Türkiye istikrar istiyor bölgede, buna rağmen bu anlamda cezalan dinliyor.

Haberin Devamı