Gazete Vatan Logo

Sahneye kalabalıklar değil heyecanlı azınlık için çıkıyoruz

Türkiye’de 2 yıldır çok farklı bir tiyatro yapılıyor

Tiyatrocu Murat Daltaban şehir tiyatrolarından istifa edip tarihi Mısır apartmanında DOT tiyatrosunu kurdu. Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği’nin (IATC) Türkiye merkezi de DOT’un farklı oyunlarını girişimini ’Yılın Tiyatro Oyunu’ ödülüyle destekledi.


İstanbul Beyoğlu’nda tarihi Mısır apartmanının 4’üncü katında yeralan DOT farklı bir tiyatro... Öncelikle alışılmış çerçeve sahne yerine seyirciyle aynı seviyede ve “3 boyutlu” bir sahnesi var. Çok yalın bir tasarıma sahip. Seyirciler oyunu kimi zaman karşılıklı dizilmiş sandalyelerden ortadaki sahneye bakarak izliyor. Kimi zaman da sahnenin kendisi koltukların çevresine yerleştirilmiş oluyor. Zaten DOT’un kurulma amacı oluşmuş bazı önyargıları kırıp tiyatroda farklı açılımlar sağlamak. Dot İngilizce’de nokta anlamına geliyor, tiyatronun internet sitesi “go-dot” Beckett’ın ünlü oyunu “Godot’yu Beklerken”e gönderme yapıyor. Daltaban “Godot’nun bir hecesini aldık. Çok derin bir isim yerine, altını doldurabileceğimiz bir şey seçtik” diyor. Kimilerinin Hırsız Polis dizisindeki Arıza karakterinden tanıdığı Murat Daltaban, 2 yıl önce şehir tiyatrolarından istifa edip borçla bu tiyatroyu kurmuş. O zamandan beri 1990’larda İngiltere’de çıkan in-yer-face akımını Türkiye’de sahneye taşıyor. Akım sert içeriği, alışılmamış karakter ve hikayeleriyle tanınıyor.DOT’un bu ilginiç çabasını Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (IATC) ’yılın tiyatro ödülü’yle mükafatlandırdı. Murat Daltaban, tiyatrosunu ve DOT’un tüm oyunlarıyla layık görüldü ödülünü anlattı.

Ödül sizin için ne ifade ediyor?
Bu aslında benim değil, tiyatronun aldığı bir ödül. Bu ödüle baktığım zaman iki sene boyunca buraya emek verip çalışanlar için mutlu oluyorum. Açıkçası yaptığımız işleri birilerinin ‘ümit veriyor’ görmesi bizim için motive edici oldu. İyi işlerin sürekliliğinin sağlanması gerekiyor. Bu ödül gelecek senenin başarısını vermiyor. Yani dot değil, noktayı koymuyoruz. Önemli olan kalıcı bir şey bırakabilmemiz.

Burası küçücük bir tiyatro. Artık makbul olan bu sahneler mi?
Çok basit bir referansla açılan bir tiyatro burası. Bit kadar bir mekanda da tiyatro yapılabilir. Çok büyük salonlara gerek yok. Bu tiyatronun da büyük salondakinden bir fark yok. Yani seyirci yerinde oturup oyunu izliyor. Buradaki tek farklılık seyircinin çok yakın mesafeden izliyor olması. Bu daha makbul değil ama yeni bir alan açıyor. Küçük tiyatro anlayışı ilk defa burada yapılmıyor ama sürekliliğin sağlandığı en önemli tiyatro olacak DOT. Çünkü bu sanatçılara ürünlerini sergilemek için biraz daha özgürleştiren bir kapı açıyor.

1 YTL’LİK SEYİRCİ TİYATROYU DA ETKİLER

Tiyatrocular salonlar dolmuyor diye şikayetçi. Peki ya siz?
Seyirci sayısında gerçekten bir azalma var. 40 sene önceki tiyatro hareketini bugün bulamıyorsunuz. Bu ekonomi ve televizyon nedeniyle olabilir. Zaten Türkiye’de oturmuş bir seyirci grubu olmadığı için sayı azaldı. Ama bu tiyatronun kıymeti azaldı anlamına gelmiyor. Biz seyirci sayısı referansıyla hareket etmiyoruz. Arzu ettiğimiz bir işi yapıyoruz ve seyirciyi bu ürünü izlemesi için davet ediyoruz. Çok büyük kitlelere oyun yapmıyoruz. Ama yaptığımız oyunun kitlesini bulmaya çalışıyoruz. Daha ürün referanslı bir iş yapıyoruz. Bu bir caz müziği dinlemek gibi. Kişinin kimliğiyle bu tiyatronun yaptığı işlerin buluştuğu bir yapıdan bahsediyorum. Onun için başlangıçta butik tiyatro terimini kullandık.

Hedef kitleniz kim?
Herkese göre oyunlar yapmıyoruz. Ama bu oyunların seyircisi olduğuna inanıyoruz. DOT’un oyunlarını belli bir kesim takip etsin. Kalabalıkların bizi seyretmesini istemiyorum. Bu ruhu kendi kalbinde bulan ve heyecanlanan kişilerin gelmesini istiyorum.

Sınıfsal bir fark mı bu?
En yüksek sınıftan birileri de, en alt sınıftan birileri de burada oyun izlemekten keyif alabilir. Daha yontulmuş, arınmış olmasına çaba harcadığımız bir sanat bu. Kapılarımızı kimse kırmayacak. Şehir tiyatrosu 1 YTY’ye bilet satıyor ki onun kapıları kırılabilir. Her ürünün bir maliyeti olduğu gibi tiyatronun da var. O kadar kalabalık ve arınmamış seyirci orada yapılan sanatı da etkileyecektir. Biletlerimiz 30 YTL. Pahalı diyenler olabilir ama bizim ürünümüzün değeri bu...

DİZİDE OYNAMASAM HAYATIMI SÜRDÜREMEM
Herkesi istemiyorsunuz. Peki tiyatro para kazandırıyor mu?

Para kazanmaktan ne anladığınıza bağlı. Para kazandıran tiyatro değil, oyunculuktur. Tiyatrodan zengin olamazsın. Ben de diğer meslektaşlarım gibi para kazanmak için televizyon dizilerinde oynuyorum. Açıkçası televizyon olmasa benim hayatımı sürdürmem ve bu tiyatroyu ayakta tutmam kolay değil.

Bilime meraklıyken mühendislik okuyup nasıl oyuncu oldunuz?
Liseden mezun olan herkesin merakları okuduklarıyla sınırlıdır. O dönemler en başarılı olduğum dersler fizik ve matematikti. Onun üstüne gidince mühendislik kazandım. Aslında bilim adamı olmanın sanata benzeyen çok yanı var. Yani bir bilimadamı bir sanatkar kadar yaratıcı olmak zorunda. Bir labaratuvarım olsun istedim ve gizli kalmış bir şeylerin arkasından giden bilim adamı olmayı hayal ettim. Ama hayal ettiğim o koşulların sağlanmadığını gördüm ve okulu bıraktım. Sonrasında tiyatroyu seçtim.


Murat Daltaban’ın girişimine şapka çıkarmak gerek
Emre Erdem
ITI UNESCO Tiyatro Egitimi Komitesi Baskan Yardımcısı


Ödenekli tiyatrodan istifa edip, piyasasız rekabetin olduğu bir dönemde özerk bir tiyatro kuracaksınız. Yarattığınız tiyatro sahnesinde mekansız tiyatro dünyamız için, çevirmen, yönetmen, dramaturg, oyuncu, sahne tasarımcısı ve yazarlarla dayanışma içine gireceksiniz. Bu bağlamda Murat Daltaban’ın girişimine şapka çıkarmak gerekiyor. İdealist, öncü, örnek bir yaklaşım ve Türkiye’de çok bilinmeyen ve bizim topluma göndermeleriyle, biçimiyle çok uyan in-yer-face theatre biçimini sahnelerimize taşıyan ilk topluluk. O nedenle DOT farklı ve cesur bir oluşum sunuyor.



Haberin Devamı