Gazete Vatan Logo

Öyle bir keser kasap ki

Öyle bir keser kasap ki

Sanatçıların ticarete atılma fikrine pek alışık değiliz. Ama bazı isimler ticareti o kadar iyi yürütüyor ki geleceğinin teminatı olarak da görüyor. Ali Kaptan rolü ile ciddi bir hayran kitlesini arkasına alan Erkan Petekkaya Acarkent’te açtığı Mestet Kasabı ve Sosyete Pazarı ile rüştünü ispatlıyor. Petekkaya eline satırı aldı ve bilinmedik yanlarını anlattı.



Nasıl bir kasap dükkanı açmayı planladınız?

İç mimar arkadaşım Tufan Gürel’e, “Bana lüks bir elbise mağazası yap, içine et asacağım” dedim. O da yaptı ve Mestet aynen öyle bir yer oldu. Kasaplar genellikle böyle bir yer değildir. Tüketici artık nezih yerlere girip çıkmak istiyor. İki yıl olacak açılalı.

Neden film sektörü değil de ticarete eğilmekten yana oldunuz?

Çünkü oyunculuk gözle görülür ama elle tutulur bir meslek değil. Allah korusun bana bir yerde araba çarpsa bu piyasa da ertesi gün kimse yüzüne bakmaz. Vefasız bir piyasa. Ben de yaşamımı garanti altına almak için ticaret yaptım. Ticareti seviyorum ve insanlar o işlerden para kazanıyor. Bir diğer iş yerim Şişli’deki Sosyete Pazarı’nda 200 esnaf yer alıyor.



Neden daha butik bir yer değil de Sosyete Pazarı gibi bir yeri tercih ettiniz?

Orası da pazar sonuçta. Pazarları severim ve çocukluğumda Topkapı’daki bit pazarına çok giderdim. Oralarda insanlar ucuz alışveriş yapabiliyor. Mağazada pahalı olanı orada daha ucuza alıyorlar. Hiçbir işimle tek başıma değilim ve her zaman başında çok iyi bilen biri oluyor. Ben yönetiyorum sadece. Pazarı kapalı yere taşımak istedim.

Buradaki satışlarda sizin etkiniz nasıl oluyor?

Benim reklam değerim var. Sonuçta onu da kullanıyorum.

“İşin başında olmadığımda kameralardan izliyorum”

“Kötü adam Ali Kaptan’ın yeri gitmem” diyen oluyor mudur?
Katiyen bu işlerde ters tepmiyor. O kötü adamla 32 ödül aldım. Ali Kaptan rolünü oynarken çok korkmuştum, biri sokakta bana bir şey yapacak diye. Ama hiç öyle bir şey ile karşılaşmadım. Daha önce yaptığım işler var ve hep kahraman oynuyordum. İnsanlar bir işi iyi yaptığınız zaman size saygı gösteriyor. Ben de çok şaşırdım, bu kadar sevildiğine.
İbrahim Tatlıses de önemli ticaret işleri yaptı. Tatlıses’in yaşadıklarından sonra endişeleriniz oldu mu?
İnsanların ağzı torba değil, büzemiyorsun işte. Herkese bir ton şey yaptı ve yüzlerce insana ekmek verdi. Neden laf ederler anlamıyorum. Aldığı parayı bir kenara koyardı ve faizi ile krallar gibi yaşardı. Riske girdi ve yaptı. Benim işlerim o kadar büyük çapta değil. İleri de başka şeyler de yapmak istiyorum. Dizi çekmek istemediğim dönemlerde yapacak işim olsun istedim. Mekanlarıma çok uğramıyorum ama işin başında bilenler var. Her şeyi gözlüyorum. İstediğim saniye açıp bilgisayardan kameralardan oraları izleyebiliyorum.
Kontrol edebiliyor musunuz?
Acarkent’te açtığımız için bizim müşterimiz gidip bir daha gelmeyen insanlar değil. Memnun kalıp gelen müşteriler. Butik bir yere hizmet veriyorum.

Etleri özel olarak Trakya’dan getiriyoruz. Mestet’in sucukları da son dönemde popüler. Çünkü harcına kadar her şeyi kendimiz yapıyoruz. Elime bıçak almam ama yemek yemeyi çok severim. Acarkent’te ‘Erkan Petekkaya’nın etleri” diye ün saldık. Yemediğim eti asla satmam.

Dila Hanım dizisinin çekimleri yüzünden evimi Adana’ya taşıdım. Orası bana iyi geliyor. İstanbul’un stresinden uzaklaşıyorum ve işime daha çok odaklanıyorum. Bu yüzden kasaba ya da Sosyete Pazarı’na gelemiyorum. Ama kameralar sayesinde bilgisayardan izliyorum.

Son zamanlarda hiçbir şeyden ilham almıyorum. Ama bir sürü şeye heyecanlanıyorum. Mesela oğlumu her gördüğümde... Her canlı yayında da kalbim çarpıyor...

Etleri özel olarak Trakya’dan getiriyoruz. Mestet’in sucukları da son dönemde popüler. Çünkü harcına kadar her şeyi kendimiz yapıyoruz. Elime bıçak almam ama yemek yemeyi çok severim. Acarkent’te ‘Erkan Petekkaya’nın etleri” diye ün saldık. Yemediğim eti asla satmam.

Dila Hanım dizisinin çekimleri yüzünden evimi Adana’ya taşıdım. Orası bana iyi geliyor. İstanbul’un stresinden uzaklaşıyorum ve işime daha çok odaklanıyorum. Bu yüzden kasaba ya da Sosyete Pazarı’na gelemiyorum. Ama kameralar sayesinde bilgisayardan izliyorum.

‘İlk ünlendiğim zamanlar bocaladım’

İlk tanınmaya başladığımda çok şaşırdım. Kolay bir şey değil, şöhret zor. Bocaladım evet. Ama sonrasında bir şekilde oturttum. Nasıl davranacağımı öğrendim. İlk gün bir yerden çıkınca 10 kamera peşimden gelmiyordu. Şimdi bir yerden çıktığım zaman kapıda 10 tane kamera görüyorum. Normal bir insan gibi yaşıyorum. Küstahlık göremezsiniz bende.

‘12 yıl Diyarbakır’da olmam olgunlaştırdı’

Diyarbakır Devlet Tiyatrosu’nda 12 yıl geçirmek bana hayat terbiyesi kazandırdı. Oyunculuğu orada öğrendim. 1993 zor bir dönemdi. Terör tavan yapmıştı orada ve tarihe şahit oldum. Acı insanları olgunlaştırıyor. Para için hiç yapmak istemediğim bir işi yapmadım.

‘Benim gibi adama katlanmak kolay değil’

Karım çok akıllıdır. Benim gibi adama katlanmak kolay değil. Haksızlık gördüğüm zaman dayanamıyorum. Hayattaki değişimimi sağlayan Ozan diye bir arkadaşımdır. Gitar heveslisiydi. Rock müzik ile onunla tanıştım. Bu da konservatuara girmemde etkili oldu. Şans, bazen doğru yerde olmakla alakalı. Geçmişte hata yaptım ama yanlış yapmadım.

“Tezgahın arkasına geçmem çünkü bıçaktan hoşlanmam”

Siz hiç tezgahın arkasına geçip etleri kestiniz mi?
Yapmam, bıçaktan da hiç hoşlanmam. Ben yemek yemeyi severim. Trakya’dan çok iyi et getiriyoruz ve lokum gibi. Burada ünlü oldu “Erkan Petekkaya’nın eti” diye. Çok uzak yerlerden siparişler geliyor.
Ticari kaygıdan ziyade iyi et satmak mı amaç?
Çaycı da olsan iyi çay satmak zorundasın. Özenmen gerekiyor.
Çocuğunuza yediriyor musunuz bu eti?
Nereden eti getireceğime karar verirken bir sürü yerden et örnekleri aldım. Oğlumla denedik ve en beğendiğini getirdik.
Sucuğu da kendimiz yapıyoruz.
O damak tadını bulmak için bir dolu harç denedik.

‘Cinsel açlığın olduğu ülkede sevişme sahnesi çekmem’

“Anadolu çocuğu” algısını kırdınız mı?
Oynadığım rollerle alakalı olabilir. Konservatuar mezunuyum ve 12 yıl devlet tiyatrosunda çalıştım. Kendimi anlatmak zorunda değilim. Anlayan anlar, anlamayandan bana ne... Böyle bir algıda bulunmuşlardır, duruşum, tipim açısından. Yüz taneden fazla oyun devirdim. Bir şey ispatlamak zorunda değilim.
Sinema filminde esas adam neden olmuyorsunuz?
Bana sinema filmi teklif etmiyorlar. Ettiklerinde de ben kabul etmiyorum. Çünkü birçoğunda sevişme sahnesi var, ben de onu yapmıyorum. Prensibim var ve istemiyorum. Cinsel açlığın olduğu bir ülkede o tür sahneler çekmek istemiyorum. Bir film çekiyorlar, ne konusuna, ne anlattığına kimse bakmıyor, hemen sevişme sahnesi tanıtıma veriliyor. O küçük bir an. İnsanlar 24 saat sevişmiyorlar ki... Paris’te yaşasaydım yapardım. Orada insanlar bununla ilgilenmiyor, filmde ne anlatıldığına bakıyorlar.
Senaryo yazmayı denediniz mi?
Alakam yok, yapamam da. Yazılmışı oynamak mesleğim.

“Dizi sektörü eskisi kadar vahim bir halde değil”

Bu sezon dizilerin tutmaması kötü senaryodan mı yoksa başka nedenleri mi var?
Olur mu hiç reyting sistemi değişti. Çok dizi olması sektörü öldürmüyor. Kalite artıyor. Eskiden diziler çok kalitesizdi. Sektör gelişiyor ve eskisi kadar vahim değil durum. Çok iyi senaryoyu hiç tanınmamış oyuncular ile de çekebilirsiniz ve iyi olur. Dondurmam Gaymak mesela buna çok iyi bir örnektir.
En çok hangi konulara değiniliyor?
Hepsi aynı... Yeni bir şey yaratan yok. Sıkılıyorum ama mecburum yapmak zorundayım. İşim bu... Keşke değişik şeyler yapsalar ve biz de çalışsak. Bir iş bana bir yıl önce gelse ve bir yıl boyunca çalışsam. Gerekli donanımları edinsem. Hollywood’daki oyuncular iyi dövüşüp, ipin üstünde bile yürüyorlar. Bizde havada üç takla atan oyuncu gösteremezsin. Onlar nasıl yapıyor? Sektörün sanayi olması etkili tabii. Para veriliyor. Köpek dizisini çekeceğimi 8 ay öncesinden biliyordum ve çok çalıştım. O dizi benim çıkışımdır.

Haberin Devamı