Gazete Vatan Logo

Kadınların yüzde 80'i kendini çirkin buluyor

Kadınların yüzde 80'i kendini çirkin buluyor

Dünya varolduğundan bu yana kadınlar da erkekler de güzelliğin peşinden koşuyor... Estetik Uzmanı ve Güzellik Koçu Meltem Şarkışlalı "Kız Gurusu" adlı kitabında güzelliğin içeriden başladığını anlatıyor. "Dişiliğin, güzelliğin ve erkeğini kendine aşık etmenin kurallarını yeniden yazdığını söylüyor. Şarkışlalı ile kadın, güzellik ve ilişkiler üzerine konuştuk.

Güzellik içsel bir serüvendir

Güzellik, kavramıyla ilgili maalesef çok yanlış bir algımız var. Yaşadığımız çağın popüler ölçüleri neyse, o verilere sahip olan kadınları ya da erkekleri diğerlerinden çok daha "güzel" kabul ediyoruz. Eski dönem yağlı boya tablolarına baktığınızda o çağın ideal kadın ölçülerinin geniş bel, küçük göğüs, yuvarlak hatlar ve bembeyaz bir ten olduğunu görürsünüz. Oysa bugünün kadını için tercih edilen güzellik verilerinde ince bel, uzun boy, uzun bacak boyları, diri göğüsler, sıkı kalçalar, bakımlı ve canlı bir yüz vardır. Kısacası güzelliğin çağa göre değişen bir takım verilere dayalı olduğuna yönelik çok ama çok yanlış bir algımız var. Güzellik dışarısıyla ilgili bir durum değil, içsel bir serüven. Her kadın hissettiği gibi görünür. Bu yüzden bütün güzellik kriterlerine uygun olan kadınlara "aslında hiç de güzel değil" diyoruz. Kriterle hiç uymadığı halde bazı kadınlara "Çok hoş, çok güzel bir kadın. Farklı bir havası, farklı bir karizması var" deriz. Hatta bazen "çok yakışıklı" kriterine sahip erkeklerin yanında gördüğümüz kadınların o adamı nasıl etkilemeyi başardığıyla ilgili makaleler yazıldığı bile olmuştur. İşte oradaki kilit cevap, kadının hissidir.



Ne kadar güzel olduğunuz nasıl hissetiğinizle ilgili

Bir kadının güzel olduğuna dair inancından başka hiçbir şey onu güzel kılamaz. Kadınların yüzde 80'i kendini çirkin bulduğu ve kötü hissettiği için hiç kimseyi güzel, akıllı ve çekici olduğuna ikna edemiyor. Bu hisse sahip oldukları sürece de kimseye güzel olduklarını kanıtlayamazlar. Ağzınızdan dökülen kelimelerin nasıl göründüğünüzle ilgili hiçbir etkisi yok. Siz dilediğiniz kadar "Güzel olduğumu düşünüyorum" deyin. Bunu gerçekten içeriden, derinden hissetmiyorsanız bir önemi yok. Kelimelerle iletişim kurarsınız, hislerle bağınız sağlanır. Hissiniz aslında çok da güzel olmadığınız yönündeyse etrafınızla kuracağınız bağ bu hissinizin yaratacağı sonuçlara göre şekillenir. Taç takmış bir kraliçe de olsanız etrafınız sizin aslında çok da güzel olmadığınızı hissedecektir. İçerisini düzeltirseniz, dışarısıyla ilgili ne yapacağınız konusunda çok daha fikir sahibi olursunuz.

‘Aldatılmam’ diyenler aldatılmaya mahkum

Aldatılan kadının ilk sorusu "O kadın daha mı güzel" olur. Çünkü savaştığı şey içeride değil dışarıdadır ve yazık ki her cephede hep savaş halindedir. Kendisini erkekler uğruna verilen çetin savaşlar için hazırlayan kadınlar, bu alanda strateji yapan ve her hamlesinde aldatılmamayı hedefleyenler bu kaderi yaşamaya mahkumdur. Bunca mücadele ettiği adamın ihanetine maruz kaldığındaysa merak ettiği ilk şey ikinci kadının kendisinden daha güzel olup olmadığıdır. Kendisinden daha güzel, daha kaliteli, daha donanımlı, belki daha iyi eğitimli, daha zengin, daha güçlü ve titri olan bir kadın karşısında yaşadığı ihanet acısı ikiye ya da üçe katlanır.

Türk kadını bakışlarını anlamlı buluyor!

Türk kadını güzellikle ilgili travmalarını anlamlı bakan gözleriyle iyileşmeye çalışıyor. Genel olarak çoğu bakışlarının anlamlı olduğuna inanıyor. Gözlerini güzel buluyor. Bir o kadar da göbek ve basenden şikayetçi.

İlişki nereden güç alıyorsa oradan yaralanır

Bir ilişkiden beklentiniz hiçbir zaman "aldatılmamak" olmamalı. Şunu unutmamak gerekir ki, kadın bir ilişkide nereden güç alıyorsa o ilişkiyi aynı yerden yaralar. Mesela kadın ilişkideki gücünü güzelliğinden ve seksiliğinden alıyorsa, bir müddet sonra ilişkisi bu alanda güç kaybetmeye başlar. Kadın eğer ilişkideki gücünü parasından alıyorsa yani erkekten daha varlıklıysa ve hayatı erkek için de ekonomik açıdan rahatlatıp kolaylaştırıyorsa bir müddet sonra ilişkisi para yüzünden güç kaybetmeye başlar. Bu yüzden gücü nereden aldığınıza dikkat edin.

Kadınlar, kadınlar için giyinip kuşanır

Savaş güdüsüne sahip her kadın, her hamlesini rakibi için yapar, hedefi için değil. Bu yüzden gardırobu dolup taşar ama o yine de giyim kuşam konusunda kendisini eksik ve mutsuz hisseder. Satın aldığı her ayakkabıda, her çantada ve aksesuarda aslında "his" satın alır. Satın aldığı ayakkabıdan çok o ayakkabının kendisine verdiği hisse ihtiyacı vardır. Peki, bu ne demek? Her zaman, hep söylediğim gibi yine içeride bir sıkıntı var... Kendilerini tam ve bütün hissetmiyorlar. Buna rağmen koca günü bir rimel ve allıkla geçiren fakat etrafına ışıl ışıl coşku ve sevgi saçan kadınlar da tanıyorum. O dünyaca ünlü markaların kataloglarına bile bakmaya tenezzül etmeyen, gözlerinin içi gülen, kompleksiz ve neşe saçan kadınların sırrı nedir biliyor musunuz? O kadar güzel güler ki onlar, içten, sıcak ve gerçek... Dünyanın en güçlü şıklığına en ucuz yoldan sahip olurlar.

İlgi görmeyenler estetiği abartıyor

Eksiklik, yetersizlik ve değersizlik hissi taşıyan her insan, yaptığı her şeyi abartılı yapar. Abartılı sever, abartılı yer, abartılı öfkelenir. Abartının altında her zaman duygusal bir travma yatar... Aşırı botoks yapan ve kendiyle çok oynayan kadının mutlaka ilişki problemi vardır. Estetiği abartan kadınlar erkeklerden ilgi görmediği için kendisine yükleniyor.

Duygusallar hızlı kilo alır

Duygusal travmaları olan insanlar buzdolabının önünde yaşarlar. Aslında yemek yiyerek sağlamaya çalıştığımız şey mutluluk hormonlarının seviyesini yükseltmektir. Yemek yerken bile his satın almaya çalışırız. Çikolataları, pastaları, dondurmaları, waffellar'ı yerken karın doyurmaktan çok haz hissini tatmin etme güdüsü aktiftir.

Haberin Devamı