Gazete Vatan Logo

Kadın ve erkek her zaman birbirine muhtaçtır!

Kadın ve erkek her zaman birbirine muhtaçtır!

Ekranların en dikkat çeken iki genç ismi İbrahim Kendirci ve Ezgi Eyüboğlu, Ayrılık oyununda bir araya geldi. Sahne onlar için bir mabet ve hayatlarındaki en büyük adrenalin. Kimyaları da çok iyi tuttuğundan sahnede iki kişilik güzel bir gösteri izliyorsunuz.

Çok genç bir kitle mi izliyor sizi?

Ezgi Eyüboğlu: Genç kitle sosyal ağlarda yoğun olduğu için öyle görünüyor; ama, 50 yaş üstü izleyici kitlemiz de var. Onları da güldürüyoruz.

İbrahim Kendirci: Yaşı olmayan bir metin. Kadın erkek ilişkileri günümüzde 13 yaşında başlayıp ölene kadar devam ediyor sonuçta.

Çok yoğun bir set temponuz var. Keyfinize bakmak yerine neden bu oyunu kabul edip, yoğun bir programın içine girdiniz?

Ezgi: Benim aklımda bu sene tiyatro ile ilgili bir şey yapmak hiç yoktu. Ama metni okuyunca çok cazip geldi. İkinci durum ise yönetmenimiz. Dayanamadım ve bu kadını mutlaka oynamak istediğimi söyledim.

İbrahim: Bu yaştaki iki kişiye böyle bir oyun verilmez. O yüzden büyük bir şans bu oyun. Henüz yirmili yaşlarımızdayız. Böyle güzel bir metni sizin sırtınıza yüklüyorlar. Beni de cezbeden bu oldu. Bu yoğunluk içinde bize enerji veriyor oyun. Geçen hafta oyundan çıkıp Rize’ye sete döndüm. Sabah gelmiştim. Kadıköy’e gider gibi sete gidiyorum bu aralar.

Bu oyun size oyunculuğunuzu göstermeniz açısından da alanlar veriyor değil mi?

İbrahim: Oyuncunun istediği en önemli şey özgür bir alandır. Tiyatro bunu en iyi gösteren kulvar. Sinemada sahne yerinizi belli ederler. Tiyatroda ise o 50 metrekarelik alanın hepsi bizim.



‘Ünlü olmak size sadece kolaylık katar’

En sevdiğiniz kadın ve erkek karakter kimdir?


İbrahim: Kan Dökülecek filminde Daniel Day-Lewis’in canlandırdığı Daniel Plainview. Kadın olarak ise Transamerika’da Felicity Huffman’ın oynadığı Bree karakteri.

Ezgi: Ben de Şüphe filminde Meryl Streep’in canlandırdığı Sister Aloysius Beauvier...

Kendinizde gördüğünüz en büyük eksiklik ne?

Ezgi: Eleştriye hiç tahammülüm yoktu. Bu meslek ile beraber onu aşmaya başladım. Bu yönümü geliştirdi. Rahatlığa bırakmaya başladı.

İbrahim: Dürüst ve fazla duygusal olmam.

Normal bir insana ün ne katar?

İbrahim: Kolaylık. Hiçbir sorun katmadı bana. Magazinsel bir hayatım olmadığı için öyle bir farklı bir hal almadı.

Ezgi: Kimi ise asla tahammül edemez ünlü olmaya...

İbrahim: İnsanların beni sevmesinden motive oluyorum. İşinizde başarılı olduğunuzun göstergesidir. Bir iş yapıyorsunuz ve ekrandasınız ve kimse sizi tanımıyor. O karakter sivrilemiyor mu diye korkarsınız. Tanınmak da insanı motive eden bir şeydir bence.

‘Kadın ve erkek birbirine muhtaçtır’

Hata adamlarda mı?

Ezgi: Öyle demeyelim... Kadın ve erkek birbirine muhtaçtır.

İbrahim: Adam da... Kadın her zaman daha güçlü, erkek daha zayıftır. Zayıflar daha çok hata yapar. Erkek hataları yapar farkına varmaz, farkına vardığında da artık çok geçtir.

İlk oyunda sahneye çıkmadan bir dakika önce nasıl bir ruh halindeydiniz?

İbrahim: Heyecan büyüktü, ama hiç belli etmedik.

Ezgi: Uzun zamandır bedenimde böyle bir heyecan yaşadığımı hatırlamıyorum. Herhalde çıkıp orada konuşamayacağımı sanıyordum. Heyecandan güç aldık.

Bu heyecan neyle eş değer?

İbrahim: Bungee jumping gibi...

Ezgi: O kadar yoğun bir şey hissettiğimi hatırlamıyorum.

‘Oyun meditasyon etkisi yaratıyor’

Sizin kimyanız da çok tutmuş... Bunu sağlayan nedir?

Ezgi: Aksi takdirde çok kötü olurdu ve dört yıl evli kalmış karı kocayı canlandıramazdık.

İbrahim: Bir şekilde hayat tecrübesi de gerektiren bir oyun. Biz daha 27 yaşındayız. İkimiz de iyi niyetimizle bu işi yapıyoruz.

Sahne nasıl bir haz veriyor size?

İbrahim: Rock star gibiyiz! Ben öyle hissetmeye başladım. Konsere çıkıyormuşuz gibi... Dizide bu hazzın yüzde 30’unu alıyorsun. Burada her şey çok canlı.

Ezgi: Mutluluk, huzur veren ve çok tatmin eden bir alan. Ben spor yapmış gibi hissediyorum. Rahatlıyorum sonrasında.

İbrahim: 70 dakika meditasyon yapıyoruz sanki.

‘Dizilerdeki partnerlemiz bize yol gösterici’

Yeni diziniz Sevdaluk başladı...


İbrahim: Sevdaluk dizisi gitme kavramını çok güzel ele alıyor. Rize’nin kaderinde var, gitmek. Orhan Londra’ya gidiyor ve gelemiyor. Sonrasında punk rock tipli bir adam olarak memleketine dönüyor. Anlaşılmak istenen bir karakter. Şimdi her yeri dövmeli garip bir çocuğu canlandırıyorum.

Beren Saat gibi yeni neslin en iyi oyuncularının yer aldığı İntikam dizisindesiniz. Şanslı mısınız?

Ezgi: Oyuncu kadrosunu duyduğum an işin için de olmak istedim. Çok güzel ilişkiler kurdum ve geleceğe yönelik bir bakıma yatırım yaptım. Oynarken bile size yol gösteren birileri var karşınızda. Kendimi şanslı hissediyorum.

Haberin Devamı