Gazete Vatan Logo

Hayvan sevmeyen bizleri de sevmesin

Ünlüler hayvanlarıyla dostluklarını anlattı

Gelişen teknolojiyle birlikte hepimiz biraz daha kabuğumuza çekilir, biraz daha anti-sosyal hayatlar yaşar olduk. Bunda ilişkilerimizde gördüğümüz umulmadık tavırların da payı büyük tabii. Oysa “karşılıksız sevgiyi” en kolay görebileceğimiz sadık dostlarımız hayvanlar her zaman yanıbaşımızdalar. Bunu bilmek onları “vazgeçilmez” kılıyor... Sizin için “En iyi dostum kedim ya da köpeğim” cümlesini laf olsun diye değil, gerçekten hissederek söyleyen 9 hayvan dostu ünlüyü, besledikleri hayvanlarla aynı karede görüntüledik...

Pelin Batu: Şu an 4 kedim, 3 köpeğim var ama önceden iguana bile besledim

* Doğduğum andan beri hayatımda köpekler oldu. Ben doğduğumda ailemin İrlanda Setter’ı varmış, Pedi. Beni çok sahiplenmiş, odaya kimseyi sokmazmış. Ondan sonra da evde hep köpekler ve kediler oldu. Ayrıca, Kıbrıs’ta yaşarken kirpimiz, hindimiz, kazlarımız, Pakistan’da etobur devasa bir kaplumbağımız ve papağanlarımız, sonra da iguanamız oldu. Bir süreliğine karga bile besledim.
* Köpeklere olan zaafım herhalde annem ve babamdan geliyor ama kedilerime olan sevgim bir başka. Şu anda, 4 kedimiz ve 3 köpeğimiz var. * Köpeklerimin adı; Tonella (sokak köpeği), Midas (Golden Retriever) ve Tesla (Labrador). Midas 10 yıldır, Tonella 7 yıldır, Tesla ise tam 3 yıldır bizimle yaşıyor.
* Hayvansız yaşamayı düşünemiyorum. Herhalde beni ben yapan, onlardan gördüğüm karşılıksız sevgi olmuştur. Tarif edilemeyecek bir merhamet duygusunu, kedilerim ve köpeklerimden öğrendim.
* Hayvan sevmeyen, sevgi bilmez.
Ah ne büyük eksikliktir, yaşanmadan bilinmez!

Burhan Doğançay: "Rambo’nun resmini yapmadım ama fotoğraflarını çekiyorum"

* Babamın görevleri sırasında, her bulunduğumuz yerde hayvanlarımız olmuştu. O günkü anlayışta, evde yaşamazlardı ama sorumluluğu bana verilmiş hayvanlarımız olmuştu. Babam at sırtında giderken, ben dört yaşımda eşek sırtında onu takip ederdim. Zaten bu seyahatlerde babamdan ilk resim derslerimi almaya başladım.
* Evimizde Rambo’ya ilave, Pelin isimli bir kedimiz ve Kara isimli bir köpeğimiz daha var.
Kedimin adını hem hayatta kalma becerisi, hem de atılgan ve savaşçı karakteri yüzünden Rambo koyduk. Üç yıldır yanımda yaşıyor.
* Rambo’nun tablosunu yapmadım ama fotoğraflarını çekiyorum. Bu fotoğrafları bir gün kolaj çalışmalarımda kullanabilirim.
* Hayvan sevmeyen, kendisi dahil hiçbir şeyi hakkıyla sevemez.

Ali Ağaoğlu: İş stresimi ceylanlarımla toslaşınca atıyorum

* İşyerimin bahçesinde tavuk, horoz, keklik, ceylan, köpek, tavuskuşu ve güvercinlerim var. Ama ceylanımın yeri ayrı. Zarifliği, asaleti, ürkekliği beni büyülüyor.
* Erkek bir ceylanım var, onunla ara sıra toslaşırız. İş stresimi onlarla boğuştuğumda tamamen atıyorum.
* Hayvanları sevmeyen insanları da sevemez.

Özge Özpirinççi: Köpek farklı; çünkü size koşulsuz bağlı

* 2 Alman kurdum var. Dişi olanın adı Maximiliane ama kısaca Maxi diyoruz. Daha 9 aylık, yani bir Alman kurdunun en çirkin dönemlerini yaşıyor. Erkek olanın adı ise Rocky; 6 yaşında ve aslen Doğu Alman kurdu olduğu için uzun tüylü ve ayı gibi bir suratı var. Ama içinde tavşan kalbi var bence.
* Ben doğmadan önce de evimizde köpek beslemiş annemler; ama benim ilk köpeğim Terrier cinsi olan Todi idi. O zamanlar 4-5 yaşlarındaydım.
* Köpek sahibi olmak bir insana her şeyden önce sabırlı ve paylaşımcı olmayı öğretiyor. Kendiniz haricinde düşünmeniz gereken ikinci bir canlı oluyor. Günün her saati karşılıksız sevgi hissettiğiniz köpeğinizin sizden tek istediği yemek, su ve sevgi. Yani bir canlının en basit, en temel ihtiyaçları. Bunun karşılığında ise size sonsuz sevgisini veriyor.
* Aslında benim “özellikle köpek besleyeyim” diye bir şartım hiçbir zaman olmadı. Köpeklerimi beslerken yanlarında her zaman başka hayvanlar da besledim. Kedi, kuş, ördek, tavşan gibi... Köpeği bence diğer hayvanlardan ayıran en önemli özelliği, sadakati ve koşulsuz bağlılığı.
* Sadece köpeklerimle değil, bütün hayvanlarla konuşurum.
* Hayvan sevmeyen beni de sevmesin!

Selen Sevigen: Black yüzünden ailemden ayrı bir eve taşındım

* Daha önceden Şımarık ve Çekirdek isimli iki İran kedim vardı ama köpeğim Black gelince işler değişti. Çünkü anlaşamadılar. Ben de sırf bu yüzden iki yıl önce köpeğimi alıp annemin evinden ayrıldım.
* İlk köpeğime 9 ya da 10 yaşındayken sahip olmuştum; adı Hoşaf’tı. Çok güzel bir Puanter’di. Annemle babam boşanınca babamda kaldı.
* Çocukluğumdan beri hayvanlarla büyüdüm; kedilerim, köpeklerim, kaplumbağalarım, kuşlarım ve tavşanlarım oldu.
* Bir de atım var hatta evde besleyebilecek olsam köpeğimin yanına atımı da alırdım. Fakat evde sizin ona gösterdiğiniz ilginin tam karşılığını verecek bir arkadaş istiyorsanız, bu kesinlikle bir köpek oluyor. Sizi, sizden hatta kendisinden çok seviyor.
* Black’le her şeyi konuşurum; dinlediğini biliyorum.

Atlarla dokunarak iletişim kurabilirsiniz

Sevil Sabancı’nın, atlara ilgisi 6 yaşında Atlıköşk’e taşınmalarıyla başlamış. Sabancı’nın at sevgisi o kadar büyük ki, 2005 yılında İstinye’de “S Binicilik” adıyla bir merkez dahi açtı. Amacı Olimpiyatlar’da Türkiye’yi temsil edecek biniciler yetiştirmek. Kendisi de her gün düzenli olarak at binen Sabancı, daha önce gazetemize verdiği bir röportajında “Atlara dokunmak onlarla iletişim kurmanın en pratik yolu. Zaten doğaları gereği her türlü enerjiyi maksimum seviyede hissediyorlar. Üzerine çıktığınızda geriliminizi, rahatlığınızı çok net anlıyorlar” diyor.

Seren Serengil: Arkadaş sayımı azaltıp köpek sayımı çoğalttım

* Tiny tam 10 yıldır yanımda. Hayatımdaki en büyük dayanağım; onsuz yaşayamam gibi geliyor. Bir doğurmadım herhalde o kadar düşkünüm. Geceleri nefesini dinliyorum. Kalp hastası olduğu için sabahları kalp ilacı alıyor. Bir de sara hastası; günde dört kez luminal tablet veriyoruz. Dokuz ayrı köpeğim daha var. Eski eşimin giderken bıraktığı Josh isimli Doberman köpeğim; geçen yıl Beykoz Barınağı’ndan aldığım Sarı isimli köpeğim; Beykoz orman yolunda bulduğum sokağa atılmış bir Rottweiller kırması olan Pascal; 2 sokak köpeğim; 2 adet Ece Erken’in bakamayıp bana bıraktığı köpek ve Sinem diye bir arkadaşımın da çocuğu olduktan sonra bana bıraktığı bir köpek.
* Köpek insana en yakın hayvan diye düşünüyorum. İnsanlardan bir sıfır öndeler. Karşılıksız seviyorlar ve sizi asla terk etmiyorlar. Bana bir insandan çok daha vefalı ve dost geliyorlar, gitgide arkadaş sayımı azaltıp köpeklerimin sayısını fazlalaştırmam ondan.
* Devletten kiralamak veya satın almak için Beykoz civarında 30 dönüm arsa arıyorum. Onlara hak ettikleri bir yaşam sunmak istiyorum.

Ruhat Mengi: Kendime ‘Kedili köyün kavalcısı’ diyorum

* 3 kedim ve bir köpeğim var. Küçük kızımın 2 yıl önce Ulvi’yi getirmesiyle başladı bu hikaye. Maviş’i ise veterinerde gördüm, dayanamadım ve aldım. Lokum da büyük kızımın yağmurda eline sıçramış. Ama onlar dışında da çevrede gördüğüm tüm yavru veya yalnız kedilere, hamile kedilere bakıyorum.
* Bahçeme hamile kedilerin doğurması, kardan, yağmurdan korunabilmeleri için kedi evleri aldım. Böylece bahçemde de pek çok kediye bakabiliyorum.
* Kedi nankördür sözüne asla inanmıyorum. Sahiplerine son derece bağlılar, çok iyi dostlar.
* Oturduğum sitede kapının önüne çıktığım zaman kendime “kedili köyün kavalcısı” diyorum. Çünkü tüm kediler etrafıma toplanıyorlar. Gecenin yarısı bile onlara yemek verirken görebilirsiniz beni. Birçok kimsesiz kedi yavrusunu da tanıdıklarımın yanına yerleştirdim.
* En sıkıntılı zamanlarımda hayvan sevgisi bana inanılmaz yardımcı oldu. Onlarla aramızdaki karşılıksız sevginin terapi gibi geldiğini kendi hayatımda birebir gözlemledim. Onun için de insanların hayvanlara kötü muamele etmesi beni çok üzüyor.
* Kedim genelde, ben yazı yazarken gelip kucağımda uyur. TV izlerken de hep kucağımızdadır... n Hayvanların dostlukları insanlardan daha kalıcı.
* Kedi ve köpeklerin anlaşamadığı bir yalan. Aynı evde yetiştirilirlerse gayet iyi anlaşıyorlar.

Cihan Ünal: Sevgilim, Hamlet’i istemezse seçimim köpeğimden yana olur

* Hamlet bir Golden Retriver, 2 buçuk aylıkken bana geldi. Şimdi 10 yaşında.
* Köpekteki karşılıksız sevgiyi, bağlılığı, o masum bakışı çok seviyorum.
* Köpeğimle konuşurum. Yatağı benim yatağımın ayakucundadır. Gece yatmadan evvel onun yanına uzanırım ve ona masallar, hikayeler anlatırım. Önce iç geçirir sonra mışıl mışıl uyur; tıpkı bir çocuk gibi.
* Hamlet’in doğum günlerini mutlaka kutlarım. Hediye olarak da kemik alırım.
* Eğer sevgilim Hamlet’i istemezse seçimim Hamlet’ten yana olur. Hayvan sevmeyen biri benim yanımda olamaz.

Haberin Devamı