Gazete Vatan Logo

Eskiden film bitince ortadan kaybolurdum şimdiyse röportaj fahişesi oldum (2)

Kalbin Zamanı adlı son filmi için Ali Özgentürk ile buluştuğumuz zaman muhabbetimiz tıpkı filminde olduğu gibi zaman sıçramaları içinde sürdü gitti...

* O zaman tatlı bir şeyle bitirelim. Eşin spiker Saynur Kuruç'da bu filmde önemli bir görev üstlenmiş...
Saynur filmin Proje Yapım Genel Koordinatörü. Adan Z'ye her şeyiyle uğraştı. Bütün ekip harikaydı. Genç oyuncumuz Arda'nın talihsiz ölümü bizi garip bir şekilde birleştirdi. Sanki doğal bir afete karşı bir bütünleşme oldu. Saynur da neredeyse uçan kuştan sorumluydu.

* Güç oluyor mu karı koca birlikte çalışmak?
Biraz zor. Ben yönetmenlik dışında çok ciddi biri değilim. O işine müthiş bir ciddiyetle sarılıyor. Evin ayarı biraz bozuluyor tabii...

Evren filmi seyredince 9 ay hapis yattım
* Kısa filmin "Yasak" başını çok belaya sokmuştu...
Yasak'ı 1974'te yaptım, 1981'de beni içeri attılar. Absürd bir şey. Filmde bir çocuk rüya görüyor, çocuk bahçesine gitmek istiyor, gidemiyor filan. Sansürden geçti. İsmail Cem döneminde TRT'de oynadı. Filmi sendikalara da vermiştim. 1980'de asker sendikaların arka odalarına girince filmi bulmuş, Kenan Evren'e seyrettirmişler.

* Kenan Evren'e mi? Neden?
O zaman her şey ondan sorulurdu. Evren Çankaya'da bu 8 dakikalık masum çocuk filmini seyretmiş. Sonra Anayasa Referandumu için Trabzon'daki mitingde filmi kare kare anlatmış ve "Bu propaganda değil midir" diye koskoca miting meydanında binlerce kişiye sormuş.

* Vay canına...
Vay canına ya... Filmi unutmuşum gitmiş. 1981'de At filminin montajını yapıyorum. Stüdyoya üç adam geldi, beni alıp götürdüler. Dokuz ay içerde yattım...

* Mahkemede neyle suçlandın?
Mahkemeye çıkmadım. "Neden hapisteyim" diyorum. "Yasak filmini Kenan Evren tarafından değerlendirme süresi" diyorlar. O arada Fransız Kültür Bakanı Jacques Lang "Bu adamı neden içeri aldınız" diye üç mektup yazıyor...

* Neredeyse unutacaklar seni içerde...
9 ay unuttular zaten. O günlerde Türkan Şoray'dan Kadir İnanır'a kadar benimle ilgilenmeyen kalmadı. Atıf Yılmaz, Tarık Akan, Yaşar Kemal hepsi geliyor, Selimiye'de askeri savcıyla konuşuyorlar. "Bu adam neden yatıyor" diyorlar. Aldıkları cevap hep aynı. "Yukarıdan kesin emir var!" Allah'tan Batılılar'a karşı boynumuz kıldan ince... Dokuz ay sonra... Üçüncü mektubunda bıraktılar.

Can Yücel'in hapishane şarabı
* 12 Mart öncesinin en çalkantılı günlerindeki Ali Özgentürk ne yapıyordu?
Adana Şehir Tiyatrosu'nda oyuncuydum önceleri. 1965'te İstanbul'a geldim. Mehmet Ulusoy'la Devrim İçin Hareket Tiyatrosu'nu kurduk. Türkiye'deki ilk sokak tiyatrosuydu. Grevlerde, kahvelerde oynuyorduk. Silahla hiç işim olmadı. Mesela Ege'deki köylerde zeytinyağı işçilerini bilinçlendirmek için oyunlar oynardık. Politik kabare tarzı bir tiyatroydu. Beyazıt Meydanı'nda binlerce öğrenciye oynardık. Can Yücel çıkıp şiirlerini okurdu...

* Rahmetli Can Yücel ile de dostluğun varmış. Yücel, Che Guevara'nın bir çevirisi yüzünden hapise girince...
Adana cezaevine sürdüler Can Ağabeyi... Çok uzun yattı orada. Ben de babama telefon açtım, bir isteği olursa ilgilensin diye. Hatta eşi Güler onu ziyarete geldiğinde bizde kalırdı ayıptır söylemesi.

* Fazlasıymış canım... Ailece her gidişlerinde sizin evde kalırlarmış.
Babam her hafta Can Yücel'i ziyaret edermiş. O da her gidişinde sadece üzüm istermiş. O bir kilo isterse babam 10 kilo götürüyor tabii... Bir sabah gazeteyi açtım baktım bir haber: "Can Yücel Adana cezaevinde şarap yaparken yakalandı..."

* İnanılmaz..
Vallahi öyle... Meğer o üzümlerle şarap üretirmiş hapiste...

Gezmiş Kafka ve Cansever
* Deniz Gezmiş ile de arkadaşlığınız olmuş...İstanbulda yurt bulmak güçtü. Bir ara aynı odayı paylaştık. Ama büyük bir dostluğumuz olmadı Deniz'le hatta bir gün kavga bile ettik.

* Neden?
Bir gün Kartal'dan vapura bineceğiz... Tiyatrodan arkadaşlar da var. Kitapçıdan Kafka'nın bir kitabını aldım. Vay sen misin alan. Deniz çok kızdı. Burjuva yazarları okunmazmış. Resmen kavga ettik.

* Demek Kafka okumak devrimciliğe yakışmıyor?
Bırak Kafka'yı. Edip Cansever bile okuyamazdınız. Biz de Kalbin Zamanı'nı konuşacağız diye geldik, geçmişe döndük. Böyle bir adamın filmine kimse gitmez yahu... Böyle adamları kimse sevmiyor artık.

Haberin Devamı