Arzu Kaprol-Atölye’nin alamet-i

.
Değişen sadece renkler, biçimler, ebatlar ve desenler olsa da moda hep tekerrürden ibarettir tıpkı devinim içinde olan tarih gibi. Bir sonraki yıl neler var, hangi modacı, tasarımcı yahut marka bize ne vaad ediyor biraz fikir sahibi olmak, alışveriş rotamızı hedefe kitlemek ve trendlerle ilgili ahkam kesmek için beni şu sıralar instagram ve twitter için hazırladığım #Moda2014 hashtagi ile girdiğim postlardan takip edebilirsiniz ya da gazetede daha fazlasını vaad ettiğim bu yazı dizisi sizi tatmin edebilir.
Zerafet kelimesi hem tasarımlarına hem de hayat tarzına işlemiş en başarılı Türk tasarımcılarımızdan Arzu Kaprol’ün atölyesindeyiz. İlgi odağımız sadece etrafta dolaşan bu kuğu gibi kadın değil, Arzu Kaprol koleksiyonu atölyeye adım attığımızda parıltısıyla ondan rol çalıyor. Geçtiğimiz günlerde Paris Couture Week’de görücüye çıkan Atölye koleksiyonu, 25-30 parça. Bu koleksiyonda ilk dikkati çeken elbiseler ve kürklerin yanlarında Swarovski taşlardan yapılmış el işlemeleri ve Arzu Kaprol’ün tüm dünyada alamet-i farikası olarak tanımlanan ipek biyeler oluyor. Müthiş bir zannaat var burada. Arzu, Atölye koleksiyonu kadınını “Ne istediğini bilen, şık, detaycı ve cesur bir kadın” olarak tanımlıyor, gerçekten bu parçaların vücut bulacağı bedenler de zerafet ve cesur kavramları eşit miktarda bulunacağı kesin. Bu koleksiyonun renkleri siyah, ekru, gold ve kırmızı. Özellikle piton derisiyle birleşen gold rengi geçen sezon bayıldığımız Tom Ford gold elbiselerin daha zanaatle birleşmiş hali olmuş. Bu renk ve materyal ikilisi birbirine çok yakışmış. Koleksiyonun zanaat ekibi oldukça profesyonel ve hızlı. Uluslararası takvimde ilerleyen ekip ilk olarak görücüye Paris de çıkıyor.
Pret a Porter
Arzu Kaprol hazır giyim koleksiyonu aslında hazır giyim kavramımızı biraz sarsacak detaycılıkta. Arzu Kaprol’un desenlerini, ilmek ilmek işlenmiş deri streç elbiselerde, deri pantalonlarda, ipek gömleklerde ve son olarak da baskısı oldukça zor olan yün kumaşlarda görmek bu koleksiyonu çoğu hazır giyim koleksiyonundan ayıran en belirgin özellik olmuş. Fiyatları bu el işçiliğinden beklenmeyecek ölçüde makul. Özellikle baskılı tirikolarda fiyatlar oldukça ucuz. Arzu, insanların hayatına tasarımı sokmak adına böyle bir fiyat politikası izliyor. 150’den fazla parçadan oluşan bu koleksiyonda önümüzdeki sezon bolca siyah ve sarıyı yan yana göreceğiz. En dikkat çeken parçalardan biri tül üzerine işlenmiş kürkler, hem hafif hem de kürk heybetinde. Özel bir teknoloji kullanarak tüm Kaprol desenleri kumaşlara basılmış. Trikolar da hem günlük hem de şık tamamlayıcılar olarak Arzu Kaprol Hazır Giyim koleksiyonunda önemli bir yer kaplıyor. Kırmızı çan örgü etek ve üstü benim için hamilelik sonrası alınıp giyilecek ilk parçalardan...
İçiçe geçmiş desenler yeni koleksiyonda
Tek bir moda anlayışı yok, çok farklı silüetlerin birleştiği bir moda anlayışı var. “Tek bir stil moda değil birden fazla şey moda, tamamiyle kişisel stilden keyif alıyoruz iyiki de böyle” diye anlatıyor Arzu. Çağımızın yalnızlık şekli olan “Birlikte yalnız olmak” tanımı koleksiyonun adını oluşturuyor. “Together Alone” koleksiyonuna ilham verenler, sosyal medyada binlerce takipçisi olup hayatında yalnız olanlar. İşte bu birlikte yalnız olma halini tasarımcı bu çağın sorunu olarak tanımlıyor. Koleksiyonu içiçe geçmiş desenler, pitonlar, krep, ipekli, jakarlı kumaşlar ve bolca da özel işleme Swarovski taşlar oluşturuyor. Hazır giyim koleksiyonunda ise zamansız desenler zamansız tasarımlarla birleşmiş. Yün kumaşlardan ve süetlerden dikilen iki pileli bol pantalonlar hem gündüz hem gece kullanım için ideal. Mor renk Arzu Kaprol’ün tasarımlarıyla 2014’te hayatımıza giriyor...
İkinci konuk Elif Cığızoğlu’ndan kadını şımartacak parçalar
Elif hafızalarımıza Beren Saat, Belçim Bilgin ve Nebahat Çehre’nin couture kıyafetlerine imza atan isim olarak girdi. Sert formları romantik renklerle ve detaylarla kombinledi. Seçtiği tonlar da giydirmeyi tercih ettiği romantik isimler gibi berrak renklerdi. 2014 yılında kendine çizdiği rota biraz değişmiş. Elif Cığızoğlu’nu kullandığı sert formlardan tanırız, koleksiyonlarındaki çizgiler genellikle romantik ve mimaridir. Ancak bu kez başka bir Elif gördüm yeni koleksiyonunda.
Elif, “Moda, artık güzel bir kıyafet satın almak değil, bugün modada aslında stil satın alıyorsunuz” diyor. Bu stili, yeni bir silüet, yeni bir dil olarak da tanımlayan tasarımcı, yeni koleksiyonunu üst üste döşenmiş bir bina olarak ortaya koyuyor. İçinde seksapelin, kadınsılığın olduğu bina, dışındansa başka bir görünüme bürünüyor. Elif’in tasarımlarında, içerideki kadınsılığın üzerinde, Christobal Balenciaga’nın 1950’lerde geliştirdiği erkeksi “New Shilouet” formunu görüyoruz.
Elif koleksiyonunu HIDE olarak adlandırmış. Koleksiyon, bir zırh gibi, dişiliğini saklamaya çalışan, hatta askıda çoğu zaman erkek mi yoksa dişi mi diye sorgulayacağınız, içine beden girdiğindeyse gerçek bir kadına dönüşen, kadını içinde şımartacak ve özel hissettirecek parçalardan oluşuyor. Kullanılan kadife doku, 17 parçadan oluşan koleksiyona yumuşaklık katarken, ipek organze ise kadının seksapelini artırıyor.