Gazete Vatan Logo

Anneliğin gizli yanları…

Bütün anneler bazen çocuklarının davranışlarından dert yanar. Siz en iyisi bununla baş edebilenlerden olun!

Birçok annenin çocuk bakmakla ilgili bazı sırları var. Birçoğu da asla gün yüzüne çıkmaz. Bazen anneler aralarında bu sırlarını paylaşır. Ama ne de olsa iki kişinin bildiği sır olarak kalmaz… ‘Anneler çocuklarını birbirinden ayırt edemez’ derler… Ama mutlaka kızınızın bazı davranışlarını oğlunuzun davranışlarına tercih ettiğiniz zamanlar olur. Bunu genelde kimseye söyleyemezsiniz. Çünkü insanların ‘Çocukları arasında ayrım yapıyor’ diye düşünmelerini istemezsiniz. Bu düşüncenizi çocuklarınızın öğrenmesi de sizi üzer. Ama itiraf edin, ara sıra her anne gibi siz de bunu yapıyorsunuz değil mi? Siz eğlenmenize bakın çünkü annelik böyle bir şey…

İki çocuğunuzdan biri favoriniz…
Bazen iki çocuğunuza birden bakıp da, sanki farklı annelerden olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Ama bu çok normal, çünkü çocuk da olsa herkesin olduğu gibi onların da kendilerine özgü karakterleri var. Gün geçtikçe de garip garip huylar icat ediyorlar. Bu yüzden en iyisi sabırlı davranmak. Onları sevdiğinize hiç şüphe yok! Ama ara sıra sinir kat sayınızı artıran hareketler yaptıkları da bir gerçek. Hangi anneye sorsanız eminiz size aynı şeyleri söyleyecek. Minik canavarların davranışlarını ne kadar çok törpülemeye çalışırsanız çalışın, yıpranan taraf yine de siz olursunuz. Sanırız onları oldukları gibi sevmek daha kolay…
Düşünün ki iki kere evlendiniz. İlk eşiniz sürekli televizyon karşısında elinde birasıyla oturan bir adamdı. İkinci eşinizse sizi sürekli öven, beğendiğini söyleyen, ellerinde çiçeklerle gelen ve sözlerinizi dikkate alan biriydi. Söyleyin bakalım siz bu adamlardan hangisiyle uyumayı tercih ederdiniz? Sanırız böyle bir soruyu sormamız bile çok saçma. Çünkü büyük ihtimalle hiçbir kadın tercihini ilk eşten yana yapmayacaktır.
Yaptığımız bu kıyaslamanın mükemmel bir örnek olmadığının farkındayız. Ama eminiz ki siz ne demek istediğimizi çok iyi anladınız. Çocuklarınızdan birini favoriniz olarak görmeniz kaçınılmaz bir durum. Bu yüzden suçluluk hissetmenize hiç gerek yok.
Ailenizdeki hareketlilik bazen size çok yapay görünebilir. Ama bunu kabul etmek çocuklarınızla başa çıkmanızı kolaylaştırır. Çocuğunuzdaki değişiklikleri hoşgörüyle karşılamanızı sağlar. Sonuçta ne olursa olsun bir çocuğun değişken olabileceğini unutmamak gerekir!

Çocuklar fiziksel olarak kolay büyüyor. Peki, zihinsel olarak?
Bazen altıncı sınıf öğrencisini idare edebilirken 3 yaşındaki bir çocuğu idare edemediğiniz olur. Yaşadığınız hayal kırıklığını tahmin edebiliyoruz. Ama bebekler fiziksel olarak zaten büyüyecek. Önemli olan zihinsel gelişimlerinde onlara destek olmanız ve ne olursa olsun ilginizi eksiltmemeniz. Aslında bu 3 yaşındaki bir bebek için de altıncı sınıf öğrencisi çocuğunuz için de geçerli. Günümüzde duygusal zekanın da ön plana çıktığını düşünürsek ilgi ve sevginizi çocuklarınızdan mahrum etmeyin deriz. Onların sizi anlamaları, algılamaları biraz zaman alabilir ki bu çok normal. Bu yüzden her zamanki gibi sabırlı olmanız gerekir.
Onunla oyun oynamak istiyorsanız bir anne olarak daha fazla aktivite yaratmanız gerekir. Biliyorsunuz bir anne için çocuğunuzun mutlu olması her şeyden daha önemli. Bu yüzden nasıl ve ne şekilde mutlu olduğunu çok fazla kafanıza takmayın. Kendisi zaten zamanla neyin onu mutlu ettiğini keşfedecektir. Nasıl ki boyu ve kilosu zamanla değişiyorsa ruhsal ve zihinsel gelişimi de daha çok kendi çabalarıyla olur. Sizin yaptıklarınızsa yanınıza kar kalır.

Onları korumak bu kadar zor olmamalı!
Her daim çocuklarınızın yanında olmak istiyorsunuz. Özellikle de ilk yıllarında. Onlara zarar gelmemesi için gözünüz hep üzerlerinde. Aslında minik yaramazları herhangi bir tehlikeden korumanın bu kadar zor olmaması gerekir.
Bir çocuğu büyütürken onun için endişelenmek en az eğlendirmeye çalışmanız kadar doğal. Dokuz ay karnınızda taşıyıp sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek kolay değil. Bu yüzden de her gün ‘Ya çocuğuma bir şey olursa?’ gibi düşüncelerin aklınızdan geçmesi normal. Ama kendinizi bu düşünceye kilitlediğiniz sürece siz de mutlu olamazsınız ve her şey sizin için daha da zorlaşır. Bu yüzden biraz rahatlamaya çalışın. Çocuk bu, düşebilir de... Gereken tedbiri aldıktan sonra kendinizi sıkmanıza, durduk yere evham yapmanıza gerek yok.
Çocuğun altını değiştirmek, kahvaltısını yaptırmak, çamaşır, bulaşık, park gezmeleri derken kendinize vakit ayıramıyorsunuz değil mi? Boş vakitlerinizi de çocuğunuzu düşünmek ve endişelenmekle geçiriyor olabilirsiniz.
Ama ne yaparsanız yapın kendinize ufacık da olsa vakit ayırmayı unutmayın. Hobilerinizi ihmal etmeyin. Kitap okumayı ya da yazı yazmayı seviyorsanız boş zamanlarınızda mutlaka bunları yapın. Yeteneklerinizi köreltmeyin. Yoksa boş vakitleriniz keyiften çok eziyete döner. Evhamlanmaya başlarsınız. Bu da zamanla sizi mutsuz eder. Sadece çocuğunuza bir şey olmasından değil bu durum kendinize ve eşinize de bir şey olursa gibi düşüncelere kapılmaya kadar gidebilir.
Biraz sakin olun. Sizin tedirgin ve endişeli haliniz eşinizi de yıpratır. Çocuğunuz bile bundan rahatsız olabilir. Onu tehlikelerden korumaya çalıştığınızı biliyoruz ama hem kendi ruh sağlığınız hem de aileniz için bu kadar çok endişelenmekten vazgeçseniz iyi olur!

Çocuğunuz sizin istediğiniz gibi davranmayabilir!
Unutmayın ki her çocuğun kendine özgü bir karakteri var. Birçok anne-baba çocuklarının onların istediği davranış ve huylara sahip olmasını ister. Ama genelde bu böyle olmaz. Kimi çocuk hareketli kimiyse uysal olur. Belki bazılarının huyları, hayata olan bakış açıları yıllar sonra değişir, törpülenir. Ama unutmayın ki çocuğunuzu kendi istediğiniz kalıplara sokmaya çalıştıkça onlar tam aksini yapar. Kendi kişiliklerini bulmaları için deneyip yanılmaları gerekir. Bu yüzden çocuğunuzu çok fazla sıkıp sürekli üstüne düşmeyin. Herkes gibi onun da üzgün ve kafasının karıştığı günler olur. Kendi iyiliği için olduğunu düşündüğünüz davranışlar sergilemeniz çocuğunuzun bazen sizden uzaklaşmasına neden olabilir. Bazı anneler çocuklarının piyano çalmasını, baleye gitmesini ister. Ama çocuğunuzun bunlara yeteneği yoksa yapabileceğiniz pek bir şeyde yok demektir. Tabii denemekten de zarar gelmez. Ayrıca emin olun, birçok annenin böyle istekleri olur. En iyisi bırakın kendileri ne olmak ve nasıl davranmak istiyorlarsa öyle olsun. Tabii ki sınırlarınızı koymayı da unutmayın!
Aslında en iyisi duygularınızı önce kendinize itiraf etmeniz. Çocuğunuzun istediğiniz gibi biri olmasını dilemeniz çok normal. Ama bunda her zaman % 50 gibi bir şansınız var. Nasıl onun kız mı yoksa erkek mi olacağına müdahale edemiyorsanız ileriki hayatında da nasıl bir karaktere sahip olacağını da bilemezsiniz. Onu her zaman olduğu gibi sevmeniz ve o şekilde davranmanız gerekir. Tabii ki törpüleyebileceğiniz, değişebileceğiniz davranışları ve huyları karşısında elinizden geleni yapın.
Sıkıldığınız anlarda mutlaka bir yakınınızla, arkadaşınızla, ilk önce de eşinizle bunu paylaşın. Gerekirse bir terapiste dahi gidebilirsiniz.
Şunu unutmayın ki belki ileride çocuklarınız sizin istediğiniz başarılara sahip olamayacak. Ama mutlaka kendileri için önemli olan şeylerin altına imzalarını atacaklar. Önceden yapmalarını istemediğiniz, onaylamadığınız davranışlara rağmen ileride sizi mutlu edecek sonuçlarla karşılaşabilirsiniz.
Bir kez olsun, küçükken anne-babalarınızın da size karıştığını ve bunun çok canınızı sıktığını hatırlayın. O zaman siz de çocuklarınızı anlayacaksınız. Bu yüzden siz çocuklarınızı sevmekten vazgeçmeyin ve gözlerinin içine her zaman umutla bakın. Kimse çocuğunu seçemiyor, anne-babasını da seçemiyor, onları oldukları gibi kabullenmek zorundayız. Bu bakış açısına sahip olmak belki sizi dünyanın en iyi anne-babası yapmaz ama daha iyi bir insan olmanızı sağlayabilir.

Haberin Devamı