Gazete Vatan Logo

Öğretmenlere müjdeyi verdi

Başbakan Erdoğan açıkladı

Öğretmenlere müjdeyi verdi

Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun daha önce ‘Ergenekon’a gidip üye olacağım’ dediğini hatırlattı: “Bir süre sonra, ’nerede bu DHKP-C, üye olacağım’ der mi, der.” Başbakan, yeni anayasanın Mart sonuna kadar bitmemesi halinde kendi tasarılarını referanduma götürebileceklerini de açıkladı.

ANKARA - Başbakan Erdoğan, AK Parti TBMM grup toplantısını Katar gezisi nedeniyle dün yaptı. Başbakan muhalefete yüklendiği konuşmasında yeni anayasayla ilgili önemli mesajlar da verdi. Başbakan, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in yeni anayasa çalışmalarının Mart sonuna kadar bitmesine yönelik açıklamalarına işaret ederek, “Temennimiz odur ki Mart sonuna kadar bu iş biter.
Öğretmenlere müjdeyi verdi
Bitmemesi halinde, AK Parti’nin bu konuda yaptığı çalışma Meclis gündemine taşınacaktır. Parlamentoda beklediğimiz desteği aldığımız anda bunu gündeme getiririz, referandum gücünü yakaladığımız anda da biz millete gideriz” dedi. Geçen hafta önemli bir değişikliği Meclis’te yoğun saldırı, tahriklere rağmen cesaretle kanunlaştırdıklarını anlatan Başbakan, “Hedefinden saptırmayın, bunun adı anadilde savunma değil, sanıkların kendilerini en iyi dilde savunma başlığıdır” dedi. Başbakan düzenlemeyi şöyle savundu: “Kapalı cezaevinde bulunan hükümler, 3 ayda bir eşleriyle görüşebilecek. Hemen bunlara yönelik eleştirilere başlandı. Gardiyanlar, isyan etmişler, ’Biz gidip onların kapısında nöbet mi tutacağız’ demişler. Kapısında nöbet tutacağı yere gönderilir. Biz, verilen görevleri yapabilecek insanları buluruz... Bu, aile bütünlüğünü korumaya yönelik... İnanıyorum ki AK Parti iktidarının hayırla yad edilmesini getirecek.”


CHP faşist parti mi sosyal demokrat mı?

Başbakan anamuhalefet içindeki tartışmayı da şöyle değerlendirdi:

CHP, faşist bir parti mi, milliyetçi mi ulusalc,ı mı sosyalist mi, sosyal demokrat mı, solda mı, sağda mı liberal mi ilkeleri, sınırları belli olmayan bir koalisyon mu? Açıkçası bizim de milletimizin de bunu bilmeye hakkı olduğunu düşünüyorum.

Mevlana’nın anlattığı çok ibretlik fil hikayesi vardır. Her dokunanın farklı bir fil tarifi var. CHP, karanlıkta fil tarifi yapanlar gibi herkesin farklı, herkesin birbirinden alakasız şekilde tarif ettiği, herkesin kafasına göre tanımladığı, ciddi zihin tutulması yaşayan parti haline geldi.


CHP, kendini tanımlamakta zorluk çekiyor. Ciddi varoluşsal, ontolojik sorunlar yaşıyor. Bakıyorsunuz Sosyalist Enternasyonal’e katılıyor, ’Biz sosyal demokratız’ diyor... Sosyalist Enternasyonal, Suriye’de Esed rejimini gayrimeşru görüp, bunu bildirgelerinde ifade ederken; CHP Esed ile sarmaş dolaş, Baas Partisi ile tam bir uyum içinde hareket edebiliyor. Bir milletvekili Meclis kürsüsünde çıkıp, ’Kürtler ile Türkler eşit değildir’ diye açıklama yapıyor. Bir yandan ’demokratız’ deyip, öte yandan Ergenekon’a avukatlık yapabiliyorlar. Bir yandan ’ulusalcıyız’ deyip, öte yandan kendi ülkelerini yurt dışında karalayabiliyorlar. ’Dine, başörtüsüne saygılıyız’ deyip, başörtüsünü serbest bırakan düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne CHP götürebiliyor. CHP, baş döndürücü bir hızla çark eden, ideoloji değiştiren, halden hale rekor sürede geçen partiye dönüştü.


Terör örgütüne moral verecek açıklamalar

CHP’nin bir grup ÇHD üyesi avukata yönelik operasyona karşı çıkmasını de “ülkenin en kanlı terör örgütlerinden birine” sahip çıkmakla eleştirdi:

Bir apartman dairesinde, gecenin yarısında avukatlar toplanıp, 11 çelik kapı, orada ne iş görür? Bu çelik kapıların arkasında, ardında acaba neler yapılıyor? Bu çelik kapılar açılamıyor, bir taraftan kaynak, testerelerle açılmaya çalışılıyor, açılamayınca güvenlik nereden girebiliyorsa oradan girecek. İçerde ne isterseniz var; yakılmak istenen evrak, kimlik, sahte kimlik orada yakalanıyor. Kim bunlar; işini iyi bilen avukatlar. Dışarda da bakıyorsunuz bazı avukatlar, onlar da o avukatlarla ilgili ’avukatlara müdahale edilemez.’ Hadi canım sende, nasıl edilemez. Eğer bunlar teröre yataklık, yandaşlık yapılıyorsa bal gibi de edilir, hukuk devletinde edilir. Avukat hakkı, hukuku savunacak, terörizmi değil. Eğer terörizmi savunuyorsa gereği neyse yapılır. Bütün bunları biz kararlılıkla sürdüreceğiz. Kim ne derse desin Avrupa şöyle demiş, şu böyle demiş bizi ilgilendirmez. Biz ne diyoruz o önemli. Hak hukuk neyse o önemli.

Ekranlara yansıdı, bir anne ve baba kızlarının ardından feryat etti, ”ben kızımı istiyorum, benim için hayat bitti’ diyerek ağıt yaktılar... Ama CHP Genel Başkanı çıkıp, o örgütle ilgili tutuklamaları eleştirecek, o örgüte moral ve destek verecek kadar pervasız davranıp hakimleri, savcıları kıyasıya eleştirebiliyor. Geçmişte ”Nerede bu Ergenekon, gidip üye olacağım” demişti. Şimdi de inanın çıkar kısa bir süre sonra, ’Nerede bu DHKP-C gidip üye olacağım’ der mi, der.


Öğretmenlere mazeret ataması müjdesi

Başbakan Erdoğan grup konuşmasında öğretmenlerin uzun süredir bekledikleri mazeret atamasıyla ilgili bir müjde de verdi: “

Uzun zamandan beri gündemimizde olan eş durumu sebebiyle ilgili konuyla ilgili olarak Milli Eğitim Bakanımıza verdiğimiz talimatla, süratle bu işi artık çözelim, artık gündemimizden düşsün dedik”... Öğretmenlerin yılda bir kez yaz aylarında yapılan mazeret atamalarını bu yıl Şubat ayında başta sağlık ve eş durumu olmak üzere öğretmenlerin mazeret atamalarını gerçekleştireceğiz. Burada tek şeyimiz, muvazaaya fırsat verilmeden bu tür adımların atılması kesinlikle bizim de olumlu yaklaşımımızı getirecektir. Böylece dayanışma içinde yavrularımızı da sınıflarımızı da boş bırakmamak tek amacımızdır.”

Başbakan’ın bu açıklamasının hemen ardından Milli Eğitim Bakanlığı, özür durumundan yer değiştirmelere ilişkin talepleri bugün almaya başlayacağını açıkladı.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı imzalı bakanlık emrine göre, bakanlığa bağlı okullarda görevli öğretmenlerin iller arası eş durumu, sağlık durumu ve genel ve özel hayatı etkileyen nedenlere bağlı yer değişiklileri Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde yapılacak.

Başvurular, İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde yapılan açıklamalar çerçevesinde 31 Ocak-06 Şubat tarihleri arasında iki aşamada elektronik ortamda alınacak. Birinci aşamada öğretmenlerin mazeretlerine dayalı talepleri, ikinci aşamada ise okul tercihleri alınacak.

Erdoğan’ın uzun konuğu

Lübnan Başbakanı Necip Mikati başkanlığındaki bir heyet Ankara’da resmi temaslarda bulunuyor. Cumhurbaşkanı Gül, resmi bulunan Lübnan Başbakanı Mikati ve beraberindeki heyeti kabul etti. Çankaya Köşkü’ndeki basına kapalı kabulde, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da bulundu. Başbakan Erdoğan da Lübnanlı mevkidaşını Başbakanlık’ta resmi törenle karşıladı. Başbakanlık Merkez Bina’da iki ülkenin milli marşları tören bandosu tarafından seslendirildi. Tören kıtasını selamlayan Erdoğan ve Mikati, daha sonra protokol merdivenlerinde gazetecilere poz verdi. İki başbakan daha sonra baş başa görüşmeye geçti. Resmi karşılama sırasında konuk Başbakan’ın uzun boylu olan Erdoğan’dan daha da uzun olması ilginç bir görüntü oluşturdu.

Haberin Devamı