Çocuğunuzla kapı önü ayrılmaları

Evden dışarıya atılan ilk adım olan oyun grubu ya da yuvaya başlama deneyimi hem çok heyecan verici hem de kaygı yaratıcı. Burada sihirli kavram “Alıştırma Süreci” olmalı.

Haberin Devamı

Bazı çocuklar yuvaya ilk günden mükemmel uyum sağlarken, bazı çocuklar çok daha uzun bir alıştırma sürecine gereksinim duyar. Sizin çocuğunuz bir türlü sizden ayrılamıyorsa endişeye gerek yok. Hatta çocuğunuzun sizden kolayca ayrılamaması onunla güvenli bir bağ kurmuş olmanızın bir sonucudur.

Birçok yuva öğretmeni annenin çocuğunu ağlayarak bırakmasını önerir ve genelde söylem şöyle olur: “Siz gittikten sonra ağlamıyor, mutlu ve neşeli oynuyor.” Oysa çocuğun ağlamaması onun üzülmediği veya endişe duymadığı anlamına gelmez. Bazı alıştırmalar çok sakin gibi görünen çocukların stres hormonlarının çok yüksek olduğunu göstermiştir.

Çocukların yuvaya alışmasını büyük ölçüde etkileyen faktörler nelerdir?
Çocukların karakterleri, anneleri ile aralarındaki bağın ne derece güçlü olduğu ve başlayacakları okul öncesi kurumun seçtiği okula alıştırma yöntemi bu faktörlerin en önemlileridir.

Annelerine güvenle bağlanmış olan bebekler ve çocuklar ünlü çocuk psikiyatr J. Bowlby’ın geliştirdiği bağlanma teorisine göre annelerinden ilgi ve ihtimam görmüş ve psikolojik olarak güçlü çocuklardır. Hayatlarının ilk aylarında annelerine güvenle bağlanmış çocukların gelişimsel olarak daha sağlıklı oldukları gözlemlenmiştir.
Yaşamın ilk yıllarında çeşitli nedenlerden dolayı bebekler anneleri ile tam güvenli bir bağ kuramayabilirler. Buna hastanede kalmak, işe gitmek veya seyahat etmek gibi zorunlu ayrılıklar, evde anne baba arasında süren huzursuzluklar, annenin depresyon geçirmesi gibi çeşitli nedenler sebep olabilir.

Anneleri ile bağı güçlü olan çocuklar özellikle erken dönemlerde- iki yaşına kadar annelerinin kendilerinden ayrılması durumunda şiddetli tepki gösterirler. Annelerinin görüş alanlarının dışına çıkması bile onlarda stres yaratır. Böylesine annelerine düşkün olan bebekler annelerinden duyarlı ve dikkatli bakım almış sayılırlar. Böyle bir durum sağlıklıdır ama yuvaya alışma sürecini çok uzatabilir. Çocuk alıştıktan üç ay sonra bile tekrar geri dönüşler yaşayabilir.

Diğer yandan annesi ile bağı bu kadar güçlü olmayan, bakım veren kişilerin farklı olmasına alışmış olan çocuklar çok kısa zamanda yuvaya alışabilirler. Çabuk alışan çocuklar da dikkatle takip edilmelidir; bazen sosyalleşme ve etkinliklere katılmada isteksizlik duyabilirler. Annelerin böyle bir durumda endişe duymaması, yuva ile yakın ilişkisini sürdürüp çocuğunu daha iyi tanımak için öğretmeni ile sıkça görüşmesi çok yararlı olur.
Bir yaşındaki çocuklar anneleri işe başlayıp da başkalarının bakımına verileceklerse, bu dönemde çocukların çok daha hassas olduğunu bilmek gerekir.
Peki, ama ne yapmalı? Bazen de zorunlu olarak bu ayrılıklar yaşanır.

Benim uzun yıllara dayanan okul öncesi deneyimlerime göre sabırlı ve uzun bir zaman dilimine yayılan ve güven veren tutarlı bir alıştırma süreci çok yararlı oluyor.
Yuvaya alıştırma sürecinin kolay olması aşağıdaki gibi sağlanır:

Anne babanın hangi yuvayı tercih edeceklerine karar vermeleri için; iyi bir yuvanın nasıl olması gerektiği bilgisini edinerek çeşitli yuvaları ziyaret edip seçimlerini yapmaları ilk adımdır.
İkinci adım yuvanın felsefesi ve günlük program akışının enine boyuna hem idareci hem psikolog hem de öğretmenle görüşülmesi ve yuva hakkında bilgi alınmasıdır.
Çocuk iki yaşından küçükse üç gün anne ile beraber hiçbir ayrılma denemesi yapmadan bir, bir buçuk saat yuvaya gelmesi ve annesini görecek şekilde oynaması gerekir. Üçüncü günde anne fiziksel olarak uzakta bir yerde oturmalıdır.
Dördüncü veya beşinci gün çocuğun kaldırabileceği kadar bir ayrılma yaşatılır. Anne çocuğa görünmez ama binadadır. Sonra iki gün daha bu şekilde devam edilir ve çocuğun rahatça oynaması sağlanır.
Daha sonra anne yuvadan gider ama ilk haftalar her an ulaşılabilir olmalıdır.

Yeni yuvaya başlamış olan bir çocuk kendini iyi hissetmiyorsa ve bu durum üç hafta sonunda da aynı şekilde devam ediyorsa o zaman aile ve yuva bir araya gelip bu durumun altında yatan nedenleri araştırmalıdırlar. Çocuk için bir kuruma başlamak çok mu erken, öğretmeni çocuk ile iletişime geçemedi mi? Ya da kurum ve aile uyuşmuyor mu?

Anne –baba ve yuvadaki büyüklerin anlaşması ve uyum içinde olması gerekir. Zira çocuklar anne ve babalarının öğretmenleri ile ilgili duygularını hemen fark ederler. Yuva ve ailenin yakın ilişkide olması çok önemlidir. Çocuk ailesinde nasıl davranıyor, yuvada günü nasıl geçiyor tüm bu bilgiler titizlikle paylaşılmalıdır.
Aile ve yuva ne kadar değerler bakımından yakınsa çocuk da kendini o kadar güvende ve mutlu hisseder.
Tüm çocuklara ve ailelere iyi bir okul öncesi dönemi diliyorum.





DİĞER YENİ YAZILAR