Benfica'ya elenince sanki her şey bitmişti. F.Bahçe Lizbon’dan dönerken sezonu kapatmış bir havadaydı. Hemen arkasından gelen İstanbul BŞ hezimeti de F.Bahçe adına tam bir konkardato ilanı gibiydi. Kupa yarı finali ve hemen sonrasındaki üzerine farklı anlamlar yüklenen G.Saray derbisi sarı-lacivertli ekibi en küçük hatada geri dönmesi mümkün olmayan bir yola çıkartma başlangıcıydı... Penaltılarla da olsa çıkılan kupa finali tüm bunlara dur dedi.Aykut Kocaman’ın talebeleri hem fizik hem de mental olarak yorgunlar. İstanbul BŞ maçında çok net ortaya çıkan bu gerçek dün yanına isteksizliği de almıştı. Koskoca bir 120 dakikada akılda kalan 2 oyuncu var. Olağanüstü bir Gökhan Gönül ve bir parça da Egemen... Hadi haksızlık etmeyelim görevini yapma noktasında Caner’i de bir üst seviyeye taşıyalım. Eskişehir eğer F.Bahçe karşısında bu kadar peşin hükümlü oynamasa, elini kolunu sallayarak ve hatta F.Bahçe’yi farklı bir skorla devirerek finale gidebilirdi. Çünkü Lizbon’da başlayan F.Bahçe’nin orta sahadaki berbat görüntüsü dün Emre Belözoğlu ve Mehmet Topal’a rağmen yine iç açıcı değildi. Top kayıpları, isabetli pas oranındaki düşük seviye ve en önemlisi Eskişehir’in hemen hemen tüm oyuncularına istedikleri gibi oynama imkanı veren bu orta saha neredeyse F.Bahçe’yi finalden ediyordu. Bu noktada Cristian Baroni’nin 11’de oyuna başlamamasını tartışabiliriz. Ama şu da bir gerçek, sarı-lacivertli ekibin çok yorulduğu anda oyuna giren Baroni orta alanda denge sağladı. Ne var ki taze kuvvet olarak giren genç Salih Uçan sanki takımın en yorgunu gibi mücadele etme performansından çok uzaktı. Böyle olunca da risk almayan Eskişehir’in kontrollü oyunu maçı penaltılara taşıdı. O noktada da F.Bahçe’nin isteği oldu. Çünkü seri penaltı demek tücrübe demek. F.Bahçe’de de tutan Volkan’dan atanlara kadar herkes tecrübeliydi.Gökhan Gönül için mutlaka ayrı bir paragraf açmak lazım. Hatta bu yorumun tamamını ona ayırmak bile abartılı olmaz. Dün neredeyse tek başına oynadı. Çağdaş bir kanat beki nasıl oynar, dosta düşmana gösterdi. Sakatlıktan yeni çıkmış ağır bir kafa travması geçirmiş oyuncu sanki o değildi. 120 dakikalık oyunda tam 14 tane depar attı ve attığı her depardan sonra geriye dönüp savunma yapmayı da asla ihmal etmedi. Kim ne derse desin, dünyanın en iyi 5 sağ bekinden biridir Gökhan Gönül. Bu takımda onun gibi yürekten oynayan oyuncuların sayısı arttıkça F.Bahçe her zaman büyük hedeflerin peşinde koşabilir.