Bu hayal değil ki...

Sakin bir hayatım var benim…

Hayaller kuruyorum, hayallerime inanıyorum....

Kalabalıklara karışmayan, kendi kalabalığını kendi başına yaratan biriyim ben...

Kötü insanlardan, aslında iyi biriyken çıkarları için kötü olmayı tercih edenlerden, sahte mutsuzlukları, sahte kızgınlıkları olanlardan, gerçeklerden korktuğu için uydurulmuş düşmanlar yaratanlardan kaçıyorum...

Evde olmayı, yalnız olmayı, sadece sevdiklerimle olmayı giderek daha çok seviyorum...

***

Evet biliyorum, bu yavaş yavaş yaşlanmanın da belirtisi ama sanırım benimki tam olarak o değil...

Benimki pek çoğumuzunki gibi yaşama enerjisi ve isteği varken, üzerine boca edilmiş mutsuzluktan kendi dünyasına sığınma...

Ama uzun zamandır eve sığınmak da yetmiyor artık, pencerenin dışındaki hayattan içime, evime, hayatıma hep acı ve isyan akıyor.

Keder ve karanlık sızıyor evime.

Artık kapalı kapılarım, kapalı pencerelerim işe yaramıyor, delip geçiyor dışarının kiri, pası, öfkesi, yalanı, riyası…

***

Hayaller kuruyorum, bir uyansak bir sabah Türkiye hepimiz için değişmiş, hakettiği seviyede huzurlu bir ülke olmuş...

Haberin Devamı

Bunu söylediğim arkadaşım çok dalga geçti benimle “bu hayal değil ki,” dedi, “sen normal bir hayatı özlemişsin… Normal bir hayatı özlemeye bile hayal der olduk... Bence hayallerini değiştir sen, gerçekten hayal diyebileceğin hayaller kur.”

Hayallerini değiştir...

Bu laf beni çok sarstı, hayallerimi bile kaybetmişim gerçekten...

Hayal dediğim şey ülkenin normalleşmesi olmuş...

***

Çok sarsıldım önce ama sonra düşündüm…

Biz “normalden”, o normali ulaşılması zor bir hayal gibi görecek kadar uzaklaştıysak…

Yörüngemizden bu kadar saptıysak…

Bu yanlış yörüngede çok da uzun kalamayız, düşmemek için yeniden“normal” bir yörüngeye oturmamız gerekir.

Bunu düşününce umutlandım birden, bu yörüngede çok fazla oyalanamayız yakında hayat bir şekilde değişecek diye sevindim.

***

“Normali” bir “hayale” çeviren bu kirlenmişlik, bu aşağılanmışlık, bu utanç , bu arsızlık, bu pespayelik, bu fütursuz, bu rezillik beni umutlandırdı doğrusu birden...

Haberin Devamı

Yıllarca, yıllarca her şeyi denedik, her seferinde aynı karanlığa düştük.

Düşecek yerimiz kalmadı.

Biraz soluk alabilmek için buradan kurtulmamız gerekiyor, bu çamurun içinden çıkmamız gerekiyor, bu yörüngeyi değiştirmemiz gerekiyor.

***

Birden bu değişimin bir zorunluluk olduğunu kavradım gerçekten.

Bir toplum, normali, ulaşılamayacak kadar uzak bir hayal gibi gören bir hayatı sürdüremez.

Normalleşmek zorunda.

Huzuru aramak ve bulmak zorunda.

***

Beni üzen her şey, beni ümitlendirdi.

Bu kadar çok üzüntüyü taşıyamayız.

Yörüngeyi mecburen değiştireceğiz.

Yaşayabilmek için bunu yapacağız.

Çünkü artık buna mecbur olduğumuz noktaya geldik.

DİĞER YENİ YAZILAR