KKTC’de durduk yere bir köprü sorunu yaşandı. Papadopulos “Lokmacı Köprüsü”nü istememiş! Talat yıktırdı!

Belli ki, kimseye danışmadan karar vermiş... Tepkilerle karşılaşınca Ankara’ya gelip Genelkurmay Başkanı’yla görüşmüş. Çok anlamlı barışçıl girişiminin (!) nedenlerini -herhalde- anlatmış. İkna edici olamamış ki çıkışta gerçeği gizlemiş! Lokmacı Köprüsü konusunda görüşme yapılmadığı yalanına sığınmak gereğini duymuş.

T. Erdoğan polemiğe girmedi. Ama KKTC üzerinden Cumhurbaşkanı olmasına soğuk bakan askerlere imalı mesajlar vermeye çalışıyorsa, zemin ve zaman yanlıştır. Ancak Talat’ın niyeti doğru okunarak gerekli uyarılar yapılmalı. Kıbrıs iç politika çekişmelerinin piyonu yapılır, Talat da aklına geleni uygulamaya kalkarsa, Ankara’nın başı çok ağrır.

Talat -belki Rum AKEL partisine sempatisi nedeniyle- önceleri de romantik ataklar yapmıştı. Olay çıkarmaya gelen bir Rum milletvekilinin KKTC’ye vizesiz girişinin engellenmesine karşı çıkmış, kendince Kıbrıs’ın tek devlet olduğunu kanıtlamaya çalışan bu adamı özel konuğu gibi makam aracıyla konutuna getirtip ağırlamıştı. Adam sonra KKTC’de Rum bayrağıyla gösteri yapmıştı.

Maraş’ın ve Magosa Limanı’nın Rumlara devredilmesi konusunda sözler vermeye kalkmıştı. Lokmacı Köprüsü’nü kaldırmak istemesi de Talat’ın anlık kararlarından biridir. Elbette dış politika böyle yürütülmez. Gayet hesaplı çalışan Rumlara sadece moral vermiş, üstelik kendinizle alay ettirmiş olursunuz. Tezleriniz zayıflar o kadar! Talat’ı iyi tanıdığı anlaşılan Papadopulos zaten köprünün yıkılmasını “iyi niyet gösterisi” bile saymadığını tüm dünyaya ilanda gecikmedi! Köprü kaldırıldı, elde var sıfır!..

Talat’ın yaklaşımları salt deneyimsizlikten kaynaklanmıyor. Kuşkusuz AKEL sempatisi, solculuğu romantizmle karıştırması, referandumda Rum kesiminin de Annan Planına “evet” diyeceğini hayal etmesinde etkili olmuştu. Bu yanlış algılamanın yarattığı sıkıntılar ortada... Ama daha derinde yatan nedenleri görmek gerek!

Talat -Denktaş’ın aksine- Türkiye dışında tanınmayan KKTC’nin bir dış politika manevrasının ürünü olduğunu algılamıyor! KKTC’yi ayakları üzerinde duran gerçek bir devlet, kendisini de Cumhurbaşkanı sanıyor. KKTC’lilerin de çoğunluğu ekonomik çıkar umuduyla buna inanıyor.

Türkiye’nin stratejik ve politik nedenlerle önemsediği adadan -İngilizler gibi- garantör devlet olarak etkin askeri üsler karşılığında geri çekilmesi ola ki, sorunun gerçekçi çözümüdür. Romantizmin panzehiri realizmdir.

Çünkü Talat köprü yık-mıyor, belki köprüleri atmak istiyor!..