Biraz Akdeniz

14 Eylül 2018

Bozcaada’dan Bodrum’a, Çeşme’ye kadar Ege’de gezilmedik yer bırakmadık bu yaz. Fakat denize kıyısı olan diğer bölgeleri unuttuk sanmayın tabii. İlk durağımız Akdeniz kıyısındaki Antalya oldu. Denizi ve havası oldukça sıcak da olsa, özlediğiniz oksijene kavuşacağınız bolca mekan var.Konaklama alanımız ‘Gloria Serenity Resort’ oldu. Havuza sıfır villalarında konforlu vakit geçiriyorsunuz. Kendi bahçenizde serinlemek, yazlık evinizdeymişsiniz gibi bir his uyandırıyor. Kumsaldaki bungalovlarsa kıyıdaki dinlenme noktamız. Gündüzleri spa merkezinde dinlenmek, geceleri tesisteki konserlerde eğlenmek ise cabası...Bölgenin favori sporu golf malumunuz... Kendimizi bu dalda geliştirmeye çabaladık elbet ama tek seçenek bu da değil! ‘Sports Arena’ adıyla, tüm spor dallarına yönelik bir kompleks var Belek’te... Yüzmeden tutun da tüm saha aktivitelerine kadar olanak sağlıyor.Oralarda ne yiyeceğiz diye de düşünmenize gerek yok. Damak tadınıza uygun onlarca alternatif var. Beklendiği üzere balık restoranları olduğu gibi, farklı mutfaklara da kolayca ulaşabiliyorsunuz. İtalyan ve Fransız mutfaklarının yanı sıra, en hoşumuza giden Uzakdoğu lezzetlerini sunan ‘Sha’ oldu. Antalya, özellikle Belek tarafı, Sonbahar için de iyi bir tatil seçimi olabilir.Seyahatiniz sırasında Sapanca’ya da uğrayabilir, şelale altında çayınızı yudumlayabilirsiniz. Ayrıca Karadeniz vazgeçilmezi ‘rafting’ sporuna da ilk adımı atabilirsiniz. Yani seçenek çok. Memlekette 7 adet, birbirinden güzel coğrafi bölgemiz var. Bir ikisine tıkılmayın. Pişman olmazsınız!Biraz da KaradenizÜlkemizin kuzeyini pek tatil yeri olarak görmez kimse. Aslına bakarsanız; gerçek anlamda bir dinlenme için biçilmiş kaftandır... Popüler merkezlere gidip büyükşehirlerde yaşadıklarımızın aynısıyla karşılaşmak, huzur getirmiyor diye düşünüyorum. Esas mesele keşmekeşten uzaklaşmaksa, Karadeniz bölgesi farklı bir nokta atışı olabilir.Sahil şeridindeki şehirler, mutlaka ilk akla gelenler olacaktır ama başlangıç için şart değil. En son il olan Düzce, mesafe itibariyle de start noktamız olabilir. 2-3 saatlik bir yolculukla, havanın anında değiştiği şehre varabilirsiniz.Bölgede lüks oteller aramayın! ‘Konsopa’ adında, ortalama bir yer bulduk. Oralar için gayet iyi bakarsanız. Ufak tefek kabalıklara da rastladığımız doğrudur ama amatörlük işte! Zaten aradığımız ultra nezaket değildi. Ama mini açık büfe kahvaltısının güzel olduğunu söylemeliyim.Yoldan başlayın da şehir merkezine kadar her yerin başka bir köfte usulü mevcut. ‘Közde köfte’ favorim. Onun haricinde otoyol üstünde ‘Köfteci Yusuf’ ve 20 kilometre gerisinde Tekirdağ’lı ‘Özcanlar’ bulunuyor. Tam bir köfte cenneti diyebiliriz.

Devamını Oku

Poligon’da neler oluyor?

24 Ağustos 2018

Atış alanı gibi bir yer düşündünüz değil mi? Siz silahlardan uzak durun, zira olay İstinye’deki Poligon Caddesi’nde geçiyor. Tarabya-Sarıyer hattında ne kadar genç varsa, bu bölgeye doluşmuş durumda… Onlarca farklı tarzda kafe ve restoranlar mevcut. En salaş mekanlardan, seçkin hizmetlere kadar, ne ararsanız bulabilirsiniz. Bizim ziyaretimiz, bunların en tazesi olan Wolfie’ye oldu.Muadili adreslere göre fazla bir harcama yapılmış sanki… Bir kafe için ziyadesiyle lüks ama aynı ayarda pahalı da değil. Böylesini bulmak zor; yaptıkları masrafı müşteriye yüklememişler. Memlekette ne kadar maç yayınlanıyorsa izleyebiliyor, arka bölümlerinde oyunlar oynayabiliyorsunuz. Sıkılmadan uzun vakit geçirilebilir anlayacağınız. İstinye Park’ı geçip caddeye döndüğünüz zaman, ilerde solda göreceksiniz. Yaz-kış gidilir.Aranan tat bulunduSiz de benim gibi ‘çiğ köfte’ denince ağzı sulananlardansanız; iyi dinleyin! Her köşe başında bir başka markaya rastladığımız bugünlerde, kolay kolay hiçbirinin doğru lezzeti bulamadığını düşünüyorum. Daha doğrusu düşünüyordum. Yeni keşfimiz; Çiğköftem 1923… Şimdilik Anadolu yakasında 3 şubeyle hizmet veriyorlar. Yakında Avrupa yakası, İzmir ve hatta Almanya’ya açacaklarmış. Tarihi lezzeti bu şekilde sundukları sürece, hepsi başarılı olacaktır.Araştırdık tabii; nasıl bu kadar leziz oluyor diye… Bulguru Antep’ten, salçayı Manisa’dan, sarımsağı Kastamonu’dan getiriyorlarmış. Külfetli iş ama tadı böyle bulmuşlar. Her ürün saf olduğu için (benim en büyük derdim olan) mide yanmasına da yol açmıyor. Göztepe’deki yeri favorimiz… Evlere servisi de var. Daha da başka yerde yemem!Havadisler- Ünü Akaretler’i aşan hamburgerci Akali’yi bilirsiniz… Özel ekmeği ve binbir çeşit sosuyla, Etiler’e yeni şubesini açmaya hazırlanıyor. 2 Eylül’den itibaren, Casita’nın arkasında kalan parkın kıyısında hizmete girecek.- Yaz ayları geldi diye birçok mekan gibi Xlarge Club’ün de kapandığını sanıyordum. Malum binlerce misafirle dolup taşıyorlar. Kalabalığın ziyaret alanı bu aylarda da açıkmış.- Kışlık olarak başladığı için, kapalı sanılan bir adres de Teddy… Zincirlikuyu’daki bin kişilik kulüp de yazın organizasyon yapanlardan. Hatta bu hafta Pascal Nouma ile birlikte bir davetleri var. Büyük mekan eğlencelerini özleyenlere duyurulur…- Tatil vakti diyip de kültürel aktivitelerden vazgeçmiyorsanız; Anadolu Ateşi, Ege sahillerine yanı başınıza geliyor. Bugün Çeşme Amfi Tiyatrosu’nda, yarın akşamsa Kuşadası AVM Amfi Tiyatrosu’nda izleyebilirsiniz.- Güney’e gelen bir başka aktivite de Dünya Ralli Şampiyonası… 13-16 Eylül tarihleri arasında, 10. ayağı Türkiye’de gerçekleşecek ve dileyen Muğla bölgesindeki 3 koydan seyirci olabilecek. Daha da keyiflisi; bu seyir teknelerden olacak.

Devamını Oku

Mesele büyümüş

17 Ağustos 2018

İki seneyi geçmiş ‘Bir küçük Bozcaada meselesi’ başlıklı yazımızın üzerinden. Boşa geçmemiş ama… Malum filmden alıntılı başlığımızla beraber, ada içindeki tesisler de gelişmiş, mesele büyümüş. Biz de yazımıza nerede kalacağınızla giriş yapıp, başlayalım Bozcaada’daki turumuza…Nerede konaklanırÖnceleri sahile yakın bir pansiyon olarak başlayan ‘Elit Pansiyon’ grubu, biraz daha yukarı kısımlara, adaya göre lüks bile kaçacak ‘Elit Butik Otel’i açmışlar. Şirin bir aile işletmesi olma mantığından uzaklaşmamış, birebir ilişki kurmaktan vazgeçmemişler. Fakat odalardan tutun, sabah servislerine kadar büyük bir otel edasındalar. Jakuzili, bahçeli yahut manzaralı oda seçenekleriniz var, öyle diyeyim. Odayla birlikte kahvaltı veriyorlar. Tam adaya yakışan çeşitlerde bir kahvaltı ama… Bildiğiniz, bilmediğiniz, ne kadar reçel çeşidi varsa sofrada mevcut. Favorimiz domates reçeli… Olmaz demeyin, acayip bir şey! Her gün farklı bir sofrayla karşılanıyorsunuz, bizden söylemesi. Anlayacağınız; konaklama alanınız ‘Elit Butik Otel’...Nereye gidilir, nereye gidilmez- Adanın gündüz hayatı genelde ekonomik. İlk denememizi, eski Mitos Beach’ın yerine açılan ‘Habbele’de yaptık.Güneşlenmek için en doğru yer olduğunu söyleyebilirim. Sıcaktan bunalanlar için de gölge bölümü yapmışlar ki; tam benlik. Aklımızdan çıkmayan şey ise; hayatımda yediğim en iyi midye tavanın orada olması. Gidilir.- Biraz daha kalburüstü muamele görmek isterseniz; tek adres ‘Neco’… Özel iskelesi, dümdüz çimleri ve alakadar personeli, en rahat gündüze kavuşturuyor sizi. Buranın spesiyali de kokteylleri… Asla tarifini vermedikleri bir sürü karışımları var. Özel localarda, daha itinalı ve sınırsız imkandan yararlanmak da elinizde. Gidilir.- Plaj konusunda tek hayal kırıklığımız, Çapraz Beach oldu. Hoş; onlar da otel servisi vermekten dışarıdan gelenlerle ilgilenemiyorlar sanırım. Tek başınıza girip, içerilerde soran yok! Özgürlük alanı gibi ama ‘Bir şey ister misiniz?’ diye soran da yok. Dolanıp çıkıyorsunuz yani! Denizi de oldukça dalgalı. Gidilmez.- Canınız ev yemeği çekerse; İda Cafe en ideali. Envai çeşit sıcak ya da zeytinyağlı tercih edebilirsiniz. Püfür püfür de bir bahçesi var. Çok lezzetli ve hafifler. Azar azar her kalemden söyleyip, anne evine olan özleminizi kapayabilirsiniz. Gidilir.- Daha merkezde diye, daha iyi sanılan bir dükkan var; Şükrü Ev Yemekleri. Yol üstünde olup, müşteriyeihtiyaçları yokmuş edasında kötü servis veriyorlar. Yemekleri de ağır ve diğer alternatife göre pahalılar. Bir de beş karış suratla yaptıkları servis cabası. Gidilmez.- Meyhanelerin şampiyonu yine Battı Balık… Filmdeki havasından zerre bir şey kaybetmemiş. Bu kez dülger kavurma denedik. Ambiyansı ve tatlı personeliyle en dolu restoran oydu. İşletmecilikten, oyunculuğa geçiş yapan sahibi Cenk ile de mutlaka tanışın. Gidilir.- Dünya tatlısı, gül satan bir kız çocuğu elimizden tutup bizi ‘Yalova’ adındaki meyhaneye götürdü. Cana yakın sahibesi arkadaşıymış meğer. Muadillerinden biraz daha ayrı bir noktada, kalabalıktan uzak olmak isteyenlere hizmet ediyor. Gece sonu, balık çorbalarını içmeyi ihmal etmeyin. Gidilir.

Devamını Oku

Burnumuzun dibindeki cennet

10 Ağustos 2018

Şehrimiz o kadar geniş alternatiflere sahip ki, burnumuzun dibindeki cennet köşeleri keşfetmekte zorlanabiliyoruz. Hoş; bu kadar büyük bir ilde ne kadar her şeye hakim olabiliriz ki? Merkezdeki mekanları ziyaret ederken, İstanbul’un sınırlarındaki ilçeleri de gözden kaçırmamak gerek. Bir ucu Silivri, bir ucu Şile, bir ucu da Kilyos’a uzanıyor. Hepsi de birbirinden güzel. Bizim ziyaretimiz, Kilyos yakınlarındaki Uzunya’ya oldu bu hafta...Oradaki bilinen tek işletmenin adı da Uzunya Beach Restaurant... Gündüz nispeten temiz denizine girmek üzere, yüzlerce vatandaş plajını kullanıyor. Bulundukları koy, boylu boyunca hizmete açık. Hafif rüzgarlı tabii ama yaz sıcağında hoşunuza gitmiyor değil. Özellikle akşam yemeği için ideal bir serinlikte.Karadeniz’e kıyısı olduğundan, oldukça iyi balık temin ediyorlar. Yani lezzetler ortalamanın üzerinde. Biraz sayfiye yeri sayılacağından, acayip kalifiye bir yer beklemeyin. Zaten öylesi de oraya yakışmazdı. Egzozdan ve kalabalıktan kaçmak isteyenler için biçilmiş kaftan. Biraz hava almaktan zarar gelmez. Tavsiyedir.Çin’den gelen fastfoodHızlıca yemek yemeyi seven bir toplum olduğumuz kesin. Önce hamburger ve lahmacun türevleriyle hızlanan öğünlerimiz, dünyanın 4 yanındaki mutfaklarla genişliyor. Son tecrübemiz, Çin mutfağından aşina olduğumuz ürünleri servis eden ‘BunCo’ oldu. ‘Bun’ Uzak Doğu menşei bir ekmek türü... Sadesi, acılısı, pancarlısı ve bir sürü modeli var. Ekmeğinizi ayrı, iç malzemesini ayrı seçip, kendi sıcak sandviçinizi hazırlatıyorsunuz.Damak tadınıza ne kadar uyar bilmem. Devamlı canımın çekeceğinden emin değilim ama kötü olduğunu da söyleyemem. ‘Denemeye değer’ diyelim. Merak ederseniz; dükkan Teşvikiye Camii’nin arkasındaki köşede bulunuyor. Bu arada ‘fastfood’ dediysek, bir ‘Mc Donald’s’ hızı beklemeyin elbette. Oturup vakit de geçirebilir, tatlı seçeneğinin de tadına bakabilirsiniz.Kalp kıran SunaNe zamandır aklımda olan ve birçok mecradan hakkında şikayet duyduğum, ‘Suna’nın Yeri’nden bahsetmeye bir türlü vakit bulamamıştım. Fakat en son aldığım okuyucu şikayetinden sonra, eleştirmek şart oldu. Hali hazırda yüksek hesapları herkesin malumu zaten. Kandilli’deki adres, bir de olmadık ürünleri de adisyona yazmaya başlamış. ‘Adisyon’ dediğinizde de her şey kargacık burgacık, okunacak halde değil. Bildiğim kadarıyla; hesabın üzerinde yazanların detaylarının verilmesi kanunen mecburi. Yani okunaklı olmak zorunda. Hoş; kanun bu olmasa da yakışan bu! Bir de onca sıkıntının içinde, sattıkları içeceklerin yanına, ‘Kalmadı!’ diyerek buz da yetiştirememişler. En son ‘Buzsuz iç!’ demişler. Yakışmıyor Suna’ya, kalp kırıyor.

Devamını Oku

Şair’in yenisi

3 Ağustos 2018

Güney turlarına çıktı diye, ‘Gezenti’niz İstanbul’u unuttu sanmayın! Bıraktığımız kısa sürede ufak tefek değişiklikler olmuş elbette. Fakat bunların hepsinin olumlu olduğu söylenemez. Neyse biz şimdilik tatlı başlangıçlarla girelim konuya… Şair Nedim Cadddesi üzerine, yeni bir ‘Pub’ açıldı; Kiez…Kiez, ana cadde üstündeki Bosphorus Otel’in alt katında bulunuyor. Türlü türlü arpa maya içecekleri, binbir çeşit kokteylleri var. Küçücük yerini oldukça tarz dekore etmişler. İki tek atarken, mide bastırmak için atıştırma ürünleri de mevcut. Daha ziyade üniversiteli gençler ve bölge sakinleri rağbet ediyor şimdilik. Kısa zamanda oraların önde gelenlerinden olacaktır.Artık manzara yetmiyorİstiklal Caddesi’nin göbeğindeki Mısır Apartmanı’nı bilirsiniz. Ve onun terasındaki 360’ı… Gerçekten adı gibi, 360 derece manzaraya hakim, devasa bir mekandır. Ne yazık ki; son ziyaretim ‘Manzara yetmiyormuş!’ dedirtti bana. Eski şaşalı hallerinden eser yok şimdi. Vaktinde özel yemekler ya da eğlence için mutlaka gidilen, elit bir duruşu vardı. Şimdi ise mekanı doldurabilmek adına, büyük küçük demeden partiler düzenliyorlar.Maksadım iyice yermek değil tabii ki… Anılarımız var sonuçta ama insan üzülüyor geldiği hali görünce. Eskiden kapısına gelmeye çekinilen mekan herkesin kolayca elde edebileceği bir hal almış. Anladığım kadarıyla iki katı, yemek ve kulüp olarak bölmüşler. Belki tayfaları ayrı tutmak için yapmışlar ama diğer yana da herkesi sokmanın anlamı yok ki… Vaktinde sıkça ziyaret ettiğimiz noktanın toparlanması dileğiyle.Ah merdivenler ahKendi tarzındaki müziği en iyi sunan mekanın Klein olduğu gerçeğini, herhalde herkes kabul eder. Kışlık mekanı kadar Odakule’nin karşısındaki Klein Garten da aynı başarıyı sürdürüyor. House müzik dinleyicileri resmen biner biner gidiyorlar adrese. Kapı kuyruğunu atlatabilenler kat kat dizayn edilmiş kulübün her yerinde çılgınca dans ediyor. Ortalamanın üstü bir eğlence var anlayacağınız.Güzel vakit geçirmeye gelince hiçbir sıkıntı yok. Ah bir de o asansör kuyruğu olmasa. Suç onların değil tabii; bina eski, asansör ufak ve yavaş. Bir de sizin bahtsız ‘Gezenti’niz gidince, bozuksa mecbur tabanvay turizm… İçerde kaç kişi vardı bilmiyorum ama yürünmeyecek kadar kalabalıktı. 8 katı üşenmemiş merdivenle tırmanmışlar resmen. Bu enteresan bir başarıdır.

Devamını Oku

İkinci durak Bodrum

27 Temmuz 2018

Leyleği havada görünce, bizim de yolumuz bitmek bilmedi bu yaz. Geçen hafta ilk durağımız olan Çeşme-Alaçatı bölgesinden bahsetmiştik. Şimdi ise sıra Bodrum ve civarında... Bakalım nerelerde, neler oluyor... Yola çıkmadan bu köşeyi kesip saklayın. Bizden söylemesi...- Bodrum’un 4 yanını canlı müzik mekanları sarmış. Fakat bir tanesi yaz-kış açık; bir Senem-Aykut Gürel projesi olan Soprano’s. Uzun zamandır ziyaret etmek istediğim adresi görünce, bugüne kadar gecikmeme bir kere daha pişman oldum. Bodrum Limanı’nın karşısındaki yerinde Aykut Gürel ve arkadaşlarını mutlaka dinleyin.- Gitmeye değecek bir diğer canlı program da Veli Bar’daki Onur Mete-Kaan Öztürk ikilisinin... Tıka basa dolu oluyorlar çarşamba geceleri. Grup İstanbul’daki eğlencenin de üstüne çıkmış yazlık yerinde. Mekan Barlar Sokağı’nın başında...- Kallavi sofralar için Yalıkavak Marina’ya gitmek şart. Ve oranın vazgeçilmezi yine Agency... Ekmeksiz, salata ile servis edilen hamburger köftesi şahane. Yemeğin ardından hemen hemen her gece müzik de yapılıyor.- Deniz ve güneşlenme alanımız Sarnıç Beach oldu. Bitez’de senelerdir aynı noktada duran işletme yemekleriyle aklımızda yer etti. Günün mönüsünü sormadan geçmeyin. Son derece keyifli vakit geçireceğiniz adres, gündüz aktivitelerindeki ilk tercihimiz oldu.- Gidilmeyecek plaj modeli ise Tay Beach... Ortalama aslında, dışarıdan bakarsanız kötü sayılmazdı. Ta ki tabağımdaki yemekler, aşçının elleriyle yerleştirilene kadar. Bir de geneli çok sevimli olan personelden, laubalilik de çıkınca insanın hevesi kaçıyor.- Gümüşlük taraflarında olursanız günü sakin geçirmenin yolu Off Gümüşlük’den geçiyor. Kuma yayılabildiğiniz gibi, masalarda dinlenmeyi de seçebilirsiniz. İki el tavla atıp, barmenle muhabbet etmek de başka bir tarz elbette.- Yemeğe de Gümüşlük’de devam edilecekse, seçenek çok. Enva-i çeşit balıkçı mevcut bölgede, dilediğinize oturun. Ama Mimoza var ki; yıllardır hesaplardan şikayet edilmesine rağmen, nasıl insanlar gidiyor anlamıyorum. Kiminle konuşsam ‘Bire bin katıyor!’ diyorlar. Aman dikkat!- Bir numaralı restoranımız Bitez Kıyı Restoran oldu. Oldukça lezzetli olmakla beraber bir o kadar da hesaplı. Tereyağında karides ve barbunları favorimiz. Hem de kumsalın orta yerine denize nazır sofraya paha biçilemez.- Alternatif mutfaklar da var tabii ki... Kıyı’nın sırasında Salmakis adıyla bir Çin lokantası bulunuyor. Aman Japon ile karıştırıp suşi aramayın, sadece Çin! Biraz fazla müdahil oluyorlar ne yiyeceğinize ama lezzetli. Denenir.

Devamını Oku

İlk durak Alaçatı

20 Temmuz 2018

Unvanı ‘Gezenti’ olanın, ‘Gezmek bizim de hakkımız!’ demesi kulağa saçma gelse de biz anca düşebildik Ege yollarına... İdare edin. İstanbul’u tanıtalım derken, Güney’i atlamışız iyice. Nereler yeni? Nereler iyi, nereler kötü? Gelin bir göz atalım. İlk durak Alaçatı...En tazesi ‘Grande’ sanırım. Alkoçlar Otel’in bitişiğinde, deniz tuzuna hasret kalan bin misafir kadar ağırlıyor. Kocaman arazide 2 restoran alanı, güneşlenme bölümü ve geniş mönüsüyle tüm ihtiyaçlarınızı karşılıyor. Onlarca plajın bulunduğu bölgede rakiplerine gol atmış resmen.Gece-gündüz, güzel ev yemeği yemek isterseniz, tek adres Yusuf Usta... Köyün girişinde, uzun yıllardır hizmet veriyor. Kuru fasulyeden pazı sarmaya, zeytinyağlılardan et kavurmaya, aklınıza anne yemeği ne geliyorsa burada. Üstelik alternatifi de yok.Hava tam kararmadan ‘Topçu’yu da deneyin. Senelerdir aynı yerinde, özellikle çöp şişiyle nam salmış durumda. ‘Yaz vakti çorba gitmez!’ diyenleri de utandırıyor, inanın.Akşam salaş takılalım’ derseniz, ‘Babushka’ biçilmiş kaftan... Pazarın kurulduğu yerde, ‘Refik’in Bahçesi’nin içine konuşlanmışlar. Eski yerlerini de bilen bilir; oldukça lezzetli, kendilerine has meyhane mezeleri yapıyorlar. Çakıl zeminli, tahta sandalyeli, rahat hareket etmelik bir köşe.‘Nereye gitmezsin?’ diye soran olursa ‘Atiye Alaçatı’ derim. İstanbul’daki adresini de vaktinde fazla gürültüden eleştirmiştik. Yemek sırasında sohbet edemiyor, kendinizi gece kulübünde gibi hissediyordunuz. Burada da devam ettiği gibi servisi de zayıftı. Öğün fena değil ama o gürültü yemek saatine uygun değil. Bangır bangır müzikle, iki laf edememek isterseniz bilemem.Tektekçi yeni ortağıyla birlikte ön ad almış; On Air by Tektekçi... Artık sadece canlı müzik yapıyorlar. Sahnesini beğendiğimiz ne kadar genç varsa burada. Her gün ziyaret ettiğimiz noktada Alya, Zeynep Bastık, Su Soley gibi isimler çıkıyor.Köy içindeki Göz Lounge bilindik zaten. Şimdi aynı kadro, Hacımemiş’e ‘Cin by Göz’ü açtı. Geç gelen ziyaretimin beni mutlu ettiğini söylemeliyim. İçeride parti ortamı sunuyor, yorulanlara girişte oturma imkanı veriyorlar. Olmuş...Şakalı ismiyle ‘Aralık sonu Ocakbaşı’ var bir de... Biraz aşağılarda yer alan restoran, kapasitesiyle de sürpriz yapıyor. İlk bakışta komşuları gibi önde birkaç masası var sanıyorsunuz arkaya geçince 300 kişilik havuzlu bir bahçeye çıkıyorsunuz. Kalabalığın içinden kaçmaya birebir. İlgili personeliyle saatlerinizi harcayabileceğiniz bir muhabbet köşesi oluşturmuşlar.

Devamını Oku

Aramızda, iki konsept

13 Temmuz 2018

Meyhanelere de gece kulüplerine de alışkınız. Fakat bu iki konsepti tek yerde birleştiren bir nokta ilk defa açıldı. Karaköy’deki yeni adresimizin adı ‘Aramızda’... Zamanının devasa mekanı Madeo’nun yerine konuşlanmışlar. Bildiğiniz restoranlardaki gibi yemeğinizi yiyebilir ya da gece eğlencesine katılabilirsiniz. Veya ikisini bir arada, aynı salonda yapabilirsiniz. Akşamı geceye bağlamak isteyip fazla lokasyon değiştirmekten hoşlanmayanlar için biçilmiş kaftan.Taze çıkmış yeni nesil meyhane modasından bahsetmiyorum. Yemek arasında eller havaya yapmak değil mesele. Restoran saatinde masa düzeninde eski Türkçe parçalar dinliyorsunuz. Sonrasında ise ‘bistro’larınıza geçip DJ müzikleri ile gece bir anda şekil değiştiriyor. Oldukça da büyük bir mekan ve şimdiden alanı doldurmakta zorlanmıyorlar. Biz beğendik. Denemekte fayda var.Eski usül lezzetBayılıyorum sokak arası dükkanlara. Hani şu eski samimiyeti, mahalle hayatını hatırlatanlar var ya... İşte onlara. Taze tecrübemiz ‘Çi Çi’, Akaretler Valideçeşme bölgesinde. Kutu kadar mekanda, tek işleri çiğ börek yapmak. Ama nasıl bir börek anlatamam. Bir ay olmadı henüz hizmete gireli ama yer bulmakta zorlanıyorsunuz. Uzaklarda oturanların dahi koşarak geldikleri bir yer haline gelmiş.Balon gibi ortasından sıcacık suyu akan gençlik lezzetini hatırladınız mı? Tam anne ve ananelerin yaptığı, çocukluğumuzda bayıldığımız atıştırmalığın ta kendisi. Dantelli nostaljik bir dekor ile de renklendirmişler. Sahibesi hanımefendi pötikareli önlüğüyle kendi servis yapıyor. Beyaz yakalıyken, iş değişikliği ile bu alana yönelmiş. Sokak lezzetlerini seviyorsanız mutlaka ziyaret edin.Usulsüz davranışYukarıda bahsi geçen tatlı adresin biraz ilerisinde, ‘Lokmata’ adıyla bir dükkan açılmış. Aslında esas şerbetli tadına alıştığımız lokmayı, şerbetsiz, içine çikolata enjekte ederek sunuyorlar. Çok güzel olduğunu söyleyemesem de fena değil. Arada canınızın çekebileceği bir ürün. Ama arada!Bakarsanız; burası da ufacık, aynı diğer mekan gibi şeker tavırları alacağınızı sanıyorsunuz. Ama nerede! Sanki bedavaya sipariş vermişçesine, 5 karış suratlı gençler var serviste. ‘Genç’ dedik ama o enerjiden eser yok. 1 dakikada çıkması gereken tatlıyı çok bekliyor, sorunca da adeta azar işitiyorsunuz. Aslında fikir iyi ama sunma şekilleri sınıfta kaldı. Mahalle esnafı tarzına yakışmıyor. Şubeleşmeyi düşünüyorlarmış ama bu kafayla zor. Azar işitip tatlı yemek isterseniz, siz bilirsiniz!

Devamını Oku