HAFTA arası sahasında Genk’e farklı kaybeden Beşiktaş’ın kazanıp moral bulmak ve ligde zirveye yaklaşması gerekiyordu. Bunu da farklı yaptı...

DÜN bütün takım coşkuluydu. Saldırdıkça saldırdılar. Huylu huyundan vazgeçmez, golcü de golcülüğünden vazgeçmedi. Mustafa aylar sonra ilk 11’de oynadı ve golcülüğünü gösterdi. Gek önünde büyük tepki gören Quaresma’nın nasıl etkileneceğini çok merak ediyordum. Ama adam tam bir profesyonel. 3 hatta 4 golde de katkısı var.

TÖRE ŞÜKRETMELİ...

GÖKHAN Töre’nin çıkması kendisi ve Beşiktaş adına şanssızlıktı. Sakatlığı ne derece bilmiyorum ama, bileğine gelen o tekmede çok vahim bir sakatlık olabilirdi, şükretmeli. Caner’i de çok iyi buldum. Beşiktaş’ın neredeyse her maçta gol yemesine ve kazandığı penaltıların yarısını gole çevirememesine Şenol Hoca bir çare bulmadı. Bu arada penaltı atışlarında 10’da 10 yapan Vagner’e neden penaltı attırılmaz, anlamış değilim!

ÇAYKUR Rize’ye gelince... Büyük bölümü 10 hatta 9 kişi oynadılar, buna rağmen iyi mücadele ettiler. 11-11 de olsaydı belki bu kadar gol yemezlerdi ama, yine kaybederlerdi diye düşünüyorum. Çünkü sahada coşkulu bir Beşiktaş vardı.

BÜLENT hocam, Saadane’ye gösterdiğin ikinci sarı kartı çok ağır buldum. Hocam, bu hareketleri hemen herkes yapıyor!

NOT: Bu genç Güven’e güvenin. İnanın güveninizi boşa çıkarmaz...

BİR zamanlar oynadığı futbolla taraflı tarafsız ayakta herkesin alkışladığı Beşiktaş uzun zamandır kayıptır! Bulanların Beşiktaş taraftarına haber vermesi rica olunur. Maalesef durum aynen böyle. Dün kendi sahasında farklı şekilde yenildiler. Mağlubiyet, beraberlik ve galibiyet futbolun içinde var. Ama futbolun içinde böylesine kötü futbol kırk yılda bir olur.

HAZIR DEĞİLSİN!

HAFTA içinde tribünlerde 20 bine yakın taraftar... Onlara yazık. Böyle oynamaya devam ederseniz, o taraftarın yarısını bile zor bulursunuz. Kim iyi oynadı kim kötü oynadı bunları söylemeye gerek görmüyorum. Beşiktaş 2-4 Genk! Bu skor her şeyi anlatıyor.

BU arada Gökhan Töre kardeşim, sen nerelerdesin? Sakın Şenol hoca beni oynatmıyor deme! Demek ki hazır değilsin. Hazır olsan neden oynatmasınlar. Hazır olsan, senin gibi yetenekli bir oyuncuyu oynatmayacak kadar aptal mı Şenol hoca?

MAÇ bitti, sıra sizin kendinize gelmenizde.

BEN kendi adıma konuşayım... Son derece keyifli bir maç izledim. Çok gol pozisyonu yoktu ama sahada kazanmak için oynayan iki takım vardı. Eğer iki takım kazanmak için oynuyorsa o maç keyifli olur. Öyle de oldu. Beşiktaş, Saracoğlu’nda ‘F.Bahçe taraftarının önünde oynuyorum, puan olarak da F.Bahçe’den iyiyim. Bana 1 puan da yeter’ düşüncesinde hiç olmadı. Ve Babel’in attığı şahane golle de 1-0 öne geçti. Kalede 3 Harun da olsa bir şey yapamazdı.

Şenol Güneş bana göre çıkabileceği en iyi 11 ile çıktı. Bir şey hariç! Ryan Babel’i santrfor oynatması yanlıştı. Ryan Babel kanatlarda çok iyi oyuncu eksilten ve direkt kaleye giden bir oyuncu. Bu yeteneklerini rakip kaleye sırtı dönük yapamaz. Yani şöyle de diyebiliriz. Beşiktaş, dün Ülker Stadı’nda santrforsuz oynadı ve kaybetmeden dönmeyi başardı. Oyunun genelinde de Beşiktaş her yönü ile üstündü.

CANER DE HATALI

EĞER kazanması gereken hangi takım diye sorsanız tartışmasız Beşiktaş derim. Beşiktaş gibi tecrübeli oyunculardan kurulu bir takım böyle gol yemez. Adam metrelerce uzaktan orta yapıyor, Pepe orada Vida orada Ayew kafayı vuruyor. Caner’de de hata var. Rakibini bozmak yerine topa çıksa o kadar etkili vuramazdı Ayew. F.Bahçe berabere kalmakla günü kurtardı. Eğer kaybetseydi bundan sonraki haftalar hem başkan hem yönetim hem de futbolcular için zor geçerdi.

BEŞİKTAŞ-Yeni Malatya maçı... Hakem Halil Umut Meler.. Medel’e faul olduğu bile tartışılır pozisyonda 2. sarıdan kırmızıyı gösteriyor. Şaka gibi. Tribünlerden büyük tepki. Ertesi gün basında eleştiriler -haklı olarak-. Meslektaşlarımın eleştirilerine %100 katılıyorum. Ama bazı meslektaşlarım ‘Halil Umut Meler zaten kötü hakem’ demişler. Görüştür, saygı duyarım ama asla katılmam. Halil Hoca kötü bir hakem değil.

HATALI ATTI

MAÇTA taraftar bağırıyor ‘Yönetim uyuma taraftara sahip çık’ diye. 2 gün sonra başkan Fikret Orman basın toplantısı yapıyor. Herkes sanıyor ki başkan Halil Hoca’dan başlayıp, MHK’dan devam edip, TFF’den çıkacak. Ağzına geleni de söyleyecek.

BAŞKAN, Halil Hoca için gerektiği kadarını söylüyor. Yani iğneyi hakeme batırıyor. Tamam Medel’i hatalı attı. ‘Peki biz de kendimize bakalım. Biz Beşiktaş olarak ne yaptık’ diyor ve çuvaldızı kendine batırıyor. Bravo başkan. Beşiktaş başkanının konuşması gerektiği gibi konuştun. Halil Hoca’yı, MHK’yı, TFF’yi yerden yere vurup taraftarın sempatisini kazanması da bilirdin. Ama bu, günü kurtarmak olurdu. Kolaycılık olurdu. Gerçekleri söyledin.

BAŞKANIM bakın ben bunları söyledim diye de kendini göklere çıkarma. Sen Beşiktaş Kulübü’nün başkanısın ve Beşiktaş Kulubü’nün başkanına yakışanı yaptın. Kocaman tebrikler...

BEŞİKTAŞ, Malatya’yı zor da olsun 3 puanı hanesine yazdırırken, haftaya oynayacağı F.Bahçe derbisi için de çok önemli oyuncusu Medel’i kaybetti. Adeta ciğerini kaybetti. O pozisyonda faul olabilir ama bence sarı kartı hak etmiyordu. O maça parasını verip girenler parasının yarısının yarısını isteyebilirler. nkü ilk 45 dakikada bu parayı hak edecek futbol ortaya koymadılar.

2. devre ise çılgın bir maç oldu. Tempo, pozisyonlar, goller.. Hepsi vardı. Medel, öldürücü ortaları olmamalarına rağmen Gökhan ve özellikle Caner Beşiktaş’ın en çok çalışan ve kazanmayı isteyen oyuncularıydı. Gökhan’ın temposuna bayıldım. Negredo gol atamadı ama Babel’e öyle bir gol attırdı ki ben Babel yerinde olsam ‘Al kardeşim bu gol senin hakkın’ derim.

KARIUS DEVLEŞTİ

LJACIC, dün harikalar yaratmadı. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Beşiktaş iyi bir transfer yapmış. Şenol Güneş herhalde dikkate alıyordur ki, Beşiktaş’ın gol yemediği maç neredeyse yok. Dün Karius da 4-5 pozisyona ‘dur’ dedi. Dikkat!

EVKUR Malatya’ya gelince.. Neden gol atmayı, gol yedikten sonra düşündüler hiç anlam veremedim. Nitekim golü düşündüklerinde golü buldular.. Fazlasını da atabilirlerdi. Korkunun ecele faydası yok.

BEŞİKTAŞ, rakibi Partizan’ı 3-0 yenerek gruplara kaldı. Fazla abartılacak bir şey yok. Biz bu takımı karada, havada, denizde, uzayda her türlü yeneriz. Neden mi? Çünkü Partizan’dan çok daha iyi takımız. Neden mi? Kaliteli futbolcularımız çok daha fazla. 3-0 kazanmamıza rağmen çok iyi futbol oynadığımızı söyleyemem. Çünkü Beşiktaş bu futbolcularla çok daha iyi bir futbol oynayabilecek kapasitede. Neredeyse tüm futbolcular görevlerini yaptılar. Sadece Larin çok etkisizdi. Aslında dün Beşiktaş ona göre de bir futbol oynamadı. Sağdan, soldan yeteri kadar orta gelmedi. Gelen ortalar da kötüydü.

OYNANAN futboldan çok Beşiktaş attığı gollerle ön plana çıktı. Pepe’nin 2 golü ve Oğuzhan’ın baştan paçaya kadar dökülen futbolcululuk kalitesi. Tabii Oğuzhan’ın attığı golde Larin’in asistini de alkışlayalım.

BİR paragraf da Medel’e ayırmak istiyorum. Adam ahtapot gibi. Kaç tana kolu, ayağı var çözmek mümkün değil. Adam her zaman her yerde.

BEŞİKTAŞ rakibine neredeyse 90 dakikayı pozisyon vermeden tamamladı. Bu da 3 farklı kazanmak kadar önemli.

GERÇEKTEN ‘vay vay vay’lık, nefes kesen bir maç izledik. Yalnız Beşiktaşlılar’ın, Antalyalılar’ın değil futbolu seven herkesin inanıyorum ki nefesi kesilmiştir. Atılan, yenilen, kaçırılan, kurtarılan goller... Heyecan dolu hop oturup hop kalkılan bir maç izledik.

ÖNCELİKLE üstüne basa basa söyleyelim Beşiktaş 45 maç sonra sahasında kaybetti. Ama yine üstüne basa basa söylüyorum bu yenilgiyi kesinlikle hak etmedi. Kazanmak için tüm futbolcular (Babel hariç) ellerinden geleni yaptı. Yalnız Şenol Güneş’in bu defansa bir çare bulması lazım.

3 gol yedi ama hiçbirinde genç Utku’yu yüzde 100 hatalı bulmuyorum. İlk gol karşı karşıya, ikinci gol kontrpiyede kaldı, 3. golde de sağdan sola defans hatası.

YUHALAMAK NE DEMEK?

CANER, Medel, Quaresma Beşiktaş’ın en çok mücadele eden oyuncularıydı. Oğuzhan klasına hiç de

yakışmayan 2 gol kaçırdı. Ama özellikle ikinci yarıda Beşiktaş’ın en çalışken futbolcusuydu. Kötü oynayabilir, gol kaçırabilir... Kim olursa olsun, oyun içinde futbolcusunu yuhalamak, ıslıklamak da ne demek oluyor. Anlaşılır gibi değil.

KAZANAN Antalyaspor’u tebrik etmek gerekiyor. Nasıl kazandı? İnanılmaz mücadele etti. Beşiktaş bir koştuysa onlar 2 iki koştu. Ve kalesinde inanılmaz kurtarışlar yapan Boffin vardı. Bu galibiyeti mücadelelerine ve kalecilerine borçlular. Asla oynadıkları futbola değil.

BEŞİKTAŞ, Süper Lig’in ilk maçını zor da olsa kazanmasını bildi. Zaman zaman çok iyi oynayan Beşiktaş bazen de ne yaptığını bilmeyen bir takım görüntüsündeydi. Golü bulana kadar Akhisar’ı adeta sahasına hapsetti. Adeta nefes aldırtmadı. 2-0’dan sonra daha iyi oynayacağına özellikle Necip’in hatasından gelen golle bir telaş, bir panik. Pepe, Medel ve Caner Beşiktaş’ın iyi oyuncularındandı. Lens bu sezon her geçen maç üzerine koyarak oynuyor.

OĞUZHAN’A ayrı bir paragraf açmak istiyorum. Çok klas bir oyuncu.. Kötü pas atsa, yüzde yüz golü kaçırsa, kendi kalesine gol de atsa bu çocuk oynadığı futbolla büyük keyif veriyor. Yeterli mi? Hayır.. Çünkü onda o cevher var. Tolgay da benim beğendim oyunculardandır. Dünkü maçta sonra ‘Bunu mu beğeniyorsun Ömer?’ deseler, vereceğim cevap ‘Tolgay iyi futbolcu ama dün kötüydü’ olur.

BEŞİKTAŞ’IN golleri Pepe ve Babel’den geldi. Ama gollerin 2 tane ortağı vardı.. Hatta 3 tane. Pepe’nin attığı golde Oğuzhan’ın, Babel’inkinde Lens’in ve Lens’e o asisti yaptıran Gökhan’ın.

3 TAKVİYE ŞART

NECİP, yıldız bir futbolcu değil. Ama futbolculuk şahsiyeti mükemmel bir oyuncu. Ne zaman görev verilirse elinden geleni yapıyor. Dün büyük bir hata yaptı. Ve Necip maçın sonuna kadar o hatayla oynadı. Ben bunu biliyorsam Şenol Hoca’nın da bilmesi gerekirdi ve hemen çıkarması lazımdı. Şenol Hoca ‘Bana bir stoper, bir hücuma dönük orta sahası ve illa da bir santfor’ diyor. Hoca haksız mı? Hayır bu söylediklerinin hepsinde haklı. Beşiktaş’ın bu 3 mevkiiye de takviyeye ihtiyacı var.

SÜPER Kupa şampiyonu Akhisar’ın 2-0’dan sonra aklı başına geldi. Ama atı alan Üsküdar’ı geçti.