Uzmanlara göre, ‘iyi’ bakteriyle bağışıklık sisteminin güçlenmesi arasında önemli bir ilişki var. Probiyotikler sindirim sistemimizde yaşayan iyi bakteriler ve temel beslenmenin yanında sağlık açısından çok yararlı olan canlı organizmalar. İlk probiyotik ürünler 1987 yılında Fransa’da piyasaya sürüldü. Bugün ise dünyanın pek çok ülkesinde market raflarını süslüyor. Yoğurt, süzme peynir, boza, kefir, şarap probiyotik gıdalar arasında.
Yoğurt
Probiyotik denince akla ilk yoğurt geliyor. Bir kap yoğurtta milyarlarca iyi bakteri olduğunu biliyor muydunuz? Ama özellikle ev yapımı yoğurt probiyotiklerin en bol bulunduğu ürün. Bilhassa dışarıdan aldığınız yoğurtların içinde fruktoz, yapay tatlandırıcılar ve yapay tat vericiler olabilir. İçindeki probiyotik bakterilerin ölmemesi için yoğurdun sıcak yemeklerle birlikte tüketilmemesi gerekiyor. Bekletildiğinde tüm etkisini kaybettiği için paketi açar açmaz hemen yenmesi gerekiyor. Bu sebeple marketteki yoğurtlar 100-125 gramlık ufak paketlerde satılıyor.
Yararları
Bu yoğurtların en büyük faydası, bağırsak tembelliğine ve kabızlık sorunlarına iyi gelmesi. Düzenli tüketilen probiyotik yoğurdun, kalın ve ince bağırsakta pek çok sorunu giderdiği ve hastalıkları önlemeye yardımcı olduğunu gösteren araştırmalar var. Yoğurt yendiğinde vücuda giren bakteriler, emilmeden bağırsaklara kadar geliyor, burada yerleşiyor ve etkisini göstermeye başlıyor. En az 15 gün tüketildiğinde, karında şişkinliği, kabızlığı, sindirim sorunlarını, bağırsak enfeksiyonları ve idrar yolu iltihabını engelliyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
Kondom her zaman korur
Kondom kullanımının HPV virüsünü engellediği sanılıyor...
Kondomun tamamen koruması mümkün değil. HPV virüsü, yani rahim ağzı kanseri virüsü, siğil virüsü, sadece cinsel ilişki ile değil cilt teması ile de bulaşıyor. Dolayısıyla kondom kullanmak evet birçok cinsel yolla bulaşan hastalıkta koruyucu olabilir ama HPV virüsünde koruyucu olması mümkün değil. Bu nedenle önlem olarak HPV aşısını 9-26 yaş arasında özellikle öneriyoruz. 50 yaşına kadar da koruyuculuğunun olduğunu biliyoruz. Şu anda yurt dışındaki bazı gelişmiş ülkelerde, (Kanada, Danimarka, Avustralya gibi) çocuklara da HPV aşısı yapılıyor. Bu virüs sadece rahim ağzı kanserine yol açmıyor, bağırsak, üst solunum yolu kanserlerinde de bu virüs bulunmaya başlandı. Erkek çocuklarını da bu kanserden korumak amacıyla, hem de yine kadınların rahim ağzı kanserinde, bu virüsün alınması ve üremesinde erkeklerin kilit rol oynadığı bilindiği için erkek çocuklara da aşı yapılmaya başlandı. Erkekte de 9 yaşından itibaren. Bu henüz bütün dünyada yaygınlaşmadı aşı pahalı olduğu için yapılamıyor ama gelişmiş ülkelerde devlet bu aşıyı karşılıyor.
2 aşı yeter
16 yaşına kadar 2 aşı ömür boyu yeterli. 16 yaşın üstünde üç aşı gerekiyor. O yüzden 9-16 yaş çok önemli. O yaş grubunu biz aşılarsak bunun maliyetini yüzde 33 oranında düşürücez. Hem engel olacağız hem de bütçe maliyeti açısından 16 yaşından sonra fazladan bir aşı yapmış oluyoruz.
Doğum kontrol hapları kansere neden oluyor
Avrupa denince aklınıza ne gelir? Kültür ve sanatın başkenti Paris, Paris’le özdeşleşen Eyfel kulesi, Rönesansın etkilerini taşıyan müze şehir Floransa, edebiyat ve İngiliz yazar Shakespeare, moda ve tabii ki Chanel, müzikte Mozart, Chopin ve diğerleri… Avrupa’yı Avrupa Yapan Değerler kitabında Pieter Steinz Avrupa kıtasının DNA’sını ele alıyor. Yazarın 104 başlık altında topladığı değerler silsilesi Avrupa’yı Avrupa yapıyor... Bu başlıklardan bazıları şunlar: The Beatles’ın Back İn The U.S.S.R’ı, Carmina Burana, Üç Kuruşluk Opera, Andersen Masalları, Aydınlanma Çağı Edebiyatı, Kafka, Dadaizm ve Punk, Goethe, Gregoryen Müziği, Yüzüklerin Efendisi, Guernica, Büyük Avrupa Romanı, Chopin’in Polonez ve Mazurkası, İlahi Komedya, Samuel Beckett’in Godot’yu Beklerken’i, Mary Shalley’in Frankestein’i, Citroen DS, Rodin’in Düşünen Adamı, Pippi Uzun Çorap, Romeo ve Jüliet, Strauss’unValsleri, Platon’un Yarattığı Sokrates...Ve aşağıda da listede yer alan diğer dikkat çeken başlıklar.James Bond
Centilmen, yakışıklı ve korkusuz İngiliz ajan Bond için pek çokları, ‘Bond ne kadar Avrupalı?’ diye sorabilir. Neredeyse 60 yıllık varlığı boyunca tüm dünyanın ajanı haline gelen Bond’un maceralarını yaşadığı mekanların pek çok kıtaya dağılmış olması bu soruyu haklı kılıyor. Karayiplerde doğan, adını Amerikalı kuşbilimciye borçlu olan Rus ve Hollandalı ajanları örnek alan albay James Bond tabii ki bu anlamda kozmopolit bir karakterdi. James Bond’un dünyanın hoşuna giden yanı soğukkanlı acımasızlığı ya da kurnaz yaratıcılığı değil, onun stile olan hassaslığıydı. Ve eskinin Avrupa’sıyla haklı, özdeşleştirilen bir stil bu. Nitekim Bond Fransız şampanyası içer (Don Perignon ya da Bollinger), Rus havyarı yer (Beluga), Cortina d’Ampezzo’da kayak yapar. James kaç ülkeden geçerse geçsin sonuçta döneceği mekan Avrupa’nın batı kıyısındaki adadır.
Tenten
Tenten’i çizen Herge çığır açan hikayesiyle çizgi romanı kökünden yenilemişti. Tarihte ilk defa bir Avrupalı çizgi roman yapımcısı uzun bir macerayı, yeni bir biçim tarzıyla hız ve hareket ima eden balonların, bulutların, yıldızların ve çizgilerin içine yazarak anlatmıştı. Gezgin muhabir Tenten’i kendinden önceki 19. Yüzyıl karakterlerinden ayrı kılan çizilen resimlerin kalitesiydi. Yüzden fazla dile çevrilen ve Spielberg tarafından filme de çekilen Tenten dünyadaki en yaygın çizgi romanlardan biri ve tartışmasız bir Avrupa ürünü. Avrupa Araştırmaları profesörü ve Aynalar Sarayı Avrupa kitabının yazarı Joep Leerssen’e göre becerikliliği sayesinde tüm tehlikelere göğüs geren ebedi gezgin Tenten, Odysseus’tan bu yana sahip olunan Avrupa öz imgesinin dışa vurumu.
Lego
Lego Kuzey Amerika, Uzakdoğu ve tüm Avrupa’da büyük gelişme gösterdi. Demir perdenin indirilmesi ve soğuk savaşın sürmesi tüm Avrupa için yavaşlatıcı bir etki gösterse de Lego’nun fetih zaferi, (Kimya devi Bayer’in 1963’ten itibaren Lego bloklarının sabit sentetik tedarikçisi olduğu) Almanya’da başladı. Komşu ülkeler, İngiltere onu izledi. Legoland’in ilk şubesi 96’da Windsor’daki sarayın hemen dibinde açıldı.
Mini etek
Pek çok kişiye göre mini eteği icat eden 1958’den itibaren Londra’daki King’s Road’daki Baazar adlı butiğinde giderek daha kısa etekler satmaya başlayan Britanyalı moda tasarımcısı Mary Quant’dır. Quant’ın sonradan şeffaf yağmurlukları, parlak renkli külotlu çorapları da moda oldu. Altmışlı yılların mini etek fırtınası, bugüne kadar tasarlanmış olan en şımarık ve iyimser, ’bak bana hayat ne şahane’ modasıydı. Daha sonra Vatikan mini eteği men etti ve mini etek cinsel devrimin simgesi oldu.
Başarı herkesin hayali ama herkes başarılı olamıyor. Alanında öne çıkmış başarılı isimlerin önerileri bu nedenle önemli. Başarıyı araştıran Mümin Sekman’ın da önerileri dahil, işte dünyanın ve Türkiye’nin öne çıkan isimlerinin başarı tüyoları...
Şehrin en güzel manzaraları müzikle birleşti. Bu sene üçüncüsü düzenlenecek olan İstanbul Rooftop Festival, İstanbul’un eşsiz teraslarında müzik keyfi yaşatacak.
8-9 Eylül tarihlerinde İstanbul’un en gözde 12 terasında gerçekleşecek olan etkinlik 40’tan fazla müzisyene ev sahipliği yapacak. Performansların yanı sıra birbirinden farklı aktivitelerin de gün boyu devam edeceği festivalde, katılımcılar yaza hep beraber son bir kez veda edecek. Dünyaca ünlü müzisyenlerin yanı sıra yerli sahnenin de en güçlü isimlerini ağırlayacak olan festivalde, kokteyl atölyelerinden gastronomi atölyelerine, uçurtma yapımından yogaya kadar daha bir çok aktivite gerçekleştirilecek. 2015 yılından bugüne toplam da 15 binden fazla müzikseveri ağırlayan ve şehrin içinde gerçekleşen en kapsamlı festival olarak tanımlanan İstanbul Rooftop Festival, tek bir bilet ile 15’e yakın mekanı deneyimleme fırsatı tanıyor. Bilet fiyatları ise 110 TL.
Tek bir biletle 12 terası ziyaret edebileceksiniz
Festivalin organizatörü Profun Creative Events ekibi’nden Ilgaz Karakuş, Eray Öz, Volkan Bahar, Murat Zaroğlu ve Ali İlerigelen, festival ile ilgili şunları söyledi: ”İstanbul Rooftop Festival, diğer projelerimiz arasında bizi en fazla heyecanlandıran projemiz diyebiliriz. Festival bu sene en kapsamlı hali ile katılımcıları bekliyor. 12 farklı teras ve 2 farklı kulüpte gerçekleşecek etkinlikleri katılımcılar tek bir bilet ile deneyimleyebilecek. Yaza en güzel vedayı yine İstanbul’un nefes kesen güzelliğine karşı hep beraber yapacağız diyebiliriz!
Bu seneki Line up’ımız, genel olarak iki senedir İstanbul’da oluşturmaya çalıştığımız rooftop kültürü ile uyumlu sakin ama enerjik basslar üstüne yumuşak melodiler ve vokallere ağırlık veren müzisyenlerden oluşuyor. Round Table Knights’ın duygu yüklü melodileri bir yana Timboletti’nin sizi sanki bulutlarda dans ettiren ezgileri, Kalabrese’nin dansa davet eden vokalleri ve Jad&the’nın soul dokunuşları, oluşturmaya çalıştığımız bu kültürün en önemli parçalarından bir tanesi.”
İstanbul teraslarında sonsuz müzik keyfi
Doğa bize ayak uydurmuyor, bizler doğanın kurallarına ayak uydursak…” diye uyarıyor bilim adamları. Beklenenden daha kuvvetli ve mevsiminin dışında meydana gelen yağışlar, oluşan taşkın ve seller Türkiye’nin gündeminde yerini koruyor. Meteoroloji uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen tropik kuşağın 150 kilometre yukarı çıktığını belirterek Türkiye’nin bu kuşağın etkisine girdiğini söylüyor.
Ve Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun “Afetler Affetmez” söylemine vurgu yapan uzmanlar uyarıyor! Küresel iklim değişikliğine uygun yaşamayı öğrenmeliyiz.
Köprüler nehirlerin en dar kesimine yapılıyor
Meteoroloji Mühendisleri Odası 2’nci Başkanı Ahmet Köse, “Doğayı hoyratça kullanan, talan eden, beton yığınına çeviren, derelerin kenarı yetmedi üstüne bina yapan, yanlış hesapla altyapı ve imar planı yapan biz insanoğlunun hiç ama hiç mi suçu yok? 2017 ile 2018 yılının ilk 4 ayı ülkemiz genelinde kurak ve ılıman seyretti. İlkbaharda almamız gereken yağışları mayıs, haziran, temmuz ve ağustos aylarında aldık. Yer seviyesinin ısındığı, nemin arttığı bu dönemde denize yakın ülkemizde atmosferin üst seviyesine inen soğuk hava, ‘kararsız hava koşulları’nı yaratıyor. Kısa süreli fırtınalı, şimşekli, yıldırımlı, dolu yağışları anında akışa geçip sel ve taşkınlara neden oluyor. Öte yandan sellerde yıkılan köprüler konusuna gelirsek; Mimar Sinan’dan sonra teknoloji gelişse de, son seller sonucu yıkılan köprüler yıllardır söylediğim sözü ne yazık ki ispatlıyor. Mimar Sinan köprüleri nehrin en geniş kesitine yaparken günümüz mühendisleri ve mimarları en dar yerine yapıyor. Üstelik bu durum karşısında tüm belediye ve partilerin hepsinde durum ne yazık ki aynı... Gelecek nesillere yaşanabilir şehirler ve ülke bırakmamız için Mimar Sinan’ın iklime, havaya ve meteorolojiye verdiği önemi gösterip bizlere de fikrimizi sormanızı rica ediyoruz. Bunu kendimiz için değil sizin çocuklarınız ve torunlarınız için istiyoruz. “Mimar Sinan’dan sonra ne mimar ne de mühendis yetişmedi, bu kafayla da ne yazık ki yetişmeyecek. NOKTA!”
Sıcaklıktaki 1 derece yükselme felaketi yüzde 30 artıyor
“2017 ve 2018’in ilk dört ayı kurak geçti. Mayıs’tan itibaren yağışlar normallerin üzerine çıktı. Hatta, normale göre yüzde 50 ile yüzde 100 fazla yağış aldık. Temmuz, sanki Nisan gibi geçti. Buna rağmen toprağın altı çok sıcak, nemli. Atmosfere soğuk hava gelince de bu durum dengesizlik yaratıyor. Denize yakın yerlerde buharlaşma oluşturuyor. Deniz suyu sıcaklığı küresel ısınma nedeniyle mevsim normallerinin üzerinde. Karadeniz 23-24 dereceden, 26-27 dereceye çıktı bu da bu tür yağışları tetikliyor. Kısa süreli ve yoğun düşüyor. Bu sene Türkiye değişik meteorolojik parametreler yaşıyor. Hem sıcaklık yüksek hem nem. Sıcaklığın ortalamanın 4-5 derece üzerinde olması bulutların kuvvetini artırıyor. Deniz suyu sıcaklıklarının yüksekliği yağışların şiddetini artırıyor. Bu sene her yerde durum bu ve küresel ısınma bu durumu tetikliyor.
Gazeteci-eğitimci Fatoş Karahasan, Y ve Z nesli olarak tanınan 1980 sonrası iki kuşağın ülkemizde nasıl bir dünya kuracağını araştırdı.
Türkiye’nin ünlü beslenme uzmanları çoğunlukla neleri yememiz gerektiği konusunda önerilerde bulunuyor. Bu defa yemekten kaçındıkları ve asla yemedikleri gıdaları sorduk, onlar yanıtladı.
Beslenme Uzmanı Ferin Batman
Abur cuburlar tıpkı plastik kap kacak gibi
ASLA YEMEDİKLERİ
Marketlerdeki abur cubur reyonlarına bakmam. İçerikleri nedeniyle plastik kap kacak gibi geliyor. Patates, mısır cipsleri, gofret, bisküvi yemem. Hazır meyve suları içerdiği kimyasallar ile sağlığı tehdit ediyor. Raf ömrü uzun olsun diye koruyucu kimyasallar kullanılıyor. Bir kutu kola 140 kalori ve 40 gr şeker içeriyor. Aynı miktarda elma suyunda; 165 kalori ve 39 gr şeker var! Hazır meyve suları şeker ve katkı maddelerinden ibaret. Taze sıkılmış meyve sularını da çok tercih etmiyorum.Fruktoz içerikleri fazla.
Cipsler de hem yüksek kalorileri ile hem de içinde bulunan katkı maddeleri sebebiyle en sağlıksız ürünler. İçindeki akrilamid, kimyasal plastik sanayiinde kullanılan ve sigarada kansere neden olan tehlikeli bir kimyasal madde.