Dikkat ediyorsunuzdur; muhalefet eleştirildiğinde CHP’den giriliyor, BDP’den çıkılıyor, sonra tekrar CHP’ye dönülüyor, ama MHP’ye yönelik fazla bir eleştiri yok.
Peki MHP de bir muhalefet partisi değil mi?
Ve MHP muhalefette başarılı mı?
CHP için “böyle muhalefet olmaz” diyenler MHP’ye hiç bakıyorlar mı?
MHP’nin muhalefet ettiğini gören var mı?
Belki sesi çok çıkmadığı için gazetelerde, televizyonlarda MHP ile ilgili fazla bir şey konuşulmuyor. Oysa MHP, özellikle 2007 seçimlerinden bu yana ısrarla ve sürekli olarak iktidarın yanında yer alıyor.
Tabii bundan MHP’nin iktidara payanda olduğu izlenimi çıkmasın, MHP lideri ve bazı MHP milletvekilleri zaman zaman iktidarı eleştiriyor, ancak kritik anlarda MHP ya ortada hiç yok ya da iktidarın ekmeğine yağ süren bir eylemde bulunuyor.
Hatırlayın, 2007 yılında seçimlerden sonra eğer MHP “Meclis’e girmeseydi” Abdullah Gül o kadar kolaylıkla Cumhurbaşkanı seçilemezdi.
Yüzde 47 oy almış AKP’nin karşısında Cumhurbakanlığı seçiminde Meclis’i boykot etmek elbette demokrasiye aykırıydı ama MHP en azından AKP’nin adayını açıklamasını bekleyebilirdi.
MHP 12 Eylül referandumunda da daha sessiz kalmayı tercih etti. Sistemli ve siyasi bir muhalefet yapacağına olayların altında ezildi ve referandumda “evet” oranı MHP oylarıyla yükseldi.
Aynı MHP, terör olaylarının zirve yaptığı dönemde Meclis’in olağanüstü toplantıya çağırılmasını da reddetti. “Bu, teröre prim vermektir, reklamını yapmaktır” söyleminin baskısına karşı çıkamadı.
MHP gelseydi iktidar yine gelmeyecekti, açık Meclis AKP boykotuna maruz bırakılacaktı ya da AKP zorunlu olarak Meclis’e gelecekti.
Şimdi yerel seçimlerin erkene çekilmesi gündemde. İktidar önce bir zemin yoklaması yaptı. MHP koşulsuz bu çağrıya destek vereceğini ve anayasa değişikliği için olumlu oy kullanacağını açıkladı.
Peki neden?
MHP yerel seçimlerin neden erkene alınmasını istiyor bu biir.
İkincisi MHP neden AKP’nin konuyu Meclis’e getirmesini beklemeden ön görüşmeyi yaptı ve şimdiden destek sözü verdi?
Kimi MHP’liler “Meclis’te uzlaşma sağlanmasından doğal ne olabilir?” diyebilirler.
Orası öyle de, peki MHP’liler kendilerine sormazlar mı “Başka kanunlar için AKP bize neden danışmıyor da yerel seçimlerle ilgili kapımıza dayanıyor?” diye.
Örneğin “MİT yasası değiştirilirken” MHP’ye danışıldı mı?
Ne gezer. Tam tersine, 7 saatlik bir uğraştan sonra MİT Müsteşarı’nı koruma altına alan yasayı değiştirdiler.
Eğitimde büyük sorunlar açacağı belirtilen 4+4+4 sistemi Meclis’e getirilirken MHP’ye danışan oldu mu?
Hayır onda da kimse danışmadı. Getirdiler, takır takır geçirdiler.
MHP şimdi genel kuruluna hazırlanıyor. Partide fazla hareketlilik yok, Koray Aydın bir bayrak açtı ama ne kadar etkisi olacağını bilemiyorum.
Merakım MHP’nin muhalefet etme yönteminin genel kurulda tartışılıp tartışılmayacağı.
MHP tabanı AKP ile çok bütünleşmiş görünmekten rahatsız mı değil mi, onu da göreceğiz.
Yandaşlar daha tahammülsüz
Yandaşlar eleştiriye ve eleştirenlere şiddetli öfke duyuyor.
Üstelik ahlâki değerlere fazla itibar etmediklerinden dün “ak” dediklerine bugün rahatlıkla “kara” diyebiliyorlar.
İşte Taraf Gazetesi’nin başına gelenler.
Bu gazete AKP’yi desteklemek, AKP’nin “Türkiye’yi dönüştürme planında” altyapı hazırlamak, başta ordu olmak üzere Türkiye’nin kurumlarını ve değerlerini küçük düşürmek görevlerini uzunca bir süre hakkıyla yerine getirdi.
Ancak belli ki destek aldığı bazı çevrelerin iktidarla ters düşmesi gazeteyi de etkiledi.
Bazı icraatları kendileri için sakıncalı ve tehlikeli görenler “iktidarı tümden kaybederiz” korkusuyla kavgayı “düşük yoğunluklu” sürdürürken, Taraf bir anda “şahin” kesildi ve iktidara sert eleştiriler yöneltmeye başladı.
O güne kadar Taraf’ı “özgürlük, demokrasi ve hukukun kalesi” olarak lanse eden yandaşlar şimdi Taraf ve yazarları için akıllarına gelen her hakareti ediyor.
İlk günden beri hep uyardım “Siz AKP’li değilsiniz, destek veriyorsunuz, şimdi yüzünüze gülüyorlar, ama son kullanma tarihiniz geldiğinde yüzünüze bile bakmayacaklardır, çöplüğe atacaklardır” diyordum.
O günlere geldik artık.
Akyaka’da çöp rezaleti
Nikâhımız Gökova’nın en güzel yerlerinden Akyaka’da kıyılınca Akyaka haberleri de doğal olarak ilgi alanıma girdi.
Akyaka Türkiye’nin “en sakin” beş beldesinden biri. Tescilli. Yıllardır yolum düştükçe mutlaka Akyaka’ya giderim. Yani nikâh için burayı seçmemiz tesadüf değil.
Cumartesi günü Akyaka halkı, ki zaten hepsi bir avuç, büyük kentleri kıskandıran bir protesto gösterisi yapmış. Fotoğraflarına baktım, etkilenmemek mümkün değil.
Siyasi olaylarda belki istenilen kalabalıklar toplanamıyor ama, küçük de olsa halkın yaşam alanına tecavüz olduğunda herkes birlik oluyor.
Protesto gösterisinin nedeni, dünyanın en güzel ormanlarına da sahip olan Akyaka’da çöplerin ormanlık alana dökülmesi.
Ama sadece bu değil Akyakalıları öfkelendiren.
Çünkü ormanın içinden yeni bir yol daha geçirileceği söylentileri var. “Çöpler altyapı oluştursun diye dökülüyor” diyor Akyaka halkı. Çünkü çöplerle birlikte orman içine moloz da dökülüyormuş.
Sonra bunların üzerine asfalt döküleceği belirtiliyor.
Akyakalılar “Yol için hazırlanan yere alt malzeme olarak çöp ve moloz konulması orman yangınlarını tetikler, bir sabah bir faciayla uyanabiliriz” diyorlar. Peki çöpleri kim döküyor?
Akyaka Belediyesi hedefte. Ama ilginçtir, çöplere karşı protesto eylemine Akyaka Belediye Başkanı CHP’li Ahmet Çalca da katılmış, protestocuları alkışlamış.
Akyaka halkı “Pek inandırıcı gelmedi, çöplerin nereden ve hangi saatte gittiğini biliyoruz, şimdi sıra bunun belgelenmesine geldi” diyor.
Kazuratların temizlenmesi
“Sevgili Can Bey; Hüseyin Çelik televizyonlarda 75 milyonun gözleri önünde Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in Silahlı Kuvvetler içindeki ‘kazuratları’ ayıkladığını söyledi.
O halde soralım;
- Necdet Özel lağımcı mıdır?
- TSK içinde kazuratlar var mıdır?
- Necdet Özel bu sözlere karşı savcılığa şikâyet dilekçesi verip hakaret davası açacak mıdır?
- TSK içerisindeki subay, astsubaylar, TSK’dan emekli edilen subaylar Hüseyin Çelik’e hakaret davası açacaklar mıdır, yoksa kazuratlığı kabul edip oturacaklar mıdır?
Ne dersiniz? Saygılarımla. A. T.
NOT: Kazurat dışkı demektir.”