HAFTA içinde Avrupa’da sahasında aldığı ağır yenilgiden sonra F.Bahçe’nin Bursa karşısında oynayacağı futbol ve alacağı sonuç herkes için merak konusuydu. Pereira haklı olarak hafta içinde kötü performans gösteren Van Persie ve Caner’i kenarda tutup Hasan Ali ile Markoviç’i sahaya sürdü.

MARKOVIC’IN güzel driplingi ve Nani’nin adına yakışır bitirici muhteşem plasesi de F.Bahçe’yi öne geçirdi. F.Bahçe genelde çok yüksek tempolu bir oyun oynadı. Fakat bu oyunda ara ara futbolcular performans düşüklüğü yaşadı. Esasında zaman zaman tempo yükseltip zaman zaman da ayağa daha çok pas yapıp takım dinlense sonraki hücumlarda F.Bahçe etkili olurdu. Açıkçası F.Bahçe gücünü kontrollü ve akıllı kullanmadı. Orta sahanın göbeğinde Mehmet Topal, sağında Ozan, solunda Meireles F.Bahçe’nin en iyisiydi.

MARKOVIC’İ çok beğendim. Top ayağına geldiğinde orta alanda çok çabuk oynayıp dripling yapma özelliği olan bir oyuncu. Zaman geçtikçe, F.Bahçe’ye alıştıkça taraftarı çok daha fazla ayağa kaldırıp onları coşturacak görüntü verdi.

UYGAR girdiği son 5 dakikada bile bu formayı ne kadar çok giymek istediğini gösterdi. Aferin Uygar, yolun açık olsun. Umarım hem F.Bahçe’ye hem de Milli Takım’a ileride büyük hizmetler edersin.

PERERIRA DERS VERMELİ

YALNIZ şunu söylemeden geçemeyeceğim. Ben Pereira’nın yerinde olsam idman öncesi ya da sonrası bir saat Kadlec, Kjaer ve özellikle Alves’i odama çağırır “Top bizdeyken, hücuma kalkarken forvetin neresinde durmanız gerekir, rakip orta yaparken ceza sahası içinde rakip forvete karşı nasıl pozisyon alacaksınız” diye saatlerce bunu gösterirdim.

BU düzeydeki oyunculara bunu yapmak çok acı olsa da F.Bahçe’nin selameti için bu şart. Bu oyuncular ya pozisyon bilgisinde fakirler ya da oyunu ciddiye almıyorlar. F.Bahçe’nin yediği golde rakip orta yaparken baskıya giden kimse yok. Orta yapılıyor ceza sahası içinde 3 F.Bahçeli, 1 Bursalı var. Forvete karşı alınan yanlış pozisyon sonucu Bursalı golü atıyor. Anlaşılan bu sezon F.Bahçe defansı taraftara oldukça saç baş yolduracak.

BEŞİKTAŞ dünkü maçta 3 puanı haklı şekilde aldı... Siyah-beyazlıların topa sahip olma oranı ile girdiği pozisyonları gole çevirmesinin yanında arzu ve isteği bunun en büyük göstergesi.

GOMEZ’İN attığı ilk golde topu istemesi, daha sonra kontrolü ve dönüp yaptığı gol vuruşu hem kariyerine hem de klasına çok yakıştı. Buna karşılık Gomez bunları yaparken Bekir’in rakibine uzak kalması da onun tecrübesine yakışmadı.

HAYRAN KALDIM

BAŞAKŞEHİR’İN ilk 11’inde 7-8 tane defans oyuncusunun olması Beşiktaş karşısında gol pozisyonlarına giremeyeceklerinin habercisiydi sanki. Başakşehirli futbolcuların iyi niyetinden kesinlikle şüphem yok ancak geçen sene ligde elde eliden başarının rehaveti hâlâ bazı oyuncuların üzerinde ve takımın düşüşünün en büyük nedeni bu bence.

BEŞİKTAŞ’TA Gökhan başta olmak üzere Gomez, Sosa ve Atiba gerçekten mükemmel bir oyun ortaya koydu. İkinci yarı Oğuzhan’ın çıkıp Necip’in girmesi ileriye olumlu pasların gitmemeye başlamasının nedeniydi. Ama kritik bir zamanda Gökhan’ın muhteşem ara pasıyla Gomez’in attığı 2. gol, Şenol hocanın hamlelerini daha rahat yapmasını sağladı.

GÖKHAN’A dün akşam gerçekten hayran kaldım. Çünkü ben sahaya sağlam basan, kuvvetini rakip oyuncu üzerinde hissettiren ve ikili mücadelelerde yıkılmadan sonuna kadar ayakta kalan oyunculara her zaman hayranlık duydum. Bu yüzden Gökhan’ı bir daha kutlarım.

3000. GOL KİBARLIĞI

LETONYA’DAN son dakikada yediğimiz golle 1 puan alsak da bu pazar günü Hollanda maçını kazanıp gruptan çıkmamıza engel olmayacak. Dünkü maçın genelinde takımımız hem çok baskılı bir futbol ortaya koydu hem de oyuncuların mücadelesi, galibiyet arzusu en üst seviyedeydi.

İLK yarıda biz hücumdayken ikinci toplarda Hakan ve Selçuk rakibe yakın oynamayıp 1-2 top kaptırsa da Letonya’nın cılız kontratakları bende biraz soru işareti bırakmıştı. Çünkü Letonya kapanıp kontralarla gol arayacak, sertlikle oyuncularımız üzerinde üstünlük sağlamaya çalışacaktı. Oyun yapıları bu.

İKİNCİ yarıda Fatih hocanın yerinde değişikliği ile takım 4-2-4 sistemine geçti. Hem Şener’in hem Caner’in kenardan getirdiği toplar hem de Arda’nın ceza sahası içinde bireysel becerileri Milli Takımımız’a birçok gol pozisyonu yarattı. Ancak bir türlü finali yapamadık. Selçuk’un muhteşem golü bizi çok fazla umutlandırsa da son saniyede yediğimiz talihsiz gol 1 puanda kalmamıza neden oldu. Ama ikinci yarı özellikle Hakan Balta’nın yaptığı iki kritik müdahale alkışlamaya değerdi.

DESTEK OLMALIYIZ

ŞİMDİ gelelim Hollanda maçına... Ben inanıyorum, oyuncular inanıyor, hoca inanıyor, ülkemiz inanıyor. Pazar günü Hollanda’yı yenip gruptan çıkma adına büyük bir avantaj yakalayacağımıza inanıyorum. Yalnız sahaya çıkacak bütün aslanlarımızın arkasında durup onlara sonuna kadar destek olmamız gerek. Tabii ki Hollanda maçı ile ilgili Fatih hoca taktiksel açıdan gerekli olanları düşünmüştür. Bu duygu maçıdır. Tüm oyuncuların yüreklerini sahaya koyma maçıdır. Ne olursa olsun buradan 3 puana alma maçıdır. Ben inanıyorum herkes de inansın.

F.BAHÇE, Antalyaspor karşısında maçın genelinde arzu, istek ve mücadele açısından yüksek tempolu bir performans ortaya koydu. Ancak pozisyon üretmekte sıkıntı çeken F.Bahçe 3 puanı son saniyede duran toptan kazandı. F.Bahçe pozisyon üretmekte problem yaşadı çünkü orta sahayı ve defansı göbekte kapalı tutan Antalyaspor’a karşı kenarları fazla kullanamadı. Özellikle Hasan Ali ve Şener’in kenar ortalarını fazla yapamaması bu durumda büyük rol oynadı.

İLK golde Van Persie’nin gerçekten adrese teslim ortası, Nani’nin timeing’i ve bitirici vuruşu güzeldi. Ancak asıl mükemmel olan, gol pozisyonunu yaratan Ba’nın rakibe yakın oynayıp, kazandığı topu Van Persie’ye açmasıydı

DEĞİŞİKLİK SIKINTISI

GENİŞ bir kadroya sahip olan Pereria bence oyuncu değiştirmede büyük sıkıntı yaşıyor. F.Bahçe’nin her önde oynadığı maçta yaptığı oyuncu değişiklikleri takımın vitesini küçültüp temposunu düşürüyor.

Fernandao’nun oyundan çıkması son derece yanlış. Mademki bir hamle yapmak zorundasın, oyuncu değişikliğine ihtiyacın var çıkar Diego’yu al Volkan’ı. Diego belki maçta en çok topla buluşan oyuncu ama rakip ceza sahası içinde ne bir şutu ne ara pası ne de bir verkaçı var. Nani ve Van Persie’nin bireysel becerileri ile kazanılmış 3 puan F.Bahçe için çok önemliydi.

FAKAT asıl soru şu; F.Bahçe daha ne kadar daha bireysel yeteneklerle maç alacak? Bugün Nani yarın Van Persie alır. Ama bir an önce F.Bahçe’nin takım oyununu sahaya iyice yerleştirmesi gerek.

Sow’u alana promosyon veririm!

DÜN akşam Beşiktaş rahat bir galibiyet aldı. Oyunun şifresini çözen Oğuzhan’ın frikiğine kadar fazla pozisyon üretemeyen bir Beşiktaş vardı sahada. Sosa’nın maç eksiğinin fazla olması, kenar beklerinin ofansif görevlerini yerine getirememesi, Töre ve Olcay’ın bireysel becerileriyle kenardan inememeleri, gole kadar Beşiktaş’ın fazla pozisyon üretememesinin nedenlerindendi.

BANA göre Şenol Güneş, 2. yarı çift santfora geçmekle doğru bir iş yaptı. Frikik golünden sonra Necip’in ön liberoya geçmesi, Oğuzhan’ın forvet arkası oynaması yine Beşiktaş için doğru hamlelerdi. Defansta Ersan ve Rhodolfo, geçmiş maçlara oranla daha uyumlu göründü. Bunun başlıca nedeni Beşiktaş hücuma kalkarken, rakipforvetlere karşı alınan iyi pozisyondu. Bu durum savunmayı çok rahatlattı.

İDEAL bir 11 vardı sahada.İyi bir Quaresma’nın takıma katılmasıyla Beşiktaş daha iyi oynayacaktır. Ancak şunu söylemeliyim ki Vodafone Arena bitene kadar Beşiktaş bütün maçlarını deplasmanda oynasa çok az kayıpla ligi bitirebilir. Çünkü Beşiktaş deplasmanda hem takım oyunu oynuyor hem de bireysel performans anlamında daha efektif oluyor.

GOMEZ’İ BESLEMEK ŞART

MARIO Gomez’i size şöyle anlatabilirim.. Çok iyi tanıdığım bir santfor. Hem Demba Ba’dan hem Almeida’dan çok daha üstün bir forvet. Hava hakimiyeti açısından, bitiricilik bakımından gerçekten çok kaliteli bir golcü. Ayrıca orta sahadan gelen oyunculara duvar olması ve topu önde iyi saklayıp takımın hücuma kaldırması bakımından çok önemli. Ancak Beşiktaş bu golcüyü kenarlardan çok daha fazla beslemeli ki performansı artsın.

ŞENOL Güneş’e inanan bir insanım. Zaman geçtikçe, oyuncular arasındaki uyum arttıkça, Şenol Hoca’nın Beşiktaş üzerinden çok büyük bir katkısı olacaktır. Ancak sabırla beklemek gerekir.

GEÇEN hafta en fazla pozisyona giren, en fazla şut atan, en fazla asist yapıp, en fazla gol atan Beşiktaş, bu hafta kendi seyircisi önünde Trabzon’a karşı ilk 10-15 dakikada da tempolu arzulu ve istekli başladı maça. Ancak dakikalar ilerledikçe Quaresma, Oğuzhan, Olcay rahat top alamayınca, etkisiz ve yalnızları oynayan Gökhan Töre de önde top tutamayınca Trabzon orta alanda kazandığı 2. toplarla oyuna dengeyi getirdi. Bunda MBia’nın muhteşem futbolunun da katkısı çoktu.

ZEVKSİZ, tatsız, pozisyonsuz ilk yarının ardından, 2. devrede yapılması gereken tek bir hamle vardı ama Şenol Hoca buna es eçti. Eğer siz kenarlardan Gökhan ve Quaresma’yı ceza sahasına indiremiyorsanız, size forvet arkasında yaratıcılığı üst seviyede bir oyuncu lazım. 2. yarının başında Sosa’nın ya da Oğuzhan’ın forvet arkasında oynaması, yaratıcılık kimlikleriyle Beşiktaş adına pozisyon üretmede faydalı olacaktı.

QUARESMA’YA YAKIŞMADI

BU oyun yapısında eğer siz kenardan gelemiyorsanız, oyuna Gomez de girse ne kendisine faydası olurdu ne takımına. Onur, Avrupa maçlarından sonra yine büyük bir hata yaptı. Quaresma’nın kırmızısı ise attığı gol kadar şaşkınlık verici. Hakem sana ‘Düdüğümü bekle’ diyorsa, hele hele önceden bir kartın varsa daha dikkatli olması lazımdı. Bu onun kariyerine yakışmadı.

TRABZONLU Yusuf biraz daha zeki ve tecrübeli bir oyuncu olsa 2 gol, 2 asistle bitirirdi maçı. Motta, Beşiktaş’a geldiği günden sadece bir tane iyi olumlu hareket yaptı. O da geçen yıl Olimpiyat Stadı’nda Brugge’e attığı gol. Onun dışında ne ofansta ne de defansta Beşiktaş’a faydalı oldu. Beşiktaş forması çok ağırdır. Bu formanın bu kadar kolay giyilmemesi gerekir.

SON olarak şunu da ekleyelim. Bu stada gelmek bir dert, gitmek bir dert, rüzgarı da ayrı bir dert.. Beşiktaş Olimpiyat’ta devam ederse daha çok böyle sorunlu maçlar oynar.

DÜN geceki maçın skoru ne olursa olsun, Kadıköy’de yapılacak rövanş maçında F.Bahçe’nin Atromitos’u en az 4-5 farklı mağlup etmesi beni şaşırtmaz. Bundan adım gibi eminim. Yalnız F.Bahçe dün ‘Rakip zayıf’, ‘Daha sezon başı’, ‘Saha kötü’, ‘Stat kötü’ gibi bahanelerin olmadığı bir karşılaşmaya çıktı. Oyun ne kadar temposuz da olsa ‘F.Bahçe forması’ hak ettiği skoru aldı.

4-4-2 oynayan sarı-lacivertlilerin yapması gereken çok basitti. Oyunu kanatlara açıp Sow gibi, Fernandao gibi oyuncuları havadan beslemeleri ilk öncelik olmalıydı. Zaman zaman da bunu iyi yaptılar. Sow-Van Persie ve Nani-Volkan Şen değişiklikleri bence daha erken yapılmalıydı. Özellike Volkan Şen’in daha önce oyuna alınması F.Bahçe’ya farklı bir hava katardı.

İLETİŞİM ZAYIF

BENİM için ilginç olan saha içerisinde Portekizce konuşan 7 oyuncu var. Ama aralarındaki iletişim zayıf. F.Bahçe’nin karşısında oyun disiplinine sadık, haddini bilen, agresif, santrforsuz, kontratağa kalkmayı deneyen bir takım vardı. Atromitos kesinlikle F.Bahçe’ye rakip olabilecek bir ekip değil. Öyle ki en iyi 3 oyuncusundan biri olan Umbides’in bugüne kadar oynadığı en iyi takım Orduspor. Böyle takımlara karşı iyi pas yapmak ve özellikle sakin oynamak F.Bahçe’nin ilk önceliği olmalıydı. Ancak ne olursa olsun F.Bahçe birçok pozisyona girdi ve bunların birini değerlendirmeyi başardı.

Maçın yıldızı hakem

BEŞİKTAŞ beyaz forması ve yeni hocası Şenol Güneş ile beyaz bir sayfa açtığını daha ilk maçtan gösterdi. Şenol Güneş’in eski bir öğrencisi olarak, geldiği ilk günden bu yana takımın en büyük transferi olduğunu tüm Beşiktaş camiasındaki dostlarıma, arkadaşlarıma söylemiştim. Bunda yanılmayacağımı da ilk maçta gördük.

MAÇA büyük bir arzu ve istekle başlayan Beşiktaş golü de erken buldu. Özellikle ilk yarı Quaresma, Gökhan Töre ve Olcay Şahan’ın oyun içinde çok fazla yer değiştirmesi Mersin defansının dengelerini alt üst etmeye yetti. Beck ve Tosic, Beşiktaş’ın yıllarca özlenen bekleri olduğunu ispatladılar. Hücuma çok fazla destek vermeleri, saha içindeki özgüvenleri o formayı taşımaya yakıştıklarının göstergesiydi.

TEK SIKINTI SAVUNMA

SLAVEN Biliç, Beşiktaş’ı daha çok defansif bir anlayışla oynatırken, Şenol Güneş ofansif oyunu tercih etti. Bu da farklı galibiyet olarak tabelaya yansıdı. Geçtiğimiz yıllarda saha içinde dağınık, umursamaz bir tavır sergileyen Oğuzhan, Şenol Güneş ile saha içinde nasıl lider olunacağının en güzel örneğini sergiledi.

BEŞİKTAŞ’TA her şey çok iyiydi. Hücum, hücuma iyi çıkma ve pas trafiği siyah-beyazlılar için çok büyük artı. Yalnız çabuk önlem alınmaz ise Rhodolfo ve Ersan gibi ağır oyuncuların durumu ileride sıkıntı yaratabilir. İkisinin de takımın ritmine ayak uydurması şart.