Verbal Intervention - Sözel Müdahale

Haberin Devamı

Özellikle döviz kurlarının, politika yapıcılarının ve merkez bankalarının hedefledikleri seviyelerden aşırı uzaklaşması durumunda ilgili kurumlar piyasalara girerek gelişmelere müdahale ederler. Kurlar aşırı düşmüşse alım yapıp yükseltmeye, ya da tersine çok yükselmişse de satıp düşürmeye çalışırlar. Bunu döviz satarak ya da alarak yaparlar. Yani rezervlerini, kaynaklarını kullanırlar. Yani müdahaleyi parayla yaparlar. Buna “nakit müdahalesi” diyebiliriz.

Kural ve kaideleri değiştirerek de müdahale yapılabilir. Buna da “düzenleme müdahalesi” diyebiliriz. Etkisi genel de uzun zamana yayıldığı için çok sık kullanılmaz. Müdahalelerde amaç hızlı etki elde etmektir.

Hızlı müdahalenin bir de parayla yapılmayanı vardır. Bu müdahale “söz” ile yapılır. Para kullanılmaz, bir başka deyişle para harcanmaz. Bedavadır “sözel müdahele”.

Isınan ekonomiye, artan cari açığa karşın önce düzenlemeler ile müdahale ettik. Zorunlu karşılıkları arttırdık, fazileri düşürdük. Ardından kredilere; yazılı olmayan ve yine “sözel” olan; yüzde 25’lik artış sınırı getirildi. Olmadı. İstenen seviyelere bir türlü gelinemedi. Ne kurlarda, ne de “soğutmada”...

Ardından devreye politika yapıcılarının “sözel müdahalesi” geldi. Önce Başbakan Yardımcısı Babacan Avrupa’daki artan kriz ihtimalinden ve sonrasında da bunun bizi etkilemesinden duyduğu endişeyi dile getirdi. Ardından AKP’den Bülent Gedikli krizin bizi de etkileyeceğinden, harcama yaparken daha tedbirli olunmasından dem vurdu. Bu da yetmedi, MB Başkanı Erdem Başçı sahne aldı ve kur risklerinden kaçınılmasından dem vurdu. Bunların hemen hepsi “sözel müdahalenin” ta kendisiydi. Hemen herkes birbirine “kriz mi geliyor?”, “daha az mı harcayalım?” “konut ya da araba almasak mı?” sorularını sormaya başladı. Aslında politika yapıcılarının da amacı tam da buydu. Böylelikle tüketimi yavaşlatarak; bir taraftan ekonominin soğtulması, diğer taraftan da cari açığın kapatılması hedefleniyor!

Piyasaların tepkisi az çok istenen yöndeydi. Kurlar yükselmeye başlamış, ufaktan halk da ne oluyor diye sormaya başlamıştıki kurlar 1. 65’lerden 1.73’lere beklenenden çok hızlı çıktı. Merkez’in yine bir kaç ufak “kural müdahalesi” ile artış hızı yavaşlatıldı!

Dün de Başbakan Erdoğan piyasalardaki gerilimi azaltmaya yönelik demeçler verdi: “Avrupa’da kriz olabilir ama biz bunların hepsine hazırlıklıyız”, “bu kez teğet geçmekten de daha iyiyiz” ve “TL’deki değer kaybı ile kazancı arasındaki dengeyi bulacağız” diyerek sözel müdahalenin son örneklerini verdi.Görünen o ki önümüzdeki dönemde sözel müdahalenin yepyeni ve yaratıcı örneklerini göreceğiz.

DİĞER YENİ YAZILAR