Gazete Vatan Logo

Peygamber, Kureyşlileri Müslümanlığa davet etti

Tefsirlerdeki rivayetlere göre Peygamber, önceleri peygamberliğinden kimseye söz etmezdi.

HZ. MUHAMMED’İN HAYATI

Şuara Suresi’nde, “En yakın akrabanı uyar” mealindeki 214’üncü ayet inince Hz. Muhammed akrabası olan Kureyş aşiretlerini toplayıp onlara “Müslüman olunuz” çağrısı yaptı

Tefsirlerdeki rivayetlere göre Peygamber, önceleri peygamberliğinden kimseye söz etmezdi. Şuara Suresi’nde, “En yakın akrabanı uyar” mealindeki 214’üncü ayet inince Safa Tepesi’ne çıkıp akrabası olan Kureyş aşiretlerini (boylarını) ad ad çağırdı. Gelip çevresinde toplandılar. Onlara, “Allah bana, en yakın akrabamı uyarmamı emretti. Siz de benim yakın akrabamsınız, Müslüman olunuz. Siz ‘Lailahe illallah: Allah’tan başka tanrı yoktur’ deyip Müslüman olmadıkça ben size ne dünyada, ne de ahirette bir yarar sağlayamam ama böyle söylerseniz ben Rabbinizin huzurunda Müslüman olduğunuza tanıklık ederim” dedi. Orada bulunan Ebuleheb: ”Tebben lek (kahrolasın), sen bizi bunun için mi çağırdın?” İşte bu sure, onun hakkında indi.



İkisi Müslüman oldu

Başka bir rivayette Peygamber: “Şu vadide size saldıracak bir atlı düşman bölüğü var desem bana inanır mısınız?” Kureyşliler: “Biz senden şimdiye dek doğrudan başka bir şey duymadık.” Peygamber: “Öyle ise ben sizi, önünüzde bulunan bir azapla uyarıyorum.” Ebuleheb: “Yuh olsun sana, bizi bunun için mi topladın?”
İbn İshak’ın “Abbad”dan naklettiği rivayet de esas itibariyle bundan farklı değildir. İbn İshak’ın, İbn Hişam’da geçen başka bir fıkrasına göre Ebuleheb, Hind bint “Utbe”nin önünde bu hakareti yapmıştır. Alusi de şöyle diyor: Ebuleheb’in Utbe, Muattib ve Uteybe adlı üç oğlu vardı. İlk ikisi fetih günü Müslüman oldu, Huneyn ve Taif seferlerine katıldılar. Ama Uteybe Müslüman olmadı. Allah Elçisi’nin kızı Ümmü Kulsum, Uteybe ile diğer kızı Rukayye de Utbe ile evliydi. Bu sure inince Ebuleheb, “Eğer Muhammed’in kızlarını boşamazsanız benim başım sizin ikinizin başına haramdır” dedi.
Aslında Ebuleheb, Mekke’de Peygamber’i destekleyen Ebutalib’e karşı girişilen kavgalarda kardeşini savunurdu. Bu eylemi dolayısıyla peygamber yeğenini de desteklemiş oluyordu. Peygamber’i destekleyen kardeşinin tarafını tutuyordu ama karısının tesiriyle Peygamber’e düşman oldu. Bu karı koca, Hz. Peygamber’e düşmanlıklarını o kadar ileri götürdüler ki Ebuleheb hac zamanı, Hz. Muhammed’in ardında dolaşır, onun adını duyup onunla görüşmek isteyenlere, “Ben onun amcasıyım, onu kabul etmeyin, aklını yitirmiştir” diyerek halkın onunla görüşmesine engel olmaya çalışırdı. Tarık ibn el-Muharibi (başka bir rivayete göre Rebia ibn Abbad) şöyle demiş: “Zul-Mecaz çarşısında, ’Ey insanlar, (Allah’tan başka tanrı yoktur) deyiniz ki felaha eresiniz’ diyen bir genç gördüm. Ardından ona taş atıp bacaklarını kanatan bir adam da, ’Siz onun dediklerine inanmayın, o yalancının biridir’ diyordu. ’Şu kimdir’ diye sordum. ’Muhammed ile
amcası Ebuleheb’ dediler.”
Karısı Ümmü Cemil de Peygamber’in evinin önüne pislikler atar, onun hakkında kötü haberler yayardı. Tabii amcasının ve amcası karısının kendisine böyle karşı koymaları, Hz. Muhammed’i son derece üzdüğü gibi davasının yayılmasını da olumsuz yönde etkiliyordu. Eğer Ümmü Cemil’in, Ebusüfyan’ın kızkardeşi olduğu rivayeti doğru ise (ki aksine bir şey yoktur) bu kadının Kureyş liderlerinden olan ve Mekke’de önemli bir yeri bulunan bir aileye mensup kardeşinden etkilenmiş olması muhtemeldir.

Ebedi lanete layıklar

Bu ailenin lideri olan Ebusüfyan, iki kez Medine’ye saldırmak için giden ordunun kumandanlığını yapmıştır. Bu düşmanlığın da Mekke’de ağırlığı ve değeri olan Emevi ailesiyle Haşimi ailesi arasındaki rekabetten kaynaklanmış olması mümkündür. Çünkü Peygamber’in davetiyle Haşimi ailesi, ebedi liderliğe aday gözüküyordu (ki bu, Emevi ailesinin sonu demekti). İşte bu durum, gerek Ebusüfyan’ın kendisinin gerekse onun, Ebuleheb’in karısı olan kızkardeşi Ümmü Cemil’in Peygamber’e düşman olmalarına yol açmıştır. Kur’ân’ın açıkça adlarını anıp beddua ettiği ve ebedi lanete layık gördüğü kişiler yalnız Ebuleheb ile karısıdır.


İHLAS SURESİ

İHLAS, dini halis yapmak, şirk bulaşıklarından temizlemek demektir. Tevhid inancını birkaç kelimeyle çok kapsamlı bir biçimde anlatan ve Kur’ân’ın özü olan bu sureye “Esas”, “Tevhid Suresi”, “Tefrid Suresi”, “Tecrid Suresi”, “Necat Suresi”, “Velayet Suresi”, “Marifet Suresi” de
denmiştir. Mekke’de Nas
Suresi’nden sonra inmiştir.
4 ayettir. Mushaf’ta 112,
inişte 22’nci suredir.
Rahman ve Rahim
Allah’ın adıyla,
1-De ki: O Allah birdir. 2- Allah Samed’dir. 3- Kendisi doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. 4- Hiçbir şey O’nun dengi olmamıştır.


Ramazan’da yapılması gereken üç güzel şey

1- Sahura kalkmak
2- Sahuru geç yemek 3- Hava açık olduğu zaman güneş batınca hemen orucu açmak. Oruç açarken, “Allahumme leke sumtu ve bike amentu ve aleyke tevekkeltu ve alâ rızkike eftartu: Allahım, senin için oruç tuttum, sana inandım, sana dayandım, senin verdiğin rızıkla orucu açtım” demek sünnettir.


BİR AYET

KİTABI O indirdi. Onun bazı ayetleri muhkemdir (ki) onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabih(birbirine benzeyen, sonucu tam bilinmeyen)dir. Kalplerinde eğrilik olanlar fitne çıkarmak, uyardığı sonuca uğra(yıp belalarını bul)mak için onun müteşabih ayetlerinin ardına düşerler. Oysa onun tevili(uyardığı sonucun ne zaman gerçekleşeceği)ni Allah’tan başka kimse bilmez. İlimde ileri gidenler, “Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır” derler. Sağduyu sahiplerinden başkası düşünüp öğüt almaz.
v Âl-i İmran: 7


BİR HADİS

MÜBAREK Ramazan ayı geldi. Allah size bu ayı oruçla geçirmenizi emretti. Ramazan ayında gök kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır. Azgın şeytanlar zincirlere vurulur. O ay içinde bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. O gecenin
hayrından mahrum kalan kimse gerçekten çok
mahrum kalmış, büyük ziyana uğramıştır.
v Nesai, Beyhaki


ÇİNİ MÜZESİ GİBİ
Adana Ulu Camii
ADANA’DA Ramazanoğlu Beyliği döneminde 16. yüzyılda inşa edilen Ulu Cami, zamana karşı direniyor. Ulu Camiler çok ayaklı, eş nitelikli örtü sistemiyle inşa edilen plan tipine sahip camileri tanımlıyor. Evliya Çelebi’nin, insanların bu çok süslü sanat yapısının ikincisini yapmaktan aciz kaldıklarını belirttiği Ulu Cami, Cami-i Kebir adıyla da anılıyor. Caminin üç ayrı kitabesi bulunuyor. Doğu kapısındaki kitabesi 1508 tarihini işaret ediyor. Minberin üzerinde 1520, batıdaki avlu girişinin üzerinde 1541 tarihini taşıyan iki kitabe daha bulunuyor. Mimaride kullanılan İznik çinileri camiye bir çini müzesi görünümü kazandırıyor.


ORUÇ YEMEYİ MÜBAH KILAN YOLCULUK HANGİSİDİR?

SORU ve CEVAP
ORUÇ yemeyi mubah kılan yolculuk, namazın kısa kılınacağı yolculuktur. Bunun uzunluğu üzerinde görüş ayrılıkları vardır. Kimine göre bu mesafe
3 mil, kimine göre yaya olarak üç günlük yani 90 kilometrelik yoldur. Bu görüş ayrılıkları rivayet edilen hadislerin metinlerindeki farklardan ileri gelmektedir. Müslim, Ebu Davud ve Ahmed ibn Hanbel’in, Enes ibn Malik’ten rivayetine göre: “Peygamber
3 millik (yaklaşık olarak 5 kilometrelik) yola çıktığı zaman
namazı iki rekât kılardı.”


GÜZEL SÖZLER
EN büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar.
v Hafız Şirazi
KİBİR, bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur.
vHacı Bayram-ı Veli



YARIN:


Bilal-i Habeşi’yi yatırıp göğsünün üstüne ağır bir taş koyarak aç, susuz bıraktılar.

Hazırlayan: Prof.Dr. Süleyman Ateş

Haberin Devamı