Günün yaşam haberleri
.
Müebbet istendi 15 yılla kurtuldu
ADANA’da 4 ay önce, 2 çocuk annesi Emrah Dil’i (41) öldüren ve müebbet istemiyle yargılanan Mikail Uskaner (41) karar duruşmasına çıktı. “Pişmanım” diyen sanığa önce ömür boyu hapis cezası veren mahkeme heyeti, cinayetin haksız tahrik altında işlendiğine hükmederek cezayı 18 yıla, ardından da iyi halden 15 yıla düşürdü.
3 aylık bebeğin şüpheli ölümü
NEVŞEHİR’in Gülşehir ilçesinde 3 yıl önce bir TV programında maddi destek sağlanarak evlenen Celal Ş. (36) ve Dilek Ş. (25), çiftinin 3 aylık bebekleri öldü. Bebeğin kaburga kemiklerinde ve kafatasında kırıklar tespit edilince anne-baba tutuklandı. Çiftin 1 ve 2 yaşındaki diğer çocukları koruma altına alındı.
Rüyasında hırsızları görürken marketi soyuldu
MUĞLA’nın Fethiye ilçesinde, rüyasında marketinin soyulduğunu gören 46 yaşındaki Mehmet Zehir, ’Marketine hırsız girdi’ haberiyle uyandı. İlk kez böyle bir olayla karşılaştığını belirten Zehir, “Rüyamda arkadaşımla birlikte süpermarket açıyoruz. Daha sonra mallarımın kaybolduğunu görüyorum. Açıkçası bu hırsızlık bana malum oldu. Hırsızlık, tam benim rüya gördüğüm anlarda gerçek-leşiyor” dedi. İki hırsızın süpermarketten 500 lira değe-rinde içecek çaldığı öğrenildi.
‘Biz satıcı değil içiyiz’
Geçtiğimiz cuma günü düzenlenen operasyonda gözaltına alınan tiyatro sanatçısı Köksal Engür’ün başını eşi Jale Engür’ün uyuşturucu satıcılarıyla olan bağlantısının yaktığı ortaya çıktı. Uyuşturucu satıcılarını takibe alan polis, Jale Engür’ün torbacılardan uyuşturucu temin ettiğini belirledi. Köksal Engür ve gözaltına alınan diğer zanlıların “Satıcı değiliz, içiciyiz” diye ifade verdikleri öğrenildi. Şebekeye düzenlenen operas-yonda gözaltına alınanlar arasında, 2004 yılında Burçin Bircan’ın ölümüne neden olan şebeke lideri Abdul-kerim Bulut’un da olduğu öğrenildi. Bulut’un 2 ay önce 3 kilo 500 gram eroinle yakalanıp tutuklandığı öğrenildi. Köksal Engür ve eşi Jale Engür tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. - Mustafa Uçar ALTUNTAŞ - Damla GÜLER / VATAN
Azrail geldi
Bir hafta önce sağdaki fotoğrafı facebook’ta paylaşan Yalçın Kumaru, bıçaklanarak öldürüldü.
GAZİANTEP’te düğünlerde müzisyenlik yapan Yalçın Kumaru (26), aralarında husumet bulunan İbrahim Örücü (29), kardeşi Mustafa Can Örücü (30) ve kuzenleri Hasan Örücü (26) ile yolda karşılaştı. Taraflar birbirlerine laf atınca, çıkan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Bıçakla ağır yaralanan Kumaru kaldırıldığı Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Şüpheliler kısa sürede yakalanırken Yalçın Kumaru’nun 3 Aralık’ta sosyal paylaşım sitesi Facebook’taki sayfasında son olarak, “Azrail’e mesaj attım, gel beni al diye, o da bana mesaj atmış sahte dostlara inat yaşa diye” yazılı ve üzerinde temsili Azrail olan bir otomobil fotoğrafı paylaştığı ortaya çıktı.
Gürcü sevgili adresi buldu onlar öldürdü
Gürcü Ramila facebook’ta izlerini bulduğu iki kardeşin adreslerini öğrendi. Kan davalıları bu adrese gidip iki kardeşten birini öldürdü diğerini yaraladı.
ALANYA’da geçen hafta Ercan Çelik’in (24) ölümü, kardeşi Deniz Çelik’in (23) ağır yaralanmasıyla sonuçlanan saldırının, ’kan davası’ndan kaynaklandığı ortaya çıktı. Şüpheliler Mehmet Ş.B. (26) ve Murat B.’nin (22), Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde öldürülen babalarının intikamını almak için Çelik kardeşlere saldırdığı Mehmet Ş.B’nin, iki kardeşin Alanya’daki adresinin de Gürcü sevgilisinin yardımıyla tespit ettiği belirlendi. Polisin verdiği bilgiye göre Mehmet Ş.B. ilk önce sevgilisi Gürcistan uyruklu Ramila B. (30) adına sosyal paylaşım sitesinde sahte isimle profil oluşturdu. Ercan Çelik kan davalısı olduğunu bilmediği profildeki kadını Alanya’ya davet etti. Ramila B., sevgilisi Mehmet Ş.B. ve kardeşi Murat B. kiraladıkları otomobille İstanbul’dan Alanya’ya geldi. Ramila B. facebook’ta tanışıp arkadaşlık kurduğu Ercan ve Deniz Çelik ile buluşup 2 gün boyunca gezdi. Daha sonra da onların kaldığı evi tespit edip sevgilisi Mehmet Ş.B ve kardeşine verdi. Saldırı bu şekilde gerçekleştirildi. İki zanlı ve Gürcü Ramila gözaltına alındı.
Gözümüz yollarda kalmıştı
KARADENİZ’de bu yıl hamsi sezonunun sönük geçeceği beklentisi içine giren balıkçıların yüzü İnebolu’da güldü. Gece boyunca İnebolu açıklarında avlanan balıkçılar bol miktarda hamsi avladı. Önceki geceden itibaren İnebolu Limanı’na gelmeye başlayan balıkçı teknelerindeki hamsilerin sevkiyatına başlandı. Hamsinin ince olması nedeniyle büyük çoğunluğunun Samsun ve Sinop’taki yem fabrikalarına gönderildiği bildirildi. Fatsa Yalıköy Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Eftal Mutlu, başlangıçtaki beklentilerinin aksine bu yıl için hamsiden umutlu olduklarını söyledi. İlk hamsiyi Ereğli’de avladıklarını belirten Mutlu, ”Dün geceden itibaren İnebolu açıklarında bol hamsi avladık. Karadeniz’de hamsi balığı azalsa bile şu günlerde denizde gördüğümüz durum bize umut verici. Denizde hamsi azalmamış, gayet de artmış. Bol bir hamsi avcılığı görünüyor. Baştan korktuk. Palamut çok oldu, hamsiyi yedi dedik. Ama ben balıkçı olarak çok umutluyum” diye konuştu. Liman çıkışı 17-18 kiloluk bir kasa hamsinin çıplak fiyatının 11-12 liraya satıldığını belirten Mutlu, ”Dökme hamsinin fiyatının 40 kuruş civarında olacağını tahmin ediyoruz” dedi.
İstanbullu papişler!
İSTANBUL’da zaman zaman çeşitli semtlerde ortaya çıkan yeşil papağanlar görenleri hayrete düşürüyor. İstanbul semalarının simgesi olan martı ve güvercinlere alışık kent sakinleri hiç ummadıkları anda yeşil papağanlar ile karşılaşabiliyor. Son olarak fotomuhabiri Uğur Can tarafından Alipaşa Cami’nde görüntülenen tropikal iklim kuşu papağanların İstanbul’daki serüveni adeta bir şehir efsanesi olarak dilden dile dolaşıyor. Kuş Gözlemcisi Kerem Boyla, İstanbul’daki görüntünün benzerlerini Amsterdam, Londra, California gibi şehirlerde görmenin mümkün olduğunu söyleyerek, “Ayrıca 1996’da TEM otoyolu’nun Kavacık-Beykoz’a yakın kısmında papağan taşıyan bir kamyonet devrilmiş ve yüzlerce papağan kazadan sonra dağılan kafeslerden uçup gitmişti. Bunlar o papağanlar olabilir. Bir de kafeslerden kaçan-lar da var” dedi. - Mert İNAN / VATAN
Aslı Nemutlu öldüğüyle kaldı
MİLLİ kayakçı Aslı Nemutlu, 12 Ocak’ta Türkiye Gençler Kayak Şampiyonası’na hazırlandığı Erzurum Konaklı Kayak Merkezi’nde antrenman esnasında tahta bariyerlere çarpıp boynunun kırılması sonucu hayatını kaybetti. Çok sevdiği kayak sporunda yeni madalyalara ulaşmak için antrenman yaparken “böylesi ancak Türkiye’de olur” dedirtecek bir ihmal sonucu henüz gençliğinin baharında, 18 yaşında hayata gözlerini yumdu. Genç kayakçı, geride gözü yaşlı bir aile ile onlarca sevenini bıraktı. Milli kayakçı Nemutlu’nun ölümünün ardından Türkiye Kayak Federasyonu Başkanı Ayık’ın da aralarında bulunduğu 4 kişi için soruşturma başlatıldı. Geçtiğimiz 20 Kasım tarihinde Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, tutuksuz sanıklar federasyon başkanı Ayık, Erzurum Kayak İl Temsilcisi Nevzat Bayraktar, antrenörler Fidan Kırbaç Özbakır, Recep Süleyman Dilik, taksirli ölüme sebebiyet vermek suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davadan yargılanmaya başladı.
‘Kar perdelerine sünger çekildi’
Türkiye Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık iddianamede yer alan kendisine “B Tipi Güvenlik Uygulaması”nı uygulamadığı yönünde yöneltilen suçlamaları mahkemede kabul etmedi. Ancak aradan henüz bir yıl geçmeden, Erzurum’dan Palandöken’deki Konaklı Kayak Merkezi’nde geçilen bir fotoğraf karesi, Aslı’nın öldüğünle kaldığını gösterdi. Erzurum’a 20 Aralık’ta gelmesi beklenen Polonyalı turist kafilesi gelmeden, herhangi bir kazaya sebebiyet vermemek için bütün önlemler alındı. Nemutlu’nun ölümüne yol açan pist kenarındaki tahta kar perdelerinin üzerlerine ‘koruyucu süngerler’ çekilerek pist hazır hale getirildi. - VATAN HABER MERKEZİ
Ehliyeti iki kez kaptırmış!
BURSA’NIN Mudanya ilçesinde geçen cumartesi gecesi Ferrari marka otomobiliyle alt geçide uçarak yaşamını yitiren tekstilci 29 yaşındaki Şükrü Mançu’nun daha önce alkollü araç kullanmaktan ehliyetine iki kez el konulduğu ve ehliyetini geçen yıl geri aldığı öğrenildi. Ölümü ailesi ve arkadaşlarını yasa boğan Şükrü Mançu’nun cenazesi, dün merkez Yıldırım İlçesi İsabey Mahallesi’nde ortağı ve Genel Müdürü olduğu fabrikanın yanındaki İsabey Mezarlığı’nda toprağa verildi. Galatasaraylı futbolcu Sercan Yıldırım da Twitter’daki hesabından başsağlığı mesajı yayınladı. Hız tutkunu olarak bilinen Mançu’nun önce BMW, sonra Mitsubishi Lancer Evolution marka lüks araçlarla yaptığı kazalardan ilkinde ehliyetine 6 ay, ikincisinde ise 2 sene el konulduğu belirlendi. Güzelyalı Yalı Mahallesi Muhtarı Nejdi Dilsiz ise bölgede radar ve Mobese kameraları olmadığı için sürücülerin aşırı hız yaptığını ve kazalar olduğunu söyledi.
Sağlık çalışanlarına duygusal zeka eğitimi
AVRUPA Birliği Leonardo da Vinci programı yenilik transferi kapsamında “Sağlık Çalışanlarında Duygusal Zeka ve Sosyal Duyarlılık” (CARES) projesi açılışı, Marmara Üniversitesi (M.Ü.) Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde gerçekleşti. Projeyle sağlık çalışanlarında duygusal zeka ve sosyal duyarlılık konularında farkındalığın artırılması hedefleniyor. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin içerik partneri olduğu ve AB fonlarından 358 bin Euro aldığı proje, Inveslan İspanya ana partnerliğinde, Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından yürütülecek. CarES projesi, sağlık çalışanları için web tabanlı bir eğitim platformu planlıyor.
‘358 bin Euro ilaç gibi’
Proje kapsamında web ortamında duygusal zeka ve sosyal duyarlılık konularında sağlık hizmetlerinden yararlananların yaşam kalitelerini artırıcı bir eğitim programı oluşturulması, sağlık çalışanlarında duygusal zeka ve sosyal duyarlılık konularında farkındalığın artırılması, üzerlerindeki yoğun yükle baş edebilecekleri yöntemleri tanıtmak ve motivasyonlarını artırmak hedefleniyor. Proje açılışına katılan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, M.Ü. Pendik Hastanesi’ne ayda 120 bin kişinin geldiğini kaydetti. Sağlık çalışanlarının pek çok işi bir arada yapabildiğini, halka hizmet noktasında yüksünmediklerini dile getiren Mutlu, bu tür eğitimlere ihtiyaç duyulduğunu belirtti ve “358 bin Euro ilaç gibi gelir” dedi. - Burak KARA / VATAN HABER MERKEZİ
Uludağ’da kar 55 cm
Türkiye’nin en önemli kış turizm merkezlerinden Uludağ’da kar kalınlığı bir haftada 55 santimetreye ulaştı. Tatilcilerin ’Beyaz Cennet’ olarak adlandırdığı Uludağ’da otel ve tesisler yeni sezon hazırlıklarını sürdürürken, soğuk hava dalgasının etkisiyle başlayan kar yağışı işletmecilerin yüzünü güldürdü. Meteoroloji tarafından zirvedeki kar kalınlığı bu sabah 55 santimetre olarak ölçülürken, hava sıcaklığı sıfırın altında 2 dereceye düştü. Kar yağışının aralıklarla hafta sonuna kadar devam etmesi bekleniyor. Yağışın devam etmesiyle sezon açılışına kadar kayak pistlerinin hazır hale geleceğini bildirildi.
Kars -25!
Kar yağışının ardından baş gösteren şiddetli ayaz Doğu Anadolu’da etkisini sürdürüyor. Gece ısının sıfırın altında 25 dereceye kadar düştüğü Kars, Türkiye’nin en soğuk kenti oldu. Önceki gece ölçülen en düşük hava sıcaklıkları sıfırın altında olmak üzere, Erzurum’da 15, Ardahan’da 13, Erzincan’da 6, Ağrı’da 5, dereceyi buldu. Şiddetli soğukların ardından Aras, Kars Çayı ve Ardahan’dan geçen Kura Nehri buz tuttu.
Ayıyla boğuştum
Çanakkale’nin Söğütalan Köyü yakınlarına mantar toplamaya giden ve aniden bastıran yağmurdan korunmak için bir mağaraya giren iki arkadaşa ayı saldırdı. İki arkadaştan Halil Yılgın, ayının pençe darbeleriyle yaralandı. Hastanede tedavisi süren, kendisine saldıran ayının küçük olduğunu ve bir süre boğuştuğunu dile getiren Yılgın, “Bardakçılar Kaplıcası yakınındaki dağlık alana gittik. Yağmur bastırınca da mağaraya sığındık. Burada küçük bir ayıyla karşılaştık. Bana saldıran ayıyla bir süre boğuştum. 2-3 kez onu engelledim ancak ayağım kayınca yere düştüm. Yüzüme, koluma ve ayağıma pençeleriyle vurmaya başladı. Bu sırada arkadaşım ayının başına vurup kovaladı ve beni otomobille hastaneye getirdi” dedi.
14 öğrenci dağda 4 saat mahsur kaldı
Köyceğiz’de, Sandıras Dağı’nda mahsur kaldıktan sonra ekiplerce kurtarılan 14 öğrenci, ilçeye bağlı Ağla Köyü’ne getirildi. Grup lideri Özgür Püsküllüoğlu, “Programıza uyduk. Bugün öğleden önce dönüş yoluna çıktığımızda ani bastıran sis yüzünde beklemeye kaldık. Ekiplere haber vererek yardım talebinde bulunduk. Yerimizi ve koordinatlarımızı bildirdik. Yardım talebimiz sonrasında 6 saat içinde bize ulaşıldı. Herhangi bir sıkıntılı durum yok. Arkadaşlarımızın hepsinin sağlığı yerinde. Kısa sürede yardım taleplerimize cevap veren ve bizleri kurtaran tüm yetkililere çok teşekkür ediyorum” dedi.
Antalya’da metrekareye 288 kilo yağdı
Antalya Meteoroloji Bölge Müdürü Necip Duman, öğle saatine kadar, kente son 24 saatte metrekareye düşen yağış miktarının 287.8 kilogram olduğunu söyledi. Duman, geçen yıl 11 Ekim günü Serik ilçesi Gebiz bölgesine bağlı Haskızılören Köyü’nde meydana gelen sel felaketinde metrekareye 300 kilogram yağış kaydedildiğini belirtti. Duman, “Bu rakama çok yaklaştık” dedi. Antalya kent merkezine dün saat 12.30 itibariyle düşen yağış miktarının 107.2 kilogram olduğunu belirten Necip Duman, sağanak yağışın öğleden sonra da aralıklarla devam edeceğini kaydederken akşam saatlerinde ise yağışlı havanın kenti terk edeceğini söyledi.
Kızlardan H.M.’nin babası Fethi M. ve M.Y.’nin babası Hüseyin Y. de, Hasan Y.’nin ifadelerine aynen katıldıklarını belirterek, yetkililerden yardım istedi. Hüseyin Y., zor şartlarda aile geçindirmeye çalıştıklarını belirterek şöyle dedi, ”Çay ocaklarında garsonluk yapıyorum. Kızımın isteklerine tabii ki cevap verebilmeyi isterim. Ancak maddi imkanlarımız ortada. Kızlarımız televizyonlardaki dizi ve magazin programlarında anlatılan hayatların özentisi içerisinde. Ama biz onlara yine de kızgın veya kırgın değiliz. Geri dönsünler, onların yeri ailelerinin yanı.”
“Kızlarımızın bulunduğunu öğrenince sevindik, ancak Marmaris’te gittiğimiz hiçbir emniyet yetkilisi veya savcı bizimle görüşmedi. Kızımın arkadaşlarından edindiğim bilgilere göre hap veya sigaralık denilen uyuşturucu madde kullanıyor olabileceğini öğrendim. Çünkü maddi durumumuz olmamasına rağmen, kızım üzerinde yüklü miktarda para ile kaçmış olmalı ki 10 gündür 3 arkadaşı ile birlikte dışarıda kalıp yaşayabiliyor. Belki de kurye olarak kullanıyorlardı. Kızlarımız emniyetteki ifadelerinde birbirlerinden ayrılmak istemediklerini, dört kişi yurda gitmek istediklerini söylemişler. İnanıyorum ki yurttan tekrar kaçacaklar ve orada istedikleri gibi hareket edebilecekler.”
Kızlar ailelerinden baskı gördüklerini iddia etmişler. Biz ailelerin ihmal ve istismarı olup olmadığını araştıracağız. Aile ihmali varsa bu raporlarla belirlenecek. Kızların ailelerine teslim edilip edilmeyeceğine raporlar sonucunda karar vereceğiz. Raporların değerlendirilmesi ve karara bağlanması birkaç gün sürebilir. Bu süre içinde kız çocuklarını misafir edeceğiz.”
Aileler kızlarını suçladı
17 yaşındaki A.Y. ve M.Y. ile 14 yaşındaki H.M.’nin babaları, kızlarının lüks hayatlara özendiğini ve evden ayrılmadan önce “biz özgür olmak istiyoruz” gibi sözler söylediklerini kaydetti. A.Y.’nin babası 47 yaşındaki Hasan Y. şöyle konuştu:
Muğla’nın Yatağan İlçesi’nde ’dershaneye gidiyoruz’ diyerek evden ayrılan ve 9 gündür haber alınamadıktan sonra Marmaris’te bulunan, üçü mesleki teknik eğitim merkezi öğrencisi 4 kız, devlet güvencesine alındı. Kızların ailelerine teslim edilip edilmeyeceğinin psikologların ve sosyal hizmet uzmanlarının raporuna bağlı olduğu belirtildi. Muğla Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Ali Akkuzu, kızları yuvada misafir ettiklerini belirterek şöyle dedi, “Psikologlarımız ve sosyal hizmetler uzmanlarımız kız öğrencilerle görüşüyor. Daha sonra ailelerle görüşülecek.
Ailelerini istemediler devlet sahip çıktı
Yatağan’daki evlerinden ayrıldıktan 9 gün sonra Marmaris’te bulunan 4 kız kafadar ‘Baskı gördükleri için kaçtıklarını ve ailelerine dönmek istemediklerini’ söyledi. Devlet kızları koruma altına aldı. Aileleri buna kızdı.
Ertesi gün Yazıhan İlçesi’nde çalışan baba Süleyman T., eşine ulaşamayınca merak edip Malatya’ya geldi. Oğlu U.T.’nin annesinin kaybolduğunu söylemesi üzerine baba-oğlu Sümer Polis Merkezi’ne giderek kayıp başvurusunda bulundu. Fatma T.’nin akıbetini araştıran polis, gencin çelişkili ifadelerinden şüphelendi. Korkunç gerçek, polis ekiplerinin evde yaptığı araştırmayla ortaya çıktı. Gözaltına alınan U.T., polisteki sorgusunda annesini öldürdüğünü itiraf etti. Talihsiz kadının cesedi Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
Annesini öldürdü, polise ‘kayboldu’ dedi
Annesiyle ders çalışma yüzünden tartışığı iddia edilen 17 yaşındaki U.T., Fatma T.’yi bıçaklayarak öldürdü, bir dolaba koydu, babasıyla polise kayıp başvurusu yaptı ama...
Tüyler ürperten cinayet, merkez Hacı Abdi Mahallesi’nde yaşandı. İddiaya göre 17 yaşındaki U.T., birlikte yaşadığı annesi 60 yaşındaki Fatma Temiz’i bıçaklayarak öldürdü. Annesinin cesedini çarşafa saran U.T., daha sonra kimsenin fark etmemesi için yatak dolabına koydu ve üstünü yorganlarla kapadı.
Bu mesajlar kanıt oldu!
Zonguldak Devlet Hastanesi’nde temizlik görevlisi olarak çalışan 29 yaşındaki H.K., hasta takip sisteminden telefon numaralarını bulduğu kadın hastaları arayarak ve mesaj atıp taciz ettiği iddiasıyla gözaltına alındı.
Zonguldak Devlet Hastanesi’nin psikiyatri servisinde tedavi gören genç bir kız, 20 gün önce polis merkezine başvurup hastanede sağlık memuru olarak çalıştığını söyleyen bir kişinin kendisini arayarak ve mesaj atarak tacizde bulunduğunu ileri sürdü. Kısa süre sonra aynı serviste tedavi gören başka bir kadın hasta da aynı kişinin telefonla kendisini arayıp rahatsız ettiğini söyledi. Şikayetçi olan 2 kadın hasta da söz konusu kişinin kendilerine gönderdiği, "Çok güzelsin, seninle tanışmak istiyorum, hastaneye gelmen gerekiyor, gelmezsen tedavide yardımcı olamayız" gibi mesajları polise delil olarak sundu.
Polis, hastaların telefon numaralarını hasta takip sistemine girerek bulduğu belirtilen hastanede taşeron firmada çalışan temizlik görevlisi evli ve 2 çocuk babası H.K.’yı takibe aldı. Savcılık talimatıyla GSM şirketinden elde edilen ayrıntılı görüşme listesinde de kendisini şikayet eden kişileri defalarca aradığı belirlenen H.K., dün akşam hastanenin acil servisinde çalışırken polisler tarafından gözaltına alındı.
Hastaneden iş kıyafetleri üzerindeyken çıkarılarak karakola götürülen H.K., şikayetçi olan hastalardan birini tanışmak için aradığını kabul etti. Hastanede görüp beğendiği kişiyi arkadaş olmak için aradığını söyleyen H.K., diğer kişiyle ilgili suçlamaları ise kabul etmedi. H.K., karakoldaki ifadesinin ardından Cumhuriyet Savcısı’nın talimatıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Hastane Müdürü Mehmet Hamzaçebi, H.K.’nın taşeron firmanın işçisi olduğunu ve 2005’ten bu yana hastanede çalıştığını söyledi. Hamzaçebi, H.K.’nın hastaların telefon numaralarını sistemden öğrenmesinin mümkün olmadığını, hastaların refakatçılarından almış olabileceğini kaydetti. (DHA)